28 Eylül 2012 Cuma

anlatsam mı anlatmasam mı -FİNAL-

-FİNAL-

**üzülmedim değil kız sevmiş beni
ama zeki bir kız olduğunu bildiğim için ve benim başkasını seviyor olmama saygı duyacağını bildiğim için aldırış etmedim
çünkü benim amacım bir an önce ebruya mesaj gönderip ondan gelecek mesajlarlarla aşkı yeniden hissetmeye başlamaktı
-yolculuk nasıl geçti deyip gönderdim mesajı
-iyi dedi bir saat kadar sonra sadece iyi dedi
-çok özledim seni dedim
yarım saat kadar beklettikten sonra
-tamam dedi
-mesgulsün galiba müsait olunca haber verirsin dedim
cevap gelmedi
bekledikçe bekledim.
uyuya kalmıştır. çalışıyordur.bir işi vardır diye kendimi teselli ettim
gece 12 oldu
-iyi misin yazdım
cevap gelmedi
30 dakika kadar yine bekledim.
aradım ebruyu uzun uzun çaldıktan sonra
uykulu bir sesle
-ne var kelebek dedi..
daha dün iyiydik. gidince sözler verdi amk. bana sarıldığında bu defa bırakma beni dediğim de tamam dedi
ne alaka şimdi bu siklemez tripler amk
-pardon rahatsız ettim. uykudan kaldırdım galiba tatlı rüyalar dedim
-sağol dedi kapattı telefonu
artık değişmiştir dediğim ebru yine aynı ebruya dönüştü
vurdumduymaz. sevdimdurmaz.ayartutmaz
artık benim de bişeyler yapma zamanım geldi beyler(!!)
bıkmadım usammadım sabah kalktım ilk iş olarak
mesaj yazdım

** -günaydım aşkım
-günaydın diye karşılık verdi
-nasılsın dedim.
-dün uyuya kalmışım kusura bakma dedi
-önemli değil çalışıyorsun yoruluyorsun normal uyuya kalman dedim
-sağol dedi
-çok özledim seni dedim
-ne çabuk dedi
-daha doğrusu doyamadım sana iki buçuk seneden sonra dedim
-bende dedi
-bilet alayım mı geleyim mi yanına dedim
-hayır dedi(!)
-sen ne zaman gelirsin dedim
-en kısa zamanda gelicem dedi
-tamam dedim
günde nasıl olduğuna dair. havadan sudan dahil ortalama 50 mesaj attım
hiç ne yapıyorsun?
diye sormadım. şüpheleniyor sanmasın diye
beni seviyor musun diye hiç sormadım kalbine baskı yapmayayım o istediği, hissettiği zaman söylesin diye
kelebek ben şuraya gidiyorum dediği zamanlar iyi eğlenceler dedim ve hiç sormadım kiminle gideceksin diye
hep onun anlattıklarıyla yetindim
yazacak mesaj kalmayınca hep kendi tarzımda sevgi mesajları yazdım
işte eve evden işe gittim.
geceleri onu aradım
sigarayı bıraktım
ota boka para harcamadım

** kendi aramızda anlamı ''hep onu düşündüğümü'' belirten gülümseme smiley'sini binlerce kez ona gönderdim
elif beni bulup arkadaşlık teklifi yaptı reddettim faceden
sürpriz şekilde gelirde beni arkadaşlarla görür özellikle o beni seven kızla diye onlarla buluşmayı bıraktım
yanıma gelince telefonumu inceler bu kız kim diye sorar ve verdiğim doğru cevaplara şüpheyle yaklaşır diye tüm gereksiz numaraları silip
ayşe fatma diye yazan kayıtları
halam ayşe
kuzenim fatma
diye değiştirdim
o yokken onun evine gitmedim amacı benim evimde kalmak diye düşünmesin diye
babası ve annesi ile hiç konuşmadın neden konuştun diye kızmasın diye
facebookta hiç online olmadım kiminle konuşuyorsun diyemesin diye
msni konuşmak istersen msn e girebilirim diye sorduktan sonra açtım
bazen çevrimdışıyken onu online gördüğüm zamanlarda birden girip onu ürkütmemek için online olmadım bişey de yazmadım
aramadan önce her seferinde müsaitsen arayabilir miyim diye mesaj attım
kabul etmeden de hiç aramadım
mevsiminde yetişen meyvelerden sevdiklerini kargo ile ona gönderdim içine güller koyarak
hiç aşırı sarhoş olacak kadar içmedim telefon açar yanlış bişey söylerim
veya mesajı yazarken bir kaç harf hatası yaparım da nerdesin sen kelebek içtin mi diye sormasın diye
iş yerinde beni çileden çıkaran işinizin de amk dedirtme seviyesine getiren tüm olumsuzluklara eyvallah çektim
yine işsiz kaldın kelebek demesin diye
sagda solda artislik yapan piçlere tek kelime diklenmedim haklısın kusura bakma dedim. kavga ederim nezarete atarlar ebruya mesaj yazamam diye
sonra ben geliyorum kelebek dedi
saçımı başımı yapıp her seferinde yeni kıyafetler aldım. resmen alışverişlerimi onun gelme arifesine göre ayarladım
o gelince ne yapmak istersin diye hep ona sordum hiç kendi fikrimi söylemedim
her gelişinde onun evinde beraber kaldık
hiç üşenmeden ona kahvaltılar hazırladım
onun parasına hiç ihtiyaç duymadan evin eksiklerini yiyecek içecek vs aldım
beraber yedik beraber içtik

** ben on kere seni seviyorum dediysem
o iki üç kez bende seni dedi
bir iki kez de ben söylemeden seni seviyorum kelebek dedi
ben böyle davrandıkça bana olan sevgisi arttı
ama bazen anlamsız bir şekilde siklemiyordu
herşey çok düzgün giderken sessizleşiyor resmen mallaşıyordu
sonra o kendisi yavaş yavaş ben burdayım
şuraya şu arkadaşlarla gidecem demeye başladı
kendiliğinden seni özledim kelebek demeye başladı
ama tüm bunları demesi bir kaç ayı buldu
doğum günümde gelebilecek misin dedim
gelemem dedi(!)
vereceği hediye de gözüm varsa siksinler amk hiç bir şey de göndermedi
o gelmeyecek diye bende arkadaşların davetlerini
ne yapacağız kelebek demelerine ebru ile başbaşa kutlayacağız kusura bakmayın deyip salladım
doğum günümde bir bok yapmadım
oteldeki arkadaşlar pasta aldılar onu yedik sadece kutlama da olmadı dışarı çıkmadık yani
yaz başladı 2009 yazı
benim işler yoğunlaştı
ama yine de patrona türlü yalanlar söyleyerek her gelişinde onunla beraber oldum
hafta sonları geldiği zamanlar
diskoya gidelim dedi yorgunluk uykusuzluk sikime takmadım tamam dedim
sabahın ilk ışıkları ile denize girelim kelebek dedi
uykularımı bölüp ertesi gün işe gidecek olmama rağmen kabul ettim.
bu gece plajda sabahlayalım dedi ona da kabul çektim
o başka şehirdeyken ben onunla mesajlaşırken uyuya kaldığım bir gün ben uyanıncaya kadar aradı.
yanında kim var senin nerdesin diye bir sürü fırça attı
evde olduğumu ispatlamak için annemi yatağından kaldırıp
ebru'ya bir selam ver anne dedim.

** ben geleyim dedim gelme ben gelirim dedi herseferinde
o gelme dediği için gitmedim.
gizli gidip ne yapıyor ne ediyor diye meraktan gebersemde gitmedim belki beni görür de sen beni mi takip ediyorsun
ben sana gelme demedim mi diye kızar diye
hayatımı ona göre düzenledim
paramı ona göre harcadım
sevdiği herşeyi alıp ya pişirdim ya hediye ettim yada verdim
o alanyada iken kimseyi kaile almadım annem babam dahil kimseyi
o başka şehirde iken
msn e gel dediği zaman gelemem demedim internet kafeye koştum
2009 sezon sonu ekim ayına kadar 7 defa geldi
hiç kavga etmedik hiç tartışmadık çünkü ben tüm yaptıklarına
günümüz sevgili koşulları için kavga konusu olabilecek herşeye eyvallah çekip sesimi çıkarmadım
ekim ayında alanyaya gelmiş
3 gün geçmiş alanyaya geleli ama benim haberim yok
bir arkadaşın ebruyu gördüm sanki demesi ile ilk ezanın okunmasını bekledim alanyada
aradığımda bana duyulan ezan sesi telefonda da duyuluyordu
hiç çaktırmadım
belli ki beni uzaktan takip etmeye gelmiş
4.gün bana nerdesin dedi
-evdeyim canım dedim
-tamam bugün bir yere gidecek misin dedi
-hayır aşkım dedim
-gidip gezsene hava güzelmiş dedi
bana sürpriz yapmak istediğini anladığım için
-tamam canım birazdan çıkarım dedim
1 saat kadar sonra yine

** -ne yapıyorsun aşkım dedi
-iskelede oturuyorum bizim yerimizde dedim
-hmm kıskandım şimdi dedi
bana yapacağı sürprizi bildiğim için
o sürprizden daha da zevk alsın diye
-keşke sende yanımda olsaydın. sensiz üzücü oluyor burası dedim
-ne olurdu yanında olsaydım dedi
-buralar serin sarılırdım sana dedim
-o zaman gelmem sadece üşüdüğün için mi orda olmamı istiyorsun dedi
-tabi burda olmadığın için ''buralar'' derken elimi kalbime koyduğumu göremedin dedim
-başka ne yapardın orda olsaydım dedi
-ellerimi havaya kaldırırdım dedim
-bu bile gelmem için yeterli sebep aslında dedi
-uzaktan gönder bir tane ellerim havada şimdi dedim
-dur kapalı yerdeyim az bekle göndericem dedi
-tamam dedim ve bana doğru geliyor olduğunu anladım
bi kaç dakika sonra
-he kaldır ellerini gönderiyorum dedi
-kaldırdım canım dedim mesajı gönderir göndermez ellerimi havaya kaldırdım
iyice bana yaklaştığını farkettim
ısrarla ellerimi havada tuttum
boynuma sarılmış bir sevgili sonra bankın etrafından dolaşarak karşıma geçerek
-sürprizz diye bağıran aynı anda yaptığı sürprizden dolayı çok mutlu gözüken bir dünya güzeli
-aaaa aşkım diye şaşırmış numarası yapan şaşkın suratını ona sarılıp onun göremeyeceği şekle soktuktan sonra normale çeviren
neyin peşindesin sen amk kelebeği mal mısın olm sen bu kızın hala peşinden koşuyorsun diye tonlarca küfüre maruz kalan bir kelebek
o sürprizin tadını çıkarmaya devam etti
sarıldı öptü bende karşılık verdim ona
-beni seviyor musun kelebek dedi
-aşkı bildiğin kadarı ile tarif et ebru dedim
-birden sorunca ne diyeceğimi bilemedim. seviyorum diyemez misin sadece dedi
-aşk milyon kere seni seviyorum demene rağmen hala onu çok sevdiğini ispatlamaya çalışmaktır ebru dedim
-çok mu seviyorsun dedi
-bir milyon bir dedim
gülümsedi

** -denize atlar mısın benim için dedi
mevsim kış başlangıcı ekim ayıydı
telefon elimdeydi
üzerimde uzun kollu bir gömlek ile kot pantolon vardı
telefonu banka bırakarak
ayağa kalktım
-atlarım dedim
inanmadı atlamaz diye düşündü ama
ben denize doğru yaklaştıkça dur tamam şaka yaptım desede
ben çoktan denize atladım arkamdan yaklaştı
-delisin sen hasta olacaksın çabuk çık dedi
emir olarak algılayıp çıktım sırılsıklam
-şaka yapmıştım deli dedi
-ben sana aşkım konusunda hiç şaka yapmadım ebru bir milyon iki dedim.
-tamam özür dilerim ne yaptın yaa off hadi gidelim eve dedi
taksiye almadıkları için yürüyerek eve gittik onun
herkes bana bakıyordu ee ne olmuş baksın amk larım en fazla
mala bak denize düşmüş demişlerdir
ebrunun eve gittik
ben duşa girdim
kıyafet yoktu başka
ebru kıyafetleri çamaşır makinasına attı ayakkabıları da balkona
giyecek bişey olmadığı için havluyla kaldım
sonra da yattım
kalktığımda ebru yoktu
bir saat kadar bekledim hani markete gitmiştir diye ama gelmedi
-uyandım canım diye mesaj attım
-geliyorum birazdan dedi
kıyafetler tekrar giyilecek halde değildi kurumamıştı ve ütüsüzdü ve koltuğun üzerindeydi
ayakkabılarda henüz kurumamıştı zaten
ebru geldi

** tüm ıslananların yerine fazlası ile kıyafet almış muhtemelen de beden ölçülerime baktığı için hepsi cuk oturdu
buraya kadar herşey iyi güzel sevgili edası ile ilgilendi benimle
ama hastalandım
4 gün hastanede serum yedim daha sonra da evde ilaç tedavisine devam ettim
ama bilin bakalım ebru ben hastane de iken kaç kez ziyaretime geldi
sıfır
ebru ile barıştıktan sonra sikime takmadığım panpam bile her öğlen ve akşam ziyaretlerinde gelerek beni utandırdı
beni seven ama aşkına karşılık vermediğim kız bile iki kere geldi
hiç tanımadığım babamın ve annemin arkadaşları
benim biladerim ve beni tanıyan arkadaşları
mahalleden uzun yıllardır görmediğim komşular bile ziyaretime geldi ama
ben uğruna denize atladığım
yıllarımı verdiğim
sevdiğim kadın gelmedi(!)
üzüldüm ama sinirlenmedim
belki annemi görmek istememiştir utancından diye düşündüm
belki de insanlar neden denize atlattın kelebeği diye hesap sorarlar düşünmüştür o yüzden gelmiyordur deyip kabullendim
sanki hasta olan oymuş gibi ben ona sordum mesajla
-nasılsın canım iyi misin diye
-ben iyiyim sen nasıl oldun dedi
ve ben ona mesaj atmadan hiç mesaj atmadı
ta ki
-ben geri dönüyorum kelebek deyinceye kadar
çalıştığı şehre döndü benim eve taburcu olacağım gün
üzülmedim ebrudur sevgilidir ne yapsa hoşgörülmelidir
aksi takdirde çekilmiş acılar tekrarlanacaktır diye sustum
onu mutlu etmek içinde iyileştim bişey kalmadı dedim
hastalık sonrası yine panpa ile takılmaya başladım
arasıra beni seven kızı da görüyordum ama hiç konuşmadık
sevgilisi var mı diye kimseye de sormadım

** kelebek pişman olmuş kıza dönmek istiyor düşünmesinler diye
ayrıca kız duyarda yine umutlanır diye
ebru bir kez daha geldi yılbaşından önce
iki gün kaldı sadece hafta sonu
yılbaşında gelemeyeceğini söyledi (!)
-peki arkadaşlarınla zaman geçirmek de senin hakkın diyerek hiç kızmadığımı belli ettim
-sen ne yapacaksın dedi
-bilmiyorum dedim
-arkadaşlarınla buluşursun işte neyi bilmiyorsun dedi(!)aklı sıra bana laf sokuyor
ben ona cevapların en kralını verip sikertir pişman ederdim onu dediğine ama sabrettim
-karar verdim ailemle geçirecem tombala oynarız herhalde dedim
-tabi kesin öyle yaparsın diye yine imada bulundu
sessiz kaldım
çünkü tek gerçek cevap zamanda idi
bu sıralar beni çok eskiden beri tanıdığım
cüzdanlarının çalınması ile parasız kaldıkları zaman
onlara cebimden borç verip kendi fotograf makinamı verdiğim
tatil dönüşünde onlara verdiğim paranın çok fazlası ile sadece emaneten aldıkları fotograf makinamın
çok daha iyisini hediye olarak gönderen
her gelişlerindeelleri boş gelmeyen
isveçli bir ailenin bir ferdi beni facebookda buldu
onlarla da uzun şekilde yazışmaya ve başladık
yılbaşı geldi ben dediğim gibi annem babam amca ve halalarımın aileleri ile toplandığımız bir evde geçirdim yılbaşını
saat 12 ye gelmeden defalarca aradım saat 12 olurken en azından telefonda mutlu yıllar diyebilmek için
ama o cevapsız çağrıları saat 1 de farketti(!)
müzikten duymamıştır diye yine teselli ettim kendimi
aramak yerin mesaj attı mutlu yıllar diye
-sana da mutlu yıllar aşkım dedim
-ben yatıyorum dedi(!)

** -erken yatıyorsun tatlı rüyalar dedim
ne bana sen ne yapıyorsun dedi
ne de eğlenip eğlenmediğimi sordu
yıl oldu 2010
ilk bi kaç gün sonra face e ebrunun etiketlenmiş resimleri düştü
arkadaşları ile çekilmiş resimleri üzerinde yazan tarih
bana yatıyorum dediği saatten 2 saat ilerdeydi
makinenin saat ayarı bozuktur diye teselli ettim kendimi
resimlerdeki bu adamlar kim diye hiç sormadım
halbuki basbaya kıskanılacak samimiyet vardı resimlerde
eğlenmiş olm kelebek siktir et amk dedim sadece sabret de dedim kendime
hiçbirşey yokmuş gibi o resimlerden bahis bile açmadım
ebru resimlerdeki etiketlerini kaldırdı
kendini beğenmemiştir resimde ondan kaldırmıştır
diye teselli ettim kendimi yine
ebru yine bana yakınlaşmaya başladı
artık ne bok yiyeceğini kestirmek iyice zorlaşmaya başladı
bi seviyor bi sevmiyor ama ne yaparsa yapsın beni sikiyordu
yaz başında isveçli aile geldi
onları gidilebilecek en güzel yerlere götürdüm
ulan bunlar turist parasını yiyeyim mantığını kaldırıp bana verdikleri hediyeler ve diğerleri için
kazanabildiğim hesap ödeme kavgalarında ben ödedim gittiğimiz yerlerde
onların resmen rehberi oldum
giderken de yine bana bıraktıkları zarfta bir miktar para vardı
ben bu para ile yine kendime bişey yapmayıp ebruya kolye aldım
çok beğendi
doğum günümü bu kez baş başa geçirdik
sadece ebru ve ben
çok güzel geçen gecede ebru evlenmeyi ister halde göründü bana
-çocuğumuz olursa ismini ne koyacaktık hatırlıyor musun dedi
-evet kız olursa .. erkek olursa .. dedim
gülümsedi

** -üçünçü olursa ne koyarız dedim
-o günler bir gelse hayırlısı ile de düşünmeye başlasak dedi
evlilik teklifimi bekliyor olduğu belliydi ama etmedim
çünkü kafam karışıktı
neden mi
neden?*
yaz geldi aynı performansla çalışmaya devam ettim iş yerinde
yazın tekrar geldi isveçliler ve beni ısrarla ülkelerine davet ettiler
beni seven kızın başkası ile çıktığını duydum kızın adına sevindim
ama çıktığı çocuğu görünce de üzüldüm
hani öyle pek çirkin değildi ama
insan değer verdiği kişilere daha iyilerini layık görüyor hep
beni bekar sanan kızlarla ağır şekilde dalga geçip
benden nefret etmelerini sağladım
büyümüş ama hala liseli sanmışlardır amk
bilmiyorlar ki neyin peşinde olduğumu
isveçlilerle yazışmaya devam ettim.
panpama da ihtiyacım olduğu için aramı çok iyi tuttum sırf onun gönlü olsun diye istediği yere gittim
ebruya mimarlık için alanyada çalışması teklifini çok uygun bir dille söyledim
ama evleninceye kadar gelmem alanyaya dedi
neden diye sormadım bile tamam dedim
her gelişinde köle oldum ona resmen
başım ağrıyor dedi gereksiz telaş yapıp evde olduğunu bilmeme rağmen üşenmeden eczaneye gidip ağrı kesici aldım
rakı içelim mi bugün dedi

** rakının yanında hepsini bir arada göremeyeceğiniz tüm mezeleri aldım
istanbula gittim iki kez ebruya haber vermedim
yılbaşı öncesine kadar ebru yine evlilikle ilgili bir kaç dokundurma yaptı
ama sacma sapan suratıma telefon kapatmalar
facebookda abuk sabuk erkeklerin ona yaptığı yorumlara sözlüsü yokmuş gibi davranması
benim durumum ilişkisi var olarak dursada onu sevgilim olarak etiketleyememem
onun da ısrarla ilişkisi yok olarak gözükmesi
devam etti
yılbaşı öncesi tüm hazırlıkları tamamladım evlilik teklifi için
panpama burdan çok teşekkür ediyorum yardımları için...
ebru bu sene de gelmiyeceğim dedi
-hayır bu sene geleceksin özel bir gece olacak bizim için dedim
galiba evlenme teklifi edeceğimi anladığı için başlarda olmaz dedi
ama ilk kez ısrar edince kabul etti
geldi
yılbaşı gecesi onu alanyanın en lüks restoranına götürdüm
yedik içtik çalan parça ile dans ettik
fazla sarhoş olmasın diye ben yavaş içtim o da bana eşlik etti
mekanda otururken
hesabı istedim
-erken değil mi daha dedi
-başka bir yere gideceğiz dedim
-nereye dedi
-sürpriz dedim
tuttum ellerinden
iskeledeki yerimize götürdüm
biraz oturduk

** -tekrar atlayayım mı dedim. zaman kazanmak için gereksiz konu açmak adına
-gerek yok inanıyorum sevdiğine dedi
bu sırada tekne denizdeki yerini aldı biz konuşurken
motoru durdurdular bu onların hazır olduğu anlamına geliyordu
teknedeki kişi panpam ve bir kaç arkadaşı idi
yılbaşında eğlenmek yerine bana yardım ettikleri için tekrar teşekkür ederim
benim hazır olduğumu banktan kalkıp ebrunun önünde diz çökmem ile anladılar
tekneden maçlarda ve diskolarda kullandıkları meşaleler yanmaya başladı
benim suratım ebruya dönük ebrunun ki ise denize yani tekneye dönüktü
bana bakıyordu
-gözlerini bende alıp tekneye bakarmısın bi kaç saniyeliğine dedim
meşalelerin aydınlattığı teknede panpalarımın açtığı pankartta
-benimle evlenir misin ebrum yazıyordu
dondu kaldı
bana bakamadı bir süre
-okuma yazma biliyordun dimi sen dedim. gülümseyerek
bana baktığında elimde bir tektaş vardı
gözlerinden süzülen bi kaç damla yaş neyin nesiydi bilinmez ama
ellerini kaldırdı
ayağa kalktı
sıkıca sarıldı öpmeden
-evet aşkım dedi
-yüzüme söyle dedim
bana baktı
-biraz düşünmem lazım dedi ağlamaklı gülümseme ile
-iyi öbür yılbaşına kadar beklerim dedim
-sonra ne yapacaksın bıkacak mısın benden dedi
-hayır unuttuğunu sanıp tekrar teklif edeceğim dedim.
-evet deli evet dedi
ilk tebrik tekneden geldi ben elimle okey işareti yapınca
öpüştük sarıldık
eve gitmek istedi
hayır dedim gel benimle deyip onu bir bara götürdüm
içkileri söyledim
benimki votka bull görünümlü suyla karışık elma suyu idi
onun ki ise bol alkollü votka bull
ne olur nasıl olur ailelerle ne zaman konuşuruz ne zaman evleniriz nişana gerek var mı
balayına nereye gideriz
nerede evleniriz
nerede otururuz evlenince hepsini konuştuk
sarhoş oldu zaten daha öncede içmişti
eve götürdüm
hadi yatalım dedim
mutlu ve sarhoş bir şekilde yattık

** o uyudu ben uyumadım
çünkü gidilmesi gereken bir yerim vardı
isveç
istanbula gittiğimde aile tarafından gönderilmiş davetiye ile iş yerinden ve diğer yerlerden aldığım
belgelerle başvuruyu yapmıştım ve onaylanmıştı
tüm bunları bir tek ben ve panpam biliyorduk
panpayı aradım
valizi getirdi arabası ile
taksiye 70 euro bayılıp antalya havaalanından direk thy uçuşu ile stockholm
ordan ailenin benim için ayırttığı otobüs biletinin internet çıktısı ile isveçin umea şehri
yurtdışı kullanımına açtırmadığım telefonum
geride bıraktığım uzun uğraşlar sonucu evlenmeye ikna ettiğim
bir sevgili...
neden mi böyle yaptım
ebrunun bir gidip bir gelmelerinin evlenirsek de devam edip etmeyeceğini bilmediğim için
beni bazen sikine takmamasına anlam veremediğim için
onun çalıştığı şehre gitmemi istememesine anlam veremediğim için
hastayken yanımda olmayan birini eş olarak hayata sokmanın ne kadar doğru ne kadar yanlış olduğuna karar veremediğim için
tüm bana yaşattıkları kafamdan bir türlü çıkaramadığım ama cevap vermek konusunda bir türlü siklemediği neden sorusu için
belki beni anlarda
bana anlatmadığı nedenleri anlatır diye umduğum için
yarrağı hep ben yediğim için
o yarraksa onu siken bir kelebeğin de olabileceğini ona göstermek için
9 gün kadım isvecte hiç onu aramadım face hesabını da dondurdum
anneme söz verdiğim için hergün bir kere aradım
geri geleceğime inandırmaktan başka birşey konuşamadım telefonda
9 gün sonra umeadan stockholm. ordan istanbul ordan da antalyaya indim
telefonumu kapalı tuttum
direk annemin yanına gidip ben geldim deyip elini öptüm
hiç birşey yokmuş gibi çalışmaya başladım
4 hafta sonra dayanamayıp telefonu açtım
ebruya iletim raporu gelmiş olacak ki
-tebrik ederim mesajı geldi
sesimi çıkarmadım
mesaj da yazmadım onun yaptığı gibi
1 mayısda yani doğum günümde ebru artık çıkmıştır hayatımdan beni bu sinirle asla affetmez hatta öldürür diyordum
ama gittiğim mekanda eğlenirken ebru da geldi
yanında bir erkek vardı el ele girdiler içeri
masaya doğum günü pastası geldi
ben dikkat etmemiştim ama
gelen mesajla farkettim
-10 tane mum(yıl) var hepsini bir nefeste söndüreceksin yılbaşında herşeyi bitirdiğin gibi dedi
-ben o pastayı seneler önce yayladan gelince üfledim. masraf edip fazladan mum koymuşsun sağol dedim
-nerde benim kelebeğim sen kimsin neden böyle yaptın dedi
-gülümseme işaretinin devamına''kafam çok karışık dedim
mekanı terk etti
-bende seni çok seviyorum birmilyon bilmem kaç kere hemde ama sen bir tanesine bile inanmamışsın. keşke bende denize atlasaydım da
hiç çıkmasaydım hatta dedi
-tavsiye etmem sevgilin hastalanınca ziyaretine gelmeyince acıtıyor dedim
-tamam kelebek doğum gününden daha çok intikamını kutluyorsun bu gece tadını çıkar dedi
-sağol sanada göstermelik sevgilinle sahte mutluluk oyununda mutluluklar dilerim dedim
-sahte olduğunu kim söyledi dedi
-10 senelik sen tecrübem dedim

**tamam doğum günü çocuğu dedi
ama bana orospu çocuğu demek ister gibiydi. mesajda bile anlaşılıyordu bunu demek istediği
-neyse kafam karışık şimdi sonra görüşürüz telefonu da ''neden''se kapatasım var yazdım ve telefonu kapattım
bu sırada hikayeyi yazmaya başlamıştım
amacım hata mı yapmışım diye sormaktı size ama
sorum geçen zaman içerisinde değişti
ne yaptım ne ettim onu aklımdan çıkaramadım
belki intikamın intikamını almak istiyor bilmiyorum ama
o gördüğün erkek arkadaşım değildi. seni kızdırmak için getirdim diye mesaj attı
sen haklıydın o yüzden kızmadım sandığın kadar gibi yumuşamalar gösterdi
futbolu sevmemesine rağmen
halı saha maçlarımı izlemek için bende izin istedi
hala da görüşüyoruz arasıra
ne o bende uzaklaşabiliyor ne ben ondan
ve hala neden böyle olduğunu söylemedi
ama kesin bir şekilde asla birlikte olamayacağımız konusunda ikimizde anlaştık
o bir erkekle çıkmayı deneyeceğim diye mesaj gönderdi en son
ben ise gördüğüm tüm karılarla makara yapıyorum
biliyorum çünkü yapamayacağımı
aklım ebru ne yapıyor
o çocukla araları nasıl
öpüştüler mi yattılar mı evlenecekler mi gibi sorularla dolu ama
hiç sormuyorum

** bana açıklamarından sonra sessizce bırakıp gitmem
   ne yapacağımı ne düşüneceğimi bilememle alakalı olsa gerek
   ebruyu dövmüş olmamı pek yadırgamayacağı kesindi
   tüm bunları bu denli açık bir dille anlatması aslında
   bir kışkırtma planı da olabilirdi.onu dövsem konu dağılacak ve aramızda
konuşulan konu onu dövmüş olmam olacaktı.
   ayrıca ben azapları onun vicdanına bırakmak  için konuşmadım bile
   sessizce gitmek fazlasıyla yetmişti ona
   mesajlara başlaması için 'ne yaptım lan ben' evresini tamamlaması gerekiyordu
   onu içinde sürüklediğim durum son saniyede kendi kalesine gol atma pişmanlığından başka bişey değildi
suçu başkasına atma şansı kalmamıştı.
  kalbimin tüm hücrelerinden küfür yiyor af diliyor ama hiç birşeyin değişmeyeceğini biliyordu
  benim ettiğim küfür ise kalbimin tüm hücrelerine idi
  çekip gidemiyordum.
  telefon numaramın onda varlığına inat değiştirmiyordum.duvara çarpmıyordum telefonu
  tep tepkim kayıtsız kalmak onu kaile almamaktı.
  belki bilmeyerek kendimi daha da çekici yapıyordum ama gitmesi gerekiyordu
  bunu kendisi bir mesajında söyleyince ortak bir arkadaştan doğruluğunu teyit ettim
  her mesajına verilecek binlerce sorulu cevabım olmasına rağmen hep sustum
  otelin önüne gelme ve arabası ile geçme girişimlerine hep kayıtsız kaldım
  aslında tecrübeleniyordum
  pişman ve affedilmeyi bekleyen bir insanın sınırları nedir onu öğreniyordum
  ayın 15i gelip geçerken o hala alanyada idi.
  geçen zamanın baskısını kendimde hissetmemle iyice ne yapacağımı bilemez hale gelmiştim.
  affetmeyi hiç istemediğim halde
  mesaj yazmasını bekliyor.yazmayınca bişey mi oldu amk diye dertleniyordum.
  bir sonraki mesajda önce derin bir nefesle rahatlayıp sonra yine sinirleniyordum
  göresim bile geliyordu amk
  kolay değildi aşk
  ben onu,onun beni sevdiği gibi sevmemiştim ki
  kalbim tek parçaydı.bölüp bölüp insanlara dağıtmamıştım ki onun gibi
  benim için aşk sen yağmur ol ben buluttu
  ama o işine gelince bana yağıyor işine gelince bulut oluyordu
  aynı şeyleri ceyhuna da yapıyordu
  sırılsıklam kalan hep ben oluyordum
  zaman ilerledikçe
  olm kelebek kız gidicek amk sonra hiç görüşmeme ihtimalin var bırak inadı git
aklına geleni sor.küfür etceksen et döveceksen döv diyordu ama her seferinde siktir et amk dedim
  **ben konuşmadıkça o yüklendi mesajları arttırdı
  -kelebek
  -bir kere konuşalım ne olursun
  -affetmen için ne yapmam gerektiğini söyle yeter
  -ben başkası ile yapamam kelebek
  -çok seviyorum seni
  -ne istersen yaparım
  -geleyim de konuşalım ne olursun
  -iyi misin
  -cevap ver lütfen
  -kelebeeek
  -bişey söyle
  -otele geliyorum
  -ben böyle yaşayamam lütfen
  -dışardayım
  -bi kere göreyim
  -işe gitmem gerekiyor ama sen affedinceye kadar gitmeyeceğim.
  -bana aşkın ispat yolunu söyle
  taRzında mesajlar attı durdu çoğaltarak
  sonr otelin önünden gelip geçmeleri otelin önünde durmalara
  buna bağlı olarak otelin önünde olduğunu belirten mesajlar atmaya
  içeri geleyim konuşalım lütfen gibi yalvarmalara çevirdi
  bazen tek başına sessizce oturdu gitti
  bazen uzun uzun bekleyip gitti
  bazen yağmur engel oldu beklemesine
  bazen de sırılsıklam oluncaya kadar bekledi
  tüm bunları yapıyor olması iki şeyi iyice belirgenleştirdi düşüncelerimde
  ya gerçekten çok seviyor
  ya da benden intikam olmak için bir evre olan benim affetmemi bekliyordu
  sonra iki gün ses soluk kesildi
  hiç bir mesaj atmadı
  otele de hiç gelmedi
  sonra mesajlara ''affedeceğini bilerek herkes bekler.ben affetmeyeceğini bile bile seni bekleyeceğim''diye devam etti
  -beni hala sevdiğini biliyorum yoksa yazdığım mesajlar sana iletilmezdi dedi
  bu bir nevi bana yem atmaktı
  bir daha ki mesajına iletim raporu gelmesi onu hala sevdiğimi ispatlayacaktı
  telefonun kartını çıkarıp atabilirdim ama yapmadım
  sonra ki mesajını 10 saat sonra attı
  -lütfen allahım iletilsin yazıyordu mesajında
  mesajlarına devam etti
 ** -şükürler olsun
  aynı gece ülkemizi etkileyen kötü hava koşulları alanyayı da sarmıştı
  yağmur şiddetli bir şekilde yağarken
  bir mesaj geldi
  -otelin önünde bekliyorum.bir kere göreyim gidecem lütfen
  mesajı aldıktan sonra dışarı baktığımda yağan yağmur vicdan yaptı
  yağmurum olamamıştı ama yağan yağmurumda sırılsıklımımdı
  ne kadar dayanabilir kiyi test ederken onun çoktan ıslanmış olması gerekiyordu
  güvenliği çağırıp ona gitmesini söylemesini istedim
  -abi yağmur yağıyor alalım içeri dedi
  ısrarlı bakışlarıma rağmen
  -abi yazık ya deyince tamam al içeri ben odaya çıkıcam taksi çağır gitsin.ben onunla görüşmek istemiyorum dedim
  tamam abi dedi
  ben yukarı çıktım odama
  5 dk sonra kapım çaldı
  otel odalarında gözetleme deliği olmadığı için şuursuz bir sesle
  -kim o diyebildim
  -benim abi aç dedi güvenlik
  -ne oldu dedim
  -senin yukarı çıktığını görüşmek istemediğini söyledim.oturdu ağlıyor bi havlu bari ver abi dedi
  -olm niye oturtuyorsun taksi çağır gitsin dedim.
  -ben nasıl diyeyim abi çıkıp karşısına istemiyorum desene dedi
  -senden iş bekleyen ebesinden göt beklesin amk.bekle havluyu vereyim götür dedim
  -abi çok ayıp ediyon.ben gidiyorum aşşağı iniyorum karışmam ne yaparsanız yapın dedi
  -lan olm dur desemde gitti.
  olay tekrar tekrar götüme girdi
  havluyu götürmesem hastalanacak
  ama ben götürsem ben hasta iken beni ziyarete bile gelmemiş birine götürecektim
  şimdi aşka hastası olan o oydu
  belki de bendim
  zira aşşağı inip siktir git lan burdan bir daha gelme diyemiyordum
  hastalanmaz inş diye dua ediyordum
  hangimiz hastaydık
  hangimiz aşk için hastalanmadık
  hasta iken merhamet aramadık
  tek tedavinin karşılıklı sevmek olduğunu bildiğimiz halde
  doktorun iyileştiremiyor olması veya ilacın işe yaramadığını düşündük
  oysa her yalnız ayılıp bayılıyor bu hastalığa yakalanmak için
  yoksa yalnızlık da mı hastalık
  hepimiz hastayız amk
  aldım havluyu çektim derin nefesi bastım zemin kata
  açtım lobiye açılan asansör kapısını
  karşımda hastalık hastası
  tümörüm mikrobum
  kalbimin bağışıklığı
  aklımın karışıklığı
 ** serin suratımla havluyu önüne bıraktım
  telefona yönelip bir taksi çağırdım
  o havluya kurulanmak yerine yere bakıyordu
  otelin ismini verip bir taksi istediğimde
  ayağa kalktı
  alt dudağı morarmış dişleri dişlerine değil vicdanıma vicdanıma vuruyordu
  havluyu alıp
  ona uzattım
  -konuşamaz mıyız dedi
  kafamı sağa sola yavaşça salladım
  taksi dışardan korna ile seslendi
  yönelmedi bile
  yanağına yapışmış saçlarını aralayıp kulak arkası yaptı
  kaşlarının su göletini elinin tersi ile boşalttı
  zaten yüzüne patika kurmuş damlaları gözünden akanlarla besledi
  adem elmasının yerini ne diyeceğine ön hazılık olarak oynattı
  ama ssadece gözlerime baktı
  o baktıkça zaman aktı
  yaşlar aktı zaman aktı
  derin nefesini burnundan aldı
  -şimdi sana seni seviyorum derdim ama bana seni seviyorum'u gözlerde aramayı öğreten sensin,inan onlara dedi
  taksici kapıya geldi abi geliyor musunuz diye
  -geliyor dedim
  -taksici kadar da mı değerim yok bi lafta bana söyle dedi
  -siktir git dedim
  dışarı çıktı taksiye gitti
  ben vay amk ne yaptım lan ile iyi yaptın haketti orospu  amk arasında iki omzumda ki meleklerle kalmışken
  taksiye binmeden para verip gönderdi
  iki üç dakika onun ne yaptığını kavramaya çalıştım
  ama o yağmurun altında sadece bekliyordu
  ne ona bakan  yüzümü çevirebildim
  ne de geri dönüp gidebildim
  yağmurda bir süre bekledikten sonra
  dışarı bende yürüdüm
  -durma burda git dedim
  -ben sana defalarca git dedim de sen nereye gidebildin dedi
  bir konuşma içerisine çekilmeye çalıştığımı anladığım için sustum
  geri dönüp odama çıktım
  **orada ne kadar kaldı bilmiyorum ama sabah bir telefon ile uyandım
  ebru olduğu için meşgule aldım
  hemen arkasından bir mesaj geldi
  -çok hayati bir mesele kelebek acilen hastaneye gelmen lazım.x hastanesindeyim dedi
  ben dün gece üşümesine bağlı bir hastalanma olduğunu düşündüm önce ama
  -kelebek tek benim için değil senin için de hayati bir mesele lütfen gel deyince iyice meraklandım
  -ne oldu diye bir mesaj attım
  -arayayım cevap ver geç kalıyor olabiliriz lütfen çok önemli dedi
  telefon da 5 dk sonra çaldı
  açtım
 -acil hastaneye gel dedi
 -ne oldu dedim
 -burdan anlatamam hastaneye gel önünde bekliyorum dedi
 bir türk olarak merakıma yenildiğim,dürüst olmak gerekirse onun başına kötü bir hastalık gelmiş olmasının tedirginliği ile hastaneye gittim
 ama benim le ne alakası olabilir di ki?
 ben hastaneye vardığımda sapasağlam dışarda bekliyordu
 -hani hastaydın dedim
 -kan testi yaptılar dedi
 bunun arkasından gelecekleri düşük tansiyon ile dinlemeye başladım
 -bulaşıcı bir hastalık şüphesi var testler pozitif çıktı dedi
 -ne hastalığı dedim
 -aids dedi.bunu derken bu kadar rahat oluşu beni çileden çıkarttı
 ne aids i amk.kimden bulaştı?hassiktir ben de de mi vardı
 -ceyhunla mı yattın dedim
 -belki de sen elifle yattın dedi
 -hiç utanmadın mı başkası ile yattıktan sonra bana geri gelmeye dedim
 -ben başka kimse ile yatmadım kelebek tek sen oldun.ama hayatımı kararttın dedi
 bu durumda kendimi ispatlamak zorunda kaldım
 -ben teste girmeye hazırım.ama eğer temiz çıkarsam beni bir daha rahatsız etmeyeceksin söz mü dedim
 -söz dedi
 ebruya çok fena sinirliydim.hasta olduğuna göre kesin başkası ile yatmıştı.ve an itibari gözümden tamamen düşmüştü.
 ama geçen sene yılbaşından önce bu hastalığı kapmışsa bana da bulaştırmıştı
 hastane danışması ile görüştük
 benden 8 tane vesikalık fotoğrafla nüfus cüzdanı örneğimi istediler
 -ne alaka dedim
 -keyfi test isteklerinde bunları istiyoruz beyefendi dediler.çok da umursamadım.
 -ne zamandan beri bu hastalığa yakalandığımız da belli oluyor mu bu testte dedim.
 -evet dediler
 ebru gel götüreyim halledelim dedi
 ben kendim giderim dedim
 taksiye bindim telefonla bi kaç hastane ile ilişkisi olan arkadaşım aradım
 -böyle böyle bir durum var benden bu evrakları istiyorlar dedim
 -yeni çıkmış galiba haberim yok kelebek dediler
 zaten hasta olma korkusu ile fazla da üzerinde durmadan
 resimleri çektirdim 5 dakika içerisinde çıkan resimleri aldıktan sonra kimlikimsi bilgileri de ayarladıktan sonra
 hastaneye geri döndüm.
 iki kere kan aldılar
 telefon numaramı alıp bana geri dönecekleri söylediler
 ebru ben sana haber veririm dedi
 -dua et benim tahmin ettiğim gibi çıkmasın dedim
 otele geri döndüm
 hiç mesaj gelmedi
 13 şubat akşamına kadar
** -test sonuçlarını bugün aldım.yarın görüşelim dedi
 -söyle sonucu benim
 -şimdi olmaz yarın konuşalım sana sormam gereken çok önemli bir soru var dedi
 -anlat şunu sinir etme dedim
 -yarın yazdı sadece mesajda
 hastaneyi aradım
 aids olmadığımı söylediler.
 bu durumda ebru benden geçen sene ayrıldıktan sonra birisi ile yatmıştı  
 ebru ile daha fazla konuşmaya gerek yoktu
 ama verdiği randevuya  gidip bir güzel içimi dökmek için fırsat doğmuştu
 ertesi gün kalktım
 duş yapıp üzerimi giyindikten sonra geliyor musun mesajına
 -yarım saat sonra ordayım cevabını verdim
 çağrıldığım yer kışın kapalı olduğunu bildiğim bir restauranttı.
 ben onu restaurantın önünde görmeyi planlarken
 resstaurantın açık olduğunu görüp sevgililer günü için açtıklarını gördüm
 ama içerde muazzam bir kalabalık vardı ve ebru etrafta gözükmüyordu
 ben restaurantın içi ile ilgilenmiyor çevreden gelen geçenlere bakıyordum
 ebru ne zaman gelecek diye
 bir araç yaklaştı
 önümde durdu
 bu kim lan derken
 ebru indi
 üzerinde gelinliği vardı
 tam benim ondan istediğim gibi
 tam bana anlattığı gibi bir gelinlikti
 hayallerimizde konuştuğumuz gibi çok fazla makyaj yoktu
 başımdan aşşağı kaynar sular döküldü
 ebru beni çok fena sikicek diye düşündüm
 yanıma geldi
 bana baktı
 -senin intikamın da böyle oluyormuş demek.mutluluklar dilerim dedim
** -ne intikamı dedi
 -kiminle evleniyorsun dedim
 -çok sevdiğim birisi ile dedi
 -iyi hayırlı olsun.ama o biliyor mu ssenin hasta olduğunu dedim
 -evet biliyor ama yanlış biliyor dedi
 -nasıl yani dedim
 -o testler ve resimler evlilik için prosödürdü kelebek.ben bu gelinliği tek bir kez giyerim onu da senin için giydim.düğünümüz de cumartesi günü olacak.
ilk bana sorcaklar ben evet dedikten sonra seçim senin olacak.ben içeri geçiyorum.hayır diyeceksen bile gel ben sana tüm hayatımı adamaya hazır olduğumu
tüm sevdiklerim kanun ve aşk önünde söyle dedi
 tüm insanların tepkileri önünde rezil olmayı göze alarak bunu yapmış olması yok artık beni bu kadar seviyor olamaz dedirtti
 ne yapacağım ulan ben şimdi derken
 annemi aradım
 -evlendin mi dedi
 -sen nerden biliyorsun dedim
 -yanıma gelip onu gelin olarak görmek isteyip istemediğini sordu dedi
 -sen ne dedin dedim
 -benim gelinim sensin zaten ama kelebek ne der onu bilemem dedim dedi
 -ne diyeyim dedim
 -bana soracak kadar kararsızsan hala seviyorsundur.benim senden tek isteğim var mutlu olman dedi
 -sağol anne çok yardımcı oldun dedim imalı bir şekilde
 -başka birisi ile evlenebilecek misin?kelelebek dedi
 -bilmiyorum sen ne istiyorsun dedim
 -ben annemin mutluluğunu yaşamak istiyorum dedi(torun sevgisi)
 telefonu kapattım
 içeri doğru yürüdüm
 herkes bana bakıyordu
 belki de tarihin en kötü giyimli damat adayı bendim.
 damat mahaline oturdum
 ebrunun gözleri gülüyordu
 -teşekkür ederim dedi ebru
 memur hemen konuşmaya başlayıp teferruat konuşmasından sonra ebruya sordu
 tereddütsüz evet cevabının ardından
 aynı sorular bana yöneltildi
 benim nefes almalarımda gözler  bende iken
 ebru elimi tutup lütfen diye fısıldadı
 -soruyu anlayamadı tekrarlar mısınız dedim memura
 -kim anlayamadı dedi memur
 -ebru hanım,lütfen tekrarlar mısınız dedim
 memur ne olduğunu anlamaya çalışıren beni anlayan ebru gözlerime bakarak
 -lütfen bana tekrar sorun dedi ebru
 soru tekrarlandı
 -sevgililer gününde hayatımda verebileceğim en büyük hediyem olan kalan ömrümü hastalıkta sağlıkta iyi günde kötü günde en sevdiğim kişii geçirmek
istiyorum evet evet evet dedi
 soru bana yöneltildi tekrar
 muhtemelen kalbimin bir refleksi olarak
 **-evet dedim
 alkış kıyamet
 imzalar
 memurun ayağa kalkıp bizi karı koca ilan etmesi
 herkes varken birbirimize dönerek sadece ikimizin kalmasından sonra
 yüzündeki gülümsemenin bende yarattığı etki
 yağmur çamur sel sonrası hayatıma doğan güneşin gökkuşağı rahatlatıcılığıydı
 hata mı yapmıştım affederek hadi onu bırak evlenerek
 neyse siktir et amk
 gencebay babanın söylediğini herkes severek onaylıyorsa vardır bir bildikleri dedim
 hatasıyla sevmeye devam ettim ebru
 ellerini kaldıran kişi artık benim eşimdi
 öpülmeyi bekleyen kadın artık müstakbel çocuklarımın annesi
 aşkın ibaresi
 kalan yıllarımın tesellisi
 pişmanlıklarımın neyse'siydi
 öptüm kalbime koydum aşkı
 birkaç tebrikten sonra
 -hadi gidelim dedim
 -nereye dedi
 -evlenmeden olmaz diyemeyeceğin şeyler yapmaya dedim
 -deli dedi gülerek
 -hiç akıllanmadım nasıl kandırdın beni yine dedim
 -boşver gidelim hadi dedi
 -nereye dedim
 önce güldü
 -nikah şekeri düğün yeri.sana damatlık,davetiye,oturacağımız evin serilmesi,balayı organizasyonu diye devam ederken
 -geç kalıyoruz kadınlar evlenince çok dırdır yapar derlerdi de inanmazdım hadi gidelim dedim
 düğün hazırlıkları aşamasında ekşını da davet ettim
 -amına çakim arkadaşım adına çok sevindim.gelmek isterdim ama senin gibi askerliği bitirdikten sonra evlenmeyi bekleyen gençlerin
başında olmam lazım.gelinler bana emanet etti onları.mutluluklar dilerim diyerek teklifimi reddetti.
 biz denildiği gibi  erdik muradımıza
 sizlerin kalan ömür hikayenizin sizin ve sevdiklerinizin dilediği gibi yazılmaya devam etmesini diler
 hepinizin sevgililer gününü kutlarım.
 kendini yalnız sananlar esas sevgilinin hayatta size değer aile bireyleri ile dostlarınız olduğunu
 ve her yalnızlığın gelecek mutluluklar için bir evre olduğunu unutmayın..
 saygılarımla..


43 yorum:

  1. Ağlattın be adam ağlattın!!

    YanıtlaSil
  2. sevgi çakim arkadaşım hani siz evlenmemiştiniz ebru ile sözlükteki finale göre hala aradabi görüşüyosunuz ama evlenmediniz burayada bunu yazmışsın,acaba sonradan evlendinde onu mu yazdın hangisi gerçek

    YanıtlaSil
  3. Evlenmediler :(

    YanıtlaSil
  4. Nasil yani .Hic bir sey anlamadim

    YanıtlaSil
  5. Abi asıl finali orjinal kötü biten finali atsana be bu ne . Ona alışmıştım ben

    YanıtlaSil
  6. Kelebek panpamla tanışıp bide kendi ağzından dinlemeyi çok isterdim. Bunu okuyorsa psikolojimi siktiğini bilmesini isterim. Eline koluna sağlık. Asıl gerçek hangisiydi açıklarsanız sevinirim.

    YanıtlaSil
  7. Bu yorum yazar tarafından silindi.

    YanıtlaSil
  8. kelebek kardeş hikayeni tek solukta okudum incici degil hesabım vardı ama nerdeyse hic kullanmadım ama hikayeni gorunce okumadan edemedim en basından beri aldı goturdu beni kusura bakma benim muhendis kafası guzel cumlelere basmıyor ama eger gercekten yasadıysan umarım sonu mutlu bitmiştir sana mutluluklar sanki hikayeyi ben yaşamısım gibi duygulandım eline saglık

    YanıtlaSil
  9. Kelebek senin ben ... Bu nasıl bir anlatım, günlerdir kitlendim her fırsatta okuyup sonunda bitirdim. Hikayedeki kız profili yüzünden kadınlardan ayrı bir çekinir oldum. Korkularımı güçlendirdin. 25 yaşını doldurmuş 30'a kadar evlenmeyi düşünmeyen ben, sayende 30 için bile tekrar düşünmeye başladım. Yalnız Ebru'nun ayarının kaçtığı yere kadar olan aşkı,sevgiyi yaşamakta her insana nasip olmaz. Şanssızlığın kadar şanslısında piç. Saygılarımla, eline yüreğine sağlık.

    YanıtlaSil
  10. Ya bu nasıl hikaye 5 gündür okuyordum bayıldım kah üzüldüm kah sevindim ama sonu mutlu bitince sevindim

    YanıtlaSil
  11. Bu hikayeden sonra kimse kalkıp bana ygs calış lan demesin.

    YanıtlaSil
  12. --spoiler--
    diğer hikayenin finalinde kelebek-ebru ilişkisinin 8-9. yılında ebrunun başka bir erkeği sevmeye başladığını öğreniyoruz. hatta o kadar seviyor ki diğer erkekle evleniyor. hatta öyle ki kelebeği arayıp hiç duygu hissetmediğini, başka bir erkeği sevdiğini, onunla evlendiğini sölyüyor. bu hikayenin ilk bir kaç bölümünden öğrenilir bir şey. daha fazla detayına girmek istemiyorum.

    o halde bununla, ilişkiyi bozan yayla olayına açıklık getiren bir kaç teori üretip, içimizde o sol kolumuzu sevginin ve merakın ateşiyle uyuşturan sikişi bitirebiliriz demek.

    1-kelebekten ayrılamadı içini rahatlatmaya uzaklaşıp uzaklaşma zamanını uzatarak bu işi temizleyeceğini düşündü. en sonunda başardı psikolojik destek alsa da ve evlendi evleneceğiyle. ama o sırada zaten diğer erkekle de 2. senesini yaşadığı için, sürekli ailesi taarruz alıyor olacak ki izin almadan yaylaya kaçmış ebru hoş olmayan bir şekilde ailesi tarafından eve getirildi. şimdi diyeceksin ki ailesi neden iyi davrandı o zaman kelebeğe, o olaylar neydi, doğum günü yalanı neydi ki?
    hatırlatırım sana sorgucu arkadaşım, soru sorman iyi aslında, olaydan küçük erkek kardeşin bile haberi yoktu ki.
    bu nasıl açıklama diyeceksin dostum benim. dinle.
    babası benim anlatmam hoş olmaz diyor. tabii ki olmaz amk sonuçta adam çıkıp ebru seni 2 senedir sikiyor zaten demeyecek/diyemeyecek.
    yetersiz geldi de mi?
    ++arkadaşlarla gülme eğlenme yaparken, içerken, eski sevgilinizle geçirdiğiniz onca anınızın aklınıza bir anda onu gördüğünüz için gelmesi iyi bir şey olmasa gerek. üzülürsünüz. üzüldü ebru.
    ++telefonu kapalı tutup, hatta belki de korktuğun kanıtları da saklayabilmek için 2. bir telefon alacak kadar zenginsin. 2. telefonu hatla alır, gerekli her şeyi aktarırsın o telefona. yeni erkek arkadaşınla konuşursun bitirirsin olayı. özel bölümünü oku benim meraklı arkadaşım. bak gör, yüzükleri taktığını görmediğini söylemiş adam sana. iyi söylemiş. yaktım bir tane.
    ++suçluluk psikolojisini bilirsiniz, hatta güven verdiyseniz bunu olumlu bir yönde kullanırsınız. aldatma lafı geçince tokat geliyorsa, suçluluk psikolojisi vardır. anlayacaksın meraklı dostum anlayacaksın.
    ++bak ben aldatmıyom ha geliyom ayağında bekliyom. yağmurun altında falan görüyon bağkkkk (saçma olabilir ama tutar yazıyom, yeni bölümde yoktu zaten yalan olmasın)
    ++sözlendin, ailesine yalan söylemeyen kız sözlendi, sözü verdi kısacası. evlenmek istediğini söyledi onlara. ama yalan söyledi. başka erkeği getirdi. onunla evlenmek istediğini söyledi bu sefer. ebru yalan söyledi ailesine...
    ++sen sarmaş dolaş resimlere etiketlenip sözlün yokmuş gibi mesajlar yazdın. zengin bir ailenin kızısın, ailenin de aynı sosyal medya hesabını kullanıyor olabileceğini düşünemeyecek kadar aptalsın ama. beni de zamanında çok üzdüğün için yazıyorum bunu. yanlış anlaşılmasın.

    bu teorilik bu kadar. geçelim diğerine

    2-ebru kelebeği o 5 yılda sevdi, ama yaşadığı şeylerin etkisi yüzünden (anlatmıyorum bak biliyorsun arkadaşım benim) sevgisi bitmiş olmasına rağmen silemedi. kanıtların yok. ossurma diyeceksin. anlayacaksın dostum.
    ++bir kızın en büyük hediyesini alırsın, teşekkür bile edemezsin. evlenmeyecek bir erkeğe vermişsen o**pu olarak anılmayı göze bile almışsındır. bu riski almamak uğruna sevmediğin bir erkeğe varırsın

    geçtik

    3-saykodelik ebru. bağlan/sev/aşk/söv/ayrıl tekrarla. acı çektir.
    ++++hikayenin kurgusu
    ++oynamaya çalıştığı oyunun ardından söyledikleri
    ++yaylaya gitmesi

    --spoiler--

    yüreğine sağlık canım benim zaman ayırıp bu hikayenin üzerine bir de beni okudun. hikayeyi yazan kelebek, amına çakim senin sen teşekkürü hak etmiyorsun nedenini de sorma

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. HOCAM BU YANITI GÖRÜRSENİZ BENİMLE BİR İLETİŞİME GEÇER MİSİNİZ EN AZINDAN BUNA YANIT YAZ DA URL Mİ VEREYİM LÜTFEN

      Sil
  13. 2014 editinden sonra düşündüğüm bir kaç şeyi sizlere de söylemek istedim. bu hikayenin beni ne kadar etkilediğini ve 3 aydır başarılı bir biçimde bıraktığım sigara + alkol ikilisine koşturduğunu anlatmayacağım. 3.5 yıllık sevgilimin yalanlarıyla beni boynuzlamasının üzerine bu hikayeyi okuyup neredeyse ağladığımı anlatmayacağım. sadece devam/yeni final bölüm(leri)ü üzerinden aklımda cevaplanmış havası kazanabilmiş soruları açıklayacağım

    doğruluğu/yanlışlığı tartışılır. kurguysa eğer bu hikaye (ki olamaz amk/ki olabilir amk iyi yazıyor diğer hikayelere bakınca) tartışılmaz görüşler değişir ben de bunu elimden geldiğince az spoiler ile anlatırım diyerek başlıyorum yazmaya:

    (karakter sınırı var 2 parti yazdım)

    YanıtlaSil
  14. yayla olayını bilmem ama evi değiştirmek istemesine fikrim var. sanırım odadaki resimleri falan boşaltamadı ailesinden korktuğundan. baktı olmayacak, sorulardan uzaklaşmak istiyor, sıfır resimsiz bir eve gibtirdi. iyi ki de gitti. acı çektirme daha fazla amk.

    YanıtlaSil
  15. ya amın liselileri neyi tartışıyonuz adam anlattı zaten her bi takı

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. bu bölümün ortalarında bir kelebek resmi var. aslında orada daha önce incide yazdığı bir yazı olması gerekiyor. bu hikayedeki adını anmak istemediğim kavaşeyle konuşuyor bizim aptal. aptala her şeyin ceyhunla başladığını falan söylüyor. ceyhunu unutmak için başladığını falan söylüyor. ama tam hatırlamasam da orospuya eyvallah diyip kalkıyor bizim aptal.

      şimdi açıklayacağım 2 şey var. neden aptal/kavaşe dedim.
      bizimki aptal zaten. yazarken, bazen kaza süsü verilmişçesine kasti, epey bi süre kızı ifşa etti zaten. sonra yok ben intikam için yapmadım yha .s.s ayağına falan yattı. bilemem doğrusu nedir ama şu finaldeki yapmacıklığı görmüşsündür zaten. bu hikaye gerçek değilse diye bi ihtimale gerek yok zaten, tüm bu detayları gizliden gizliye vermiş çünkü.

      diğeri neden aptal dediğim. aptal çünkü. aptalın önde gideni. ha gelir buradaki yazımı sinirlenir kaldırır mı, kaldırsın canı sağolsun hakareti eden benim sonuçta. ama hak edeninin yüzüne sıçsan hakkıdır.

      kısacası; standart/yaşanabilecek bir aşk hikayesini, intikamla harmanlayıp, hikaye boyunca SÜREKLİ kendini mahzun gösterip hep iyi tarafı oynatmış, suçsuz gösterilmiş bir ana karakterle, bir orospuyu birleştiren bir hikaye. o kadar ironili ki, ben sevgilimi başkalarının ellerinde göremem diyip 3-4 kez ayırlmaya kalktığı sevgilisini kendisini o kadar adamım lan ben dibiyim, 5 sene çıktık ama sonra 5 sene sikti beni ona rağmen bir şey yapmıyorum demesine rağmen otelde sikiştiğini anlatacak kadar. +nı verdim aptal.

      ikisi de sapına kadar yalan kısaca. diğeri orospuluğunu bu aptallığını hak ediyor.

      ha şimdi bana diyeceksin ulan yıl olmuş 2016 sen neden buradasın diye. hayata kızdığımda buraya geliyorum ben. bunu okudukça sinirden ne bok yiyeceğimi bilemiyorum zaten. iyi geliyor kısacası siniri etrafa kusmak yerine içimden bu tiplemelere kızıyorum.

      çok konuştum gene yol gözüküyor ufaktan. son bir kaç şeyi de söyleyeyim madem, ben sizin gibi olamadım hocam. başkasının derdidir diye üzülemedim. ben ne dertler gördüm, paylaşacak kimsem olmadı. ama onlar beni yıkamadı. alacağınız olsun.

      kalın sağlıcakla :)

      Sil
  16. İkisinin evlendiği bölüm saçma olmuş kim yazdı orayı amk
    Ayrıca bence olaylar doğru en azından çoğu kısmı doğru kurgu-zaman bana mantıklı geldi yalnız kelebek hikaye bitince gerçek değil kurgu falan demişti
    Bi kaç denyo ebru yu bulmaya çalışmıştı galiba bulanlar da oldu o sebeble öyle dedi bana kalırsa
    Gerçek olup olmaması bence sikinizde olmasın ama.

    YanıtlaSil
  17. Kim ne derse desin... Adam yazıyor usta ebem sikildi okurken ama değdi. En azından ufaktan da olsa yaşanmışlık var, sikimtrak türk dizilerinden iyidir. Eline sağlık dostum. 2017'den selamlarla :)

    YanıtlaSil
  18. 2 gündür okuduğum hikaye ve tam şu saate bitti. Bu saate kadar sabahlamak zorunda kaldım çünkü yatamadım, kalbimin ritmini bozdum vicdansız herif. Kızlar hakkına hep bir paranoya sezicem bu saaten sonra. Ulan benim derdim yoktu mis gibi geçiniyodum ne gerek vardı oysa başka birinin aşk acısını çekmeye.

    Kısacası sebepsiz bir mutluluk içindeyseniz, ulan ben neden mutluyum diye diyorsanız ve üzülecek bir derdiniz yoksa açın okuyun. Bir kere başladıktan sonra o upuzun hikayeyi 2 güne bitiriyorsunuz zaten

    Hayatıma düşündükçe güleceğim ekşın reyizi,
    düşündükçe üzüleceğim, sinirleneceğim ebruyu(bu paranteze çok şey yazılır ama neyse) soktuğun için teşekkürler kelebek reyiz

    YanıtlaSil
  19. Perşembe günü başladığım bu hikayeyi bugün itibariyle bitirdim. Öncelikle umarım kurgudur değilse gerçekten çok kötü ve saçma bir son olmuş. Yukarıya birisi Ebruyu bulanlar vardı yazmış, nasıl buldular lan amına çakiim?


    Neyse, gerçekten çok etkilendim. Kendimi bulduğum zaman çok oldu bir gidip bir gelen kızlarla çok tanıştım çünkü. Kısacası gerçekten beğendim, başarılar amına çakiim.

    YanıtlaSil
  20. Bu yorum yazar tarafından silindi.

    YanıtlaSil
  21. Her şeyden önce bundan sonraki hayatımın içine sıçtığın için teşekkür ederim Kelebek. Gerçekten emeğe saygı duyuyorum. Kitabını falan çıkart okumazsam şerefsizim. Şimdi askerliğe kadar olan bölümde normal sevgili modunda gidiyolardı hatta kendimle bağdaştırdım sürekli. Askerden gelince ne oldu bu ebruya neden böyle yaptı gerçekten anlam veremiyorum. Hayır yayladan apar topar gitmesi sonrasındaki 5 yıl kelebeğin ırzına geçmesi falan anlamsız geliyor. Sadece neden sorusuna cevap vermesi yeterdi. Sonrasında ayrılsın zaten. Resmen kelebek reisin yanında aynı acıyı çektim. Hikayenin sonunda neler oluyor birisi aydınlatabilir mi ?

    YanıtlaSil
  22. Senin ben amına çakıyım arkadaşım gözlerim kanadı
    -Ekşın Reyiz

    YanıtlaSil
  23. Amına çakim arkadaşım
    -kelebek giben ates bocegi

    YanıtlaSil
  24. Kelebek reis bak lütfen bana ulaş bir şey sormam lazım

    YanıtlaSil
  25. Sonu iyi bitmesine sevindim reisde nasil bir iliski yasadiniz siz sen kactin o kovaladi sen kactin o kovaladim ama.kafama.takildi ebru istanbulda hicmi birsey yasamadi seni neden umursamadi o resimler baskasiyla sana yalan.soylemesi kafa kurcaladi

    YanıtlaSil
  26. Salak sacma bi suru yorum size ne amini siktiklerim sonu iyi bitmis kotu bitmis gercekmis yalanmis. Keyif almadinmi kapat sayfayi siktir git. Senin ne haddine elestiri adam emek vermis yazmis amk

    YanıtlaSil
  27. Hikayeyi ilk yazdığı sırada sözlükte takip ediyordum, yıllar geçti ben neredeyse her sene tekrar okudum. 13 Nisan 2018 tarihinde hayatımı adadığım 4 yıllık sevdiğim beni bıraktı başkasına gitti. Bunun üstüne çok kısa bir süre içerisinde (Yorum tarihini görüyorsunuz 13 Nisandan bu güne kadar yani) çok ağır şeyler yaşadım ve bunları kaldıracak güçte biri değilim. Bu hafta hayatıma son veriyorum. Bu yorumu okurken bana salak, aptal gibi kelimeleri lâyık görseniz de, bu yorumu okuyorsanız zaten bu hikayeyi benim gibi okuyan yıkıklardan birisiniz. Hepimiz aynı yere gidiyoruz, yanıma geldiğinizde görüşmek üzere. 2914-13418

    YanıtlaSil
  28. https://www.youtube.com/watch?v=0PyRCEfLbwI Aşkın yalanmış kelebek ikinizde deliymişsiniz sen ona uymuşsun

    YanıtlaSil
  29. Anlatsam mı anlatmasam mı? Diye bir entry'den geldim. Içinde kaybolduğum yerler oldu, bana bazı şeyleri hatırlattığı yerler de oldu. Kurgu yada gerçek sikimsonik düşünceleri siktiredip eline sağlık diyorum. Ben okurken zevk aldım kızdım da sevindim de, nasıl yapıyorsun amına çakim bunu(mesaja cevap vermeme, arayıp sormamak VS.) da dedim. Hadi eyvallah

    YanıtlaSil
  30. Yıl olmuş 2020
    Dugulandım be

    YanıtlaSil
  31. Aga yıllardır ne zaman aşk evresine gelsem kendimi burada bulurum. Yıl olmuş 2020 bazı şeyler hiç değişmiyor.

    YanıtlaSil
  32. ayy ben hiç küfür etmeyen,hoşlanmayan biri olarak beni bile rahatsız etmedi hikayen hikayem oldu

    YanıtlaSil
  33. 31 Mayıs 2020 efsaneler efsanesi hikaye okurken kac defa agladim bilmiyorum insan gercekten duygulaniyor keske kelebek reyiz seninle tanisabilsem

    YanıtlaSil
  34. Bu hikayeyi görüp ye 1 kere okumayla yetinen olduğunu düşünmüyorum gerçek mi kurgu mu bilmiyorum insanı etkileyen bir türden olduğunu biliyorum eline koluna sağlık bu yazıyı gören abilerim ablalarım kardeşlerim inşallah hakettiğiniz mutluluğa kavuşursunuz

    YanıtlaSil
  35. Tekrar okudum sinirlendim. Ebrunun yayladan sonraki garip davranışlarının anlamı bir sebebi olmalıydı!

    YanıtlaSil
  36. İmkanım olsa bunu 10 bölümlük dizi yapar paranın ırzına geçeriz yaşıyorsan dön bana kelebek reis

    YanıtlaSil
  37. amına çakayım arkadaşım ırzımızı siktin ne gözyaşı kaldı ne dalak ciğer. ben de uzun mesafe ilişkisi sonunda 7 yıllık bir evliliğim var ve bir çok noktada (askerlik,ayrılık, işsizlik vs.) çok paralel şeyler yaşamışız, hissetmişiz amına çakiim dedim. umarım hikaye baştan sona kurgudur ve bu çekilen aşk acıları bizim gibi mutsuz bitmemiştir. (nikah kısmı fake beyler bu hikayeyi orijinal yazıldığı yıllarda okudum 1. nesil incici 7 nesil ekşici abiniz var burda)

    YanıtlaSil