29 Eylül 2012 Cumartesi

adını ne koysam -FİNAL-

-FİNAL-

yalancı çıktı
hemde tam karşıma
zaten sinirliydim sıkılmıştım peşinden koşmaktan
bir de polis tarafından sapık muamelesi görmüştüm
-dur dedim
durmadı
-sana diyorum dur sinirlendirme beni dedim
-şimdi kimin için dövüceksin dedi
-kimseyi dövdüğüm yok dur konuşalım dedim
-konuşmak istemiyorum kelebek dedi
-tamam hatamı kabul ediyorum özür dilerim dedim
aslında bunları konuşurken ne yaptığımın da tam olarak farkında değildim
yalvarıyordum kıza beni affet diye ama aslında sikimde bile değildi amk
peşinden koştuğum şeyin aşk değil de
kendimi affettirmek olduğunu farkettim
affetmese ne olurdu?
ne kaybederdim
o anlık ki düşüncelerle
-iyi peki sen bilirsin dedim
-bilgeye mi gidiyorsun dedi arkamdan
-senden gidiyorum yalancı dedim
-offf diye derin bir iç çektikten sonra
-sen hayaller kurduruyorsun ama kurarken bile yıkıyorsun kelebek hayallerimi dedi
-herkesin hayal yıkıcısı oluyor maalesef dedim
-görmek istemiyorum seni bir daha dedi
-nedense hiç üzülmedim dedim
-yalan söylüyorsun, yoksa kapıda yatmazdın günlerce dedi
-benim için kapılarda beklemek zor olmadı ama senin aşağı inmemen zor olsa gerek dedim
-nerden biliyorsun öyle olduğunu diye sordu
-uzatmıyorum yalancı geleceksen buyur gel dedim
-ne kadar vurdumduymazsın sen yaa diye surat yaptı bana
-he öyleyim hadi eyvallah dedim
-gidemezsin olm bana açıklama yapmak zorundasın dedi
-sabaha kadar açıklarım, binbir tane yalan söyleyerek açıklarım senin yaptığın gibi,ama şimdi bana inanmazsın
benim sana hiç inanamadığım gibi, dedim
-ben yalan söylemiyorum artık dedi
-ben söylüyorum kızım ben artık yalan söylüyorum, seni sevmiyorum ve hiç umrumda değilsin dedim
-bu yalan mı dedi?
-zormuş değil mi neyin yalan neyin gerçek olduğunu anlamaya çalışmak dedim
-şimdi de geçmişi başıma kakma zamanı mı geldi kelebek dedi?
-neyin zamanı olduğunu bende bilmiyorum dedim
-hiç sevmiyorsun dimi beni dedi
-bana göre evet sana göre hayır, yada kime göre evet kime göre hayır neyse pek de önemi yok artık diyerek gitmek istedim
-sadece bişey merak ediyorum dedi
durup merakla dinledim
-farzet ki ömrümüzde birbirimizi ilk defa şu an yolda çarpışarak gördük dedi
-ee dedim
-sever miydin beni dedi
-ben bilgeyi sevdim de ne oldu?sen beni sevdin de ne oldu? dedim
-keşke tanıştırmasaydım seni dedi
-bilgeye sen verdin değil mi numaramı dedim
cevap vermedi
-sen verdin değil mi dedim
-böyle olacağını bilmiyordum dedi
-amacın neydi ki?diye sordum
sustu
-bir gün acı çekeceğimi bile bile neden böyle bir şey yaptın yalancı dedim
-bilmiyordum kelebek dedi
-bilgeden sonra bir orospuya isyan ederek kimseyi sevemeyeceğimi biliyordum, aslında ikiymiş ama haberim yokmuş,
çok yazık dedim
sinirle gözlerime baktı ona da orospu dediğim için ama sesini de çıkaramadı
-ah gülçin ah senin bezin herkesten daha temizmişte haberim yokmuş dedim
konuşmak istedi
-şu an sinirim çenemde ellerime geçmeden siktir git yalancı dedim
-ağır konuşuyorsun ben böyle olacağını bilmiyordum dedi

****
   -bir daha karşıma çıkma yalancı diyerek ayrıldım yanından
   her işte bir hayır vardır derler ya
   hakaten öyle olduğunu
   memlekete dönüp babama askere gitmek istediğimi söylediğim de anladım
   başvuru yapıp tecili bozdurduk
   ve askeriyeden haber bekledim
   bir buçuk ay civarı beklerken
   yalancı süreklii görüşme fırsatları yaratmak için memlekete geliyor
   geldiği zaman ablam vasıtası ile geldiğini haber veriyor
   ablam ananeme yemeği benim götürmem konusunda ısrar ediyor ama ben götürmüyordum
   asker yemeği verdiğimde
   yalancının da geldiğinii gördüğüm için
   kendi yemeğimi terkederek babamı oldukça kızdırdım
   annemde söylensede durum pek değişmedi
   -bu kadar rahatız ettiysem ben giderim kusura bakma ben giderim diye bir mesaj attı
   cevap bile vermedim
   askerlik gelsede kurtulsam moduna çoktan geçmişştim bile
   salya sümük ama paralıca gönderildim askeriyeye
   hatta peder bey enişte ablam ve annem kendileri bıraktılar zahmet edip
   selamın aleyküm girdik üst baş ayarlaması
   yatacak yiyecek derken
   ilk bölümü geldi de geçti bile askerliğin
   her aile bireyi ile telefon görüşmemde
   çok özlendiğim ve dikkatli olmam konusunda uyarılırken
   ablamın benimle tek konuşabildiği şey yalancıydı
   -her gün arıyor haber var mı?iyi miymiş diye soruyor dedi ablam
   -ona söyle salak salak sorular sormasın,kurşunu sık sonra iyi misin diye sor ohh iyiymiş vicdana mı gelmiş dedim
   ablam yine şöyledir böyledir seviyormuş pişmanmış otmuş bokmuş sürekli onun savunmasını yapınca
   -bir daha beni arama abla diye de onu da uyardım
   askerliğin geri kalan kısmı başladığında tüm bu sorunları düşünmekten
   memleki özlemekten
   sistematik işleyen askeri işlerinden sıkıldığım için
   biraz mallaştım
   bu mallaşma bana yalnızlığı beraberinde getirdi
   tek başıma oturup salak salak sağa sola bakıyordum boş vakitlerimde
   bir gün eğitim sırasında ablamla eniştem ziyarete geldiği için izin alarak bölükten ayrılıp
   nizamiyeye gittim
   onlarla görüştükten sonra giderlerken ablam bir mektup tutuşturdu elime
   gönderen kısmında seni seven birisi işte yazıyordu
   yalancı olduğunu anladığım için ablama geri vermek istedim
   ama okuman lazım mış kelebek oku sonra atarsın dedi
   ziyaret bitti
   ben bölüğe geri döndüm
   eğitim saatinin bitmesine az kaldığı için eğitime katılmadan içbahçeye oturarak milletin gelmesini beklerken
   mektubu okumalı mıyım okumamalımıyım onu düşünüyordum
   bir tane çavuş
   -aranızda fakir piçi var mı lan diye bağırdı iç bahçeye
   halbuki iç bahçede bir tek ben vardım oturan
   yanıma elindeki iki çayla beraber geldi
   -çayı veririm ama borcun olur.bozuk yokmuş ibne çaycıda dedi
   bu çavuş komutan postası
   alanyalı
   piçin en önde gideniydi beyler
   oturduğu zaman onu dinlemek için çevresinde en az 5 kişi gezerdi
   öyle bir piçti ki gülmek için sadece bakmanız yeterliydi
   fakir piçi diye bağırıp çayı bana verince bile sen kime piç diyorsun lan diyemedim
   oturdu yanıma
   -çayı ısmarladık anlat bakalım bişeyler dedi
   -ne anlatayım dedim
   -amk onu da mı ben söyleyeyim konuş işte dedi
   -mektup gelmişte okusam mı diye düşünüyorum dedim
   -sıkıcısın çavuş ver çayımı geri başka birisini bulayım dedi bana
   -içtim ama birazını dedim
   -o zaman mecbur konuşacaksın var mı manita dedi
   -yok dedim
   -yalanlarını sikim bu kimden geldi o zaman dedi
   açıklama yapmaya çalışırken
   bir komutan yanımıza koşarak gelip
   -amına çakim arkadaşım yemek öncesi seksi sevmiyorum demiyor muyum ben sana?dedi
   bu gelen o alanyalı çavuşun bölük komutanıydı
   -çay tazemi diye test ediyordum komutanım dedi
   anında bir tokat yedi komutanında
   -amına çakim sallama çayı test etmek sana mı kaldı diye
   bölük çavuşunu bulup getirmesini söyleyerek ayrıldı yanımızdan
   -bu da benim kocam işte hem siker hem döver tam türk kocası diyerek kendi kendi ile bile dalga geçebilen bir piçti
******

   bir süre onu göremedim
   ve bir yalnız yakaladığımda
   elime iki çay alıp
   -fakir piçi lazım bir tane dedim
   -valla çok fakirim dedi
   bir sigara istedi
   -okudun mu mektubu diye sordu
   -okumadığımı söyledim
   -o zaman senin durum benden de karışık hacı dedi
   ben anlattımm o dinledi
   o anlattı ben dinledim
   ama öyle bir anlattı ki
   bu kadar piç birisinin tek bir kişiyi sevmiş olabilme ihtimalini
   bölükteki kime sorsanız inanmazdı
   bende herkes gibi alanyada hergün bir karı ile yatan
   birisi sanmıştım
   belki de bu yüzden o kadar çekici geldi bana hikayesi
   benim aşk durumum için de
   -yeşil çamda sana rol vermişler haberin yok bu ne biçim entrika amk dedi
   -aga ayıptır sorması yok mu amk alanya rus cavur bas geç bu ne işkence etmişsin kendine dedim
   -herşey am mı olm?öyle olsaydı gülçini sikerdin,dedi
   -haklısın ama ellerine dokunmaya bile kıyamadığım bilge başkasından hamile dedim
   sürekli konuştuk
   o bana gelişmeleri anlattı durdu hep
   benim askerlik bittiğinde o uzun dönem yaptığı için askerliğe devam etmişti
   benim askerlik bittiğinde otobüste okudum mektubu
   aynen yazıyorum
   -aşk salaklıkmış
   aptallıkmış,yeri gelince orospuluk,yeri gelince hanımefendilikmiş
   nefreti de varmış,başkalarının mutlu olmasını istemekte
   aşk yalan öylemekmiş hemde en sevdiklerine bile
   aşk annen hasta iken sadece yaşıyor mu diye bakmaya gitmek iken
   sevdiğin senden ayrı iken yollardan gözünü çevirememekmiş,bir umut gelir diye
   aşk gururmuş
   delice sarılmak isterken dönüp arkanı yürüten
   bağıra bağıra seni seviyorum demek isterken susup yutkunmakmış
   oyunmuş aşk
   hiç bilmeden oynanan kimi zaman kaybettiren
   kimi zaman geçici kazandıran
   tokat atanın,küfür edenin adamlığına salaklık
   başkasına sevdirmeye çalışırken kendin aşık olarak aptallık
   değerini herkese verenlerin seviyesine çekerek orospuluk
   iyi kız olmak için hanımefendilik
   hala onu sevdiğin içinde nefretlik
   ve ilk gördüğümde kendime yalan söyleyerek senden etkilenmemiş yalanı rolünü oynadığım için sen haklısın
   çok sevdim kelebek
   aldım kalbime koydum
   ellerimi inandırdım artık
   senin ellerinle dolu diye
   kimseleri tutamaz
   kalbimi inandırdım artık bir kelebek olacak diye
   nasıl olur bundan sonra bilmem
   bana nasıl bakarsın bilmem
   adımı ne koyarsın bilemem
   ama ben senin adını aşk koydum
   ismin kalbime daim hayırlı olsun...


   **kimseye haber vermeyecektim aslında memlekete dönüyorum diye ama
   ablama söyledim
   ve benii otogardan eniştemin alıp alamayacağını sordumm
   taşınması gereken valiz ve aile bireyleri için aldığım ufak tefek hediyeler vardı
   ablam tamam hallederiz dedi ama
   otogarda beni bekleyen bir enişte göremedim
   ablama telefon açıp nerde kaldığını sordum eniştemin
   gelmek üzere olduğunu söyledi
   15 dk kadar bekledikten sonra gelen eniştem değil
   yalancıydı
   anlayacağınız ablam da yamuk yapmıştı bana
   utangaç suratı ile yanıma yaklaşıp
   elini uzattı hoşgeldin diyerek
   ne yapacağımı bilemedim
   bildiğim tek şey
   askerliğim süresince hergün benim nasıl olduğuma dair ablamdan bilgi almış olması
   ve sesimi duyabilmek için ablama telefonunun sesini açması için yalvarmış olmasıydı
   ayrıca yazdığı mektup
   oraya gelişinde çok büyük umutlar olduğu belliydi
   belli ki beni çok özlemişti
   belli ki hatalarından oldukça ders almıştı
   zira suratıma bile bakamıyordu
   bazıları allah'a aşk diye dilenirken
   ben dibime gelmiş aşka surat yapıyordum aslında
   yaptımda devam de ettim yapmaya
   kendi mutluluğumdan geçtim
   alanyalı piçin ne bok yiyeceğini merak ediyordum
   çünkü yanına gelecekti çok sevdiği
   benden bi sikim olmazdı zaten
   affettim demedim yalancıyı hiç
   ama küs gibi de olmadım
   ne başkası ile beraber oldum
   ne de seviyorum dedim yalancıya
   o aramazsa aramadım
   ablamın düğünü öncesi yalancıyı istemek üzere evlerine gelme isteğinde bulunan bir aile olmuş
   ama yalancı o gün açıklamış annesi ve abisine beni sevdiğini
   düğün gecesi herkes oynarken konuşmak istediğini söyledi
   sonra konuşuruz diye sallamak istedim ama çok önemli deyince merak da ettiğim için kabul ettim
   dışarı çıktık düğün salonundan
   üzerine inanılmaz yakışmış kıyafeti
   kuaförünün yaparken bile çok zevk aldığına inandığım dalgalı bukleli uzun saçları
   arkasında ben
   yola düştük
   çok geçmeden oturdu bir halk otobüsü durağına
   kendi kendine çok düşünmüşş olduğu akmak üzere olan gözyaşları ile belli oluyordu
   çoook uzun bir konuşma bekliyordum ama
   -mutluluk bana geldiğinde ellerimi tutan sen olur musun kelebek dedi
   cevap vermedim başım önde düşünürken
   -özür dilerim diye kalktı yanımdan
   gitme de demedim kal da demedim
   bu onu uzunca bir süre hiç göremeyeceğimin iilk günüydü aynı zamanda
   zamanla staja başlayıp çalışırken
   çok güzel kızlarla tanıştım
   çoğu için sadece bir tekliif yeterlii gözükürken hiç birisine teklif etmedim
   sürekli alanyalı piç ile temasta oldum
   askerlik süresince onu her arayışımda kızla aralarında ne olduğunu sordumm
   kimi zaman mutlu kimi zaman üzgündü
   askerlik sonrası onu ziyarete gittiğimde de
   beraber gezdikleri
   oturdukları
   tanıştıkları yerleri göstermesi için resmen yalvardım
   kızı da görüp küçük bir tanışma fırsatı buldum
   beraber staj yaptığım bir piçten duydum ilk
   panpa lafını
   daha sonra inci geyikleri ile gülmekten tanışmamız ve birlikte takılmamız çoğaldı
   bana kullanmmadığı yedek niki olan
   yarrak siken kelebek'i verdi
   hikayeler okudum inciden
   sonra bende yazmaya karar verdim bir tane
   alt yapıyı alanyalı piçin hayatından alıp
   sözlerle ve benzetmelerle süsleyip yazdım
   bende bilmiyordum
   o kadar sevileceğini
   tam bir senemi aldı yazmak
   herşey iyi güzel hoştu ama
   alanyalı piç öğrenince üzüldü yazdığıma birazda kızdı
   -şu tarihte alanyaya gel dedi
   gittim işten izin alarak
   ben beni dövmesine bile razıyken
   iki gün çok güzel ağırladı beni
   hikaye hakkında konuştuk
   orası öyleydi burası böyleydi diye
   ben aranız nasıl diye sorduğumda
   -ikimizde mutluyuz cevabını verdi
   giyindik ikimizde
   bilmiyordum nereye gideceğimizi
   sorduğumda
   -sen bu gece cezanı çekeceksin,bende sana eşlik edeceğim içerken dedi
   cezadan kasıt hesap ödemek sanıyordum
   çok lüks bir mekana gittik
   içeri almak istemediler bizi
   bir kaç telefonla ayarladı alanyalı
   girdik ben oturacak yer bakarken
   -bekle dedi gözlerinde anlam veremediğim yaşlar var iken
   -hayırdır lan dedim
   -tanımadın mı dedi gelini göstererek
   -yoo kim bu dedim
   -siktir et bende tanıyamışım zaten 8 senedir dedi
   ben sadece
   -hassiktir diyebildim ani tansiyon düşmesi sonucu yere düşerken
   o tuttu ellerimden
   -şimdi içmek için bahanemiz var dedi
   seven kişi o iken
   ben o kadar üzüldüysem
   onun neler yaşadığını sormaya bile korktum
   daha önce götürdüğü bir yere gittik
   bank'a
   yıllardır beraber oturdukları bankta
   hiç konuşmadan denize bakarak içti
   hiç bağırmadı
   kimseye küfür etmedi
   tatsızlık çıkarmadı
   ama çook sarhoş oldu
   susmuştum bende dinlenmiştim biraz ağlamaktan ama
   ayağa kalkıp denize yaklaşarak
   ellerini havaya kaldırdı
   3 4 dk kadar bekledi
   elleri havada iken öpülmesi gerekiyordu halbuki ebrusu tarafından
   -hadi gidelim dedim dayanamadığım için
   -o ne dedi biliyor musun kelebek dedi
   -hangisini soruyorsun ki dedim
   -ben mutlu olmayı çok hakediyormuşum..çok iyiymişim mükemmel kalbim varmış,yalan dimi kelebek dedi sarhoşlukla
   -hayır doğru dedim
   -sus orospu çocuğu sus,senin de amına koyim sende gideceksin beni yalnız bırakacaksın da yol mu yapıyorsun dedi
   -yok be olm herşeyde bir hayır vardır üzülme diye tesellii etmeye çalıştım
   çok sarhoş olduğu için evine götürdüm
   ertesi gün kalktığımızda tek hatırladığı
   -herşey de bir hayır vardır dedin bana dün gece dedi
   -evet dedim
   -o yüzden yaşıyorum şu an,şimdi senii siktir etcem burdan bunun sana hayır getirmesi için tek yapman gereken yalancının yanına gitmek diye
  ciddi ciddi kovdu beni
   daha sonra sadece iyiyim yurt dışına gitcem diye haber aldım alanyalıdan
   ben mi ne oldum siktir edin amına koyim bi sikim olmaz benden....

1 yorum:

  1. 21 Şubat 2023-\hüseyin
    Benden de bir sikim olmaz.

    YanıtlaSil