13 Ekim 2012 Cumartesi

bir ölü bir yaralı var kalbinde -bölüm 10-


babamın bana aldığı eve o kadar sevinmemiştim amk
artık tuğba ile aynı apartmanda oturacaktık
paranın gözünü seveyim
taşıttık nakliyecilere eşyaları
gerçi taşınınca ev birbirine karıştı kaldı ama
artık bayan eli ihtiyacımı karşılayabileceğim
burcu,tuğbanın annesi ve tuğba vardı
zaten tuğbanın annesi teklif etti biz düzenleriz diye
bu bazen utandırıcı bir durum olabiliyor
insan yalnızken çorabı ile bile koyun koyuna yatabilirken
başka birisinin acaba pis veya kötü bişey görürler mi korkusu ile karşı karşıya kalıyor
ama tuğbanın rulo mukavvaya sardığım resmine ulaşamazlardı
çünkü onu valizimin birisine kilitlemiştim
ben de ayak altında dolaşmamam konusunda uyarılarak evden gönderildim
sen git işine bak dediler
onlar etrafı toplamış
halılarımı sermiş
mobilya dizimi mutfak yerleştirimi hepsini yapmışlar sağolsunlar
bende bu yaptıklarına karşılık onlara para verirsem ayıp olacağına göre
onlara yiyebilecekleri birşeyler almaya karar verdim
koştum tatlıcıya
dondurma köpeği olsun tuğbamın
gerçi yemez ama olsun
-dayı ordan iki kilo antep sarma iki kilo da dondurma ver dedim
ulan bu yetmez bi de içecek bişeyler alayım diye düşünüp
marketin dolabında ki envai çeşit meşrubatlardan da alıp eve döndüm
tuğbanın babasını da alıp benim kata çıktık
hanımlar işi bitirmiş
salonda geyik yapıyorlar
-bitti mi hanımlar selim size dondurma ile tatlı getirmiş dedi tuğbanın babası
o da geçti oturdu
ben hala utanıyor olduğum için direk mutfağa daldım
ulan benim tatlı kaseleri nerdeydi ki amk
allahtan burcu geldi
onun yardımı ile ayarlayıp
kaseledik
burcu servis etti hepsine
ben yine mahçup utangaç bir kenara geçerken
tuğba dondurmayı eritmeye başlayınca anladım yemeyeceğini
o yemeyince bende yemedim amk
dondurmasızlıktan ölücek halim yoktu ya
-kızım niye yemiyorsun,tuğba niye yemiyorsun diye üzerine gittiler biraz
annesi zorla benim hatrım için diyerek bir kaç kaşık aldırdı
sanki o gün ilk defa onun da utangaç olduğunu gördüm
sonra biz kalkalım dediler ve gittiler
giderken babası ev hakkında
şu şöyledir,aidat şudur,kapıcı şurda diyerek bi kaç bilgi verdi ev hakkında
onu da uğurladıktan sonra
artık evimde yalnızlığa hazırdım
çok heyecanlıydım gençler
içine girdiğim yeni çevre mecburi olarak beni iyi birisi olmaya doğru itiyordu
önceleri aklımdan çıkaramadığım geceleri dışarı çıkıp
karı kız peşinde koşarak
alkolle beraber amı götü dağıtmak olayı artık aklıma bile gelmiyordu
aklıma gelmeyişinin teb sebebi ise
kalbimin tuğba ile fazlası ile dolu oluşuydu
hiç umut olmayışı bile beni mutlu edebildiğine göre
kalbimin onun bir fanatik hayranı olduğunu söylemek yanlış olmazdı herhalde
dükkana döndüm
kadir çorçocukla uğraşmaktan bitap düşmüş
-abiiiiii yarım saat açsana
-abiiii bu tuş çalışmıyor
-abi kulaklık,abi şu oyunu açar mısın
çocuklar krize sokmuş kadiri
isyan seviyesinde lavuk
-naber kadir dedim
-çocuk katili olucam lan dedi
-bişey olmaz olm sana dedim
-aga burcuyla konuşmam lazım ben çocuk falan yapmam,bu ne amk.sessiz oluğnnnn laynnnnnn diye de çocuklara bağırdı
-işler nasıl dedim
-işler iyi de yapılmaz aga bu iş dedi
-iyi ben gidiyorum o zaman dedim
-dur lan nereye gidiyon dedi
-seni gönderip yerine bi kaç saat durmaya gelmiştim ama fikrimi değiştirdin dedim
-allah rızası için dur bi nefes alıp geleyim dedi
-iyi hadi git amk 2 saate burda ol bi film bakayım ben dedim
vay arkadaş kadir gitti
bi film izleyeyim dedim kayıtlı olanlardan
bebenin biri geliyor
biri gidiyor
dertleri de hiç bitmiyor
internet kafe mi kreş mi belli değil
diğer oturan yaşça büyükleri de rahatsız ediyorlar
olm sessiz olun
çocuğum sessiz olun
çocuklar yapmayın
sikine takan bile yok
ne bok yerseniz yeyin deyip filmi izlemeye devam ettim
annem aradı
-nerdesin sen selim dedi
-ne oldu anne dedim
-evi mi sattın sen dedi
-nerden duydun anne dedim
-baban delirdi burda niye satıyorsun çocuğum sen evi dedi
-niye deliriyor ki dedim
-oğlum hediye satılır mı allahını seversen ne yapmaya çalışıyorsun sen dedi
-anne sinirlendirmeyin adamı siz ne yapmaya çalışıyorsunuz,kaç kere geldim özür dilemek için,
ikisinde kendi evimden,ikisinde babamın şirketinden,birinde babamın hastane odasından kovuldum,
üstüne üstlük evin otomatik ödemelerini de iptal ettirmişsiniz,şimdi de bana evi niye sattım diye mı kızıyorsunuz dedim
-kim iptal ettirmiş otomatik ödemeleri,baban mı kovdu seni şirketten dedi
-ya anne bırakın allahınızı severseniz bilmiyormuş gibi konuşma dedim
-yapmaz olm baban öyle şey,maaşın yetmedi mi dedi
-yaa ne maaşı anne o günün ertesi günü şirkete çağırdılar imza attırdılar bana dedim
-yalan söylüyorsun selim yine dedi
-iyi babama sor tekrar ara o zaman görüşürüz dedim
sinirim yine tepeme çıkmıştı
ama babamın bana kızmış olmasına sevinmiştim
tamam amk suçluyum kabul ama
insan öz çocuğuna bunları yapar mı amk.
çocuğum ben bazen hata yapabilirim
bu nasıl bir cezalandırma ve çocuk terbiye şeklidir amk
baktım fena değilim biraz kendime geldim
film izlerken de zaman geçiyor
kadiri arayıp
-bu gece sen gelme ben kapatırım deyip ona da izin vermiş oldum
saatte masa başına 1 tl kalıyordu
18 masa genelde full oluyordu
sabah dokuz gece 2 ye kadar açıktık
17 saatin 10 saati bile dolu geçse
oldukça iyi para kazanıyordu dükkan
gece geç vakit eve giderken
yeni eve taşınma psikolojisi
tuğbaya çok yakın olma heyecanı
valizleri açıp elbiseleri yerleştirme
gibi sebeblerden  bir türlü uyuyamadım
sabah 6 gibi yatıp öğlen 1 de uyandığımda
hala yatmak istiyordum ama kadir aradı
-bu saate kadar yatılır mı amk,hadi çabuk ol burcu yemek yapmış seni bekliyoruz dedi
-ben yemicem dedim
-sen yemezsen bende yemem diye espriyi yapıp arkasından gülerek
-gel olm gerizekalı tuğbadan haber var dedi
-ne haberi lan benim hakkımda mı dedim
-çabuk gel çabuk diyerek kapattı
yataktan nasıl kalktım?üzerimi ne zaman giyindim?ne çabuk dükkana vardım hatırlamıyorum
-ne haberi burcu anlat dedim
-sanada merhaba selim dedi
eh amk önemli olsa sorardık nasıl olduğun,anlat işte ne oldu amk
-yahu tamam hoşgeldim.iyiyim sende iyisin hadi anlat dedim
-ne anlatayım selim,kadir kandırdı seni yok haber dedi
bi baktım pis pis gülüyor top
-ayıp yaptığın dedim
-başka türlü yemeğe gelmezdin sen dedi
-yemiyorum yemeğinizi deyip sinirlenerek dışarı çıktım
-gel olm ayıp ediyon bak,özür dilerim dedi arkamdan kadir
-bu konuda şaka yapılır mı kadir deyip geri gittim
burcu da bu şakaya bu tepkiyi vereceğimi hiç tahmin etmediği için
tuğba konusunda ne kadar ciddi olduğumu anlamış oldu
tam 3 gün tuğbayı göremedim
amk aynı apartmanda iken göremiyordum
o kadar özledim ki apartman girişinde nöbet tutacaktım nerdeyse
annesini gördüm
ayak üstü sohbet ettik biraz
-oğlum nasıl ev iyi mi?*çok güzel nevin teyze sağolun tekrar
-bir ihtiyacın olursa çekinmeden söyle*tamam nevin teyze
-işler nasıl?*şimdilik iyi nevin teyze
ulan kadına utanmasam tuğba nerde diye sorucam ama yanlış anlamasından korkuyorum
o yüzden konuya nasıl gireceğimi düşünüyorum ona cevap verirken
-iyi kadire selam söyle o zaman*peki nevin tezye sizde selam söyleyin dedim
ama kime selam söyleyecekti amk
kadın gitti
ben tuğbadan yine haber alamadım
dükkan,ev,tuğbayı görebilme planları ile günler geçerken
burcudan yardım dilendim
şikayet eder halde
-bu nasıl iş anlamadım kızla aynı apartmandayız,kızı göremiyorum biryere mi gitti,noldu?
hiç mi evinden çıkmıyor burcu bu dedim
-valla benim de haberim yok bi arayayım dedi
yanımda telefonla konuşmaya başladı
-canım naber*.....
-hiç görüşemiyoruz ne yapıyorsun?*........
-geleyim mi size?*....
tamam canım görüşürüz diyerek telefonu kapattı
tuğbanın evine gitti
uzunca oturmuşlar konuşmuşlar
burcu benim ilgilendiren
-yeni komşunuzla aranız nasıl diye sormuş
bu soruya
-bilmem hiç görmedim demiş
tam yine benden konu açacakken
eski sevgilisinden konuşunca burcu da üzerine gitmemiş
o günki konuşmadan benim lehime olan tek şey
tuğbanın sabahlar yürüşe çıktığı oldu
ama sabah 7 de
ömrüm boyunca o saatte kalkmamış olan ben
aşk nelere ka'dir in farkındasızlığıyla
ertesi gün erkenden kalktım
giydim eşofmanları saat 6.45 te indim aşağı
zemin katta asansörün kapısında beklemeye başladım
yukarıdan asansör tuğbaların kattan çağrılınca
bende bi kaç basamak merdiven çıkıp
asansörün inme zamanında aşşağı inecektim ki
tuğba ile tesadüfen karşılaşmış olucaktık
plan buydu
ben nerden bileyim amk onun merdivenlerden ineceğini
girişte yakaladı beni
salak değilya direk anlamıştır onu beklediğimi
hem yakalanmanın verdiği telaş ve ne yapacağını bilememe
hem onu görmüş olmanın verdiği mutluluk
hem de insan sabahın köründe bu kadar güzel olur mu düşüncesinde iken
-günaydın,hayırdır dedi
-ee m şey diyebildim sadece
çünkü spora gidiyorum desem
burcu'yu yakmış olacağım
kız demez mi amk günlerdir spor yapmıyon da ben dün burcuya sabah 7 de spora çıkınca mı aklına geldi diye
-neyse iyi günler dedi
-koşuya mı çıkıyorsun dedim
-yok yürüyeceğim dedi
-bende gelebilir miyim dedim
-tek başına yürüyemiyor musun dedi
aksi işte sabahın köründe aksilik yapıyor
-yok solum çok ağırlık yapıyor dedim(kalbimi kastederek)ama anlayana amk
ama belkide anlamıştır
beni beklemeden
kulaklıklarını saç bandının altından kulaklarına sokup çıktı
arkasından gitsem
rahatsız olduysa iyice rahatsız olucak
gitmesem kaç gün daha göremeyeceğim belli değil
çıktım onun gittiği istikametin tersine gitmeye karar verdim
koştum ter götümden çıktı
eve geri geldim
biraz daha uyuduktan sonra dükkana gidip
durum muhasebesi için kadire olayı anlattım
o da burcuya anlatınca
-yuh ilk günden mi gittin selim,hemde yakalandın,bu kız bana nasıl güvenecek artık dedi
-ya ne yapayım seviyorum alla alla dedim
ben tuğbanın derdindeyim
kadir bi bilgisayar daha alalım
yok meşrubat dolabı alalım
vay efendim çay da mı demleyip satsak derdinde
-ya ne bok yersen ye para orda amk dedim
gece oldu eve geldiğimde
saati kursam mı kurmasam mı diye düşünürken
yine dayanamayıp kurdum en azından camdan bakarım diyerek
ama sabah kalktığımda
çok iyi bir plan geliştirerek
7 ye beş kala apartmandan çıkıp onun dün gittiği istikamette gitmeye karar verdim
böylece dönüş yolunda karşılaşacaktık
ve o da benim düzenli çıktığıma inanmaya başlayacaktı
belki o kadar salak değildi ama en mantıklı yol da buydu
yine koştum
aklımı sikim niye koşuyorsam
halbuki yürüsem onu daha uzun süre görmüş olucaktım
-günaydın dedim
kafa selamı verip devam etti
eskisi gibi 4 ümüzün bir yere gitmesi pek söz konusu olamıyordu
çünkü kadir durmazsa ben durmak zorunda kalıyordum dükkanda
tuğba yı da hangi bahane ile dükkana çağırabilir di ki burcu
sırf bu yüzden kadire bir eleman aratmaya başladım
olm ben askere gidicem
tek başına zaten yapamazsın birini alıcaktın erkenden al da işi öğrensin dedim
-neyini öğrencek amk aç kapat işte dedi
-tamam itiraf ediyorum pezevenk herif tuğba hep beraber buluşabilmek için alalım diyorum dedim
-lan olm teklif etsene kıza,ne bilim şansını dene,kız sana güvenip kimseye vermediği evini verdirmiş ailesine,her sabah görüşüyorsunuz zaten
konuşsana ufaktan ne kadar salak adamsın sadece selam mı verebiliyorsun,amk başka kızları direk yatak odana davet etmeyi,çıplak resimlerini
çekmeyi biliyorsun dedi
-ya bu diğer kız mı gerizekalı,elim ayağım dolanıyor dedim
-olm kız zaten şu an teklif etsen sen değil,kim olursa olsun kabul etmez,kızla normal konuşacaksın,
kız sana güvenecek,sonra o da gelip rahatça konuşabilecek,bakarsın zamanla farketmeden aşık da olur,ama böyle
kıytırık buluşma ayarlamalarla kızı daha çok gerersin dedi
-ya bi siktir git sen ne anlarsın dedim
ama galiba kadir haklıydı
ertesi gün yine erkenden kalkıp
7 yi bi kaç dakika geçmesini bekleyerek
hızlı adımlarla yürümek kaydı ile
tuğbayı arkadan yürüyerek yakaladım
zaten hızlı yürüyordu
biraz arkasından
-günaydın diye seslendim ama reaksiyon vermedi
yanına yaklaşıp beni gördükten sonra
yine günaydın dedim
yürümesini hiç kesmeden kulaklığını çıkarıp günaydın dedikten sonra
yürümeye devam etti
ben de onun temposunda yürüdüm
konu açıcam
bişeyler söyliyecem ama
aklıma hiç birşey gelmiyor amk
koyun gibi onunla yürüyüp
onunla geri döndüm
asansöre beraber bindik
o bana bakamıyor
ben ona bakamıyorum
kalbim bu kafes dar geliyor bana diyor
susuş mallığıma kızıyorum
ama bir yandan da bayram ediyorum
platoniden delirdim amk ben bayram etmeyim de kim etsin
asansör durdu onların kata geldik
-yarın görüşürüz dedi
vallaha ben onu bunu bilmem gençler
belki çok gayri ihtiyari dedi
yarın görüşürüz diye ama
ben bunu nedense yarın yine beraber yürüyelim olarak algıladım
gün boyunca yarın ki yürüyüşte
ne konuşabiliriz nasıl konu açabilirim diye düşündün durdum
pek iyi düşünememiş olacağım ki
aklıma gelen her soruda
kendi kendime ulan kıza ne alaka şimdi onu sormak diye hepsinden vazgeçtim
allahtan yanında yürüyebiliyordum bari
ben yine susmuş yürürken
-koşmuyor musun artık dedi
-yürüyüş daha iyi geliyor dedim
-ne bilim ilk iki gün koştunda ondan sordum dedi
-koşunca akşama kadar ağrıyor ayaklarım dedim
-niye hep koşmuyor muydun dedi
sustum kaldım sobelendik amk
-sayemde spora başladım desene dedi gülümseyerek
vay amk nasıl utanmaktır ne diyeceğimi şaşırdım yine
yine eve döndük
ertesi gün bana yaptığına bakın
sabah apartmandan çıkar çıkmaz  koşmaya başladı
ben arkasından koşsam ayakların ağrımıyor mu diyecek
anlarsa anlasın ya allah diyerek arkasından koştum yakaladım onunla aynı tempoyu yakaladığım anda durdu
-beni mi takip ediyorsun sen dedi sustum kaldım
-rahatsız ediyorsun ama böyle dedi
-özür dilerim dedim
-hiç samimi değilsin,anlamış olman lazım bazı şeyleri artık dedi
koşmaya devam edip bıraktı beni
geri dönüp
vay amk kız beni hiç sevmiyormuş
sevmeyi bırak ilgilenmiyormuş bile
hadi onu da siktir et rahatsızlık duyuyormuş diyerek
kendi kendimi yedim
dükkana gidip burcu da ordayken durumu anlattım
üzüldüler biraz,
biraz da biz sana baştan söyledik dediler
ve ne yapmayı düşündüğümü sordular
bende bilemediğim için cevap vermedim
kadirle burcuyu gönderip
dükkanda durdum tüm gün
ertesi gün yürüyüşe kalmalımıydım
yoksa kalkmamalı mı?
samimi değilsin lafından yola çıkarak
onu beklemeden
ama yine saat 7 dolaylarında
dışarı çıkıp yürümeye başladım
dönüş yolunda karşılaştığımızda suratına bile bakmayarak devam ettim
ki bundan sonra hep böyle yapacaktım
günler bu şekilde geçerken
burcunun telefonunun bozukluk oluşu olayı ile
kadir ve burcunun gündemi oldukça yoğundu
vay yeni telefon alalım
yok o telefon olmaz bunu alalım
vay eskisini tamir edelim derken
2 gün geçti
en sonunda onları telefon almaya gönderdiğim sırada tuğba dükkana geldi
genelde kadir durduğu için
burcuyu merak edip durumu kadire sormaya gelmiş
-merhaba kadir yok mu dedi
-şu an burda değil hayırdır dedim
-burcunun telefon kapalı da onu sorcaktım dedi
-telefonu bozulmuş yeni telefon almaya gittiler dedim
-ne zaman gelirler dedi
bi saniye dedim
kadiri arayacaktım
-aa aramana gerek yok dedi
ben aramaya devam edip
-kadir burcu yanında mı dedim
-evet hayırdır dedi
-telefona verir misin tuğba görüşmek istiyor dedim
verdim telefonu biraz konuştular
bekle geliyorum demiş burcu
yok falan desede ikna etmiş beklemesi konusunda
-geliyorlarmış dedi bana telefonu vererek
hemen bir sandalye çektim oturması için
oturdu
ben kalkıp içeri geçerek bir çay doldurdum
-içmicem sağol dedi
çayı benim oturduğum yere bırakıp
geri gittim
bir kutu kola getirdim
-sağol içmicem dedi yine
onu da geri götürüp
bir küçük su getirdim
-amma ısrar ettin dedi
-menü versem 3 sefer etmeyecek mişim dedim
-menünüz de mi var dedi bu yaptığım espirinin şaşkınlığı ile olsa gerek
güldüm sadece oturdum yerime
sudan bir yudum alıp beklemeye geçti
bu sırada bir müşteri gelip
bir film i cd ye çekip çekemeyeceğimi sordu
evet lan korsanlıkta yapıyorduk amk
-tabi,yaparız dedim
müşteriyi gönderdim
-film de mi kiralıyorsunuz diye sordu tuğba
-cd yi kopyalayıp satıyoruz kiralama ile uğraşmıyoruz dedim
-filmi nerden buluyorsunuz diye sordu
-indiriyoruz netten dedim
-bende burdan alayım o zaman dedi
-sen ne tür seviyorsun dedim
-romantik komedi ile dram severim genelde dedi
-tamam ben pek izlemiyorum ama kadire söylerim,o burcu ile beraber izliyor,beğendiklerini sana da tavsiye ederler dedim
-tamam sağol dedi
biraz daha oturduktan sonra
burcular geldi
burcu ile biraz konuştular
normal kadın geyiği işte amk
kadir bana göz kırptı iyisin dercesine
yanına yaklaşıp
-bana iyi film tavsiye et lan dedim
-hassiktir kızla sinemaya mı gitcen dedim
-yok lan neyse gitsin anlatırım dedim
biraz daha konuşup gitti tuğba
burcu ve kadire durumu anlattım
film istediğini ve onların beğendiklerini tavsiye etmelerini
-tamam hergün bir film kopyalar götürürsün dedi
süper bir fikir di hemen uygulamaya geçtik
kadirle burcu en beğendikleri filmi söylediler
kopyaladık
akşam eve dönüşte kapılarını çalıp vericektim ama
ne alaka ulan şimdi diye babası veya annesi yanlış anlar diye
sabah vermeye karar verdim
bunun için herzaman yaptığım gibi ondan biraz önce çıkıp
yürüyüşü de kısa tutarak onu görüp
binaya geri döndüm
eve gelip cd yi alarak onu bekledim
-kadir ve burcu bu filmi sana gönderdi dedim
-üzerimde para yok ama şimdi dedi
-veresiyemiz var deyip dönüp gittim
işe geldim askerliğim de yaklaştığı için
kadirle burcunun en azından ben burdayken daha fazla zaman geçirmeleri
ve kadiri çok yormamak için onu gönderip
gece dükkanı kapattıktan sonra
3 saat uykuyla yine kalktım
asansörle aşşağı indiğimde tuğba beni bekliyordu
10 lirayı uzattı
-güzelmiş teşekkür ettiğimi söylersin dedi
aynı anda çıkmış olduğumuz için
o da koşmayınca beraber yürüyor olduk
önünden geçtiğimiz bir markette durup
bir küçük su aldım
ve tuğbayı tekrar yakaladım
ama kızın eline bozuk paraları vererek ağırlık yapmak istemediğim için
-su ister misin dedim
-yok içmeyeceğim şimdi dedi
evin önüne geldik
geri kalan 9.5 lirayı uzattım
-bu ne dedi
-paranın üstü dedim
-kaç para ki film dedi
-50 kuruş dedim
-ya 50 kuruşa film mi olur diye sordu
-çok mu pahalı dedim
-saçmalama kaç paraysa onu söyle dedi
-tamam sana 25 kuruş olsun ama su aldım,şu an üzerimde bozuk yok,yarın versem olur mu dedim
-offf söyler misin kaç para olduğunu dedi
-50 kuruş dedim ya dedim
-bir daha film falan getirme o zaman dedi
-niye kızdın kaç para olucaktı film dedim
-neyse tamam istemiyorum artık film falan getirme dedi
-bi saniye bekle burcu bir tane daha gönderdi onu da al bari dedim
-hayır istemiyorum dedi
-kendi elleri ile kopyalamıştı ama burcu dedim
-o zaman parasını alıcaksın dedi
-bedava vermem zaten 50 kuruş dedim
-hala 50 kuruş diyor deyip yukarı çıktı
bende yukarı çıkıp biraz uyuyup uyandıktan sonra
tuğbaya mesaj atıp
-filmi ne zaman vereyim yazdım
-sende kalsın diye cevapladı
dükkana geçtim
dükkanda kadirle beraberken
burcu aradı
kadire cdnin fiyatını sordu
durumu anlayıp kadire 50 kuruş demesini söyledim
sonra durumu kadire anlattım
kadir de burcuya anlattı
ertesi gün sabah cd yi almadı tuğba
ve benimle beraber yürümemek için koştu
ertesi gün de aynısını yaptı
ve bir sonra ki günde
zaten yağmurlu günlerde çıkmıyordu yürüyüşe
ama ben hiç yılmadan hergün sabah yürüyüşe çıkıp
en azından onu bir kere görebiliyordum
annem aradı ve eve çağırdı
eve gittiğimde biraz konuştuk
bana olan kırgınlığı çoktan geçmişti
çünkü askerliğimin nereye çıktığına dair belge gelmiş
ve askere gideceğimi öğrenmişti(çanakkale)
bana para vermek istedi ama durumumu anlatıp ihtiyacım olmadığını söyledim
babamdan henüz iyi bir haber yoktu
askere gideceğimi öğrenmiş olmasına rağmen henüz yumuşamamıştı
kardeşim alple de biraz konuştuktan sonra
annem daha sık gelmem ve
onu aramam konusunda sitemde bulundu
-kaç para kira veriyorsun deyince farkettim ki
2 ay geçmesine rağmen daha hiç kira vermemiştim
hassiktir amk aklıma bile gelmemişti
daha önce kiracı mı olduk amk kendimce haklıyım ama kimbilir neler düşünmüşlerdir
-kadir çabuk para ver olm deyip kadirden kira fiyatları konusunda fikir aldım
-nerden bileyim olm konuşmadın mı dedi
konuşmamıştım tabi amk
geç otur evde dediler.
ev kirasını siktir et tuğbanın babası  aidat dedi onu bile vermemişim
kapıcıyı yakaladım
-abi bu binada kiralar kaça dedim
500 800 arası dedi
-aidat ne kadar dedim
-şu kadar dedi
-onu kime vericez dedim
-yöneticiye vericeksiniz dedi
-yönetici kim dedim
tuğbanın babasıymış amk
gittim bir zarf aldım
içine 2 aylık 1700 tl para koydum
kapılarını çaldım
tuğba açtı
-babanı sorucaktım ama dedim
-yok şu an dedi
-annen burda mı peki dedim
-evet içerde dedi
bu sırada annesi geldi
zarfı uzattım
-bunu eşinize verir misiniz.tamamen unutmuşum ben kusura bakmayın dedim
-bu ne dedi
-ev kirası deyip iyi günleri de yapıştırarak
ufaktan tuğbaya kaçamak bir bakışla gittim
oh amk içime bir rahatlama geldi derken
o gün de kadiri erkenden gönderip dükkanı ben kapattım
gece 3 gibi yatıp erkenden yürüyüş amaçlı kalktığımda
tuğba beni apartman girişinde bekliyordu
-günaydın*günaydın
-bunu babam gönderdi*bu nedir?
-çok fazla vermişsin kiranın üstü*ama aidatta vardı
-yine de fazlaymış*iyi peki dedim
-sen kaçta geliyorsun geceleri 12 ye kadar bekledi babam dedi
-2 gibi kapattım dükkanı 2.30 gibi de burdaydım dedim
-o saatte yatıp bir de erkenden yürüyüşe mi kalkıyorsun dedi
bu sırada beraber yürüyüşe de çoktan başlamıştık
-evet alışmam lazım erken kalkmaya dedim
-niye dükkanı da geç açıyorsunuz dedi
-10 gün kaldı gitmeme dedim
-nereye diye sordu merakla
-askere gidiyorum ya dedim
-hadi ya derken üzülmüş gibiydi
-evet artık seni rahatsız etmeyeceğim dedim
-hayır ben rahatsız ediyorsun derken o anlamda söylemedim dedi
bişey demedim
o da zamanında öyle birşey söylediğine pişman olmuş olucak ki o da sustu
eve döndüğümde aylık kira bedelini 400 tl den hesaplamışlar
ki çok düşük bir kira
uyuyup uyandıktan sonra
tuğbaların evine gidip
-çok az almışsınız dedim
-biz belirlemedik tuğba belirledi dedi annesi gülümseyerek
-ama çok az olmuş falan desemde boşa konuştuğumu anladım
sonra tuğba
burcu ile de konuşup gerçekten askere gidip gitmeyeceğimi sormuş
kızım şakası mı olur gidecek tabi demiş burcu
ona da hadi ya deyince
gayri ihtiyari sormuş burcu
-hayırdır diye
-ya ne bilim askerlik sonuçta iyi bir yere gitse bari demiş tuğba
-iyi yere gidiyor merak etme çanakkale demiş
-oh iyi bari demiş
ve tuğba burcuya sormuş
-bu selim hergece gec yatıp erkenden nasıl kalkıyor ki demiş
-bilemem artık demiş tuğba
-doğru söyle seviyor mu selim beni diye sormuş
-sevmek laf mı kızım ölüyor çocuk senin için,yoksa manyak mı her sabah o saatte uyanacak demiş
-sevmesin ama yaa offf demiş
bu durum bana burcu tarafından anlatıldığında
artık tuğbayı sevdiğimi resmen bildiğine sevinsem mi
yoksa sevmesin dediğine üzülsem mi bilemedim
kadirle yeni bir eleman işe almaya karar verdik
kadir tanıdığını birisini bulmuş
ona okey verdim
sonra kadire sıkı sıkı tembihledim ben askerde iken kirayı zamanında vermesini
hiç yapamazsa burcu ile göndermesini söyledim
bankadaki paraya dokunmamak için ayrı bir hesap açıp kadire verdim
bana askerde iken para göndermesi için
geri kalan tüm günler genelde tuğba ile yürüdüm
o sordu ben cevapladım
-yarın mı gidiceksin*evet sabah 11 de
-inş kazasız belasız gider gelirsin*sağol
-ailenle barışmadın mı daha*annemle konuşuyorum ama babamla barışmadık henüz
-işler nasıl falan diye bi kaç gereksiz soru daha sorduktan sonra
son gün olduğunu sanıp
belkide bir daha göremem diye düşünmüş olucak ki asansör onların katına geldiğinde
kapıdan biraz çıkıp elini uzattı
ben de elimi uzattım
tam sarılacak gibi olduk ama noldu bende pek anlayamadan döndü gitti
o gün sadece dükkana uğrayıp
kadirle biraz konuştum
-olm kadir ben şimdi gidiyorum da,ya askerde bana bişey olursa,bu kıza seni seviyorum diyemeden ölmüş olacağım,
nasıl olsa biliyor sevdiğimi,söylesem mi lan dedim
-biliyor ama sevmesin demiş olm,ters bişey der moralin bozulur,platoni iyi geliyor sana,adam oldun karı kız peşinde koşmayı bıraktın dedi
bu kadir de bi sikimden anlamıyordu amk
yada ben çok heyecanlıydım
annemin elini öpmek üzere yanına gittim
yemeği alp annem ve ben yedik
babam da geldi
yine suratıma bakmıyor
bu defa ne işi var bu çocuğun burda demedi
odasına geçti
zaten gidicem
tuğbamı özliyecem bi de sen yapma amk peder bey dedim ama kime diyon amk
fazla umursamamaya çalışarak
annemle vedalaştım
alpin beni ağlatacığını hiç bilmezdim
sarıldı bana,annem zaten ağlıyor
-asker mi oldun abi şimdi dedi
-evet drama yapma olm şimdi dedim
gözleri dolmuş
sarılmayı bırakacak gibi oldum
bir eliyle ensemi tutarken
diğer eliyle cebime para sıkıştırdı
-var param alp sağol dedim
-senin için biriktirdim abi,dedi
eh bi tomar 50tlik amk
annemle de sarıldık
gidince aramamı söyledi
meriem ablaya da
-meriem abla ben gidiyorum hakkını helal et diye bağırdım o mutfaktayken ki
babam da duysun ve gittiğimi anlasın diye
ama çıkmadı
eve dönüp
son hazırlıklarımı tamamladım
evde kalan yiyeceklerin tamamını kadire götürdüm
yarın sabah beni almaya o gelicek beni o götürecekti
yatıp sabah erkenden kalktım
yürüyüşe çıkacak vaktim yoktu belki ama
tuğbayı görebilme umudu ile çıktım
çok yavaş tempo ile
arkama bakarak yürüdüm
biraz sonra koşarak yaklaştı yanıma
yavaşlayıp yürüme temposuna geçti
-bugün gelmezsin sanıyordum dedi
-bende öyle sanıyordum dedim
-niye geldin o zaman dedi
-çok özleyeceğimi farkedip son kez görmek istedim deyip gözlerine baktıktan sonra -buraları diye ekledim
anladı tabi onu özleyeceğimi
-20 ay geçmiş farkında bile değilim,zaman çok hızlı geçiyor dedi tuğba eski sevgilisinin ölümünü kastederek
-geçmemiş dedim  onu hala unutamadığını ima ederek
bişey diyecek oldu ama sustu
biraz sessiz yürüdük
apartmana dönüp asansöre yine beraber bindik
o kapıdan çıktı
-hayırlı teskereler dedi
-benim ki de geçmeyecek tuğba dedim
bi kaç saniye gözlerime baktı
sonra kaçırdı hemen
-iyi yolculuklar selim dedi
bu aynı zamanda son görüşmemiz oldu
çünkü ona doyamamış ben
duş aldıktan sonra yine onların kapısını çalıp
anne ve babasıyla vedalaşmak bahanesi ile onu tekrar görmenin planlarını çoktan yapmıştım
ama o duşa girdiği için görememiştim
annesi de cebime para sıkıştırdı
olmazdı falan desemde
-adettendir deyip uğurladılar beni
duştan çıkmış olucak ki
ben yolda iken bana mesaj attı
-herşey geçmediği için böyle zaten,çok özür dilerim ama geçmiyor yazdı(ölen sevgilisi ahmeti unutamayışı)
-sen imkansızı bekliyorsun,ben trilyonda bir ile bile mutluyum,geçmediği için özür dilenmesi gerekiyorsa,ne kadar
da özür dilesem önünde diz çöksem de beni asla affetmemen gerekir.yazıp gönderdim

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder