7 Ekim 2012 Pazar

bir ölü bir yaralı var kalbinde -bölüm 6-


annem sakinleşince özür dilerim
annem babamın gönlünü alır
sonra barışırız diye düşünüp eve gittim
yatıp kalkmama sebeb beni şirketten aramaları oldu
muhasebeci
-selim bey şirkete uğrayabilir misiniz dedi
-hayırdır diye sorduğumda
sadece bir imzam olduğunu söyledi
ulan gitsem mi gitmesem mi derken
pederi kıstırır özür dilerim mantığı ile gittiğimde
babamın şirkette olmadığını söylemeleri heyecanımı biraz yenmeme sebeb olsada
imzalattıkları kağıt işten çıkış yani artık maaş alamayacağım anlamına geldiği için göt gibi kaldım

hemde ne göt amk şirketten çıkarken sanki herkes bana bakarak sessiz sessiz kahkalar atıyordu
sinirimden hocayı aradım
-görüşebilir miyiz hocam dedim
-tabi gel şurda çay içiyom dedi
gittim yanına bi kaç arkadaşı var oturuyorlar
-hazırladın mı dedi
-evden kovuldum dedim
diğerleri de merakla bizi dinlemeye başladı
-birinin resmini çekerken mi yakaladılar dedi
hala aklı fikri onda amk
-hocam konu ciddi bu projeyle uğraşırken yapamadığım için sorunlar çıktı tartıştık kavgaya dönüştü
babam evden kovdu kovduğu gibi para vermeyi de bıraktı beş parasız kaldım dedim
yavşak herif masanın üzerinde duran cüzdana elini uzattı
belli ki para vericek bana ki en sevmediğim şey hayattaki
hiç sesimi çıkarmadım adama muhtaç kaldım amk
okulu bitirdim diyerek ailemin yanına gitmek beni affetmelerini sağlayuabilirdi çünkü
-beş parasız kaldım derken 5 lira falan mı istiyorsun dedi
-evet hocam deyip parayı aldım 5 lira amk pehh paraya bak
-tamam mıdır dedi
-bir ricam daha olucaktı dedim
-buyur dedi
-eksik olan şeyi söyler misiniz lütfen dedim
-onu ben söyleyemem sen getireceksin ben tamlığı görürsem eksikten bahsetmiyor oluruz dedi
bu arada lafa hocanın arkadaşları girdi
konuyu sordular
kısaca anlatıp 24 saat istanbul konu başlıklı fotoğraf çalışması yapmam lazım diye onlara aktardım
-ee işte ne kadar basit bir gün uyuma 24 saat değişik manzara resimleri çek bitti dedi
-5 kere yaptım nerdeyse ama hiçbirisi kabul görmedi bişey eksik diyor onu bulamadım dedim
ordan bir tanesi cereyanı verdi bana
-aşktır eksik olan ne olcak başka dedi
-aşk mı deyip hocaya doğru döndüm
-olabilir veya bilemem şeklinde ağzını büzüştürdü
-o zaman kesin kaldım ben sınıfta sağolun hocam dedim
-evden kovuldun ve aşksızsın ısınman çok zor olucak selim dedi başka bir hoca
biraz da gülüştüler tabi

-haklısınız hocam bana aşktan bahsedenler hep başka organlarımı ısıttılar,kalbim kış ortasında soğuk bir soba
ya ben yeterince çıra değildim
yada kaderim çok rüzgarlı deyip kalkarken
-bence yanlış bölümde okuyorsun dedi hocanın birisi
-bölümüm yanlış değil hocam çapkınlık yaparken kullandığım cümleler sadece hadi görüşürüz deyip bıraktım onları orda

eve gidişimle yine yalnızlık başladı
bok var amk mis gibi anayı babayı bırak
3 öğün yemek,sınırsız ütü çamaşır temizlik
hepsi götüme girdi
nerde kaldı amk kızlarla partiler
özgürlük
tüm bunları tek başıma düşünmekten kafayı yiyeceğim için kadiri aradım
-olm gel durum bu defa çok boktan dedimm
-moruk sen gel burcuyla oturuyoruz onlar gidince de bişeyler yeriz dedi
biraz açılırım diyerek ve hocanın bana verdiği aşk fikri sebebi ile
 fotoğraf makinamı da elime alıp,yanlarına gitmek üzere dışarı çıktım
amacım bi kaç aşık görüp yakalarsam gizli bi kaç resim çekmek
 tamam millet ne güzel el ele kol kola dolaşıyor sokaklarda ama hepsi sıradan sevgililer
onların resmini çeksem ne olcak amk
vardım kadirle burcunun yanına
oturuyorlar gülüşüyorlar
bıraktım makinayı masanın üzerine
-siz aşıksınız dimi dedim
-evden kovulma konunu geçtik bizim aşka mı geldi muhabbet dedi kadir
-gördün mü hangisinden başlayacağımı bile bilmiyorum bana yardım edin dedim
-anlat bakalım noldu diye sordular
ve durumdan uzun uzun bahsettim ikisine de
beni teselli olarak hiç olmazsa kalacak bir yerim olduğunu söylediler ki
aslında çok haklılar peder bey evi hediye etmiş olmasaydı kadirlerde yatmak zorunda kalacaktım bir süre
burcu annemlerden özür dileme şeklim konusunda bana yazılı olarak yardımcı olabileceğini söyledi
ama ben zamanın daraldığını ve ilk önce okul konusunu halletmem gerektiğini söyledim
bu durumda bana yardımcı olabilmek için
eğer resmini çekmen gereken iki aşık gerekiyorsa  biz senin mankenlerin olabiliriz dediler
bu iyi bir haberdi ama benim kafamda canlandırabildiğim bir çekim şekli yoktu henüz
tüm bunları unutup burcuya
-tuğba ne yapıyor dedim
-aa dur bi sorayım bakayım diyerek mesaj attı tuğbaya
bu mesajın ardından bir arama geldi---tuğbadan
-nasılsın canım iyidir şöyledir böyledir konuşurlarken
burcu benim hakkında
-selimin biraz problemleri var onları konuşuyoruz dedi
tuğba ne problemi diye sormuş olsa gerek ki
burcu anlatmaya başladı hemde benim o kadar sus işareti yapmama rağmen
-ailesi ile tartışmış,bir de okuldan bir hocası ile sorunları var onları konuşuyoruz işte dedi
bir süre tuğbanın konuşmasını dinledikten sonra
peki canım peki konuşuruz diyerek kapattı telefonu
-ya niye anlatıyorsun kıza dedim
-kendi derdini düşünmekten kafayı yiyecek kız ben ona sürekli başkalarının derdini anlatıyorum ki kendininkileri unutsun biraz dedi
-aferim o zaman kız benden hoşlandıysa bile vazgeçmiştir,benim derdim bana yeter bir de dertli birine aşık olmayayım diye dedim
-amma abarttın ne kadar paranoyaksın olayın seninle alakası yok kız kimseyle çıkmaz dedi kadir
-burcu ne zaman buluşacaksınız tuğbayı göresim geldi benim dedim
-haha kızın karşısında susup kalıyorsun ama diye dalga geçtiler benimle
-ha siz hiç heyecansız sevdiniz dimi birbirinizi dedim
sustular kaldılar ve kendi sırları ile gülüşerek birbirlerinin ellerini tuttular
fotoğraf makinamı alıp hemen ilk resmi orda çektim
işime yarayacak mı bilmiyordum ama bir yerden başlamam gerekiyordu
kısaca bir plan yaptım
cebimde 2000 tl ye yakın param kalmıştı
bu süre zarfında para bitmeden ya ailemle barışacaktım
ya da ek bir gelir bulacaktım
ilk yol daha mantıklı olduğu için
peder beyin şirkete gidip
babamla görüşmek istedim ama
kendisi benimle görüşmek istemediğini sekretere bildirince geri dönmek zorunda kaldım
kızgınlığı geçmemiştir diyerek sineye çektim
hafta sonu kadir ve burcudan söz alıp onlara istanbulu gezdireceğimi
değişik mekanlara götürerek resimler çekeceğimi söyledim
bu plan hoşlarına gitti çünkü en azından güzel bir hafta sonu ve istanbulu beleş gezeceklerdi
ben hazırlandım ve onlarla buluşmak üzere yola çıktığımda
kadir aradı
-selim burcu gelemiyor bilader dedi
-eh amk ne oldu yine dedim
-tuğbaya söz vermiş olm hafta sonu için unutmuş sana söylemeyi benim de haberim yoktu haftaya yapalım biz bu işi dedi
-lan olm yetiştirmem lazım ben nerden aşık bulayım şimdi dedim
-ben ne yapayım ara kendin konuş dedi
aradım burcuyu
-burcu söz vermiştin dedim
-valla unutmuşum selim kusura bakma dedi
-buluşup ne yapacaksınız ki tuğbayla o da gelsin işte dedim
-sanmıyorum geleceğini dedi
-yanında değil mi bir sor lütfen dedim
-tamam ben seni ararım dedi
3 4 dakika sonra da tamam geliyoruz dedi
tuğbanın gelmeyi niçin kabul ettiğiydi beni ilgilendiren
bana olmasını umduğum ilgisi mi
burcuyu kıramaması mı
yoksa zaten yapacak bişeyleri olmayışı mı
bunların bir kısmına zamanla cevap bulacaktık elbet
buluştuk hep beraber
elimde 3.5 kiloluk makina
bu defa şaşırmadan merhaba diyebildim
dedim ama
onun gözlerine bakmanın resmini çekip hocaya götürebilsem
tamam geçtin diyeceğinden o kadar emindim ki
tüm bunları düşünürken fazlaca bakmışım gözlerine ki
-eee hadi ne yapıyoruz diye dürttüler beni
amk direk sormayın işte utanıyorum tuğba varken konuşmaya
-bende bilmiyorum ki dedim
-ne yani bilmediğimiz bir planımız mı var dedi kadir
durumu burcu toparladı
-şuraya oturalım birer çay içelim orda konuşuruz dedi
oturduk
bilgisi olması açısından durum tuğbaya burcu tarafından tekrar anlatıldı
-çektiğin fotoğraflarda  istanbulu aşklandıracaksın o zaman yanlış anlamadıysam dedi tuğba bana
bana soruyor
hemde bana bakarak
bu nasıl bi işkencedir arkadaş
ağzından çıkan her kelime kalbime kalbime damlıyor
gözlerinin her bana bakışı
yutkunduruyor,heyecanlandırıyor
dizlerimi titretiyor
-evet diyebildim
aslında konuşabilsem neler diyecem de diyemedim işte
tek anlamadığım konu
her gördüğüm kızla hiç utanmadan çekinmeden sıkılmadan
yanına gidip konuşabilen hemde saatlerce muhabbet edebilen ben
ilahi suskunluklardaydım onun karısında
-nerden başlayacaz selim var mı aklında bir yerler dedi
-var yani tam yok aslında neyse başka zaman yapalım biz bu işi sizin de planlarınızı bozdum dedim
ellerimde titrediği için çay bardağını doğru düzgün tabağa bile bırakamadım
ben bir lavaboya gideyim diyerek masadan kalktım
mekandan çıkıp bir markete gittim ve iki tane küçük bira aldım
daha öğlen bile olmamıştı
birinci birayı iki nefeste
ikincisini de 4 nefeste bitirdim ki
bu biraların rahatlamam konusunda bana yardımcı olacağını biliyordum
kendi kendime tuğbaya bakmama konusunda karar aldım
ve geri dönüp oturdum yanlarına
bakmamaya çalışmak bakmaktan daha zormuş
çünkü aklımda hep bana bakıyor mu lan acaba sorusu vardı
-kalkalım böyle oturmakla olmaz dedi kadir
-nereye gitcez dedi burcu
-ne bilim gidelim işte boğaz falan çeksin ne çekecekse dedi
-iyi hadi dediler kalktık
hala ne yapacağımızı bilmez iken kadiri yanıma çağırdım
-içtin mi lan sen dedi
-hee dedim
-iyi bok yedin alkolik pezevenk dedi
-sus olm duyacaklar dedim
-ne yapıcaz mal mal gezdirme bizi dedi
kızlar da bu arada yanımıza geldi
-sen ve burcu biz yokmuşuz gibi davranacaksınız.sıradan bir sevgili buluşması tadında
bazen sarılır bazen el ele istanbulu gezeceksiniz bende fotoğraflarınızı çekicem plan bu dedim
-bence güzel fikir dedi tuğba
onun tarafından takdir edilmek de ayrı bir gurur
sanki ilkokul öğretmenim beni velilerime övüyor o derece gururluyum
-tamam bizi takip edin o zaman siz dediler
bu planda bir avantajım daha vardı
tuğba hep benim yanımda olacaktı

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder