25 Kasım 2012 Pazar

4. hikaye YAKINDA


14 kasım itibariyle 4. hikaye yazılmaya başlandı. ilk 3 hikaye gibi aşk konulu değil, farklı bir deneme olacak.
21 kasım itibariyle yazılmış bölüm sayısı: 5
vasati bölüm sayısı: 20
1. bölüm tahmini yayım süresi: 1 aralık (ameliyat nedeniyle tarih biraz sekebilir)

-takipte kalın-

yaprak seven kelebek*




10 Kasım 2012 Cumartesi

imza: "yaprak seven kelebek"


REPERTUAR



kimler kimlersiz yaşıyor,sen bir zillisiz mi yaşayamayacaksın,anasız babasız yaşayanları düşün,bir sürtüksüz mü nefes alamayacaksın....

***

ayıl ey sevgili sen beni sevmiyorsun artık sadece alışmışsın bana çünkü başka yavşakların yavşaklıklarına yavşıyorsun...

***

aptal ayrılık aşkımı hesap edemeden sabrımı deniyorsun...

***


yalnızlık bazen sadece bir kişinin eksikliği...

***

her seviyorum deyişimde,üstü kalsın demek mi hesap verme anlayışın?

***

ben kalıcı gelmiştim kalbine,sen misafir davrandın kalbime, kuraldır misafirlikte git artık denilmez ,eh o zaman bana müsade..

***

inandığım kişiler inanılmazlar seviyorum diyorum bende diyor ama inanılmazlar işte....

***

ya ben yeterince çıra değildim ya da kaderim çok rüzgarlı

***

yazması bile sıkıcı be hayat. hikayemi okunur hale getirecek bir aşk başlat artık.. yalnızlık bozukluklarıyla dolu kalbimin kumbarası...

***

galiba yalnızlık eline geçen bir çift konser biletini çevrende gördüğün en mutlu çifte iç çekerek ve hafiften gülümseyerek vermekti...

***

yaşadığımız her üzüntü gelecekteki mutluluğumuz için geçilmesi gereken birkaç kötü adım

***

ben sabrettiğim,sen sabrımı zorlamaya devam ettiğin sürece;sadece bir umut 'mutluluk'

***

 meğer aşk varmış,sen yokmuşsun

***

 döndüm yare,uydum hazır olan kalbime,niyet ettim aşk rızası ile sevmeye.

***

sevmek hataysa mutlu ölen aşıklar neyin nesi amk.yok aga hata bizde mutluyken ölemedik

***

hiç bir artist'i hiç bir rolde senin bana oynadığın SEVİYORUM rolü kadar takdire şayan görmüyorum

***

çayımda şekerim,kolamda asitim,biramda beşim rakımda yüzde 45'imdin

***

iyi güzel hoşta seni kelimesini çoğul anlamda kullananları nasıl ayırt edecez? seni seviyorum diyenlerin tekil'i olası geliyor insanın


***

onsuz hayat bimde satılan le diye başlayan şeyler kadar adiydi. resmen le hayattı amk

***

bana yüzde 5 alkollü göz yaşlarını tekrar akıtacak bir mesaj almak başlıca korkumdu.

***

 aşk uykudur beyler

başınızı omzuna koyduğunuz sevgili bir yastık olur size 
yaşadıklarınız bir rüya

*YSK

2 Kasım 2012 Cuma

bir ölü bir yaralı var kalbinde -FİNAL-

-FİNAL-

merhaba tuğba
 adını değiştirmeye kıyamadım
sadece seni seviyorken,başka bir ismi o cümle ile beraber kullanmak istemedim
müsadenle hikayenin kalan kısmını okuyanlara özetlemek istiyorum
nerde kalmıştı
''gitti.....''
bir daha da gelmedi...
-son-
giden sen olduğun için hani merak edersin diye benim yaşadıklarımı da anlatayım
hastanede kalmam gereken süre içerisinde sürekli gelmeni bekledim 
gelmediğini sana söylememe gerek yok zaten
 biraz sitem gibi gelebilir ama ne aradın ne sordun ne de benim aramalarıma cevap  verdin
 tekerlekli sandalye ile hastaneden taburcu oldum 
tabiki annemlerin evini değil seni görebilme umudu ile oturuduğum eve gittim
 evde 5 dakika bile duramadan aşşağı indim
 kapınızı çaldım ama açan olmadı
 bu kapı çalma denemelerim 3 gün sürsede hiç bir denememde kapı açılmadı
 her ne hikmetse daha sonra annen gelip
 -geçmiş olsun selim dedi 
sağolun bile demeden
 -tuğba nerde nevin teyze diye sordum
*onu merak etme iyi ama biraz zamana ihtiyacı  var sadece dedi
merak etmeme rağmen yalnız kalmaya ihtiyacın oluşuna saygı göstererek
peki dedim çünkü her yalnız kaldıktan sonra mutlaka bana dönüyordun
ayağım bir süre hiçbir yere gitmeme müsade etmediği için dışarının da soğuk oluşu sebebi ile evden fazla çıkmadım 
bol bol fotoğrafına bakıp
 benim bacağımın kendini toplamasından daha çok senin kendini toplayarak bana dönmeni bekledim
 tüm gün beklemek oldukça zor olsada yine küçük bir umutla pencere kenarında
acaba  dışarı cıkarda görür müyüm umudu ile seni bekledim ama boşuna bekliyor olduğumu
 yine dayanamayıp kapınızı çaldığımda öğrendim
 annenden maruz görülmeyi umut ederek seni görüp göremeyeceğimi sordum
-hayır göremezsin dedi
önce üzüldüm seni bana göstermek istemediğini sandım ama senin gerçekten gitmiş olduğunu öğrendikten sonra
 üzülmek kelimesinin daha ağır versiyonlarını yaşadı
 gitmene pek bir anlam  veremesemde
*herhalde ankaraya gitmişsindir diye düşündüğüm için umudumu kaybetmedim
sordum annene ama cevap olarak nerde olduğunu bilmediğini söyledi
ama bildiğine çok emindim çünkü hiç kızının gitmiş olmasına üzülmüyordu
 aslında üzgün olmayışı ile yaşıyor olduğuna da emindim ki bu beni daha da çok mutlu etti
artık yapmam gereken tek şey bir an önce ankara'ya gidip seni görebilmekti
kadir yardımcı oldu  sürdü arabayı o ayağımla gittim 
kırık bacakta çok sızlıyor ankara soğuğunda ama olsun
umut insana neler yaptırıyor
kızmanı istemedim gelmiş olmama o yüzden kapıyı çalıp çalmama konusunda tereddütteydim
 kızma ama dayanamayıp çaldım kapılarını teyzenlerin
kapıyı açtıklarında hiç seni saklamaya çalışır gibi gözükmüyorlardı
 seni sordum buraya gelmedi dediler
inanmadım tabii
baktılar hala şüphem  var içeri buyur edip bişeyler içirdiler bizebiraz kazadan,biraz istanbuldan biraz da senden konuştuk
ama senden konuşmalarımız sırasında hep gitmiş olmana anlam  veremeyerek tıkandı muhabbetimiz
 onları da daha fazla rahatsız etmemek adına son soru olarak başka gidebileceğin bir yer olup olmadığını sorduğumda
 maalesef işe yarar bir cevap alamadım çaresiz olarak istanbula döndük
 kadiri de boşuna yormuş oldum 
burcu'nun suçu senin en yakın arkadaşın olmaktı sanırım önce düzgünce sordum bilmediğini söyledi
sonra bildiği halde söylemediğini düşündüğüm için sorgunun şiddetini arttırınca hamile birisini boşuna üzmüş oldum 
ama ne kadir ne de burcu bana hiç kızmadı 
son çare olarak annen ile tekrar konuşmaya karar verdim
-nevin tezye bana lütfen tuğbanın nerde olduğunu söyler misin?
 *bilmiyorum selim,gerçekten bilmiyorum-giderken bişey demedi mi?
*hayır
-siz merak etmediniz mi?
*ettik ama bize söylemeden gitt
i-hiç konuşmadınız mı telefonla
*arayacağını söyledi ama aramadı,telefonu da kapalı zaten
-onca zaman geçti polise kayıp ihbarında bulundunuz mu?*
babası yaptı ihbarı 
-benim hakkımda hiçbirşey söylemedi mi nevin teyze,ne bileyim bir daha gelmeyeceğim,veya selimi görmek istemiyorum,buna benzer şeyler işte
*hayır söylemedi
-nasıl bu kadar sakin olabiliyorsunuz peki
*ne yaptığını bildiğini  umuyoruzpeki nevin teyze diyerek ayrıldım yanlarından
 yapmam gereken şey polise gidip senin hakkında herhangi bir bilgi alınıp alınmadığını sormaktı ama hakkında kayıp ihbarı bile yoktu böylece ailenin senin nerde olduğunu bildiğini bu yüzden o kadar sakin olduklarını ve benden saklamalarının sebebinin de senin sıkı sıkı tembih etmiş olmana bağladım kızmadım ne annene ne de babana 2 ay boyunca senden hiç bir haber alamayarak hergün olmasa bile birkaç günde bir annenleri rahatsız ederek senden haber olup olmadığını sordum her defasındaolumsuz haber alınca onları gerçekten rahatsız ettiğimi düşünerek benden para almadığın için bedelsiz oturduğum evi terketmeye karar  verdim herşeyi boşalttım evdekipek de kolay olmadı açıkcası defalarca girmiş olduğun evden çıkması heryerde sen  vardın bu acı  versede elimdeki tek seçenek buydu aslında amacım uzaktan takip etmek evine dönmeni umut etmekti zaten zar zor eşyaları toplarken gözyaşlarıma hakim olabildim ama resmini duvardan aldığımda altınane zaman yazdığını bilmediğim
-lütfen üzülme-yazısını görünce dayanamadım*affet*
belki ben hastanedeyken belki de daha önce yazdın o yazıyı ama gideceğini keşke kendin söyleseydin bana eğer tüm bunları okuyorsan niçin bu hikayeyi kelebeğe yazdırdığımı da açıklayayımhiç tanımadığım,bilmediğim birisidir kendisi ta ki burcunun beni arayıp-selim,tuğba bana bir keresinde sıkıldığını söylemişti,bende o zaman kadirin tavsiyesi ile bir hikaye okuyordum(anlatsam mı anlatmasam mı)bu hikayeyi okumasını tavsiye etmiştim,biraz okumuştu sanırım çünkü bitiremedim daha ama güzel diye yorum yapmıştıişte sırf bu ipucundan yola çıkarak kelebeğe ulaşmaya çalıştım,hayli zamanımı aldı çünkü bir süre cevap  vermedi bana ama elimdeki tek seni görebilme veya sana sesimi duyurabilme umudu bu olduğu için hiç üşenmeden alanya'ya gidip ona da alanya'ya geldiğimi söyledimhiç umrunda bile olmadım açıkcası,ben çalışıyorum seninle uğraşamam dedisana ankarada yaptığım gibi kelebeği de alanya'da bekledim sürekli mesaj attım posta kutusuna sürekli de msn'e girmesini bekledim önce doğal olarak korktumanyak  veya sapık olduğumu düşündüama konuyu tekrar e-mail yolu ile anlatınca görüşmeyi kabul ettidaha iyi anlatabileceğimi düşündüğüm için içki içmek üzere müsait bir zamanını kolladımbunun için de çalıştığı otelden gece çıkmasını beklemek zorunda kaldım
-ne ayaksın lan beni mi sikicen amk oldu ilk tepkisiiçkiler geldi konuya tekrar girebilmek için ilk önce yazmış olduğu hikaye hakkında bir soru sordum ama
 - just tell me your fucking story deyince önce ingilizce konuşmaktan türkçeyi unuttuğunu düşündüm ama daha sonra kendisi hakkında konuşmak istemediğini anladığım için anlatmaya başladım sadece seni anlattım  ve onunla buluşma amacımın da senin onu okumuş olma ihtimalinden yola çıkarak msn listesinde,mesajlarında  inboxunda senden gelmiş olabilecek herhangi bir ileti olup olmadığını öğrenmek istedim beni msnden silmiş olabileceğini de düşündüğüm için eğer kelebeğin listesinde isen senin online olmanı bekleyecektim zaten alanya'ya geliş amacım öncelikli olarak buydubenim telefonumdan bütün sistemlerine girdiama sana dair bir iz bulamadık kelebek ile bir süre daha görüştükten sonrabenim daha önce düşünemediğim -sen ahmet'in mezarını gördün mü?belki ölmedi adam tuğbayı aldattı  veya terketti bu yüzden de herkese öldüğünü söyledi,şimdi de barışmış olabilirler belki ona gitmiştir gibimantık hatası olan ama imkansız olmayan bir düşünceyi kafama soktu bu ihtimalden yola çıkarak kelebek ile telefonlarımızı kaydederek o gece boyunca içip konuştuktan sonra ilk uçak ile istanbula dönüpannenin kapısını çaldımbu soruyu sorabilmek için uygun bir lisan aradımnihayi olarak direkt sormaktan başka lisan bulamadım hiç cevap  vermeden beni kapıda bekletip kaza resimlerini getirdiresimleri görmek beni üzmekten daha çok utandırdıözür dileyerek ordan ayrılmayı planlarken annen beni durdurup-bazı konularda yalan söylenmez selim diyerek beni daha çok mahçup etti
*insanın çaresizlik süresi uzadıkça akla hep daha kötü ihtimaller geliyor nevin teyze lütfen kusura bakmayın dedim annene
-kendini boşuna üzüyorsun,seni seviyorsa dönecektir biraz zamana ihtiyacı  var ded
ibunu demiş olması seninle iletişim halinde olduğunu düşünmeme sebeb oldu bu  benim biraz da rahatlamamı sağladı açıkcası bu yüzden
 -hiç kulağını çektiniz mi nevin teyze diye sordum(beni üzdüğün zaman annene kulağını çekmesini söylediğin için)
*gidiyorum dediğinde elim kulağındaydı selim dedi
-döner mi nevin teyze diye sordum
 *gerçekten bilmiyorum dedi
kelebek de artık merak etmeye başladığı için bazı zamanlarda bana mesaj atıp herhangi bir gelişme olup olmadığını sordu bildiğin üzere hepsine olumsuz cevap  vermek zorunda kaldım 
-tamam o zaman kışın hikayenizi yazarım,eğer daha önce okumuşsa  ve beğenmişse tekrar okur  ve mutlaka seninle iletişime geçer dedi
hemen yazmaya başlaması için ne kadar para istediğini sordum para teklif etmesem belki de daha önce yazdırabilirdim bu hikayeyi parayı teklif edince siktir etti ve bir kaç hafta  cevap bile yazmadı tekrar alanya'ya gitmek zorunda kaldım çünkü  vermiş olduğu fikri çok beğenmiştim yalvar yakar,otelin kapısında bekleyerek ikna ettim yazması için ama sorun çok çalışıyor olması  ve bunu yazmaya  vaktinin olmamasıydı ben yazayım senin adına sende yayınla olur mu diye sordum yaz amına çakim dediama yazdığını hiç beğenmedi bunu tuğba okuyacaksa bile okumaz hatta hiç kimse okumaz tamam ben yazarım ama baskı yapmayacaksın diye söz aldı benden sözümde duramadım hergün ne kadar yazdığını sorarak bunaltınca bi kaç defa bırakma kararı aldı yine vazgeçirdim plana göre o yazacaktı ama yazmaya başlamadan önce yazacağını duyuracaktı sonra gün gün partları yayınlayıp senin bana dönmeni  herhangi bir şekilde ulaşmanı bekleyecektik hergün bekledim,her saat her saniye hattaadım gibi ezberlediğim hikayemizin partlarını kelebek yayınlarken en çok ben heyecanlıydım senden bir iz bulabilmek için beğenmiş olan herkese tek tek baktım ama sanırım face adresini de silmişsin bugün son bölümü yayınlıyoruz kelebeğin uzatmak istemesine ben karşı çıktım bazı anlatılamayacak olan anılarımızı da kendimize sakladım herkesin herşeyi bilmesine gerek yok senin tarafından bilinmesi gereken tek şeybenim seni seviyor oluşum*hemde çok*hani lütfen üzülme yazmışsın ya duvarıma giderken üzülmüyorum yada sen öyle bil benisen üzmüyorsundabazı söz yazarları çok acımasız yalnızlığıma''Sende başını alıp gitme ne olur. ne olur tut ellerimi. Hayatta hiçbir şeyim az olmadı senin kadar, Hiçbir şeyi istemedim seni istediğim kadar. Sende başını alıp gitme ne olur. ne olur tut ellerimi. Ne olur...''rahmetli de olmuş üstad cem kızamıyorum adama ama tarkan'a ne demeliHazin bir siyaha boyandı bulutlar İkimize ağlar bu nazlı yağmurlar Umudum azaldı, geçiyor zamanlar Ayrılık efendi, kulu biz aşıklar Ellerin avcumda soldu Yaralı bir ürkek kuştu Biten bir aşktan çırpınıp uçtu Yolun açık olsun demek isterdim Boğazım düğümlü, sözlerim kayıp Bir daha ömrümce kimseyi sevmem Çünkü bu bedende yüreğim kayıp Beyaz cennetlerden inecek melekler Seni korur onlar; dualar, dilekler Bense bu sevdanın uzak gurbetindeSavrulurum her gün senin hasretinle Yarım kalan bir hikayeyiz artık seninle Ayrı yollara yürüyoruz Hayat bu... Serseri bir rüzgar gibi estin sen şimdi uzaklara Ben göğsümde solgun bir gülle yaşarım yıllarca Yaşamaksa bu! Ayrı akşamlara yatıp Ayrı sabahlara uyanırız bundan sonra Hataları aşk sanıp Başka tenlerde avunuruz boşuna Ve gizli gizli yaralanırız Şunu bil ki daima Ben, en güzel yeri hatırana saklarım Talan olmuş gönül bahçemde Saçlarımda tel tel hüzünlerle Gözlerimde azalan güneşlerle Ben hep seni beklerim bu şehirde Bir gün dönersin diye 


Kendine iyi bak ey sevgili! 


Kendine iyi bak en sevgili!..


amacım seni üzmek değil ama uyarmak isterim dinleme bu parçaları içiriyor ve biraz da ağlatıyordaha niceleri  var bolca  vaktim oldu dinlemeye ama boşver üzülme sende belki mutlusundur olduğun yerde bu bile bir mutluluk benim için kızmıyorum sana neden gittin neden yalnız bıraktın diye hiç sorgulamıyorum seni hatta hiç gelme istersen pişman da değilim seni sevdiğime filmlerde özendiğim aşkı senin sayende yaşadım sonu kötü bitmiş olabilir ama umut  var en azından belki gelirsin diyegelmezsen de canın sağolsun mutlu ol inşallahbeni de pek merak etme biraz ağlar üzülür tekrar ağlar tekrar üzülürüm alıştım zaten daha mı iyi olur bilmem ama bir gün ölmüş olduğun haberini alırsam ciddi ciddi düşünüyorum bende arkandan gelmeyi ama haberi almadan da romeo gibi bok yoluna ölerek julietimi üzmek istemiyorum yeterince gözlerini yordum eğer okuyorsan okumuyorsan da bir gün okumanı ümit ederek artık bitirmek istiyorum sözlerimi canım diyebilir miyim hala sana kızar mısın seni seviyorum dememeya da vurur musun herkese anlattım diye bilmiyorum veözür diliyorum tüm yazılanlar için 


2 kasım bana beni sevdiğini söylediğin tarih beni sevdiğini öylesine söylemediğine inanmayı o kadar çok istedim ki sırf bu yüzden hikayeyi bu gece 23.59 da bitireceğim eğer okursan beni inandırmak için bir günün olucak senden haber bekliyor olacağım haber gelmez ise umudumu kaybedeceğimi sanma herhalde okumamıştır deyip seni bekliyor olmaya her zaman yaptığım gibi devam edeceğim lütfen bana başka bir kız bul deme bunu denemek bile kalbime ihanet olurneyse uzatmayacağım dememe rağmen yine gözlerini yormaya devam ettim toparlayayım artık hani merak ediyorsundur ne yapıyor bu adam diye şimdiye kadar yaptıklarımı anlattım bugün yapacağım şey an itibari ile playe basıp fotoğrafının karşısında tarkanın kayıp parçasını dinlemekyarın yapacağım şey beklemek öbür gün beklemek diğer günler beklemek yine bitiyor şarkı ben hep seni beklerim bu şehirdebir gün dönersin diyekendine iyi bak sevgilikendine iyi bak sevgilireplay.......


*teşekkür*sen işini bilirsin ama eğer başın sıkışacak olursa,bir kardeşin  var kelebek...teşekkür ederim herşey için 
*okura tavsiye*insanların ne şartlar altında neler yapmaya çalıştığını bilmeden onları eleştirirken biraz daha saygı duymanız gerekiyor.yazdıklarını beğenmeme hakkınız  var ama ramazan çadırında  verilen hayrına yemekte acele ederek izdiham yaratma hakkınız yok...
*sevgiliye son not*8 ay oldu ben kaza yapalı azrail gelip hadi bakalım gidiyoruz dediği zaman başımın arkada kalıp hala yolunu gözlemek istemiyorum hergün kan kaybediyorum oluk oluk hemde beni sevdiğini bildiğim için bir ölü bir yaralı  var kalbindedaha ne kadar dayanabileceğimi bilmiyorum..sana son sözüm seni seviyorum,hemde çok...