18 Ekim 2012 Perşembe

bir ölü bir yaralı var kalbinde -bölüm 11-


hiç cevap yazmadı
aslında yazmaması daha iyiydi
çünkü o yazsa eminim ki bende yazıcaktım
halbuki benim bir şekilde mesajlarla aşkımı ilan ettikten sonra
susup kararı ona bırakmam gerekiyordu
ve bazı kararları alabilmesi için uzunca bir zamana ihtiyacı olduğu kesindi
kadir'im sağolsun bıraktı beni
-kendine iyi bak patron dedi
-sende iyi bak çırak dedim
-merak etme dükkanı dedi
-boşver dükkanı tuğbadan haber alırsan hemen bana bildir dedim
evin anahtarını kadire teslim ettim
onunla da vedalaştıktan sonra
nihayet
-hoşgeldin ile karşıladı beni bir er
-hoşbulduk derken
o saçlar ne lan diye bağırdı birisi
saç işte amk ne olacak
yanıma yaklaştı
-nerelisin dedi
-istanbul dedim
-kütük dedi
-nüfus kağıdında yazan yeterli değil mi dedim
-ne iş yapıyorsun sen dedi
vay amk askerler sıkılmışlar gelen geçenle muhabbet ederek zaman geçirmeye çalışıyorlar sandım
-fotoğrafçıyım dedim
-iyi dedi
geçti gitti yavşak bende bi bok çıkacak konuşmanın altından sanıyorum
bu bölükdesin dediler
hiç alışık olmadığım
erkekler kalabalığında
benim gibi şaşkın şaşkın gezen 3 5 kişi ile geyik yaptım ki heyecanım geçsin diye
mimar mühendis okumuş adam hepsi
acemi asker sıfatına koyarak eğitimler başladı
her allahın günü kadiri arayıp
durumu sordum
ve tuğba hakkında tek duyduğum şey
-varabilmiş mi sağ salim diye sorması olmuş burcuya
telefon numarası hafızamda kazılı idi ama ne konuşacağımı bilmediğim
veya danışacağım bişey olmadığı için hiç arayamadım
kadiri bir sonraki aramamda
-selim kirayı almadılar olm*nasıl almadılar lan
-burcu ile gönderdim,askerden para mı alıcaz demişler*kim demiş
-tuğba demiş*tuğba mı almak istememiş yoksa ailesi mi?
-tuğba almamış burcu öyle söylüyor*hadi ya olm evlerinde oturuyorum kirayı neden almasınlar ki zaten
400 lira alıyor
-kız bence seni seviyor olm*lan olm umut verip durma kafayı yiyecem zaten
-sevmese bile biraz ilgisi var*valla mı nerden biliyon anlat olm bildiğin başka bişey mi var
-daha ne olsun kız sana evini veriyor bir de kira almıyor*ya bi siktir git ordan aşk mı çıkar amk
-vazgeçme olm bence çok seviyorsan*benim için aşkın felsefesi hissettiğin sürece never give up oldu amk
-felsefeni sikim paran var mı onu söyle*bilader 2bin lira biriktirmiş yeter eyv dedim
telefonu kapattık
şimdi işin gücün yoksa
gece boyunca
bu kız benden neden kira almadı
kadirin dediği gibi gerçekten bana bir ilgisi var mı
o da beni düşünüyor mudur
arayıp neden almadığını sorsam mı
arasam konuşur mu
offfff ki ne of amk
bir gecelik olsa bu düşünceler hadi neyse
ama aşk dedikleri
her gece düşündüren,düşünürken
aklına ilk gelen olumsuzlukta kahrederken,adeleti sorgulatan
küçük bir umutla paha biçilemez bir gülücük yaptıranmış
insan bazen öyle saçma insanlara anlatmaya çalışıyor ki hissettiklerini
aynı şekilde karşısına geçip aynısını anlatsa sorun kalmayacak zaten
kadiri aradım
-kadir bi planım var*ne planı lan dedi
-benim eve git fotoğraf makinamı al,burcuya ver o da tuğbaya versin*ne alaka amk dedi
-lan olm git ver işte o benden kira almıyor bende ona fotoğraf makinemi vereyim*lan olm öyle plan mı olur sen plan yapma bundan sonra dedi
-ya sanane amk benim için alıp almayacağı önemli*saçmalama selim kız tamam alıyorum mu diyecek
-amk siz tamam kirayı vermeyelim o zaman diyorsunuz ama*aynı şey mi,ben veremem aga kusura bakma burcu da yanımda dur ona sorayım dedi
biraz beklettikten sonra
*saçmalamasın aramızı mı bozmaya çalışıyor  demiş burcu
-tamam amk ben izne gelince kendim veririm dedim ve kapattım telefonu
gerçi aslında pek bir mantığı yoktu vermemin ama
insan sevince,hayattaki en değerli şeylerini sevdiği kişi ile paylaşmak istiyor
acemilik bitti
sürpriz bir şekilde döndüm istanbula
eve girerken kimse görmedi beni
ilk önce annemin yanına gittim
sarılma,konuşma vesayireden ibaretti benim için
çünkü tuğbayı görebilmek için sabahı bekliyordum
dur şu yavşak kadire de bi baskın yapayım diyerek
annemden sonra dükkana gittim
-oooooo selim selim hoşgeldin diye karşıladı beni
bi kaç kuru gürültü de onunla yaptık
-bişeyler ısmarlayayım sana dedi
-yok erken kalkmam lazım diyerek onu da dükkanda bırakıp
eve yatmaya gittim
sabah kalktığımda ortalık pek yürümeye müsait değil
yağmurlu,utanmasa kar yağacak
insan ne kadar özlermiş bir insanı
görünce mi anlarmış özlediğini,yoksa yokluğunda mı hissedermiş özlediğini tam bilemedim ama
çook acayibin ötesinde sarılmak istiyordum tuğbaya
çıktım yürüdüm amk
ama o gelmemişti tabi
biraz daha yattım
kadir uyandırdı beni
-napıyon selim*yatıyom
-hadi gel işimiz var*ne işi lan
-lan gel işte burcu da burda çabuk*lan olm biraz daha yatayım gelirim
-saat 3 amk hadi çabuk bekliyoruz dedi ve kapattı
belki burcuda tuğba hakkında haber vardır diyerek gittim
hadi dediler gidiyoruz
nereye lan dedim
-gidelim oturalım bir yerde dediler ve bir alışveriş merkezine gittik
burcu kalktı yanımızdan
zaten elinde telefonla mesajlaşıp duruyordu birileri ile
bir baktım tuğba ile geri döndü
hay amk ne yapacağımı şaşırdım
sadece hoşgeldin dedi bana
burcu ve kadire kızmış gözüküyordu
suratının asıklığına anlam verememiştim ama sonra
kadir ve burcunun yapmış olduğu planla
hep beraber buluşup sinemaya gidecektik
sesini çıkarmadı tuğba
hadi film başlayacak diyerek girdik cinemaya

filmi de hiç sevmedim amk
belkide güzeldi de ben tuğbaya çaktırmadan bakmaya çalışmaktan tüm sahneleri kaçırmıştım
film arasında burcu ile kadir lavaboya girdiler
belki de bilerek yaptılar bunu bizi yalnız bırakmak için
-haber versen de gelirdim böyle plan yapmana gerek yoktu dedi tuğba
-benim de haberim yoktu dedim
-kesin yoktur diye geveledi lafı ağzında
suratı asık
ben içimden kadire sövüyorum
filmin ikinci yarısı da bittikten sonra
bişeyler içelim teklifinde bulundular tuğbaya
-benim eve gitmem lazım dedi
-iyi bizde gidelim o zaman diyerek beraber çıktık
kadirler bizden ayrılınca tuğba ile kaldık eve dönmek üzere
-bazı şeyleri kesin olarak konuştuk seninle,eğer selam vermeye devam etmemi istiyorsan,bir dahaki sefere bunları yapma dedi
hay amk benim haberim var sanki
hem bana böyle davranmasına üzüldüğüm
hemde kadire bir güzel küfür edebilmek için sinirli olduğumdan
ayrıca onu gördüğüme göreceğime pişman edildiğim için sustum
evime çıkınca kadiri aradım
yapacağı plandan girip,seçtiği filme kadar ağzıma ne gelirse sayıp telefonu da suratına kapattım
o da üzülmüş planın ters tepmesine
burcu ile konuşup durumu anlatmış
ve burcu tuğbayı arayarak
tüm sevdikleri üzerine yemin edince benim bilmediğimi ve haberim olmadığını,üzülmüş tuğba hanım beni yargısız infaz ettiğ için
-haberin var sanıyordum özür dilerim mesajını yazdı
cevap yazmadım bir süre
aslında cevap yazmayışımın sebebi ne yazacağımı bilememekti
saçmalayıp sadece -önemli değil yazdım
geriye cevap gelmedi
ertesi gün sabah havanın bir önceki günden farkı yoktu ama
ben yine de kalkıp yürümeye çıktım bir umut
pencereden görmüş beni ama gelmedi
eve döndüğümde telefonumda mesaj vardı tuğbadan
-bu havada çıkılır mı hasta olucaksın dedi
-mevcut hastalığım öldürmüyorsa,bu hava bişey yapamaz dedim
-ne hastalığın var yazdı
aşk amk aşk deli gibi aşığım işte ne hastalığı olucak
cevap yazmadım
izin dedikleri de ne hızlı geçiyormuş amk
iki günü gidiverdi
baktım kendim de direk veremeyeceğim
kargo şirketine gidip
fotoğraf makinamı kutulattırdım
yazdım tuğbanın ismini
gönderdim
ertesi günde yağmurluydu ben yine yürüdüm
onun çıkmayacağını anladığım zaman geri dönüp eve geçtim
kapı çalındı
-bu ne dedi
bi saniye deyip içeri geçtim
daha önceden hazırladığım zarfın içine ev kirasını koymuştum
-fotoğraf makinası dedim
-senin değil mi bu*evet benim
-bana niye gönderdin*sende durmasını istediğim için
-hayır alamam deyip bana uzattı
bende ona zarfı uzattım
-bu ne dedi tekrar
-ev kirası dedim
-hayır istemiyorum*bende fotoğraf makinamı istemiyorum
-evde eşyaların boş boş duruyor,bi de askerdesin niye kira alayım senden?*fotoğraf makinam da boş boş duruyor
-hayır istemiyorum*bende istemiyorum
-ya ne yapıcam ben senin fotoğraf makineni*resim çekersin
-selim alır mısın şunu deyip bıraktı kutuyu baktım döndü gidiyor
terlikle dışarı çıkıp önüne geçtim
-nereye gidiyorsun dedi
-sizin kapının önüne bişey bırakmaya dedim zarfı ima ederek
-ne kadar inatçısın yaa dedi
-bu makina çok pahalı aslında sana emanet etmek için inat ediyorum dedim
-öyle söylesene en baştan dedi
-o kadar çok tersliyorsun ki,emanetçin miyim ben senin demenden korktum dedim
konuşmalara annesi de dışarı çıktı
-seliiiim
-efendim nevin teyze dedim
-gel oğlum aşşağı dedi
bende herhalde hoşgeldin diyecek sandım
kapıya dönüp kutuyu aldıktan sonra tuğba ile beraber aşşağı indik
-hoşgeldin dedi annesi
-hoşbulduk sağolun dedim
-ee ne bekliyorsun girsene içeriye dedi
mecburen girdim
kapıda bu ne diye sordu kutu için
-fotoğraf makinem tuğbaya emanet etmek için getirdim dedim
-aa iyi olmuş dedi
-emanetçin miyim ben senin dedi(gülümseyerek)
-o nasıl laf kızım diyerek kızdı biraz annesi
içeri girdik tuğbanın babası da orda
-selim hoş geldin*sağolun teşekkürler
-nasıl geçiyor askerlik*iyi şimdilik
-alışabildin mi*alıştım sayılır
-zor mu eğitimler*biraz ama sorun değil
biliyorsunuz adam sorgu memuru gibi yakaladığını bırakmıyor.
hepsine tek tek cevap verdim
çay börek geldi
önüme koydular
annesi tuğbaya da getirdi
ilk onun yemesini bekledim bir yandan babasının sorularına cevap verip
onun da bi kaç askerlik macerasını dinlerken
-yesene oğlum dedi annesi
tuğbaya baktım kısa bir süre
sonra yine yemeyince
anladı tuğba benim o yemeden yemeyeceğini
ama olayı bilmeyen annesi
eşine dönerek
-biraz sus da yesin çocuk,askerlikten bıkmıştır zaten dedi
öyledir,böyledir
annemler nasıl
falanlar filanlar işler derken
bana müsade deyip çıktım evlerinden
gitmeden tekrar uğramamı söyledi annesi ve babası
fotoğraf makinası tuğbada kalmış oldu böylece
-pes diyorum,tuğbaya emanet etmeye geldim ne demek yazdı
-almayacaktın yoksa*almayacaktım tabi
-ama artık sana emanet*başına bişey gelirse karışmam
-aylık kirası 400 tl *çok komik diye bi tepki verdi ama
mesajlaştığımız için gerçekten komik mi geldi yoksa makarasına mı yaptı bilmiyordum
o yüzden bişey yazmadım
ertesi gün allahtan hava iyiydi de
beraber yürüyebildik
baktım yine konuşamayacam ve sadece merhaba günaydın gibi selamlaşmadan ibaret kalacak konuşmamız
cesaretli bir derin nefes alarak
-bol bol resim çek,bazı zamanları durdurabilmenin keyfini yaşa dedim
-zaman durdu zaten benim için dedi
-senin durmuş zamanın başkalarının yeni başlayan hikayesi olabilir ama dedim
-ben kendi hikayeme bakarım dedi
-bende yazılanı okur zamanı gelince rolümü yaparım dedim
hay amk amma şifreli konuşmuşuz
-ya sana o hikayede rol veren olmazsa dedi
bu lafı ben seni sevemem böylece beraber bir hikayemiz olamaz diyordu
ne bahtsızdım lan ben
futbol oynama aşkı ile yanan semih şentürkün ,takımdaki forvetin sakatlanması veya takımdan gitmesi için
dua etmesi kadar şansızdık ikimizde
ikimizin de duası kabul olmuş
benimkinde ahmet,onda dirk kuyt sakatlanmıştı ama
benim ki yalnızlığı,aykut kocaman da bienvenüyü seçmişti
ne denir amk
diz çöküp yalvarsam tuğbaya yine kabul edeceğe benzemiyordu
-rolü verdin zaten,ama hikayenin sonu ne olur onu bilemem dedim
-neymiş rolün dedi
-şimdilik askerde olan sıradan bir kiracı dedim
ne çabuk yürüdüysek geri dönüvermişiz hemen
asansörde tüm moralimi yine alt üst eden
-rolün hiç değişmeyecek dedi ve gitti
uyandığımda herşey anlamsızdı
ne işe gitme heyecanı
ne askerlik hiç birisi umrumda değildi
babam beni affetmemiş sikimde bile değildi
dükkan kaç para kazanmış bananeydi amk
kadir aradı gel amk özledik dedi
-moralim bozuk yatıcam ben*noldu lan hayırdır
-tuğba peşimi bırak dedi*hassiktir nasıl oldu
-ya dur kadir bi de senle uğraştırma hadi görüşürüz deyip kapattım
ben evde iken kadir geldi kapıyı çaldı
girdi içeri
-anlatasana amk merak ettim dedi
böyle böyle oldu dedim
-yuh sen resmen çıkma teklif etmişsin kıza dedi
-herşeyi bok ettim amk dedim
-takma kafana boşver dedi
-bu gece içelim dedim
tamam gel dükkana gidelim önce bişeyler yiyelim,evde tek başına sıkılırsın dedi
dükkana gittik
ben tekel bayinin birisinden 35lik chivas buldum
kafaya dikmeye başladım bile
lan oğlum dur içme desede ne kadir durdurabildi
ne de çağırdığı burcu
kafam güzelleşince
-ben gidiyorum diyerek dükkandan çıktım
kadir zar zor tuttu beni
internet bağlantısını koparıp bir sorun var kusura bakmayın diyerek hepsini çıkardı dükkandakilerin
açılmam için yürüttüğü sırada gördüğüm bir tekel bayisine daha girdim
çünkü kadir viskinin hepsini içip sarhoş olmamam için bir kısmını içmişti
bir şişe daha aldım
durdurmaya çalışan kadire küfür ederek
bi kaç yudum aldıktan sonra kadir elimden aldı bende içicem amk diyerek
ama şişeyi çöpe attı pezevenk
ben ona küfür ederken
-madem içeceksin beraber içeriz götlüğün lüzumu yok akşama kadar ebem sikildi dükkanda bi de seninle uğraştırma dedi
-ben içecem sen ne yaparsan yap dedim
-hadi bir yere gidelim öyle içelim beraber dedi
bir mekana gittik
girdik bara
amına koymuşum ortalığın
tuğba da tuğba kadiri bezdirmişim hayatından
her hadi gidelim deyişine
-beni mezarlığa götür,ahmeti bulucam onunla konuşacam demişim
-ne konuşcan olm adam ölü demiş
-keşke ölmesen,kızı aldatsan,yalan söylesen,kız senden nefret etsen beni sevse diye saçmalamışım
hangi mezarda olduğunu bilmiyorum diye kandırmış beni kadir
yalan söylüyorsun diye tokat atmışım sesini çıkarmamış
mekandan kovmuşlar bizi
bodyguardlara artislik yapmışım
-siz hiç aşık olmadınız mı lan diye
kadir abi kusura bakmayın şöyledir böyledir ellerinden almış beni
en son eve gitmeye ikna etmeye çalışmış
önce
-beni görmek istemiyor diye diretmişim
ama kadir
-olm uyuyor kız göremez zaten seni deyince yine kabul etmişim
apartmanın önüne gelince
ben saat 7yi burda bekleyecem diye oturmuşum kaldırıma
kadir zorla kaldırmaya çalışırken de
-tuğbaaa diye bağırmaya başlamışım
ağzımı kapatmaya çalışan kadire de tekme atıp çok ağır küfredince
patlatmış yumruğu
adamı delirtmişim ki
sabah otel odasında uyandığımda gözüm mosmor olmuştu
yürüyüşe gelmediğim için
ve tuğbaların annesi beni kahvaltıya çağırdığında kapıyı evde olmadığım için açamamamdan dolayı
tuğba merak edip burcuyu aramış
dur ben kadirden öğrenirim deyince
kadir de tuğbanın sorduğunu bilmeksizin
ne varsa anlatmış burcuya
burcu aramış tuğbayı
*yok yok gitmemiş askere daha**nerdeymiş peki
-bi otelde yatıyormuş şu an*neden
-dün olaylar olmuş*ne olayı
-kadirle dışarı çıkmışlar,biraz sarhoş olmuş selim,o yüzden otelde yatmış*kiminle?
-tek başına*emin misin tek başına olduğuna demiş tuğba başka bir kız da mı vardı şüphesi ile
-evet eminim*hiç inanmadım eve gelmediğine göre bizim kızı görmemizden korkmuştur demiş
-hayır ya öyle değil,dün seninle bişey konuşmuş,teklif mi ne etmiş sana,sende kabul etmemişsin,o yüzden içmiş,seni sayıklıyormuş,apartmanın önüne gelince
bağırmaya başlamış tuğba diye,kadir de rahatsız etmesin diye otele götürmüş demiş burcu
kalktım otelden
ücret ödenmiş
dükkana gittim
bazı şeyleri hayal meyal hatırlıyorum
kafam kazan amk
kadir de ne diyeceğini bilemedi
elemandan bi soda istedim vişneli
hiç konuşmadan
biraz oturduktan sonra
-öyle vurulur mu hayvan herif dedim
-sen öyle içince hayvanlık olmuyor mu dedi
bana dün gece yaptıklarımı anlattı
tuğbayı ve ailesini rahatsız etmeden geceyi noktalamayı kadire borçlu olduğum için affettim göz morluğumu
eve dönüp akşama kadar su içerek kendime gelmeye çalışırken
uyumuş kalmışım
çok erken uyandım ama
gözümün morluğundan dolayı yürüyüşe çıkıp çıkmama konusunda tereddütteydim
son iki günümdü amk
7yi bekleyip
önden çıktım yürüyüşe
yavaşladım ki yakalasın beni
-günaydın dedi kafa sallayarak selamını aldım
-dün sabah kahvaltıya çağıracaktık ama evde yoktun*evet başka bir yerdeydim
-aaaa gözüne ne oldu*makyaj yaptım
-çok komik*sen komik olduğu için mi makyaj yapmıyorsun
-niçin yapılır makyaj? *bilmem
-bir amacı olmalı ben o yüzden yapmıyorum*ben de çok kaşınmazsam yapmıyorlar
-kimden dayak yedin*kadir yanlışlıkla elini gözüme vurdu
-kadir mi yaptı*evet yanlışlıkla
-niye içtin o kadar(sebebini bildiği halde sorduğu bir soru olduğu için*kendimce bir sebep bulup içtim dedim
-içmek çözüm mü?*çözümü bilsem içmekle zaman kaybeder miyim sence?
diye sordum
bir süre sustuk
-insan bazen çözümü ölümde bile arıyor dedim(intiharını kastederek)
-ama bulamıyor dedi
-deneme hakkını kullananlar adına mı söylüyorsun bunu dedim
-bunları konuşmak istemiyorum selim dedi
-ne konuşalım sinemaya gidelim mi mesela dedim
-hayır  sinemada nerden çıktı şimdi dedi
-sen plan yapmadan kendin sorsan da gelirim demenden yola çıkarak yapılmış bir teklif sadece dedim
-hayır başka zaman dedi
yine sustum
her konuşmamızda ona aşık olduğumu çok belirgin şekilde belirtiyor
bir şekilde sıçıyordum amk
her defasında yanlış yaptığımı anlıyordum ama
yine de yanlış yapmaktan geri kalmıyordum
-görüşürüz dedi ve gitti
anne ziyareti
bi kaç arkadaşla oturma derken
son güne girdiğimizde
sabahın köründe deli gibi yağmur yağarken çıktım yürüyüşe
çok da uzun sürmedi zaten
tuğba benim gibi manyak olmadığı için o gelmemişti
annesi gördü apartmanda
-oğlum bu ne hal noldu dedi
-ekmek almaya çıktım nevin teyze dedim
-ee hani almamışsın dedi
-kapıcının getirdiğini yolda farkettim dedim
-hay allah iyiliğini versin dedi ama anladı durumu biliyor yani hergün tuğbayla yürüdüğümü
-bekliyoruz,kahvaltı için dedi
gökte ararken yerde bulmak dedikleri bu olsa gerek
eve çıkıp üzerimi değiştirdikten sonra
yanlarına indim
babası yoktu nereye gittiyse artık sormadım amk
kahvaltı kurulmuştu zaten direk masaya davet ettiler
baktım tuğba mis gibi yiyor şaşırdım önce
ben ona şaşkın şaşkın bakarken
-kahvaltı da yapmasa ölücek zaten dedi annesi
-ne zaman gidiyorsun*bugün
-inş çabucak gider gelirsin*sağol nevin teyze
benim kafamı karıştıran olay
beni evlerine davet etmeleriydi
bildiğim kadarı ile
tuğbayı da ilgilendiren tüm konularda ona sormadan bişey yapamıyorlardı
mesela evi kiraya vermek veya verilen kirayı almamak gibi
burcunun da anlattığına göre
tuğba ne isterse yapılıyor,rahatsız olacağı şeylerden kesinlikle uzak duruluyordu
çok eminim ki tuğba o halde olmasa
ne benim gibi bir bekara ev verirlerdi
ne de evlerine kahvaltıya çağırırlardı
o ailenin bana olan bu güveninde
sanırım tuğba ile görüşen ve onun muhtemel sevgili adayı olmam sebebi yatıyordu
bunun için bana iyi davranıyorlar
bir umut olarak tuğbanın da beni sevip,eski kara günlerini geride bırakarak,tekrar mutlu olmasını istiyorlardı
haksız da sayılmazlardı
çünkü tuğbanın kararan dünyası o olaydan sonra bir kaç kişiyi görecek kadar körelmiş
ve çevresinde sadece ona sabredebilen insanlar kalmıştı
anne baba mecburi sabrediyordu
burcu en yakın arkadaşı olduğu için sabrediyordu
kadir burcunun mecburiyetinden
ben ise bir aşk umudu ile sabrımı koruyordum
hayatımdan geçmiş tüm kızların toplamının hissettiremediği
bir duyguyu ilk kez hissediyordum
tuğba ve annesi masayı toplarken
evlenirsek böyle kahvaltılar yapıcaz diye gülümseyerek hayal kurarken
-selim saat kaçta gideceksin dedi annesi
-aa ben geç kaldım gideyim dedim
-yanlış anladın,git demek istemedim dedi
-ancak yetişirim teşekkür ederim kahvaltı için ellerinize sağlık dedim
giderken annesi yine cebime para sokuşturuyor
-gerçekten gerek yok sağol teyze dedim
-adettendir dedi yine
-ama vermiştiniz daha önce dedim
-bunu tuğba veriyor dedi
aslında tuğba  vermemiş ama annesinin laf cambazlığı işte
ben ayakkabılarımı giyerken
annesi ayrıldı yanımızdan
-dikkat et kendine diyerek
ona cevap vermeden
-duydun mu annemin dediğini dedi
-evet dedim
-dikkat et o zaman dedi tuğba
-annenin adına mı yoksa kendi adına mı verdin bu emri komutanım dedim
-kız arkadaşının adına veriyorum dedi(göndermede bulunuyor)
-kız arkadaşım değil sevdiğim dedim
ama utandım tabi söylerken
zaten utancımdan fazla duramadan ayakkabıyı tam giyemeden çıktım
aynı yere askerlik yapmak için geri döndüm
komutan çağırdı
-ne ayaksın aslanım sivilde dedi
-fotoğrafçıyım,internet kafe işletiyorum  dedim
-hmmm diye düşünürken kesin beni ya fotoğrafçı ya da yazıhanede bilgisayar işiyle ilgili bir bölüme vericek diye düşünüyordum ki
-buna yemekhaneye götürün diye emretti bi askere
ne alaka amk şimdi sikicem ızdırabını
yemekhanede askerlik mi geçer
gerçi her askerden gelen ya komutan postası
ya da komutan şoförü olarak bitiriyordu askeri yalanla dolanla
bu işleri kim yapıcaktı
tabi ki
komutanım demeyi unutan,ve bölüğün komutanının karşısında esas duruştu durmayı akıl edemeyen gerizekalı ben
üstüme başıma leş gibi havaya uçuşan yağlı yemek buharından siniyor amk
ben ne anlarım yemekhaneden
bulaşıkhane sorumlusu yaptılar
erler yıkayacak ben kontrol edicem
kötü yıkarlarsa ben yıkayacam emir bu yönde
bilirsiniz askerde günler sayılır
16.gün bulaşıkları sallama yıkayan bir erle laf dalaşı
ve bu tür olaylara hiç müsama göstermeyen komutana sahip oluşumuzdan dolayı
birer hafta disiplin koğuşu
dedikleri gibi
mapusa düşen bir daha kurtulamıyor amk
ikinci vukuatta da kavga çıkarınca
2 hafta verdiler
disiplin koğuşu dedikleri yer
kendini azrail sanan 3 5 askerin
tüm keyfi emirlerini sike sike yerine getirmekten ibaret
bir de öğrendiler zengin bebesi olduğumu
tam sikiyorlar amk
ikincisinde de çıktım sağ salim
-tüm çarşılarını kapattım senin dedi
-emredersiniz dedim
-emredersiniz komutanım diyeceksin öğrenemedin mi hala dedi
-emredersiniz komutanım dedim
-bir daha olay istemiyorum,senin yüzünden bölüğün adı kötüye çıkıyor dedi
-emredersiniz dedim
-lan sen laftan anlamıyon mu amk,emredersiniz komutanım diyeceksin dedi
-emredersiniz komutanım dedim çok düşük bir sesle
botları ile kaval kemiklerime bir vurdu aklım gitti amk
zaten iki haftada ne olmuş ne bitmiş haberim yok
sinirden delirmek üzereyim
bir bağırdım bölük sallandı
-emredersiniz komutanım diye
ses tellerimden kesin ikisi üçü çürüdü amk
-siktir git lan burdan dedi
-çarşımı kapattınız,dövdünüz,ve siktir ettiniz,disiplin koğuşuna da alıştım,istersen askerliğimi de uzat,
ama ne bu koltuğuna,ne de bu üniformaya yakışmayan bir askersiniz dedim
delirdi amk
sağa sola savurdu beni
-kimsin lan sen diye bana artislik yaparken
-firar edince bol bol araştırırsınız kim olduğumu dedim
hala vuruyor ibne
bende ona vurucam askerlik sikimde değil ama dayak yerim diye korkuyom hayvan gibi adam
alın şunu elimden diyerek yazıhaneden asker çağırdı
tutanak tutuldu yine
diğer askerler kesin mahkemeye verir askerliğini uzatır dedi ama
bi sikim çıkmadı
hatta çarşım bile bir ay sonra açıldı
tuğbadan da hiç haber alamadım
kadire sorduğumda hiç haberim yok diyordu
burcuya sorsana amk dediğim de soruyorum zaten
yaşıyor kız normal bişey yok yani dedi
bir buçuk ay sonra dayanamayıp aradım tuğbayı
-merhaba selim*merhaba
-nasılsın diye sormak için aramıştım ama*iyiyim sen nasılsın
-bende iyiyim*iyi
-aslında tek nasılsın diye sormak için aramamışım*başka ne için aradın
-fotoğraf makinam nasıl diye de sorucaktım*o kadar zaman bu bahaneyi mi bulabildin
-saçma bahaneleri kabul ediceksen yine arayabilir miyim*çok saçma olmasın ama
-tamam sağol*tamam görüşürüz o zaman
-görüşürüz deyip kapattım telefonu
hay amk sen kızı o kadar zaman sonra ara
hemde hergün onu düşüneren bekle
ve kızla konuşunca tamamen sıç
tekrar aradım
5 dakika bile geçmeden
-efendim*ben selim
-onu anladım bahaneye geç*bahane aklıma gelmedi sen birden sorunca
-tekrar niye aradığını söyle o zaman*kızmayacağını bilsem söyleyecemde,korkuyorum
-söyle selim ne söyleyeceksen dedi kızgın bir ses tonu ile
-rahatsız ettim özür dilerim deyip kapattım
hay amk aklını sikim selim niye terar arıyorsun oğlum diye kendime kızarken
telefon çaldı
-selim kim laynnnn diye bağırıyor
benim amk diyerek koştum elinden aldım telefonu
-selim*evet benim
-tuğba ben*onu anladım bahaneye geç
-niye kapattın hemen dedi cevap veremedim
-görüşürüz demeden kapatma bir daha*tamam kızma hemen
-böyle yaparsan kızarım*iyi kızmışken seni çok özlediğimi de söyleyeyim madem dedim
biraz cevap gelmeyince sessizce görüşürüz deyip
telefonu kapattım
45 dakika o telefonun başında belki tekrar arar ümidi ile bekledim ama aramadı

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder