29 Eylül 2012 Cumartesi

adını ne koysam 14


 **yol göründü
   peder beyle görüşüp gitmem gerektiğini söyledim
   tamam evlat deyip maddi durum yoklaması yaptıktan sonra
   son kez ananemi ziyarete gittim yemekle
   bişey yokmuş gibi verdim,yedi yemeğini
   -ben gidicem bu gece anane annem yada babam getirecek yemeği dedim
   -bekle bakayım dedi
   yatak odasına geçti
   sandık gıcırtısından sonra geri gelip
   bayramlık verir gibi cebime bir miktar para sıkıştırdı
   -var mı bir emrin anane dedim paranın da sıcaklığının mutluluğu ile
   -emir değil ricam olur benim bu yaştan sonra o da senden değil allahtan huzurlu bir ölüm olur yolun açık olsun dedi
   -sağol anane dedim.allah huzurlu bir ölüm versin duası içten edilebilirdi bir yaşayana ,bunu demek abes kaçardı
   kapı önüne kadar geldi beni uğurlamaya
   -hadi eyvallah dedim
   -kimseye güvenme evlat delikanlı dedikleri dedenin yaşıtlarıydı onlar da bir bir bitiyor dedi
   -güvensiz yaşanır mı anane dedim
   -hayatı orospu yaşayanların,
   para değil zevk için orospuluk yapanların varlığında
   güvenebiliyorsan o senin saflığın dedi
   -güvenmek lazım ama bazılarına dedim
   -lazım olan tek şey güveniyor gözükmek..güvenmiyorum demekte yanlış
   güvenmiyorum dersen kendine güvendirmek için kendisi olmaktan vazgeçer
   geçici güven verir
   sonra da hepsini başına kakar ben sana şunu yaptım bunu yaptım diye dedi ananem
   -hayat zor anane dedim pek kavrayamadığım için ne demek istediğini
   -hayattakiler zor kelebeğim iyi çalış derslerine seninle gurur duyacak bir sürü insan tanıyorum ben dedi
   öptüm ellerinden
   aldım nevaleyi koyuldum yola
   vardım memleket-ül okula
   selamın aleyküm aleyküm selam girdim eve
   oturduk ev ahalisi ile kısa bir geyikten sonra
   nasıl bir taktik uygulayacağımı bende bilmezken
   ne hikmettir bilinmez yalancı mesaj attı hoşgeldin diye
   kimden öğrenebilirdi geldiğimi
   tabi ki onurdan
   -hoşbulduk dedim
   -kafan rahatladı mı düşünebildin mi dedi
   -bismillah yeni geldim dedim
   -tamam haber bekliyorum dedi
   önce kimle konuşmalıydı?
   bilgeye gidip iyice olayı anlamak mı?
   yoksa yalancıya gidip zorla da olsa açıklama yapmasını beklemek mi?
   tüm bunları düşünmek bile yeterliydi aslında aşktan nefret etmek için
   bunlarla uğraşmaktan aşkın özünü kaçırıyordum amk
   haniydi benim sevdiğim
   kimdi?
   niye tutulan bir el güven vermeyecekti bundan sonra
   seni seviyorum diyen bensizlik alıştırmaları deniyordu
   yapabilir miyim kelebeksiz diye
   sonra geliyordu geri ama
   ya bir daha ki sefere yine gider de gelmez korkusu yaşamaz mıydım?
   baktım ki çok koşuyorum bu işler peşinde
   hem kendimi parçalıyorum
   hemde insanlara olan inancımı kaybediyorum bu ikisi yüzünden
   dedim siktir et olm kelebek
   bunların en son adresi hep yalan
   aşk dedektifi miyim amk ben
   ama işin boktan tarafı tüm bu olayların yaşanıyor oluşu
   benim bilgeyi aklımdan çıkaramama
   ve ondan vazgeçememe sebeb oluyordu
   boşta gezen aşk adamı da değildim
   okul var gidilmeyi bekler
   sınav var çalışmayı bekler
   sunum var hazırlamayı bekler
   ya bekliceksin aşksız okul seni adam etcek
   ya da seveceksin körü körüne sonunu allah hayır edicek
   aslında acelemin sebebi merakımdı
   neler olduğunu öğrenmek
   ama artık limiti doldurmuştum
   beklemek en doğrusuydu
   çünkü bilgenin telefonu yoktu
   onun beni aramasını beklemem lazımdı
   3 gün boyunca kulağım telefonda
   gözlerim balkondan aşağıda
   belki görürüm umudu ile çarşı da geziyordum
   ama ne telefonu vardı
   ne de yeni taşındıkları evin adresi
   bekledim ,beklerken ders çalıştım
   ders çalışmak yalnızlar işi
   aşıkken ders çalışmak...
   coğrafyanda tüm meridyenler onu görebileceğin yerleri
   matematikte tüm problemler onsuzluk hesaplamaları
   tarihin hep ilklerimiz ve tarihleri
   tek edebiyatın ona aşkı en iyi ilan sözlerin ise
   çok zor ders çalışmak..
   bazen sevgilinin seni sevdiğini ima eden bir hareketi
   en yüksek sınav notundan daha değerli
   bilge aramadı
   bu şahsım tarafından tekrar unutulmaya çalışıyor olarak algılandı
   seviyorsa aramalıydı
   aramıyorsa seviliyor bekleniyor özleniyordu
   -kelebek dedi açtığım bir telefon
   -efendim diye cevapladım
   -ne yapıyorsun
   -meraklardayım hala sevilip sevilmediğime dair bilge dedim
   -meraklanmanı gerektirmeyecek kadar çok seviyorum kelebek dedi
   -ben sana taparcasına seviyorum desem ne kadar inandırıcı gelir bilge dedim
   -çok inanmak isterim kelebek
   -benim sana olan aşkımda inanmak istemeye kaldı artık dedim
   -müsaitsen buluşalım mı yarın diye sordu
   -sınavlarım var dedim
   -yalancı ile buluşuyorsun ama dedi
   ne zaman buluşmuşuz diye sormadım bile çünkü kimin kime ne dediğini kavrayamaz oldum
   -yarın kaçta dedim
   şu saatte şurda olur mu?
   anlaştık
   yalancıyı aradım
   yarın işin var mı?
   yok hayırdır
   şu saatte şuraya gel deyip
   3lü boktan aşk koalisyonumu kurup
   kafamınn rahat edeceği bir iktidar kurmaya karar verdim
   gün battı gün doğdu
   buluşma saati geldi
   mekanda bekledikçe bekledim
   bekledikçe bekledim
   ama ikiside gelmedi
   yalancının telefonunu aradım ama cevap alamadım
   yapmış olduğum plan yine götümde patladı
   ikisinin da başına bişey gelmiş olacak kadar şansız olmam için ismimin kelebek değil guiza olması gerektiğine göre
   kesin bi boklar dönüyordu yine
   akşam üzeri yine eve gittim
   yalancıya mesaj attım
   niye gelmediğine dair cevaplamadı
   aradım,bakmadı
   bakıncaya kadar aradım
   -ne var cevabı ile açtı
   -niye gelmedin dedim
   -oyuncağın mıyım olm ben senin hışmı ile karşılık verdi
   esas ben onun oyuncağı olmuştum ama
   madem birbirlerinden haberdar olmuşlar
   -ne oyuncağı kızım sana cevabımı vericektim ama sen buluşmaya bile gelmiyorsun,neyse görüşürüz dedim
   -ne cevabı yaa dedi
   -aşkım falan işte neyse hayırlısı hadi eyvallah dedim
   telefonu kapattım
   tekrar tekrar aradı ama bu defa açmayan ben oldum
   bilgeden haber bekledim
   muhakkak arayacaktı
   fazla bekletmeden bir gün sonra aradı
   alo yok
   nasılsın yok
   -buluştun mu yeni sevgilinle dedi o da bana patladı
   -yalancı ile mi dedim
   -ben biliyordum böyle olacağını dedi
   -nerdesin dedim
   -sanane
   -bişey vericem sana dedim
   -istemiyorum
   -bişey de konuşmamız lazım bilge
   -ben öğreneceğimi öğrendim kelebek dedi
   -şantaj mı yapayım illaki bilge gelir seni bulurum diye inat etme gel bişey konuşcaz sonra istediğin yere git dedim
   -olmaz
   -sinirlenmemi istiyorsan sinirlenmeyeceğim bilge dedim
   -sevgilin var mutlusun niye sinirleneceksin ki dedi
   -yaa yok öyle bişey gel konuşalım dedim
   -bugün olmaz görüşürz deyip kapattı
   yalancıya da gider yaptığım için ona geri dönmedim.
   tekrar bilgeden haber beklerken
   buluşmak için az vaktinin olduğunu söyleyerek
   bir yere çağırdı
   oturduk
   hareketler,artislikler suratlar
   -ee dedim
   -ne ee sen çağırdın dedi
   -önce sen duyduklarını anlat bakayım dedim
   -ne dememi bekliyorsun kelebek çok yakıştınız mı diyeyim bu mu amacın,aklın sıra
   seni bıraktım diye benden intikam mı alıyorsun,bir de utanmadan onunla olan buluşmana beni de çağırıyorsun dedi.ağlamaya başlayarak
   -ben seni seviyorum derken inanmıyorsun da yalancı onu sevdiğimi söyleyince ona mı inanıyorsun dedim
   -ben zaten biliyordum.sana bilerek yazmadım beni bekleyip beklemeyeceğini görmek için mesaj bile atmadım sana,
   ama iyi ki atmamışım tam tahmin ettiğim gibi oldu dedi
   -tamam çok seviyorum ben yalancıyı kalk git o zaman dedim
   bana bakar kalmış halde iken
   -hadi yürü git o zaman dedim
   -açıklama yapmayacak mısın dedi
   -açıklanacak bişey yok.ben şerefsizin birisiyim
   sana seni seviyorum diyorum ama yalancıya aşığım.dedim
   -yalan söylüyorsun dedi
   -nerden biliyorsun yalan söylediğimi dedim
   -beni sevdiğine inanmıştım dedi
   tuttum çenesinden
   öylece baktı sessizce
   -hayır inanmamışsın,inanman için önce beni sevmen gerekir.
  sevmek ne demek bilmiyorsun.sevileni öylece bırakıp gidilmeyeceğini
  bilmen gerekir,
   senin tek bildiğin aşkı kendi başına yaşamak,
   sevesin gelince dönmek,en ufak gelecek endişesinde kendini düşünerek çekip gitmek..
   bak şimdi ben seni çok seviyorum buna inanmak da senin elinde ama
   beni gelecekte tekrar bırakıp da gitmenden endişelendiğim için bende çekip gidiyorum.diyerek oturduğumuz yerden kalktım
   -git sevgilin merak eder keşke başka bahane bulsaydın dedi
   -bence neye inanacağını şaşırmış putperestten farkın yok bilge.doğru yol ben miyim bilemem ama
   benim cennetim ikimizi de mutlu eder sanıyordum neyse yanılabiliyor insan
   yaşayan fanilerin kaderi zaten geleceği bilemeyip neye inanacağının şaşkınlığı ile yaşamak..deyip arkamı dönüp giderken
   dur kelebek demesini beklemek yılbaşı özel çekilişinde tutmuş tüm numaraların sonuncusunu beklemek gibiydi
   ama demedi
   yada diyemedi
   ben bilerek son sözü ona vermemiştim
   bazı şeyleri düşünüp
   beni sevip sevmediğinin muhasebesini tek başına yaptıktan sonra bana dönmesini beklemek en mantıklısıydı
   sınavlar bir bir geçerken
   onun muhasebesi bir türlü bitmedi
   zaman geliyor memlekete gitmem gerekiyordu okul bittiği için,  
   yalancıyı iyice salladım
   defalarca aradı yaklaşmaya çalıştı
   eve geldi
   sözde onurun yanına gelmiş gibi oturdu
   ben kendimi odaya kapattım
   yada dışarı çıktım o varken
   yalancıya hiç sormadım
   bilge ile ne konuştuklarını
   yada bilgeyi nasıl inandırdığını
   yalancı
   -hiç mi umut yok diye sordurdu onura
   -sence olmalı mı onur dedim
   -bilmiyorum ama ne yaptıysa seni sevdiği için yapmış dedi onur
   -aşkı ya ben ya da o yanlış biliyor o zaman dedim
   -ama bence bir şans vermelisin dedi
   -onun en büyük şansı gidip onu dövmüyor oluşum.
   eğer onun hakkında konuşmaya devam ediceksen arkadaşlığımız okul arkadaşlığı olarak kalsın dedim
   bilge ile olan beklendik iletişim bir türlü gerçekleşmiyor
   gün geçtikçe de gerçekleşme ihtimali zayıflıyor gibiydi
   zaten nerde ne yapıyor onun soru işaretlerine
   beni gerçekten seviyor mu?
    bir geleceğimiz olacak mı?
   arayacak mı?soracak mı?
   babası verecek mi?
   soruları da eklenince iyice boktanlaştı durumum
   sonra kendi kendime
   olm mal kelebek kızla buluşup artislik yapacağına takip edip öğrenseydin ya evini diye de hayıflandım
   ya gider yaparken ayarı tutturamıyordum
   ya da blöf yaparken
   kalpte bir sevilen
   vicdan da gurur
   kaldım yalnız başıma
   memlekete dönmek icap ettiği halde bekledim
   belki arar diye
   yada bir yerlerde görürüm diye şehrin mevlevisi oldum ama nafile
   yine bir telefon geldi ankesörlü telefondan
   o telefonu o kadar bekliyordum ki ilk çalmasında cevap verdim
   -efendim
   -seni çok seviyorum kelebek dedi ve kapandı telefon
   aynı numarayı ben arama telaşına girmişken
   yine aradı benden önce
   -bilge kapatma dedim
   -bir cümle inan yetmiyor kelebek..seni seviyorum süresi kadar kısa olmamalı sana olan duygularımın tarifi.
   ama sana sadece gerçekten çok seviyorum diyebiliyorum..
  *bende bilge bende çok seviyorum dedim ama bendeden sonrasını telefonun kapatılış tonuna söyledim
   tekrar aradım
   sonra tekrar
   ve yine ama sadece meşgul tonunda cevaplandım
   bıkmadan bir iki saat boyunca değişik aralıklarla aradıktan sonra bir genç cevap verdi
   o telefonun bulunduğu adresi aldım
   oraya gidip bir kaç saat etrafta dolaştım ama sonuç alamadım bilge adına
   iki gün daha kaldım yine dolaştım ve telefon bekledim ama sonuç bulamadım
   memlekete bileti alıp
   tüm valizleri yüklendikten sonra yola koyuldum
   gece yolda olacağımı peder beye bildirdim
   kimse karşılamadı
   zaten aklım bilgede olduğu için pek te umursamadım
   yalnız kalmak en iyisi gibiydi
   otogar-taksi-ev ve direk yataktan sonra
   peder sabahın köründe kaldırıp
   hoş geldin bile demeden
   -git bi ekmek al da gel arabanla dedi
   bir anahtar uzatarak.
   -arabam mı dedim?
   göz kırptı hak ettin dedi
   -hangisi dedim
   -alarma bas öten senin dedi
   annem sarıldı hoş geldin hoş bulduk
   elini öptüm
   nedense merdivenlerden inerken hiç de heyecanlı değildim
   kapıdan çıktım
   bizimkiler balkondan beni izliyorlar
   bastım tam karşımda
   sıfırımsı
   bir genç için her türlü gideri olan
   beyaz bir ehliyete siyah bir araba ile onurlandırmışlar beni
   tam arabaya binicem
   -kaldırımdan sür acemi şoför..espirisini yaptı peder
   annemde besmele çekmeden binme diyor
   neyse bindim ekmek alıp geldim
   kahvaltı yaptık
   babam sordu,ben cevapladım,annem yorum yaptı
   -beğendin mi arabayı?
   -evet çok sağolun
   -hak ettin oğlum
   bi kaç okul ile ilgili soru daha aldıktan sonra
   biraz daha yattım
   kalktığımda öğlen olmak üzereydi
   -anne ananemin yemekleri hazır mı?özlemişim ben götüreyim dedim
   -kız geldi götürdü oğlum dedi
   -kim kız anne dedim
   -var ya şu senin okulda okuyan kız o götürüp getirecek arasıra da ananenin evini toparlayacak.
   ananende onun okul masraflarını karşılayacak dedi
   -yalancı mı dedim?
   -evet dedi
   -kim buldu anne onu?dedim
   -bende anlamadım kelebek ananen bulmuş nasıl bulduysa dedi
   ablamı aradım
   onun aracılığı ile olduğunu anladım telaşından
   yalancıyı aradım
   -ne yapmaya çalışıyorsun dedim
   -kimsiniz dedi
   -nasıl kimsiniz kelebek ben dedim
   -aaa hatırladım uzun süre iletişimde olmadıklarımı siliyorum da çıkaramadım dedi
   -bi tek ailem kalmıştı el atmadığın dedim
   -telefonu kapat bir daha da arama.bir şikayetin varsa gel ananenle görüş  dedi
   -görüşcem ben  senle yalancı hanım dedim
   -ben görüşmek istersem görüşürsün.işim var rahatsız ediyorsun dedi kapattı
   üstümü giyindim
   anneme ananeme gittiğimi söyledim
   kapıyı açan yalancı oldu
   tam bağırıp çağıracam
   ananem seslendi
   -kelebeek
   -efendim anane deyip elini öptüm
   -önce hoşgeldin sonra nasılsın ve son olarak işime karışma,bu kız yarın gelmezse sorumlusu sensin dedi
   -ya anane diye lafa girmişken
   -önce hoşbuldum sonra iyiyim ve son olarak tamam anane karışmayacam diyeceksin dedi
   -peki anane deyip ne yapacağımı bilmezken
   ananem yalancıya
   -teşekkür ederim kızım gidebilirsin sen istersen dedi
   o giderken ben yalancının ananemi etkilemek için ne yaptığını çok merak ediyordum
   ananem de uzatmadan anlattı zaten....

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder