26 Ekim 2012 Cuma

bir ölü bir yaralı var kalbinde -bölüm 19-


ulan o kadar güzel uyuyordu ki
hergüzel şeyde aklıma gelen negatiflikler gelmeye başladı
bu kızın boynu ağrır mı
ailesi nerde kaldı amk bu kız der mi?
neden kaldırmadın diye kızar mı
aklıma gelenlerin amk
insan ömründe kaç kere uyur ki sevgili dedikleri omuzda
hiç sesimi çıkarmadan belki uyanmasını bekledim
belki de anın tadını yaşamak
o kadar kıpırdamamaya çalıştım ki
nefesimi tutayım derken
bi kaç dünya rekoru kırmış olabilirim
mutlu mesut salak salak sırıtırken uyuyakalmışım bende
ben ne zaman yatağa geçtiysem?
sabaha karşı 6 gibi uyandığımda
yatağımdaydım
götüm başım tutulmuş
bir de o kadar para verdik amk koltuğuna
ama tuğba gitmişti
onun da ne zaman kalkıp gittiğine dair en ufak bir fikrim yoktu
yat amk bu saatte ne işin var ayakta diyerek
kendimi uyanıklıktan siktir edip
tekrar yattım
her zaman kalktığım saat olan 11 gibi kalktım
mesaj yok
herhalde,dün gece eve gittikten sonra uyuyamadı veya geç uyudu
o yüzden uyanmamıştır diyerek
kalkıp dükkana gittim
saat 1 e gelirken
henüz mesaj gelmemişti
*günaydın,uyuyor musun hala mesajını yapıştırdım büyük bir heyecanla
ama yine cevap gelmedi
vay arkadaş ne uyurmuş bu kız
saat başı mesaj atmaya başladım
akşam 5 oldu hala mesaj yok
arıyorum cevap da yok
sikerim dükkanını deyip çıktım dükkandan
önce biraz daha beklemek için eve çıktım
biraz bekleyip tekrar aradım
amk telefonu benim evde unutmuş
ama yedek anahtarla alabilirdi
indim aşağı
çaldım kapılarını
nevin tezye açtı
-tuğba evde mi nevin teyze
*evde hayırdır?
-bişey vercektim de
bişey demeden içeri girdi
tuğbayı çağırdı
-merhabaaa dedim mutlu bir şekilde
*merhaba dedi somurtarak
-bişey mi oldu dedim aynı anda telefonunu da uzattım
*ben seni ararım görüşürüz deyip kapattı
meraktan eve de gidemedim
ama olayı telefonla arayarak anlatmak yerine
mesaj yolu ile anlattı
-kusura bakma selim,dün gece uyuya kalmışım eve saat 4 gibi gittim,annem de babamda uyumamış,
beni beklemişler,babam beni görünce yattı,annem de kızım birisi görse o saatte ordan çıktığını ne der diye kızdı
biraz...
*seni uyandırmam gerekirdi benim hatam özür dilerim,dün geceki hazırladığın o güzel gece için hakettiğin bu olmamalıydı
-uyumaması gereken bendim,dert etme lütfen
*çok mu kızdılar
-kızmak değil de ben onlara 12 gibi gelirim demiştim,senin yanında olduğumu bildikleri için mesaj yazıp aramak da istememişler
*seni de zor durumda bıraktım kusura bakma
-selim senin hatan değil diyorum üzülme lütfen
*yapabileceğim bişey var mı?
-şimdilik yok teşekkür ederim sonra görüşürüz olur mu?
*tamam bende işe gideyim o zaman dedim
kolay gelsin mesajı ile mesajlaşmamıza son vermiş olduk
eve kadar gelmişken
bir duş alayım öyle gideyim dedim yaz günü
duşu aldım
gömlek falan ne varsa sallamışım yerlere
kirlileri toplayıp çamaşır makinasına götürürken
dün gece giymiş olduğum gömleğin
omzunundaki makyaj izlerini gördüm (makyaj izi derken kokonalar gibi makyaj yapmış diye hayal etmeyin,hafif bi makyajdı)
o gömlek yıkanır mı?

tuğba ile olan münasabetimiz
iki gün boyunca telefonda kaldı
bugün görüşmesek olur mu teklifini kırmadım
3 gün sonra herşey normale döndü
burcunun gelinliğini denemek ve almak için burcu ile buluşmaya onu ben götürdüm
evden onu alırken
annesi bana hiç tatsız davranmadı
hatta halimi hatrımı sordu
kadir pezevengi amı götü dağıtmış halde
yok düğün salonuydu
yok davetiyelerdi
yok düğünde içilecek meşrubatıdır,pastasıdır
alkolik camia için içkisidir
gelin arabasıdır(benim araba biraz spor kaçtığı için olmazmış)
takılardır
düğün için gelicek akrabaların yerleşim ayarlamaları ile yardırırken
tek yaptığı iş sıkıldığı zaman beni arayıp sakın evlenme oldu
üstüne üstlük pezevenk bir de benim düğün fotoğrafçısı olmamı isteyince iyice sinirlenip
siktir ettim
belki biraz kalbini kırmış olabilirim o anlık ama
sonra bizza gelip
-özür dilerim selim en yakın arkadaşımla düğünde karşılıklı oynamak varken öyle bir teklif yaptığım için dedi
*bunun farkına geç varma diye siktir ettim zaten dedim
gelip özür dilemesi yada hatasının farkına varması hoşuma gitmiş olucak ki
sıkıştığı ve karar veremedikleri konularda
tuğba ile beraber onlara yardım ettik
damatlık seçimi için bir mağazaya gittiğimizde
kadir bize o nasıl bu nasıl diye sorarken
-bence biz hiç karışmayalım,burcunun hayallerinde nasıl bir damat varsa öyle giyindirsin seni dedim
aynen öyle oldu
bu olucak nokta dedi burcu
hep beraber otururken kadir fotoğrafçıyı bulduğunu söyledi
-düğünü mü çekicek diye sordum evet cevabı geldi
müzisyenler de tamamdı
herşey hazırdı artık
düğünün bir gece öncesi kına gecesini burcuların evlerinde yapıcaklardı
tuğba,tuğbanın annesi ve babasını da alarak kına için burculara götürdüm
sonra tuğbanın babasını da alıp erkekler için ayrılmış kısımda
küçük fasıl tadındaki ortama katılıp
kadınlardan gelicek haberi bekledik
üzerinize afiyet o gece hem gelmiş olan babamdan
hemde tuğbanın babasından gizlenerek damatla beraber
bokunu çıkarmamak kaydı ile bi kaç kadehte içki içtik
kadınlar kınayı tamamladıktan sonraki oturma merasimini de tamamlayıp erkeklere haber verdiler
muhtemelen bana haber vericek kişi tuğbaydı
gitmeye hazır olduklarını belirten aramayı yaptıktan sonra
onları beklerken
tuğba hızlı adımlarla gelip
eline yaktırmış olduğu kınayı gösterirken çok mutluydu
ben babasının ve annesininde yanımızda olması sebebi ile
uyuma olayı gecesinden dolayı pek rahat davranamadığımdan
-çok güzel olmuş tepkisi verebildim sadece
gidelim denildi
tuğbanın yanına yaklaşıp
-ben 3 bardak içki içtim dedim
*aferim selim diye kızdı
bana başka bişey demeden
baba sen sürer misin lütfen selim elini incitmiş dedi
ah öyle mi ne oldu var mı bişeyin diye bakındılar elime ben şaşırmışken
sonra babası geçti direksiyona
eve doğru giderken
kesin ağzıma sıçtı bu kez diye ödümle bokum birbirine dayalı şekilde apartın önüne geldik
annesi ve babası asansöre önden bindi
asansörü beklerken
suçlu olduğumu düşündüğüm için susuyordum
asansöre bindik
daha ilk kata çıkmadan ayakta iken başını yine omzuma koydu
bu durum onların kata gelmiş olmamıza rağmen değişmedi
sonra başını kaldırıp
-yarın kaçta kalkıcaksın dedi
*kızdın sanıyordum dedim
-anlık tepkiydi,yarın burcu yanında olmamı istedi
*bende kadirle beraber olucam
-beraber gidermiyiz?
*erkenden kahvaltıya götürelim mi onları?
-bilmiyorum ki müsait olurlar mı?
*ben ararım kadiri,sana haber veririm
-tamam bende burcuyu ararım
*tamam görüşürüz o zaman
-selimm
*efendim
yaklaştı yanıma önce biraz baktı yaramaz çocuk mimiği ile
-efendim dedim
uzanıp yanağımdan öperek hiç birşey demeden kapattı asansörün kapısını
bu kadar çok duyguya tek bi isim koysalar da yazarken zorlanmasam amk
hangi birini yazayım
sevinç,heyecan,gülümseme,
hayallerin gerçekleşiyor oluşuna ve
onu mutlu edişime sevinme
mutlu ettiğim için kendimle gurur duyuş
onu mutlu ederken ailesinin de mutlu ediyor olmam
ve en önemlisi
aşkların sadece filmlerde gördüğüm sahnelerine
hassiktir lan ordan öyle duygu mu olurmuş
biz neden yaşamıyoruz amk diyemememe seviniyordum
anlıyordum lan artık
film yıldızlarının başrol oyuncularını...
gece bir süre mesajlaşma trafiğine
telefon ile kaldığımız yerden devam ettik
ben sihrin bozulmasından korktuğum için
sizin de bildiğiniz üzere o gece benim için yaptıklarını
ve öpücük olayını hiç telafuz etmiyordum
son karar olarak sabah erkenden kalkıp
tüm gün onların heyecanını beraber yaşamak istedik
tuğba fotoğraf makinamı da getirmemi istedi
onu kırmak olmazdı
halbuki ben sanatı bitirdiğimi sanıyordum
nerdesiniz*şurda
tamam geliyoruz tuğba ile*hadi çabuk bekliyoruz
tabi herşey tahmin ettiğimiz gibi gitmiyor bazen
gelin ve damadın
kuzen akraba ve diğer arkadaşları da çeşitli zamanlarda onlarla beraberdi tüm gün
o günün hatırası kalması için
bugünlerde de hemen hemen her düğünde yapılan
düğün günü filmetme olayını gerçekleştirdik
bu filmin gönüllü kameramanı ve fotoğrafçısı ben
spikeri ise yine gönüllü olan tuğba oldu
filme tuğbanın konuşması
tarih söyleminin arkasından gelin ve damadın
düğün günü ilk kez buluşuyorlarmış gibi yeniden karşılaştırılması
gelini alıp boğaza nazır
oldukça boku çıkarılmış
kuş sütünün bile hangisi olduğunu seçmekte zorlandığım bir kahvaltı masası çekimi ile devam ettik
spikerimiz tuğba gelin ve damada neler hissettiklerini sorarken
zaten espirili olan gelin ve damattan
*beni zorla evlendiriyorlar bu da kayda geçsin lütfen
*burdan eski manitalarıma sesleniyorum,şey işte ulan benim hiç eski manitam olmadı ki
gibi espirilerle güne formda başlamışlardı bile
ben onları çekerken ki gülümseyişim
aslında tuğbanın onları izlerkenki mutluluğunaydı
kadirin ve burcunun muhtemelen o gün 100 er tane arayanı oldu
arayanlarla konuşmalarını
konuşurken onları sallamaya çalışmalarını da filme alınca hayli komik sahneler çıktı
araba ile bir oraya bir oraya derken
nihayet öğlen yemeğine mütakip
önce evlerine gittiler
onlar evde hazırlanırken ben tuğbayı evine bırakıp
üzerini giyinmesini bekledim
kendi takım elbisemi de alıp
burcularla kuaförde buluştuk
kadir damat traşı
ben damadın arkadaşı traşı
burcunun kız arkadaş kuzen ve annesi saç baş derken
ben yapmakta olduğum çekime devam ediyordum
tuğba da kaynaştığı kişiler  ile röportaj yaparken çok eğleniyordu
tuğba ile en son onları kuaför çıkışında çekip
tuğbayı yemeğe götürmek istedim
karşı da çıkmadı zaten
başbaşa ama acelemizden dolayı pek romantik olamayan yemekten sonra
tuğbanın annesi ve babası kendilerinin gelebileceğini söylediler
biz de direk düğüne geçtik
annemlerde gelmiş olduğu için önce ben nereye geçeceğimi şaşırdım
bir süre tuğbayı bırakıp
annemlerle oturdum
ali amcayı tekrar tebrik ettim
burcu ve kadirin gelmesi ile birlikte çalan dans müziğine
tuğbayı kaldırmak için hareketlendiğimde
zaten beni bekliyor gibi gözüküyordu
annesi ve babasından müsade istedikten sonra
dans eder olmuştuk
elleri dirseklerine kadar boynumda
ellerim belinde
bana öyle güzel güzel bakarken
keşke çok güzel görünüyorsun demeseydim
nerden bilirim
utanıp başka yere bakacağını?
yada iyi ki demişim lan
sonra kulağıma yaklaşıp
-utandırma diye fısıldadı
gülümseyip
-bu güzelliğini değiştirmiyor ama
  * yapma lütfen diye bana tatlı tatlı kızdı
ama bana utanmaktan bahseden kişi
hiç benim annemin ve babamın beni izlerken ne kadar utandığımın farkında değildi
dans olayını bitirdikten sonra nereye oturacağım lan şimdi ben derdine
kadirin yanına takılarak son verdim
zaten kadir sürekli onunla beraber oynamamı istiyordu
amiyane tabirle kadir ve burcunun eş dost ve akrabaları hayli oynak çıktı
hay temponuzu sevsinler  hepsi haplanmış da gelmiş gibi oynuyordu
ben pek oynamayı sevmeyen birisi olarak
o gece tuğba ile yakınlaşabilmek için
pistte diğerlerinin arasında sallanmaya başladığımda
tuğba yanıma yaklaştı ve
-ritmi tutturabiliyor musun bu sefer diye sordu
o geceyi hatırlayıp önce biraz gülümsedikten sonra
çok kısa süreliğine rakınrol(bu amk nasıl yazılıyor lan amerikalısı başka ingilizi başka yazıyor bende türkçesini yazdım)yaptı
tuttu beni yapmamam için
biraz daha oynadıktan sonra
kadir tutturdu bana içki ayarla diye
-lan olm ayakçın mıyım amk ben senin şurdan piçin birine söyle doldursun gelsin işte dedim
   *sen içmiyecek misin amk
-dur tuğbaya bi sorayım önce
   *ya bi siktir git selim amma ödlek çıktın aga yaa
-seni de görücem ben yavşak herif
   *haha sen daha seviyorum da diyemedin dimi?
-göt müsün olm sen ben sana yardım ediyom sen benle makara yapıyorsun
   *makara değil salak gaz veriyorum,burcuya söylemiş seni sevdiğini,kendi mutluluğumuz kadar sizinkini de istiyoruz
-valla mı lan içki köpeğin olsun kardeşim benim hemen getiriyorum
   *arbayt pis köle,wo iz mayne visk kola gibi iğrenç bir espri yaptı
tuğba da haklı galiba burcunun ağzında da bişey ıslanmıyor
amaan neyse amk benim işime yarayacak bilgi vereni gammazlıkla suçlamam hainlik oluyor
kadirin diğer kankilerinden
gidip bi bardak kola görünümlü viski kola doldurup kadire getirdim
getirdiğimi gören tuğba bana bakıyordu biraz garip bi şekilde
telefonu çıkarıp
-ben içmiyorum yazdım  
   *istiyorsan iç taksiyle döneriz merak etme yazdı
ulan içsem mi içmesem mi derken
sahnede oynayanların kafasını yaşayabilmem için
içeyim bari dedim
gerçi onların kafasına erişmek için kafaya huni takmam lazımdı ama olsun
ali amcada babamı almış yanına
diğer arkadaşları ile hafiften götürüyorlar içkiyi
iki bardak içtikten sonra
tamam amk bu kadar yeter
gene bi bokluk yapar gecenin anasını sikerim diye kendimden korktum
hem annem babam arabayla geldiğimi biliyor
içiyor olmamdan endişelilerdi
hemde tuğbanın annesi ve babasına karşı
belki arasıra içen ama asla sapıtmayan birisi olarak gözükmem gerekiyordu
takı merasiminde
tuğba ile almış olduğumuz birer tane
tam altını onlara taktıktan sonra
gecede bitmeye yüz tuttu
millet yavaş yavaş ayrılırken
son resimler çekildi
sıramızı bekledikten sonra
tuğba ben kadir ve burcu 4lüsü olarak da bir kaç resim çektirdikten sonra
tuğba arabanın anahtarını isteyip babasına benim yanımda verirken
-selim alkollü araba kullanmak istemiyormuş burda kalmasın baba siz götürür müsünüz dedi
*ne zaman gelirsin kızım diye sordu annesi
bir saati geçmez anne yorulduk bugün sabahtan ber koşturuyoruz dedi
onlar gittiler
kadirleri de uğurladık
-nasılsın diye sordu alkolün ne derece etkilediğini kastederek
   *iyiyim dedim
-çok güzel geçti düğün
   *evet
-adlarına çok sevindim
bu geyik uzunca sürerken
aslında gecenin kısa analizini yapıyorduk
taksiye binmeden önce
-çok yoruldum selim,eve gitsek olur mu diye sordu
  *tabiki diye cevapladım
takside iken veya asansöre bindiğimizde
tahmin ettiğim veya hayal kurduğum gibi el tutma veya başı omza olayı olmadı
son ümit olarak asansörden çıkarkenki gelişecek olayları bekliyordum
kısa sarılma sonrası görüşürüz deyip çıktı asansörden
kapı kapanmadan tuttum
-tuğbaa diye arkasından seslendim
   *efendim dedi kısık bir sesle
-sana doğum günün için bir hediye almıştım
   *hediye mi?
evet derken cebimden çıkardığım zarfı ona uzattım
-yine mi para derken asıldı suratı
   *hayır eve gidince okumanı istediğim bir kaç bişey
-hmm
   *tuğba
-efendim
   *seni seviyorum dedim ve asansörün kapısını kapatıp hemen çıkacağım kata bastım
hay amk ne salakmışım
beklesene sığır selim belki kız da bişey diyecek
asansörde tansiyon şeker kalp krizi riski ile karşı karşıyaydım
ha bi de oksijen eksikliği
 tüm asansördeki havayı tek seferde çekiyormuşum gibi geliyordu
bir yandan vay amk daha önce başka kızlara söylerken hiç böyle hissetmiyordum
ne oluyor lan diye olanları sorguluyordum
elllerim götüm başım titredi amk
orda dursam da ölürdüm zaten
yazdığım mektupta ne mi yazıyordu?
HEMDE ÇOK....

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder