28 Eylül 2012 Cuma

anlatsam mı anlatmasam mı 13


**evet beyler sayılı saatler sonra nasıl siklerin altına yatacagımı bilemediğim bir yıllık daha askerliğim vardı
deli gibi sevdiğim kızın bana nefretle bakan gözleri
bitmişmiydi lan herşey
bu muydu amk
yemediğimiz bir yarraktan dolayı
götümüze mi kaçacaktı ayrılık siki
ben köz kös otururken ebru da yüklendikçe yükleniyordu
-bana tutamayağın sözler neden verdin
dedi
-tuttum ben sözümü ebru dedim
daha çok kızdı
-başkasının koynuna yatarak mı tutuluyor artık sözler artık dedi
bişey demedim
ona da bakmıyordum
-tamam kelebek haklısın sende haklısın demekki ben sana yeterince iyi sevgili olmadım.
sende hata aramıyorum artık.her istediğini yaptım ama demekki yeterli değilmiş.
ne istediysen verdim. hatta istemediklerini bile verdim.tek elif olduguna da inandıramazsın artık beni.
tek bir sorum var neyi eksik yaptım onu söyle bari lütfen dedi
kafamı hafifçe ona çevirdiğimde gözlerinin yaşlı oldugunu gördüm
böyle bir acı böyle bir çaresizliğin tarifi yok
birazdan asılmayı bekleyen idam mahkumu gibiydim
sevdiğim onsuz yaşayamayacagımı bildiğim kız muhtemelen siktir git diyecekti bana
yine diyecek birşey bulamadım
ne dersem diyeyim inanmayacagı belliydi
kafasında ben ile elifi aynı yataga koymuş
yapılabilecek çok fazla şey yoktu
ben konuşmayınca daha da ağlaması arttı
-konuşsana sinir etme adamı dedi
-o gece o eve gittim deli gibi seviştik sen hiç aklıma bile gelmedin. onun yanındayken sana yazdığım mesajlarıda sen şüphelenme diye yazdım
bunca yıl sana hep yalan söyledim.tek elif değil onlarca kızla seni aldattım. seni hiç sevmedim. hiçte sevmeyeceğim dedim
aptal aptal bana baktı ne diyecegini şaşırdı
o şaşkınlıkla bana bakarken
-tüm gücümü toplayıp sana bir kere vuracaktım acım azalsın diye ama onu bile haketmiyorsun. erkek olsam bildiğim tüm küfürleri hakedecek
durumdasın şu an gözümde. yazıklar olsun sana dedi
-ben duymak istediklerini anlattım ebru anlatacağım başka hiçbirşeye inanmayacaktın. böyle olması gerekiyormuş kusura bakma dedim
cebimden istanbul biletini çıkarıp yırttım gözünün önünde
çevreye saygısızlık ederek yere attım bütün parçalarını
-artık gidecek yerim bile yok dedim
-istedigin yere git bundan sonra beni ilgilendirmiyor dedi
kalktı parmağındaki yüzükleri çıkardı oturdugum yere bıraktı
yürümeye başladı


**ben oturdum kaldım
gidiyordu resmen
-son birşey rica edebilir miyim senden dedim
durdu
-son ricam olacak söz dedim
gitmekle gitmemek arasında gidip geliyordu ama çaresiz bir şekilde sevdiğini bildiğim için en azından dinleyeceğini biliyordum ricamı
-ne var dedi
-bir arkadaşa telefon açmam lazım telefonunu kullanabilir miyim dedim
-al senin olsun bana bundan sonra lazım olmayacak zaten diye götüme bir iğne daha batırdı
-hayır otur lütfen dedim
oturmadı
-lütfen dedim
hiç konuşmadan oturdu
biladere mesaj attım ebrunun telefonundan
-bilader elif diye bir kız nosu olcak mesajları silmediysen vardır orda bu numaraya acil bir yolla dedim
bir dakika sonra bilader numarayı gönderdi
-bak ebru şimdi elifi arıyorum hiç sesini çıkarma ve sadece dinle dedim
-sizin aşk konuşmalarınızı dinlemek istemiyorum dedi
ama meraklıydı acaba ne konuşcaz diye
belliydi gönlünün üzerine bir su serpilmesine ihtiyacı oldugu
o kadar yılın hatrı vardı en azından
elifi aradım
cevap verince megafonu da açtım
konuşmaları aynen yazıyorum
-alo buyrun
-merhaba elif ben kelebek nasılsın
-iyiyim kelebek aramazsın sanıyordum sen nasılsın
-bende iyiyim sağol.
-bu telefon kimin
-benim yeni numaram elif askeriyeye sokmaya çalışacagım mesaj atarsın sokamazsam da istanbula gidinceye kadar mesajlaşırız olur mu dedim
-tamam sağol dedi
-ben kapatıyorum kendine iyi bak dedim
-bişey sorcaktım sana dedi
vay amk sonra sor başka zaman sor elife güvenip iş yaptık amk.ama sike sike
-buyur elif dedim
-o geceden sonra bir daha aramadın beni neden şimdi numaranı veriyorsun. dedi
-otobüsüm kalkacak o geceyi de sebebini de mesajlaşarak konuşuruz dedim
-tamam iyi yolculuklar dedi
-sağol deyip kapattım


**elimi valize attım eş dost arkadaşların telefon numaralarının kayıtlı oldugu not defterini de ona verdim
telefonu ebruya uzattım.
-artık kelebek sensin. istedigin soruları ona sen sor kelebekmişsin gibi. dedim
-ben konuşmam dedi
-bana inanmak hiçbirşey olmadıgını duymak istiyorsan sana birinci ağızdan şans verdim. istersen ona yazma ben günlerce sana tekrar tekrar onu dokunmadığımı bile anlatayım
ama inanacaksan.ha korkma benim ezberimde tek bir telefon numarası var o da seninkisi onu arayıpda kendimi sana affetirecek sekilde konuşmasını rica etmem
nasıl olsa biletimi de yırttım istedigin kadar beklerim sen bana inanıncaya kadar dedim
hiç birşey diyemedi.ne yapsam düşüncelerindeydi
-gel beni otobüse bindir istanbula uğurla otobüste telefon kullanamam zaten telefonum da yok.5 saat gibi bir zamanın var şimdiden başla mesajlaşmaya
istediğini sor. istersen fikir vereyim.
ona blöfler yap acaba öpüşmesek miydi diye.
-bilmiyorum dedi
biraz olsun inanmıştı ama şüpheyi kendisi geçirebilir di ancak
bende ona bu şansı verdim
-tamam hadi gidiyoruz dedim
-nereye dedi
tuttum kolundan
taksi cevirdim bir tane
otogar dedim taksiciye
-kelebek sen başla elifinle yazışmaya istersen dedim
hiçbirşey bilmiyora benziyordu
ben yanındayken yazmadı
otogarda taksiden inerken
-ben vereyim senin paran yoktur askersin sen dedi
-ben veririm dedim
herşey hala sevdiğine işaretti
otogara gittim 10 dakika içinde kalkacak bir otobüs denk geldi
bileti aldım
otobüse valizi teslim ettim
-bu yüzükler sende kalsın yaptığıma inandığın cevaplar alırsan eliften, çöpe atarsın benim başka verecek kimsem olmaz çünkü. dedim
söyleyecek çok seyim vardı ama en lazımlarını söyledim sadece
-çok şanslısın beni unutmak istersen sadece numaranı değiştirmen yeterli olacak. yoksa hep arar dururum seni her boş vaktimde. kendine iyi bak ebru dedim
ve henüz 5 dakika olmasına rağmen otobüse bindim


***sarılmadık öpüşmedik
güle güle bile demedi
camdan ona bakmak istiyordum ama tutmakta zorlandığım gözyaşlarım dökülür de üzülür diye bakmadım
el sallamak bekle beni sevdiğim senin için geri geleceğim demek isterdim ama kısmet olmadı
sarılıp bir kez öpmek isterdim üzülme herşey geçecek buda bitecek demek isterdim
ama otobüs kalktı gidiyordum artık
sadece o eve gitmek beni bu kadar ağır cezalandırdı
işin en kötü tarafı aşkımı elifin ellerine teslim etmiştim
ben ne kadar anlatsamda ebru inanmayacaktı ama en azından şeytan da olsa elifden medet bekledim
o yolculuk acaba mesajlaştılar mı?
elif aptalca birşeyler yazdı mı diye düşünerek geçti
en önemli soru ebru bana inanacak mıydı
yolda bir kez mola verdik
elifi aramak aklımdan geçti ama ararsam gerçekten bir orospuluk yapıp beni ebrudan ayırma fırsatını ona vermemi degerlendirebilir diye yapmadım
zaten inanın telefon numarasını da hatırlamıyordum
ancak tekrar bilader numarasını almam gerekiyordu
istanbula geldim
e 5 üzerinden küçükyalıda indim
biraz yokuş tırmandıktan sonra
kenan evren kışlasına girdim
gerekli belgeler teslim edildikten sonra beni tabura götürdüler diger biriken askerlerle
tabura adım attım
daha önce hiç görmediğim denizci kıyafetli askerler mi dersiniz
mavi kamuflajlı havacılar mı dersiniz
siyah bereli tankçılar mı dersiniz komando bereli askerler mi dersiniz
sivil kıyafetlisi
takım elbiselisi
kirli sakallısı
normal piyadesi ne ararsan var
ne oluyor burda nasıl bir yer derken
kayıt işlemi yapıldı
bir koğuş gösterdiler
birini yakalayıp
-nasıl bir yer burası dedim
-siktir git devrelerine sor dedi
devre kim amk sanki hepsiyle 10 yıldır arkadaşım söylesene işte pezevenk bilmiyoz
üst devre ne demek öğrendikten sonra
diş ağrısı dayanılmaz bir hal aldı
bi kaç askere sordum ne yapabilirim diye
nöbetçi çavuşu bul nöbetçi komutana götürsün ondan izin alıp revire gidin dedi bi tanesi
dediklerini yaptım


***nöbetçi başçavusu bulduk
nöbetçi çavuş komutana
-bu askerin bir maruzatı varmış komutanım dedi
-gelsin dedi
tekmil verip yanına yaklaştım
-dişim ağrıyor komutanım dedim
bir tokat attı
-geçti mi dedi
-geçmedi komutanım dedim
bir tane daha vurdu
-geçti mi dedi
baktım adam deli amk
-geçti komutanım. dedim
-siktir git o zaman dedi
-emredersiniz dedim
dışarı çıktık nöbetçi çavuşla
eh amk
askeriyede yediğim ilk dayağa mı yanayım. nerde ne bok yediğimi bilemediğime mi yanayım
kızdan ayrılmanın keskin virajındayım ona mı yanayım
dişim ağrıyor işte orospu evladı komutan geçmedi ona mı yanayım
akşam iştiması öncesi
beni zorla tutup mıntıka yaptırdıklarına mı yanayım
iştimada en az 200 tane çök kalk yaptırdıklarına mı yanayım
yemekten sonra mutfaga gönderilip bulaşık yıkadığıma mı yanayım
geri gelip duş bile alamadan yattıktan sonra gece ikide kaldırılıp diğer yeni gelmişlerle er erbaş gazinosu yıkadığıma mı yanayım
birisini öldüresiye dövmek istediğim halde kimseye dokunamadığıma mı yanayım
yoksa sabaha kadar uyuyamayıp saatlerce ağladığıma mı?


***bu defa kaldıramadılar üstdevreler
zaten uyumamıştım
kendi kendime boku yedin olm kelebek bitmez bu askerlik demeye başladım
rutin askeri işleri artık benden bir kaç ay önce askere gelmiş
askerler yaptıyordu
benden yaşça küçük olanlar bile emir verme hakkına sahipti
amam benim onu yap bunu yap burayı temizleye üzülecek kızacak duygularım kalmamıştı artık
ben tüm duygumu ebrudan gelecek habere bağlamıştım
bazen yerdeki bir izmariti faraş a süpürmek için
dakikalarca zaman kaybediyordum
aklımda hep ne oldu ne olcak sorusu vardı
her boşlukta telefon kulubesine gidiyor ebruyu aramaya yelteniyordum ama
tek bir şüphe her seferinde aramama engel oldu
ya numarasını değiştirdiyse??
değiştirmemiş olma umuduydu beni ayakta tutan
bu umudu bir kaç numaraya bastıktan sonra duyabilme ihtimalim olan aradığınız kişiye...
yapamadım
aradığım kişinin bulmuş olduğum tek kişi olması umudu ile arayamadım
gel dediler geldim git dediler gittim
bir iş oldugu zaman el kaldırdım gönüllü yaptım
boş boş oturup kara kara düşünmektense sikilmek daha hızlı geçiriyordu zamanı
bu durum böyle fazla sürmedi
insanlar benim gayri ihtiyari de olsa işten kaçmayacak birisi oldugumu farkettiği için bana fazla yüklenmediler
daha çok isyan eden diger tertiplere iş buyurmaya başladılar
ama dikkat ettikleri başka bir konu benim ilerde çavuş olup tüm bunların acısını çıkarabilme ihtimalim olmasıydı
tüm devreler geldikten sonra
taburdaki tüm yeni gelmiş askerleri topladıktan sonra
bölüklere dagıtım seçmesi başladı


**terziler, berberler,eli klavye tutanlar kim ne yeteneği varsa sıraladı
bazı amk denyoları ben kantinciyim komutanım bile dedi kantine gecebilmek için
ama bu seçmelerde en önemli olan şey ehliyetti
ehliyet sahiblerine özel ilgi gösterdiler
boru değil adamların emekli paşa şoförü olma ihtimalleri var
ben barmen oldugumu söylemedim
çünkü subay astsubay gazinosunda komutanların dinlenme vakitlerinde
onlara sürekli çay kahve doldurup hazır kıta beklemeyi götüm yemedi
zaten sürekli aptal aptal geziyorum
bi komutan bişey ister duymam yada dalgınlığıma gelir boşu boşuna dayak yerim diye sustum sadece
sonra bölük komutanları
yakın koruma
ikamet koruma
ve karargah bölüğü
asker taksimi yaptılar herkes işine yarayacağı secti
beni ilk önce fiziğimden ve göz rengimden dolayı yakın korumaya seçtiler
üst devreler anlatmaya başladı
olm seçilirseniz köşesiniz
paşa bodruma tatile mi gidiyor 3 ay yanındasınız
paşa istanbulda alışverişe mi gidiyor yada gezmeye yanındasınız
kısacası paşa nereye siz oraya dediler
herkes bi mutlu direk telefona koştu
o kadar uyarılmış olmalarına rağmen ailerine anlatmaya başladılar
onları öyle görünce bende annemi aradım
bir sürü kızdı bana
annen yok mu senin
insan bir haber vermez mi
öldün mü kaldın mı hergün haberleri izlerken adını duyarım diye fenalık geliyor
ne varsa saydı bana
haklıda


**ben ona nasılsın anne derken bile aklımda ebru vardı
bir şekilde konusunu açmaya çalışıyordum
ebru sizi aradı mı diye
ama annemin bile aramadı demesinden korkuyordum
telefonu kapattım
iç bahçeye geçip oturdum bir banka
o geldi
ekşın
karargah bölük komutanı
herkes kaçacak yer arıyordu
ama adam sadece kantine baskın yapmaya gelmiş
o kantine girince iç bahçe boşaldı
ama ben farkına varamadım olayın
ayakta beklemeye devam ettim esas duruşta
baktı yerde bir tane çöp var ona bakan tek kişi de ben
-amına çakim arkadaşım gel şunu al burdan dedi
-emredersiniz diye koştum aldım
sonra gitti
iç bahçe eski formunu aldı
görevi olmayanlar oturmaya başladı
her bir köşeden namı ve yaptıkları duyulmaya başlandı
ben tek başıma oturuyordum
bankta sonra karargah bölüğünün yazıcı tayfası geldi yanıma
oturdular konuştular
bende kalktım biraz yandaki merdiven basamağına oturdum
bi tanesi benden iki devre üst olan
-şurdan bi su alır mısın bana dedi
en son benden kim ne rica etmişti onu bile unutmuştum
koşarak gittim amk
getirdim
bana nerelisin nerden geldin diye sorular sormaya başladılar
daha soracakları var gibiydi ama ben konuşmak istemiyordum
üzülme geçer dediler teselli bile ettiler beni
-zaman zaten geçiyor benim teselliye ihtiyacım onsuz geçecekse olacak dedim.
cümlenin açılımını yaptırdılar bana biraz daha konuşturarak.


**öğlenden sonra
yakın koruma komutanı tanışma faslı için bizi yanına çağırdı tek tek
sebebini o an bilemedim ama en sona bırakıldım
sıra bana gelince tekmil verdim
-kelebek sen karargaha geçeceksin dedi.
-emredersiniz dedim
çıktım odadan
karargah yazıcılarının yanına gittim dedim böyle böyle olmuş
biliyoruz dediler
15 dakika sonra bizim komutan toplayacak askerleri sende geleceksin dediler
gittim 15 dakika sonra geldim
ekşın herkesi içeri alıp tek tek konuştu
bana sıra gelince
tekmil verip içeri girdim
-gel amına çakim arkadaşım otur dedi
masasındaki kagıttan herkes hakkında notlar aldığı belliydi
eğitim durumu. ehliyet.ana babanın hayatta olup olmadığı elimden ne iş geldiğini sordu
-hiç bi iş gelmez komutanım dedim
-amına çakim arkadaşım senin neden bana gönderdiler o zaman dedi
-bilmiyorum komutanım dedim
-ne iş yapıyordun sivilde dedi
-turizm dedim
-niye geç geldin askere dedi
-askerliği uzatmak için okuyormuş gibi yaptım dedim
-vay amına çakim neden devam etmedin okula o zaman dedi
-düzenli bir hayata geçmek için dedim
-tamam siktir git amına çakim arkadaşım dedi
-emredersiniz dedim
ben aşşagı indim götümü banka koymadan
ismimi bagıran birisi geldi
-benim dedim
-ekşın seni çağırıyor koş dedi
gittim kapıyı çaldım tekmilden sonra emredin dedim
-habercimsin amına çakim arkadaşım dedi
-emredersiniz başka bir emriniz var mı dedim
cevap vermedi
çıktım


**aşşagı indim herkesde bir merak neden çağırmış diye
-ekşının postasıymışım dedim
her duyan üst devreden aldığım ilk yorum
-yarragı yedin olm bitmez senin askerlik oldu
herkes bişey demeye başlayınca bende şaşırdım
nasıl olacağını zaman gösterecekti
ebruyu aramayı aklımın ucundan bile geçirmiyordum korkumdan dolayı
ama telefon kulubesine hep yakın bir yerde bekliyordum
bir askerin telefon numarasını çevirdikten sonra
gözlerindeki ışıltıyla dudaklarından dökülen nasılsın aşkım lafı beni bitirdi
önce annemi aradım tekrar
lafı çevirip dolaştırdım ebruya getirdim
annemi aramış nasılsınız diye
-beni sordu mu dedim
-görüşüp görüşmediğimizi sordu sadece dedi
-eee anne çatlatma anlatsana başka ne dedi dedim
-kendin konuşmuyor musun bana neden soruyon ne bilim ne dedi aklımda mı kaldı sanki dedi
bir umut dogdu içime acaba dedim
-tamam anne görüşürüz selam söyle dedim cevabını bile beklemeden kapattım
numarasını çevirdim ebrunun
son rakama basmak çok uzun sürdü
lütfen çalsın numarası diye bir milyon sure geçti aklımdan
çaldı
değiştirmemiş
sonra cevap verir mi acaba sıkıntısı başladı
verdi
-aloo
kim konuşabilir ki ilk söz ne olur şimdi burda ne denir
-alo dedim bende
-kimsiniz dedi
bir süre sesimi çıkaramadım
-kapatıyorum dedi
kapattı da
evet lan evet değiştirmemiş amk numarasını bu kadar mutluluk yeterdi
ama ihtimaller hala yüksekti ya iş boka sardıysada benim ağzıma tekrar sıçabilmek için tek iletişim kalan telefon nosunu da o amaçla değiştirmediyse
biraz kendimi toparlayıp tekrar aradım
-aloo dedi yine
yine ses çıkaramadım halbuki öyle planlamamıştım konuşacaktım
-kimsiniz dedi
-benim dedim
-sen kimsin dedi.ama tanıdıgı belli idi heyecanlandı çünkü sesi
-hala bir elin diğer elinden ağır mı ebru dedim?


---kelebek dedi
-efendim dedim
kem küm ederek nasılsın dedi
-sana bağlı dedim
ama beklediğim cevap gelmedi beyler. hatta ağzıma sıcan bir cevap geldi
-hayır herşey sana bağlı neden gittin o kızın evine dedi
içinden en çıkılmaz bir soru neden girdiğimi ben bilsem de söylesem
hemen lafı değiştirmem lazımdı o sorudan kurtulmak için
-mesajlaştın mı onunla dedim
-soruma cevap ver kelebek dedi
-parmağımda yüzükle gittim. seni deli gibi sevdiğimi bildiği halde gittim.
ne o yüzüğü parmağımda taşımaya ne de senin sevgini kalbimde taşımaya hiç ihanet etmedim ebru dedim.
-gitme kelebek her çağırana gidilseydi her gece bir bi kaç yere gitmem gerekirdi benimde. dedi
-haklısın dedim
-hep bana hak verip durma çok kırdın kalbimi dedi
-askerine nefret indirimi yapamaz mısın çok özledim seni dedim
-numaramı değiştircem kelebek dedi
-değiştirmene gerek yok ben aramam istersen dedim
-seninle alakası yok elifin sana yazmasını istemiyorum artık dedi
-peki bana verir misin yeni numaranı dedim
-daha almadım ama şu an vermeyi düşünmüyorum dedi
-haklısın benim yaptıgımı sen yapsaydın şu an seninle konuşmazdım bile dedim
-aşkı tek başına yaşama kelebek dedi
-elifden hiç bir çıkarım olmamasına rağmen seni üzeceğini bile bile egoistlik yaptım ne diyeceğimi bilmiyorum dedim
-bende bilmiyorum dedi
sonra ağlamaya başladı
-ben seni gece gündüz düşünürken sen gidip elin kızları ile film izliyorsun hemde kendi evinde
yapma bunları kelebek lütfen dedi
-özür dilerim dedim
-anca özür dilersin zaten kendine iyi bak dedi
ama kapatmadı telefonu
-ebruu dedim
-ne var dedi
-şu batan güneşlere sevinmemi sağla lütfen yoksa gerçekten hiçbir anlamı kalmıyor dedim


---kendine iyi bak kelebek kapatıyorum dedi
-tekrar araya bilir miyim seni dedim
-bilmiyorum dedi kapattı telefonu
işin iyi tarafından bakınca ebrunun sesini duymuştum
kötü tarafı henüz affetmiş olmamasıydı.
ekşın çağırıyor koş dediler
beyler her odaya girdiğimde hep tekmil verdim çıkarken girerken gerekli selamı verdim
-emredin komutanım dedim
-nerdesim amına çakim arkadaşım dedi
-telefonla konuşuyordum dedim
-eğitim timine sende katıl seni siktir edersem en azından bi boklar öğrenmiş ol dedi
-emredersiniz dedim çıktım
*eğitim timi yeni gelen askerlere koruma görevleri nasıl yapılır. kullanacakları silahları öğretmek
genel askeri bilgiler bir de spor bölümünde komando eğitimi
eğitim timi 6 hafta civarı ve bitince mavi bere takma töreni
görevim fixlendi
her sabah erkenden kalk
traş ol üstünü değiştir
diğer askerler mıntıka yaparken ben komutanın odasını sil süpür
o gelince bi ihtiyacı var mı çay şeker poğaca neyse onları hallet
sonra izin alıp sabah iştimasına katıl ve eğitim timi ile sabahtan akşama kadar yardır
komutanın nöbetçi oldugu günler gece 1 e kadar uyanık ol yani o uyuyuncaya kadar
bişey isterse getir istemezse o nerdeyse kapısında bekle
şanslıysan subay astsubay gazinosunda oturur sende televizyon izlersin
arasıra koğuşları ve diger yerlerde askerler ne yapıyor onu denetlerken askerlerin ondan nasıl tırstıgını izle zevk al
olaylar böyle gelişirken
artık geceleri koğuş yıkamaya kaldırılmadım
kantine gittiğim zaman ufak tefek sudur kektir onlardan para almadılar
benden üst devreler benden çekindiler komutan sayesinde ama belli de etmediler alt devre herzaman alt devredir
kafama takılan bir olay vardı
elif


** biladeri arayıp numarasını tekrar istedim
-yaz amk şunu doğru düzgün bi yere sorup durma bana dedi
-tamam artislik yapma ver dedim aldım noyu
aradım elifi
çaktırmadan sinsice daldım muhabbete
-nasılsın iyimisin falan
o da bi isyan amk
-neden bana sevgilinin numarasını kendi numaran gibi veriyorsun dedi
bana gider yapmasına çok kızdım ama karıya mahkumum amk onda var cevaplar o yüzden sabrettim
-öyle olması gerekti kusura bakma dedim
-bende şey sandım dedi
o şeyin ne oldugunu bilmeye gerek yoktu
-mesajlaştınız mı onunla dedim
-hayır aradı beni dedi
vay amk vay neler olmuş haberimiz yok
-ne konuştunuz dedim
-boşver dedi
-anlat lütfen benim için çok önemli dedim
-seviyor musun bu kadar ebruyu dedi
-evet dedim
-o seni daha çok seviyor bence dedi
-nasıl? anlat hadi dedim
-aradı beni kim oldugunu tanıttı.
o gece hakkında bildiklerini söyledi.
ne yaptıgınızı hiç sormuyacagım dedi.
sonra bana seni sevip sevmediğimi sordu.
arkadaş olarak evet seviyorum dedim
o zaman sadece arkadaş olarak davrandığını umuyorum dedi.
evet öyle davrandım dedim.
sonra bak elif eğer ondan vazgeçemeyeceksen aradan çekilirim çünkü benim sevenlere saygım var dedi.
çekilecek bir durum yok dedim
o zaman sen saygı duy bir daha evine davet etme dedi.
sonra telefonu kapattı ebru dedi.
-başka görüştünüz mü dedim.
-hayır dedi
-emin misin dedim
-evet dedi
-tamam o zaman elif aşka saygı duy dedim. bende kapattım telefonu


** elifi ordayken sikmedim ama ebrunun taktiği ile de olasa manevi bir şekilde siktikten sonra
keyfim yerine geldi orgazm sigarasını iç bahçede yaktım
artık çevremde daha fazla insan oturuyordu
bunda ekşın reyizin payı büyük olsada benim de yavaş yavaş insanlarla tanışmaya başlamış olmam
ve can sıkıntımı gidermek için
abazan askerleri toplayıp alanyadaki kelebek am peşinde uydurma hikayelerini anlatmam da etkili oldu
ben anlattıkça çevre çoğaldı
piçliğimiz ayyuka çıktı
vay amk anlat hele derken beni dinleyenlerden azmışın kudurmuşa dönmüş olanları wc ye koşup
şafalarını yazıyorlardı wc duvarlarına beyaz beyaz
anlatabilme yeteneğini vücut diline yansıtabilirsen kaçarın yok dinlenirsin
yine heyacanlı heyecanlı anlatırken birikmiş kalabalığın arasında tahmin edin kimi gördüm
ekşın
tam bana bakıyor hatta yarısını bile dinlemiş
tepkisi aynen şu oldu
-vay amına çakim arkadaşım ne oluyor burda
herkes esas duruş tabi bende
kulağımda bir çift parmak
-ne anlatıyom amına çakim benim bile sikim kalktı deyip enseye tokadı da patlattı
ben bişey diyemeden
-cezan şu asker yarın çarşıya çıkıyorsun ferre dergi alıyorsun
kışlaya yakalanmadan sokuyorsun bu seni dinleyen abazalara dağıtıyorsun.
ben yakalarsam cezan askeri hukuka göre olur dedi.
enseye bi tane daha patlatıp gitti
o gider gitmez askerler yerde iptal gülmekten
ben ense ağrısından gülemiyorum bile
vay amk. çarşıya çık götün yiyorsa kışla nizamiyesinden içeri o dergileri sok
sonra yakalanmadan askerlere dagıt göt lazım
ama bi dakika lan çarşıya çıkıyorum amk
dayanamadım beyler


**ebru telefonu degiştirir ve ben onun numarasını alamam diye tekrar aradım
merhabalaşma faslı bittikten sonra yine o siktir boktan cümleyi kurdu
-ne var
seviyoruz amk daha ne olsun
-numaran aynı mı hala diye aramıştım dedim
-demek ki aynıymış dedi
-kapatayım o zaman dedim
-sen bilirsin dedi
-bana verecek misin numaranı dedim
-hayır dedi
-tamam rahatsız ettim o zaman pardon kendine iyi bakarsın dedim
-dur bişey sorcaktım dedi
-buyur dedim ama aklım hala o hayır da ağladım ağlayacam
-arkadaş kalmak ister misin dedi
-hayır dedim
-neden dedi
-bana kurduğun her cümlede tekrar ilanı aşkını beklemektense.
delikanlı ayrılığımla oturum kendi kendime konuşurum. dedim
-biraz delikanlı olsaydın arkadaş değil sevgilin olmaya devam ederdim zaten dedi
-hiç kızmadım sonuna kadar haklısın.
ben o eve girdim delikanlılıktan çıktım sen girseydin
kalbimi tek verdiğim kişiyi orospu olarak anacaktım. dedim
-arkadaş da olamayacağız öyle mi dedi
-seni bu kadar severken arkadaş olamam git benim yaptıgımın aynısı sen yap bende senin benden nefret ettiğin kadar nefret edeyim
sonra yaşanan yıllar hatrına arkadaşlığa bende katlanayım dedim
-ben sen değilim kelebek dedi
-biliyorum ebru özür mü? istiyorsun bir milyon kere en içten dileklerimle. pişmanlık mı duymak istiyorsun? allah binbir türlü belamı versin.
bana cesurca git de giderim ama beni uzakta tutup kalbimi kendine çekme dayanamam arkadaşlık aşkına dedim
-kapatmam lazım dedi
kaçmak istiyordu çünkü ne istediğini o da bilmiyordu
onu arayacak olan kişi yine ben olmak zorundaydım
-tamam dedim
-sonra arayayım mı yine dedim
-sen bilirsin dedi
-ben aradığımda arkadaşın olarak konuşmam haberin olsun bir rahatsız olursan aşkımdan sıkılmadan yüzüme kapat çünkü kızacak bir sevgilim olmaz artık dedim


---tamam dedi
-o zaman görüşürüz kapatmam lazım dedim
kapattım
onu tekrar aramak için kaybettiğim tek zaman
tekrar numaraları çevirip
onun cevap vermesini beklemek oldu
-efendim dedi
-merhaba aşkım seni çok seviyorum nasılsın dedim
hiçbirşey diyemedi
bende zaten beni bir anda affetmesini bekleyip iyiyim aşkım sen nasılsın bende seni çok seviyorum demesini beklemiyordum
eğer öyle yapsaydı götüm iyice kalkacak
ve ona karşı ne hata yaparsam yapayım onu kaybetmeyeceğimi düşünecektim
ama onsuz da yapamıyordum
özledim onun aşkım demesini seviyorum demesini
onu kırdığım için mantıklı olarak dememek hakkıydı ama
hangi aynştayn aşıkken kalbine söz geçirebilmiş ki ben gecireyim
ama istiyordum lan işte amk seviyorum demesini
-orda mısın aşkım dedim
-burdayım kelebek dedi
-en çok neye dua ediyorum biliyor musun dedim
-bilmiyorum dedi
-allahın bana verdiği yeteneğe dedim
-anlamadım dedi
-kalbim mesaj gönderiyor beynim yorumluyor dilim dönüp sana seni seviyorum diyor. bunları derken gözlerim ışıldıyor
ve kulaklarım tekrar duymayı bekliyor neyse tamam
bu kadar risk aldığım yeter en azından sen suratıma kapatmadan
ben kapatayım ki şansım devam etsin bir dahaki aramalarımda
haa bu arada unutmadan seni seviyorum dedim. biraz bekledim hani bende der mi diye ama demedi
sonra yavaşça telefonu kapattım
halimden bi haber olan asker panpalarım
olayı tüm tabura yaymış
ekşın reyiz kelebeği nasıl siker diye onun makarasını yapıyorlar
olm ne bok yicen sokabilcen o dergileri diye bana takıldılar


---yardımınız lazım tek başıma sokamam dedim
-anlat amk ne yapacaz dediler
planımı anlattım riskli ama ok verdiler
yukarı bölük yazanesine çıktım
yazıcılarla makara yaparken yan odadaki ekşın
-amına çakim arkadaşım burda mısın gel yanıma dedi sesimi duyunca
girdim emredin komutanım dedim
-sen ne yaptıgının farkında mısın amına çakim arkadaşım dedi
-emredin komutanım dedim
-böyle hikayeler anlatıyon sonra birbirlerini sikecekler amk başımı belaya sokacaksın benim
cezanı kestim kışla giriş nizamiyesine haber verdim seni baştan sona arayacaklar getirir ve yakalanırsan
askerlik boyu çarşı yasağı
o dergileri getiremezsen emre itaatsizlikten askeri disko cezaevi
getirir ve bana yakalanırsan da dayak yiyeceksin haberin olsun arkadaşım dedi
-emredersiniz dedim
-şu imzalanacak defterleri getir dedi
-emredersiniz dedim
gittim getirdim
imzalarken odada bekledim çıkabilirsin demediği için
imza atarken
-kitap okur musun dedi
kitaplığa baktım kütüphane amk hepsini bana özet çıkar der bi de onunla uğraşmayayım diye
-hayır komutanım dedim
-amına çakim kusura bakma arkadaşım senin için ferre kitaplar koyamadım kitaplığıma dedi gülümseyerek
-kitaptan okumam genelde komutanım dedim
-vay amına çakim gel buraya dedi
o askeriyede ki kısa saçın dezavantajını tekrar yaşadım enseye inen tokatla
biraz ensede saç olsa en azından şiddeti azalırdı
imzaların bitmesini bekledim
hepsini kapattı defterlerin imza işi bittiği için
-başka bir emriniz var mı komutanım dedim
açtı klasik müziği kulaklığını takmak üzereyken
-rahatsız etme dedi
-emredersiniz dedim

**loreena mckennitt hastasıydı bende çok severim
çıktım akşam iştiması komutanlık saati derken yat iştimasından sonra sızmış kalmışım
ertesi gün yine kalk odasını temizle derken o da geldi
-bir emriniz var mı komutanım dedim
-yok canım sağol dedi
bana canım diyorya akşam çarşı dönüşü canım benim diyerek sikecek adam ben ise hala ne bok yiyeceğime tam olarak karar veremedim
sabah iştimasından sonra
-defterini al gel amına çakim arkadaşım dedi
daha çarşı defteri bile yok bende
acemilikteki çarşı defteri geçerli olmuyor
kantinden aldım
yazıcılar gerekli şeyleri yazdılar
tabur komutanına götürüp mühürlendi imzalandı
artık çarşıya çıkma işlemi hazırdı
üstümü değiştirdim bölük komutanı imzasını aldıktan sonra da
-inşallah başına iş açarsın arkadaşım ben çok sevmem artisleri dedi
-emredersiniz dedim
çarşıya çıktım
akşama kadar gezdim küçükyalıda
fazla bilmediğim için götüm yemedi
kadıköy veya başka bir yere gitmeye
adaların karşısında bir yere oturdum yattım yemek yedim gazete okudum çay içtim derken akşamı ettim
dönüş vakti geldi
ben nasıl çıktıysam öyle nizamiyeye geldim
nizamiyede kilodu açıp onun içine bile baktılar ama bi bok yok ki bulsunlar amk
tabura döndüm saat 5 e 10 filan vardı
en geç dönüş saati 5 ti ve saat 5 aynı zamanda komutanların lojmanlara dönüş saatiydi
5 e gelmesine yakın ekşın beni gördü servise binecekken
-amına çakim gel arkadaşım buraya dedi
deli gibi koşarak yanına gidip emredin komutanım dedim çok yüksek sesle
-soktun mu içeri dedi
-emrettiğiniz gibi komutanım dedim
-nerde amına çakim dergiler dedi
-askerlere dağıttım komutanım dedim
-vay amına çakim servis kalkıyor şimdi yarın sabah hatırlat sabah ereksiyonu ile sikecem seni dedi
-emredersiniz komutanım dedim

**iştimaya katıldım akşam iştimasına
iştima bitimi ile akşam yemeğinden sonra ki boşlukta askerlerle toplandık
olayı anlattım böyle böyle yaptım diye
onlar zaten görevlerini biliyorlardı
anlaşma sağladık
bunun şerefine bir hikaye daha anlattım
ve koştum telefona
kimi aradım ?
önce can beyler annemi
hayır dualarını sözlü olarak duyup ellerinden manevi bir şekilde öptükten sonra sıra geldi canan'a
çevirdim numarayı cevap yok
tekrar denedim yok
gittim iç bahçede biraz oturdum
sonra redial ama yine yok
o gece o telefona cevap alamazsam yatamayacağımı biliyordum
alamadım cünkü yat iştiması için koğuslara gittik yatamadım
yattığıma uyku denmez
kimileri sınırlarda düşmandan gelecek kahpe kurşun korkusu ile nöbet tutarken o gece
ben sevdiğimden gelebilecek ayrılık kurşunu korkusu ile sabaha kadar nöbetini tuttum hala bir umudu olan aşkımın
bu kadar dert arasında ekşın reyizin ereksiyonu ile de uğraşacaktım sabah
odasını itina ile silip süpürdüm paspasladım
masasını düzelttim
benim yapmamdan nefret ettiği halde botlarını boyadım
ve geldi hemde ben botları boyarken
-amına çakim arkadaşım sana boyama demedim mi dedi
-zaman kaybetmeyin bu sabah daha önemli işleriniz var diye boyadım komutanım dedi
-vay amına çakim hatırladım arkadaşım iştimadan sonra topla gel o arkadaşlarını dedi
-emredersiniz dedim
iştimadan sonra cesur oldugunu düşündüğüm bi kaç tanesini alıp odasına gittik
tek tek sordu herkese dergi nerde diye
hepsi okuduk göreceğimizi gördük sonra yırttık attık komutanım dedi
-tamam sizde suç yok siktirin gidin amsalaklar dedi

***onlar dağıldı odadan bende kaçmaya teşebbüs edercesine
-bir emriniz var mı komutanım dedim kapı eşiğine yaklaşarak hafifte bir gülümseme ile
-gel amına çakim dedi
-emredin komutanım dedim
önce surata bir tane vurdu
-sokmamışsın içeri hiç bişey götüne kadar arattırdım neden yalan söyletiyorsun askerlere dedi
canımdan bezdim amk.ne bok yicektim amk başka yol mu vardı
-emredersiniz komutanım dedim. konu ile çok alakasız bir şekilde
-niye yalan söylüyorsun diye bir tane daha vurdu
benim gözümden yaşlar akmaya başladı beyler
ağlıyordum ama zaten alışkın oldugum tokattan dolayı değil
ebrusuzluğa alışamadığım içindi göz yaşlarım
-emredersiniz dedim yaşlı gözlerle
yine vurdu
-emredersiniz dedim
-siktir git elimde kalacaksın amına çakim dedi
beni yediğim tokatlar sikimde olmadığı için ona
-başka bir emriniz var mı dedim tekrar ama boynumu hafif yana kırıp yüzümü tokat yemeye hazır hale getirerek
tekrar vurmak istiyorsan vur sikimde degil dercesine
-yok dedi çıktım
eğitim timi için diğer tertiplerin yanına katılmak zorunda idim
ama telefona koştum yine
çevirdiğim numara bu defa cevap verdi
artık kendimde neden dün gece cevap vermedin diye hesap soracak erkeklik kalmamıştı
ekşın reyiz sağolsun dayağın etkisi ile zaten doluydum
-efendim dedi
-merhaba aşkım dedim ağlamaklı bir sesle
-ne oldu dedi.
-bişey yok aşkım merak etme sen beni sadece sesini duymak için aradım. kendine iyi bak dedim.ama onun beni hala düşünerek
ne oldu demesi ben üzgün oldugumda tesellim olan kişinin hala destekçim oldugunun hissine kapılmam daha çok ağlamama sebeb oldu
-üzme kendini geçiyor günler ne kaldı ki bitmesine dedi
o hala askerlik derdinde ben onsuz ölüyorum haberi yok
-gitmem lazım tosbiş kalbime emanetsin dedim
-tamam dedi. kapattım telefonu

**yardırarak eğitim time gittim
eğitim timinde ekşın reyize bir çözüm bulmam lazımdı
böyle sabah akşam dayak olmazdı amk
aynı akşam ekşıın nöbeti vardı
zaten uykusuzum
dayak yemişim bi ton
eğitim timinde yat sürün
sevgili ile aramız hala muallak
eh be ebecim sende haklısın bu kadar derdin hepsini sana bu yaştan sonra yaşattı hayat
akşam ekşın subay astsubay gazinosundayken
zap yapıyordu kanallar arası
tek bir sahne gördüm
rahmetli sunaldan
kovmirim la puşto kovmirim
ben kendimi kovdurabilir miydim??
kovdururdum ama yapmadım çünkü birden bir cep telefonu sesi duyuldu
ekşın yerinden kalkarak
-amına çakim yakaladım seni arkadaşım dedi
koştu subay ast subay gazinosundaki çaycılık yapan askerin yanına
telefon hala çalıyor ben ve çaycı da ne bok yiyor lan bu diye ona bakarken
o da her tarafı arıyordu telefon nerde diye
-bi telefon çalıyor ama sizin telefonunuz galiba komutanım dedim
-nerde amına çakim dedi
-masanın üzerinde komutanım dedim
-vay amına çakim melodiyi değiştirmiştim unutmuşum dedi
bu adam bırakılır mı amk.
biz hafiften gülümserken tehdit geldi
-bu olay duyulursa siktiğim asker sayısı populasyonunda(nüfus)iki tane artış olur haberiniz olsun dedi


---hangi olayı komutanım dedim.
-aferim arkadaşım dedi
aferim duyunca sağol demek farzdır askerde
bana sen yatabilirsin dedi ekşın
-bi telefon açabilir miyim komutanım dedim
-tamam görüşme bitince bana tekmil vermeden gitme dedi
-emredersiniz dedim
koştum telefona
ebruyu aradım. öyle kolayda değil beyler kart dayanmıyor amk.
masraflı iş sürekli cep tel nosu aramak
-merhaba ebru nasılsın dedim
-iyiyim sağol dedi
-bende iyiyim sende sağol dedim
-iyi dedi
-sınavların nasıl geçiyor dedim
-bitti alanyaya gideceğim dedi
vay amk yaz tatili geliyor ebru alanyada olacak
ama vatan bana mı emanet ben mi ekşına emanetim yardırıp duruyoruz
-iyi yolcular dedim
-aşkım demiyorsun artık dedi
-anlamadım dedim
-aşkım diyorum demiyorsun artık dedi
-lütfen tekrar et ebru sesin gelmiyor dedim
çok iyi duyuyorum aslında ne dediğini
aşkım diyor eskiden sürekli dediği gibi
başka anlamda kullanıyor ama yine de diyor
duymak da acayip ediyor beni
offf çekip yedi tepesini sallayasım geliyour istanbulun
-yok bişey neyse dedi
-ne demiyorum sana dedim
anladı amacımı tekrar tekrar duymak istediğimi
-sen ne demek istersen onu dersin sorun yok benim için dedi
-platonilerle bile olsa seni sevmek hala çok güzel dedim
bunu derken ilk günler kadar heyecanlanlıydım
durum nerden nereye gelmişti


**elifi bulsam askerlik boyunca geneleve dahi gitmemiş askerlerin arasına atmak istiyordum
ben yine ebruya aşk durumumu itiraf edince utandı mı sıkıldı mı yoksa duymak mi istemedi bilinmez
telefonu kapatmak istedi
-neyse görüşürüz az bir işim var dedi
-tamam kendine iyi bak dedim
kapattım telefonu
iç bahçeye gidip kimse yokken bir sigara yaktım
ekşın sıkılmış aşşagı inmiş beni telefon kulubelerinin orda görmeyince saga sola bakmış
silahlıktakine sormuş
sonra o da dışarı gelmiş
ama ben boynum önde alnım bir avucumun içinde kara kara yere bakarken onu farketmemişim bile
sigara bitinceye kadar izlemiş
dalgınlıktan izmariti yere atınca
-amına çakim arkadaşım yakaladım seni dedi
işin gücün yok mu amk ekşın yaa
-emredin komutanım dedim
-mıntıka zamanı gelmiş şu iç bahçeyi bi elden geçir dedi
bi izmarit attım diye koca bahçedeki tüm izmaritleri yarı aydınlıkta topladım
gittim mıntıkayı yaptığıma dair tekmil verdim
hiç üşenmedi iyice her köşesine baktı var mı diye ama bulamadı
git yat veya tamam demeden çekti gitti yine odasına
odasına gidip bir emriniz var mı komutanım dedim
olmadıgını söyledi bende gittim
yatağa biraz uzandım ama içimdeki sıkıntıyı gidermek için arka arkaya sigara yakmam gerekiyordu
uyumak inanın mümkün değildi herşey bu haldeyken
aşşağı inmek yasak
wc de sigara içmek yasak
ekşının nerden çıkacağı belli değil
ama yine de yakalanmadan hızlı hızlı wc de bir tane içtim
biraz debelendikten sonra uykuyu da becerdim
günler eğitim timinde hızla geçti
artık ebruyu aramaya korkar olmuştum
çünkü o kadar uğraşıma rağmen bana karşı hiçbir yumuşaması
en azından bir kez daha konuşalım demesi yoktu
öyle ki konuşmalarımızda benimle mecburen konuşuyor gibi geliyordu
yılların hatrına bir askeri üzmemek için gibiydi herşey
denemedim mi denedim unutmayı


**ben denedikçe daha çok acı çektim
beni tek mutlu eden şey tekrar beni sevebileceği ihtimali kalmıştı
anladım ki ne kadar üstüne gidersen unutmaya çalışmanın o kadar götüne giriyor herşey
boş zamanlarda askerlerin eğlenmek için yaptığı makaralar bile sıkıcı geliyordu
lan kelebek bişey anlat da gülelim diyenlere ana avrat sövesim geliyordu
nasılsın diye hal hatır soranlar bile herşeyi tekrar hatırlamama sebeb oluyor çektiğim acılar tazeleniyordu
demekki neymiş aşk acısı ile askerlik aynı hayatını birleştirirsen doğan çocuğun ismi ''hayat'' olurmuş ama en ızdıraplısından
tek ekşın değil diğer komtanlarda bir acayip
bana kalırsa hepsi bir acayip
hepsi otorite kurmak
komutan olduğunu farkettirmek
rütbelerine saygı duyulmasını isteme derdinde
onlarda haklı
askerler çok fena çünkü
biraz yumuşayan askerlerin kötülüğünü istemeyen komutanların burnundan getiriyorlar yavşaklıklarıyla
askerlere karşı iyi tutumlu olan komutanların nöbetlerinde inanın daha uzun iştimada bekliyoruz
herkes nasıl olsa x komutan bişey demez ceza vermez diye ne sıraya geçiyor ne laf dinliyor ne de esas duruşu esas duruş gibi yapıyorlar
bir kaç uyarılma sonrası anca kendilerine geliyorlar
artık askerlerden bıkmış bazı komutanlar psikopat ayağına yatıyor
bazı komutanlar hiç bir askeri sikine takmıyor hiç biri ile muhattap olmuyor
yanlışını gördüğü askeri direk mahkemeye veriyor veya hakkında yazılı işlem başlatıp kendi bölük komutanına teslim ediyor
bazı genç komutanlar kimi örnek alacagını ve ne yapacağını tam olarak tecrube azlıgından dolayı bilemediği için daha tehlikeli olabiliyorlar
kolay değil 500 tane 20li yaşlarda hepsinin muhtemelen en az bir tane sorunu olan ve bu sorunlardan kurtulabilmek için piçlik peşinde olan askerleri idare ve komuta etmek
geçmiyordu beyler günler
geçiyordu ama geçmiyordu işler
yeni gelmiş olmak çevrede neler olup bittiğini izlemek aslında benim için bir avantajdı
askerleri ve komutanları ve düzeni yeni tanıyordum
yani tam alışmadığım için herşeye sıradan ve rutinleşmemişti henüz askerlik
ama o yoktu
onun olmamasına da alışamamıştım henüz
kalbim sıradanlaşamadı
rutinleşmedi henüz ayrılık
çatır çatır birini sikerken yakalansam bu kadar üzülmezdim bu kadar dert olmazdı bana


** hafta sonu nizamiyeden telefon geldi
benim ziyaretçim gelmişti
istanbulda bir dönem alanyada beraber çalıştığımız bir arkadaşım vardı
mecidiyeköyde oturduğu için karşılaşamadık ben anadolu yakasında oldugum için
ama bir iki kere telefon açıp çarşıya çıkınca haber vermemi yanıma geleceğini
vakti olursada ziyarete geleceğini söylemişti
demekki gelmişti
kamuflajları giyip gittim
yasaktı çünkü askeri eşofmanla gitmek
biz henüz kep takıyorduk
mavi bereyi eğitim timi bitmediği için haketmemiştik
bi tane üst devre al olm havan olsun amk giy şunu öyle git dedi
neyse aldım bereyi gittim
görevli asker sizinle görüşmek isteyen kişi nin ismi ebru ... görüşmek istiyor musun tanıyor musun dedi
ebru mu??
istanbula mı gelmiş
beni ziyarete hemde
düzeltecek saç yokki söyle bir yana alsam
elim ayağım nereye gitti lan benim
neden heyecanlıyım bu kadar
gözlerim neden sürekli ufuktan belirecek kişiyi gözlüyor
ve çıktı beyler
belirdi ilerden yavaş yavaş geliyor
bi kaç adım sonra beni gördü
hadi gül bi kere ebru
bir gülümseme lütfen
içim ısınsın da korkmayayım artık yüzükleri elime teslim etmeye geldiğinden
gülmedi beyler
-merhaba dedi sadece
sarılmadı bile
oturduk kamelyaya
-ben bişey içer misin diye sordum
-hayır içmeyecem dedi
-bişey yer misin dedim
-hayır dedi
-borç tahsil etmeye gelmiş gibisin dedim
konuşmadı


---kiminle geldin dedim
-okuldan bir kız arkadaşım burda kalıyor ama yanında kalmayacağım gece dönüyorum dedi
-gezmeye mi geldin dedim
-evet istanbulu görmeye geldim dedi
-bende istanbulun bir parçası olduguma sevindim dedim
-sana birşey vermeye geldim dedi
yüzükleri verecek sandım beyler herşey bitti diyecek sandım
hani birden ağlama hissi duyarsınız da yaşlar nerden çıkacağını bilemez genzinizde kalırya bir kaç damla
o modla ne vereceksin dedim
cüzdanından şimdinin parası ile 10 lira çıkardı
-bunu al dedi
şaşkın şaşkın baktım hiç bişey anlamadım
-karnın mı acıktı bişey mi istiyorsun kantinden ben alırım var param dedim
-hayır dedi. içeriye sokmaya çalıştım ama almadılar
seneler geçirdik seninle .her anını çok sevdim seninle olmanın dün gibi her saniyesi ezberimde. hiç sana yanlış bişey yapmadım
hep sana ait kaldım. hergün benim seni sevdiğim kadar sende beni seviyor musundur diye merak ettim.ama hiç ikna olmadım
hep kendim seni daha çok sevdiğimi hissettim. beni sevdiğini biliyorum. yada belki de sadece inanmak istiyorum sevdiğime
burda mutlaka satıyorlardır.bu parayı al git bir kalem bir defter al sonra ne kadar dolu aşk yaşadığını hatıralarımızı yazarak anlat dedi
-anlamadım ki dedim
-laf olsun diye mi sevdin beni bu güne kadar dedi
-hayır dedim
-kalbin beni sevmeye alıştı diye mi seviyorsun dedi
-hayır dedim
-hayatında sırf biri olsun diye mi sevdin beni dedi
-hayır dedim
-o zaman ispatla kelebek dedi
-ne yapmamı istiyorsun anlamadım dedim
-beni sevdiğine inanmak istiyorum. sensizlik ne kadar zor oluyor bilemezsin kelebek. uykular girmiyor her hatıra saniye saniye gözümün önüne geliyor.
sensizken bunlarla boğuşuyorum en az benim kadar beni seviyorsan her anımızı hatırlarsın o zaman inanırım sana dedi.
anladım ne demek istedigini ama boku yemiştim amk. tamamen bir zaman karmaşası geldi gözümün önüne zaman dizini beynimle ön sevişme yaptı
oraya gittik buraya gittik onu konuştuk bunu konuştuk şunu dedim bunu dedi vay amk ne bok yicem lan ben
-bu mu affetme sebebin olacak dedim
-evet dedi


---hala seni sevdiğime inandıramadım demek dedim
-inandıklarıma tezat şeyler yaptın kelebek dedi
baktım konu yine elife kayıyor kabul ettim tamam dedim
-uçağım kalkacak gitmem lazım dedi
-bir kere sarılabilir miyim dedim
elini elimin üzerine koydu.
-seni sevdiğime pişman etme. boşuna sevmişim dedirtme lütfen dedi
bu nasıl bi istek amk. yazarak olur mu.
-tamam dedim. ayağa kalktık ben sarıldım o da mecburen sarıldı ama mecburiyet gitti bir süre sonra ne kadar özlediğini ima eden bir sarılma oldu
gözleri dolu dolu mu desem yoksa umutlu mu desem. yoksa yalvarır bir şekilde mi desem
-kendine iyi bak dedi
döndü gitti
peki nasıl yazacaktım her hatırayı
bölüğe döndüm
biladeri aradım
şu verdiğim adrese acil olarak şurda duran defterleri gönder dedim
(ebruya yazdığım mesajlar)bana hediye ettiği
istanbuldaki arkadaşın evinin adresini verdim
pazartesi ekşın reyize sordum onları içeri sokmamda bir sakınca var mı diye
ne kadar dedi
bi kaç defter dedim gözü korkmasın diye
-amına çakim hepsini okumam lazım arkadaşım. gizli birlik burası dedi
-okuyun komutanım dedim
-begenmezsem acısı çıkarırım arkadaşım dedi.
-emredersiniz komutanım dedim
-tamam getir amına çakim dedi. nizamiyeye ben haber veririm dedi
plan şuydu beyler.ben ne yazmışım mesaja
o ne cevap vermiş olabilir.
mesajlardaki ipuçları ile nerde buluştuk ne zaman ne hissettim onları bulup ebruya istediğini vermek
 **
**gittim önce bir defter aldım
   deftere benim için ön hazırlık oldu
   ilk önce tüm ilklerimizi hatırladığım kadarıyla yazdım
   tarih dizini olmadan
   çünkü ilk defa denize gittik
   nasıldı onu hatırlıyorum ama tarihini veya neden önce veya sonra oldugunu bilmiyordum
   düşündüm düşündüm o böyleydi bu böyleydi ne hatırladıysam yazdım
   ekşın reyize defterler gelinceye kadar mükemmel ötesi askeri disiplinle yaklaştım
   onun çok sevdiği emir tekrarını yaptım hep
   yüksek sesle tekmiller verdim
   nizami bir asker oldum
   hiç kimseye bulaşmadım
   mıntıkalarda arazi olmadım
   ebruyu da arasıra arayıp nasılsın iyi misin dedim
   bunun ötesinde hiç bir konu açmadım
   sadece olagan günlük şeylerden bahsettim
   ona gereksiz gereksiz şunu yaptım bunu yaptım iştimaya gittik koştuk süründük yattık kalktık
   aşkım demedim hiç bir cümlemde
   veya herhangi bir sevgi belirtisi
   defterler geldi
   ekşın reyiz e getirdim
   -amına çakim arkadaşım ben okumam bunların hepsini dedi
   -alabilir miyim o zaman komutanım dedim
   -hayır kitabım bitsin bi ara göz atarım dedi
   4 gün koyduğum yerden kıpırdamadı bile
   hergün alabilir miyim komutanım dedim
   -daha okumadım amına çakim arkadaşım dedi
   4üncü gün bana acımış olacak ki
   -al tamam gerek yok okumama dedi
   tarihli ilk mesajdan başladım okumaya
   hepsini tek tek okudum tekrar canlandı gözümde hepsi
   45 gün civarında sürdü yazmam
   cünkü 3 kere en baştan yazmak zorunda kaldım
   bu sürede eğitim timi bitti
   **berelerimizi taktık
   eğitim timinde ikinci oldum
   avantajım cavuş oldugum için askeri temel bilgileri iyice ezberlemiş olmak
   yazıcılarla yakın ilişkide oldugum için o gün göreceğimiz dersleri bilmek ve ön hazırlık yapmak
   sivilde de spor yaptıgım için sporda zorlanmamam
   bunun mükafatı ise ekşının bana daha fazla sempati duyması ve beni çift çarşı ile ödüllendirmek oldu
   ebruya yazdığım bitinceye kadar ebru ile normal konuşmaya devam ettim
   yazıp yazmadığımı sordugu zaman karalıyorum bişeyler deyip konuyu kapattım
   hep mutlu görünmeye çalıştım
   ama onu hiç aksatmadım hergün bazen iki bazen bir sefer arayıp kısa konuşmalar yaptık
   hiç aşk konusuna girmediğim onun da dikkatini çekti
   -beni hala seviyor musun kelebek dedi
   elime düştü mü düştü
   şu soru müstahak oldu ona
   -sen beni seviyor musun?
   -önce ben sordum dedi
   -artık aşkımı duymak değil okumak istiyorsun o yüzden bekle dedim
   -tamam dedi
   -sen seviyor musun dedim
   -bilmiyorum dedi
   bir aşık için en son duymak isteyeceği laf
   amk ya seversin ya sevmezsin bilmiyorum ne demek
   -öğrenince haber verirsin dedim
   -tamam dedi kapattık
   yazdığım kitap şu an anlattığım tarzda değildi
   en azından küfür yoktu
   genelde şiirsel bir yazım dili vardı
   kısaca örnek vermek gerekirse
   *****saatin 5 e gelmekte olduguna aldırmayışımdın
        uyandığımda yanımda olmadığına isyanım
        telefonumun mesaj sesine hayranlığımdın
        gülcülerle muhattap olma sebebim
        yüzüme giden damarların açıcısı
        bacaklarımda ki kasların gevşeticisiydin
        haylazlığımın kulağından tutan
        avuçlarıma sıcaklık katan
        gönlümdeki tatmin
        yüreğimdeki yaşam azmimdin
   **diye uzayan ilk günden nizamiyedeki o güne kadar olan bölümleri
   her satıra dayanan bir anı vardı.
   12 tane de ebruya yazdığım ayrıca şiir vardı bu kitapta
   bitirdikten sonra tekrar tekrar okudum
   10 gün civarında hep eksik bişey yazdım mı diye düşündüm
   ekşın kitabı istedi
   çünkü biliyordu uğraştığımı
   özel komutanım desemde
   -amına çakim arkadaşım burdaki paşaların bilgilerini sızdırmadığını nerden bileyim mecbur okumam lazım dedi
   çaresiz getirdim
   bana hiç yorum yapmadan kitabı baştan sona okudu bir günde
   sonra yanına çağırdı
   -vay amına çakim arkadaşım senin ne şimdi bu açıkla bana dedi
   durumu anlattım
   en baştan sona kadar
   inanır mısınız elifin evine gittim diye beni bir akşam yemeği bulaşıgı ve 4 çarşı ile cezalandırdı
   -amına çakim arkadaşım kızı kandırabilirsin ama beni kandıramazsın sikmişsindir sen o kızı dedi
   yapmadım etmedim desemde inandıramadım
   herşeye eyvallah cezalar tamam ama kitap iki gün bende kalacak arkadaşım dedi
   -komutanım bu kitaba bağlı herşey göndermem lazım bir an önce dedim
   o zaman git fotokopisini çek yengene de okutacam bazı yerleri hoşuma gitti dedi
   emredersiniz dedim o kadar sayfayı çektirip ona verdim
   tek tek kendisi zımbaladı
   -adresi yaz ben göndereyim kargoyla dedi
   ekşın on numara adamdı beyler
   tanıdıkça çok sevilecek bir insan
   mükemmel ötesi komik ve zekiydi
   haftada 3 sabah kışla etrafında 9 km olan koşu parkuruna beni de götürürdü diğer göze girip çift çarşı kapmak isteyen askerlerle beraber
   ama yarı yolda kalanları döverdi
   kışla etrafındaki kulelerde nöbet tutan askeri göremezse hepimizi yere yatırır sessiz olma komutu verir
   sessice kuleye tırmanır askerin silahını alır bi de güzelce döverdi
   koşularda tayt giyerdi dizlerine kadar inen
   koşu sonrası odasına gider mekik aleti ile ah uh sesler çıkarak mekik çekerdi
   hep gizli baskınlar yapar askerler vukuat işliyor mu diye onları takip ederdi
   **ona ispiyon yapmaya gelmiş askerleri
   -amına çakim arkadaşım sen söyleyince zevkli olmuyor benim kendim bulmam lazım diye siktir ederken aynı anda döverdi de
   hiç bir askerin maaş konusunda hakkını yemez
   kuruş kısımlarını fazlası ile cebinden karşılar hepsinden helallik alırdı
   fakir askerlere kendi cebinden yardım ederdi
   terziyi çağırıp sadece iğne iplik ister kendi dikerdi
   botunu bana boyatmaz hiç bir özel işini yaptırmaz yaptıracaksada mutlaka rica ederdi
   -amına çakim arkadaşım bi çay getirir misin gibi
   subay astsubay berberine
   -amına çakim şu saç kesmeyi öğrenmem lazım diyecek kadar garip bir adamdı
   benim 5 çarşımı keser 15 çarşı verir 7 sini yine keser altı verir 3 alır derken en çıkılmaz bir matemetik işlemine sokardı
   ebruyu aradım
   -nasılsın dedim
   -bilmiyorum dedi
   -neden ne oldu dedim
   -birisi kitap göndermiş dedi
   -beklediğin birisi mi göndermiş dedim
   -evet dedi
   -demek birisi olacak kadar uzağım sana artık dedim
   -sevdiğim birisi olarak düzelteyim o zaman dedi
   -arkadaş olarak sevdiğin birisi mi dedim
   -evet dedi
   taa amk o arkadaşlığın
   -tamam ebru başka demek istediğin bişey var mı dedim
   -bu pazar çarşıya çıkacak mısın dedi
   -belli olmaz dedim
   nasıl belli olsun amk ekşın var
   -tamam çıkarsan görüşürüz dedi
   -ne görüşecez dedim
   -sana bişey vercem dedi
   o merakla yaşayacağıma başıma gelecekler yaraktan gelsin amk
   -söyleyemez misin ne vereceğini dedim
   -hayır pazar çıkarsan görüşürüz 
   -tamam dedim
   ekşına gittim
   -bu pazar çarşıya çıkabilir miyim komutanım dedim
   -olmaz amına çakim nöbet kilitlediler bana bu pazar dedi
   sesim soluğum kesildi amk
   **-haftaya çift çıkarsın dedi
   -komutanım bu pazar çıkayım bi daha istemem çarşı dedim
   -amına çakim eylem mi var bu pazar yürüyüş mü yapacaksın kıllandım amına çakim göndermiyorum dedi
   -ebru gelecek komutanım dedim
   -ziyarete gelsin bi saat izin veririm dedi
   ekşını tanıdığım kadarıyla ısrardan nefret eden birisi oldugunu bildiğim için
   -emredersiniz komutanım başka bir emriniz var mı dedim
   -yok amına çakim dedi
   akşam defterleri imzalamaya götürdüm
   bi kere daha sordum
   yine olmaz dedi
   ertesi gün sabah yine sordum yine olmaz dedi bu defa tokatla
   öğle yemeğinde yine sordum
   yine enseme vurdu bir daha sorarsan tüm çarşılarını kapatırım dedi
   akşam oldu
   ben izne çıkmak istiyorum komutanım dedim
   -çıkmazsın ben çıkınca gidersin izne dedi
   iyice sinirlendirdi amk
   -o zaman firar ederim komutanım kusura bakmayın dedim
   beni bi güzel dövdü beyler
   -bana mı yapıyon amına çakim askerliği istersen firar et nasıl olsa yakalanıp sike sike yine yapacaksın dedi
   -razıyım komutanım dedim
   baktı dayaktan uslanacak gibi değilim
   git bana astsubayı çagır dedi
   o geldi
   bu asker hakkında vukuat raporu hazırlayın bir hafta disiplin koğuşu cezası yazın beni tehdit etti dedi
   astsubay emredersiniz deyip odadan çıktı
   herşey hazırlandı
   en son yine ekşının imzasına kaldı iş
   ben götürdüm imzalatmaya
   imzaladı
   -başka bir emriniz var mı dedim
   -git iç bahçede bekle ben çağırıncaya kadar gelme dedi
   emredersiniz dedim
   gittim aşşagı
   yarım saat sonra yazıcı sigara içmek için aşşağı indi
   bana koştu
   **-olm kelebek benden duymuş olma ekşın seni disipline göndermeyecek dalga geçiyor seninle dedi hafta sonu da gönderecek haberin olsun dedi
   koşarak gidip ellerinden öpesim geldi ekşının o kadar dayağa o kadar eziyete rağmen
   biraz daha durdum
   yanına gittim
   tekmil verdim
   -amına çakim ben sana gelme demedim mi dedi
   -bi emriniz var mı diye sormaya geldim komutanım dedim
   -sen dans etmeyi biliyon mu amına çakim dedi
   -eh işte biraz komutanım dedim
   -hafta sonu askeri discoda hünerlerini görmek isterdim amına çakim dedi
  piçe bak makara yapılır da bu kadar yapılmaz amk.şaka yaptıgını öğrenmesem ana avrat söverdim yok lan sövemezdim götüm yemezdi amk
   -isterseniz pazar günü nöbetinizde yanınızda olayım pazartesi gönderin komutanım dedim
   -gerek yok amına çakim dedi
   -emredersiniz dedim gittim
   cuma geçti ses yok
   cumartesi zaten izin günü gelen yok
   pazar sabah erkenden damladı nöbet teslim almak için
   beni gördü
   -disco da neden degilsin amına çakim arkadaşım sen dedi
   -bekliyorum komutanım haber gelmedi henüz dedim
   -vay amına çakim beraber bekleriz o zaman dedi
   emredersiniz dedim
    8 oldu ses yok 8 30 oldu ses yok herkes çarşıya çıktı amk ben hala bekliyorum gönderecek diye
    9 oldu yine yok
    sürekli giriyorum odasına hani unuttumu diye
    onun odasının dışında duvara yaslanıp çömeldim umutsuzca
    her saniye ona küfür ettim
    birden kapıyı açtı
    -amına çakim arkadaşım gel buraya dedi
    -emredin komutanım dedim
    -çarşı defterini getir dedi
    -emredersiniz komutanım dedim
    getirdim
    imzalarken
    -ben bu kadarla affediyorum o eve gitmeni inşallah kız da affeder dedi

1 yorum: