28 Eylül 2012 Cuma

anlatsam mı anlatmasam mı 19


**top önüme düşmüş.ama rakip oyuncu yerde yatıyor
gitsem kesin gol
ama centilmenlik yapıp topu taca mı vursam
yoksa gole mi gitsem diye tam karar veremediğim için duraksadım kaldım
ebru bu duraksamadan faydalanıp
biraz oturur musun deyince
yoğun baskı sonucu topu taç a attım
yanına oturdum
ondan gelecek tepkileri bekliyorum
sanki bir elimde şemsiye bir elimde mayom var havaya göre hareket edecem
tek korkum şemsiyeyle denize girip mayoyla yağmura yakalanmak
oturduk öyle
bir süre ne o bana bakabildi ne ben ona
nefes alma şekli bile bişey söylemek anlamına gelebileceği bir durumdaydık
-sıfır puanda mıyım hala dedi
aklı fikri oyunda amk hala
-5 puan falan dedim
-elini tekrar tutabilmem için geçerli puan kaç dedi
elime kozları verdi
meydan geniş amk
o kadar da intikam yemini ettik
en azından biraz süründüreyim mantığı ile
-tanımadığın insanlarla böyle mi konuşursun sen. önce kendini tanıt dedim
-ben ebru dedi
-ismin çok sevdiğim birisinin ki ile aynı artı bir puan devam et dedim
-evim yok arabam. arabam yok. işim yok dedi
burda beni acayip sikti beyler. aslında bana ders veren bir cümleydi
onunda kendisine ait bir evi arabası yoktu
ve o da henüz çalışmıyordu. herşey babasınındı amk

---neyine güvenipte benimle tanışmak istiyorsun o zaman dedim
-çalışırım arabamda olur evimde. dedi ve ikinci mesaj geldi
-tamam diyebildim
-bu kendime güvenden bi kaç puan alamaz mıyım dedi
-5 puan daha vereyim dedim
-on puan elini tutmaya yetiyor mu dedi
-tanıştığımıza göre tokalaşabiliriz dedim elimi uzattım gülüşümden piçlik peşinde olduğumu anladı o da güldü ama sesini çıkarmadı
-güzel miyim dedi
-eh işte dedim
-o eh işte kaç puan daha verir bana dedi
burdan sonra resmen laf oynaşmasına başladık. öpüşmenin ön sevişmesinde gibiyiz
-1 puan dedim
-o kadar çirkinsem yıllarca çok sevdiğim birisi bana hep yalan söylemiş çok güzelsin diye dedi
-baskı kurmak yok ama dedim
-yaylaya geldim senin için dedi
-iki puan da bu etti 13 dedim
-çok insafsızsın ama biraz torpil yap şu puanlarda dedi
-isyan ve işime karışmak eksi 5 puan dedim.
-gıcık dedi başını diğer tarafa döndürdü.
-artislik yapmak. küfür.trip eksi 7 puan bir puanın kaldı dedim
-başlarım puanına ama haa dedi. sarıldı bana
-vay hanfendiye bak. beni günlerce süründürürken biz hiç bişey demedik.on dakikada yüzlere çıksın istiyor puanı dedim
-off tamam beni de süründür de mutlu ol o zaman dedi
bir sigara çıkardım yakmaya çalışırken çakmağa üfledi
-yapmasana dedim
-içme sigara dedi
-neden dedim.
-öpüşürken kötü kokuyor dedi
gülme krizine girdim

---nerden biliyon öpüşeceğimizi dedim
ellerini kaldırdı havaya
pis pis sırıtarak ona baktım
sigarayı yaktım bir nefes çektim
-iyi geceler kelebek bey dedi
yanımdan kalktı
-gıcık diyerek
ellerinden tuttum
biraz kuvvet kullanarak yanıma yine oturttum
elini bırakmadım yanımda otururken
başını omzuma koydu
-omzum ağrıyor ebru dedim
-pardon gıcık bey dedi başını kaldırdı. ellerimle başını tekrar omzuma koydum
-öbür taraf ağrıyor başını kaldırmana gerek yok dedim
dizlerime eliyle vurdu yavaştan
-sakat bırakacaksın bir gün beni dedim
-o kadar vurmayla sakat mı olunurmuş dedi
-dizimden bahsetmiyorum ebru felç oluyorum sen yokken yanımda dedim
-ne felci dedi. şaşkınlığından ve heyecanından dolayı
-tüm vücudumda.ne gülebiliyorum.ne yürüyebiliyorum.ne duyabiliyorum.ne konuşabiliyorum. tüm fonksiyonlarımı kaybediyorum vücudum daki dedim
-çeneyle ayaklar hiç fonksiyonunu kaybetmişe benzemiyordu ama basbaya eksi yüzü verip gidiyorsun beyefendi dedi
-senin de heyecan fonksiyonun kaybolmuş hanfendi. dedim
-heyecanlandırsaydın sende o zaman dedi
-bak yine ben suçlu oldum dedim
-seviyorsan olacaksın dedi
-bak kaşınma ama dedim
-nasıl kaşıyacaksın dedi. gülerek
-kendime has taktiklerim var dedim
-ben biliyorum o taktiklerini yemem artık dedi
yine gayri ciddileşti muhabbet

** -hadi bakalım dedim. ellerimi kaldırdım tekrar
-intikam dedi
az önce o kaldırınca ben öpmediğim için
-ödeştik mi dedim elimi indirdim.
-evet dedi
tekrar kaldırdım elimi
hani siklemez gibi kafayı yana çevirirler ya aynısını yaptı
-hani ödeşmiştik dedim
-geriden gelip öne geçemez miyim dedi
yani 1 sıfırdan iki bir öne geçti hanfendi aklı sıra
işin sırrını çözmek ve gerçekten öpmek istemiyor mu diye anlamak için yine bir sigara çıkardım
yavaşca ağzıma koydum
çok ağır hareketlerle çakmağı çaktım
üfler mi diye bekledim
üflemedi amk
yaktım sigarayı içerken hiç konuşmadık
-yatalım mı dedi
-beraber yatmam dedim
-ya ben beraber mi yatalım dedim dedi
-iyi beraber yatmayalım o zaman dedim
-yatmayalım da demedim kelebek dedi
güldüm.
-çok gıcıksın. utandırıyorsun beni dedi
sarıldı gözlerime bakmamak için
-ter kokuyorum sarılma dedim
-bahane bulup durma ikidebir sarılacam işte dedi
-hayır sarılma dedim
-inat ediyorum dedi
-yeterli puanın yok sarılabilmek için dedim

** -söyle ne yapmam lazım sarılabilmek için dedi
biraz düşündüm
-nazıma katlanacaksın bir süre dedim
-tamam kabul ama şimdi biraz mola istiyorum az doyayım sarılmaya sonra nazına devam edersin dedi
-bu gece komple mola mı versek acaba dedim. yine pis pis gülerek
-amacını biliyorum kelebek efendi dedi. yine tokat yedim amk
ayağa kalktım
ellerinden tutup ayağa kaldırdım
-gel benimle dedim
sokak lambasının biraz loşlaştığı bir yere kadar yürüdük
durdum onu kendime çevirdim
kırmızı kart görmüş oyuncu ile hakem arasındaki anlamsız bakışma gibi bir süre birbirimize baktık
ellerimi uzattım ikisini birden
iki elini de ellerimin üzerine koydu
bi kaç santim havaya kaldırdım derin derin gözlerine bakarak
-biraz daha kaldırmak için kaslarımı yorma dedim
elleriyle altta kalan elimi kavradı ve biraz daha havaya kaldırdı
kaldırdıkça yaklaştık birbirimize
ikimizde öpüşmeye teslimdik çünkü 180 derecedeydi ellerimizle vücudumuz
ilk hamleyi o yaptı
öpmek için dudaklarını büzdü ve bana yaklaştı
-çok aceleci davranıyoruz.ben hazır değilim henüz ama dedim. liseli kızlar gibi naz yaparak
elin yukardan inip karnıma yumruk olarak gelişini göremedim bile
-biraz daha aşşağı vursan bebeğimizin olma ihtimalini ortadan kaldıracaktın dedim
-seni büyütemedim ki daha dedi
ellerimi kaldırdım

---kaç gol gerideydim ben dedim
işaret parmağını kendi dudaklarına götürüp sus işareti yaptı
benim dudaklarıma yaklaştı
aradaki parmağı çekince aşk annem ebru dudaklarımda günlerdir biriken acı kalıntılarını sildi
yerine en sevdiğim tadı dudaklarıma sürdü
ibnelikten geri kalmayan ben
biraz geri çekilip
-sarımsak mı yedin sen dedim
ama kendinden emin olan sarımsaksız ebru bu defa ensemden kavrayarak iyice kendine çekti
yine o tat
on ile 15 dakika arasında süren öpüşme sonrası
sarıldık
-sana sarılıp yatabilir miyim bu gece dedi
hiç konuşmadan başı omzumda yavaşça eve yürüdük el ele
sonra ikimiz için de ayrı ayrı hazırlanmış yataktan
ebrununkini seçtim olası bir baskın ve yakalanma durumunda sapık olan ben olayım diye
yatakta yerimizi aldıktan sonra bana sarıldı ve göğsüme göhsüme hangisi doğruysa onu okuyun amk başını koydu
-sadece sarılacak mıyız dedim
-yetmez mi dedi
-yeter dedim
-gerçekten mi dedi
-one night stand a karşıyım ben dedim
-pis pis konuşma git yatağına dedi
uyuyor numarsı yaptım sessizce
sonra yine başını koydu
ellerimi sık sık sıkıp
yüzümü okşadı

**arasıra yanağımdan ve boynumdan öptü
bazen ellerimi dudaklarına götürüp öptü
nefes alışverişi uyku ritmini yakalayınca
bir süre daha yanında kalıp sessizce yanından kalktım alnını öperek
üstünü dikkatlice örtüp yatağıma geçtim
sabah uykusuzluk halinden anlamayan uykunun iyice tadına varmış kuzenlerin kalk artık demesi ile uyandırılıp
kahvaltıyı yaptık
kızlar ebruyu esir aldılar bir süre konuştular annem komşuya gitti
bende fırsattan faydalanıp uyudum tekrar
uyandığımda neler olmuş neler amk
(burda bırakırdım da edeceğiniz ağır küfürlerden tırstığım için devam ediyorum)
evin önünde bir araba
araba çok tanıdık
ebrunun babasının
aşşağıda konuşma halinde olanlar
ebru annesi ve babası
karşılaşmayı tribünden izleyenler annem ve kuzenler
beleş tribünde ise ben
konuşma tarzlarına uzaktan bakınca nasılsınız hoşgeldiniz gibi değil
basbaya tartışıyorlar gibi
olay mahaline gitmekle gitmemek arasında kaldım
baktım ipler kopacak kabağın benim başıma patlama riskini de alarak gittim yanlarına
-hoş geldiniz dedim elimi uzatarak annesine
konuşmalarının tam ortasına dalarak
-hoşbulduk dediler
pascal nouma misali oyuna girer girmez kırmızıyı gördüm beyler
-bize biraz müsade eder misin dedi ebru
kenara çekildim annemlerin yanına çıktım
-size ne lere kadar uzandı muhabbet kendi aralarında ki
sessizce birbirlerine bağırıyor gibiydiler
biz onları öylece izlerken
hepsi arabaya bindi
araba hareket etti

**arkalarından baktık kaldık
hani giderken görüşürüz eyvallah demedikleri için az ilerde bir yerde park ederler
sonra dönüp gelirler diye bekledim ama
araba gitti de gitti amk
ebru arkasına dönüp el bile sallamadı
ben geri gelecekler umudu ile oturdum onları bekledim
-gelirler mi dedi annem
-mutlaka gelirler dedim
annem gelirler lafını duyunca horozun birini yakalattı kestiler tüylerini yolmaya bile başladılar
kuzenlere sordum nasıl geldiler
ben uyurken ne oldu diye
*arabayla gelmişler evin önüne park etmişler
ebrunun babası ve annesi arabadan inmiş
bizimkilere selam vermiş
annem yanlarına gitmiş biraz konuşmuşlar nasılsınız hoşgeldiniz diye
sonra ebru da yanlarına gitmiş
annemin yanında selam dahil hiç birşey konuşmamışlar
annem buyurun demiş eve davet etmiş
-siz buyrun biz geliyoruz demiş. ebrunun annesi
annem de geliyorlar diye çıkmış çardağa biraz da önden evi toparlayayım diye
bi bakmış ki gelen giden yok
10 dakika civarında konuşmuşlar
sonrasını biliyorsunuz zaten
benim duyduğum ebrunun size ne demesi idi.
bunu da resmen bağırarak söylediği için duydum
ama konuşmada tansiyon hayli yüksekti
akşama kadar oturdum

**ne dönen oldu ne de geri gelen
akşam gelen köy dolmuşu
önce umudum oldu
sonra hayal kırıklığım
sofraya horoz kondu
millet afiyetle yedi
ben hani bir gelen olur diye umutla bekledim ama
kimse gelmedi
ertesi sabah alanyaya dönmedim hani gelir diye
akşam ki köy dolmuşuna kadar bekledim gelen olmadı
dolmuşcuya sabah beni almadan gitmemesini tembihledim
annem sabah erkenden beni kaldırdı
maddiyat kötü
ceplerimi bile borçluyum amk
annem bişey sıkıştırdı cebime al lazım olur diye
bindim dolmuşa
telefonun çekmeye başladığı yerlerde
mesajlar dökülmeye başladı ebrudan
ama dünden sonra gönderilmiş mesaj sayısı sıfır amk
biladeri buldum
üç beş muhabbet
o da cebindeki paranın bir kısmını bana verdi
mesajlar geldiği için ebru alanyaya geldiğimi anlamıştır iletim raporlarından
bu yüzden bana mesaj atar veya arar diye bekledim
öğlene a kadar belki uyuyordur diye bekledim ama yine yok
evleri civarına gittim
ebrunun babasının arabası yok
evde kim olup olmadığı da belli değil
sonra yazdım mesajı

-ebru.tek kelime yazdım gönderdim
iletim raporu geldi telefonuma ama ses soluk çıkmadı geriye
30 dakika kadar bekledikten sonra aradım
ama aradığımız aboneye o anda ulaşılamadı
her on dakika da bir aradım
yüzlerce dakika denedim ama hi ulaşılamadı
akşam üstü evlerinin önüne gittim ışıklar yanıyor
biraz sevindim en azından alanyada ebru diye
ama niye benim mesajı aldıktan sonra telefonu kapalıydı ki
neden bana güle güle demeden gittiler
neden ebru alanyaya döndükten sonra bana mesaj atmadı
neden aramadı
kafamda bir milyon soru olduğu için tam olarak ne yapacağıma da karar veremiyordum
bana göre en yüksek ihtimal
ebru habersiz yaylaya gelmiş
ailesi merak etmiş
haber vermeden gittiği için kızmışlar ve alıp götürmüşler
böyleyse neden aramalarıma cevap vermedi ve telefonu kapalı
hadi desek şarjı bitti
telefonumu ezbere biliyor bi yerden arar. haber verir
bekle allah bekle
gece saat 1 e kadar yine kapısında bekledim
açlığa dayanamayıp
püskevit aldım bir de meyve suyu
bir tane ağzıma attım tam meyve suyunu çekecem
bir taksi durdu
içinden ebru indi

** taksinin kapısı ile apartmanın kapısı arası mesafe ile benim ile taksi arasındaki mesafe aynıydı
ayağa kalktım
-ebru dedim. dönüp bakmadı
sesimi yükselterek tekrar
-ebru dedim. aynı anda yürümeye başladım ona doğru
yine durmadı
dış kapıyı açarken 5 metre civarındaki bir mesafeden
-ebru dedim yine duymadı
duymaması imkansızdı
içeri girdi. arkasından kapıya vurarak ses çıkarmaya çalıştım
asansöre binmeden direk merdivenlerden çıktı gitti
elimdeki püskevit ve meyve suyu olduğu gibi kaldı.ne bir yudum daha çekebildim
ne de bir tane daha atabildim ağzıma
ben yine onun odasını görebileceğim bir yere gittim
kendi kendime sorduğum sorular şöyleydi
-olm kelebek bi bok mu yedin amk
-lan babası kıza benimle konuşmayı mı yasakladı yoksa
-amk yoksa bu içeri giren ebru değil miydi.(bunu sorarken ebrunun odasının ışığı yandığı için)cevabı almış oldum
kendimi rahatlatmak için iyi ihtimallerden de bahsettim kendime
-olm morali bozuktur duymamıştır beni. aklında başka bişey vardır.
şarjı bitmiştir şimdi odasında şarja sokar mesajımı görüp beni arar diye düşündüm ama
bi bok olmadı sadece osuruk oldu umutlarım
odanın ışığı yandıktan 5 dk sonra söndü
gözlerimi perdeye öyle bir yoğunlaştırdım ki acaba bir hareket olurda bana bakar mı diye
ama rüzgar bile kıpırdatmadı amk ben şaşı olmanın eşiğinden dönmekle kaldım
kendimi olm biraz daha bekle
kız seni seviyor
sevmese yaylalara gelmez. mutlaka bir sorun vardır diye avuttum

** 3 dakika daha bekle 5 dakika daha derken saat 3 oldu
sabaha kadar beklerdim ama sabah dolmuşa binmek için erken kalkmış olmamdan dolayı
eve gittim uyudum
kalktığımda saat 11 i buluyordu
direk(t)(türk dil kurumundan uyardılar böyle yazılıyormuş amk)olarak evlerine gittim
biraz bekledim ekşın çıkmadı
denize gittim ebru orlarda mı diye yok babam denizde
amk bir erkeğin hayatla gerçek anlamda yüzleşmesi için bitirilmesi gereken askerlik bitmiş
ben yüzleşmem gereken hayatı anlamaya çalışıyorum hala
ne oluyor amk. biri bana bir açıklama yapsın amk yerinde
kim neden alıp götürüyor sevdiğimi benden
gözüm denizlerde pencerelerde
yollarda alanyada
telefonum tek numarayı tuşluyor
karar verdim ilk bulduğum yerde tutacam konuşacam
evin önüne gidiyorum giren yok çıkan yok
denize gidiyorum kimse yok sağa sola gidiyorum ebru yok amk
telefon kapalı
3 gün kafayı yedim yiyecem nerdeyse
hep de kendimi olm sen bir yere bakarken o başka yere geçmiştir şanssızlığından diye teselli ediyorum
dedim sikerim böyle işi harap oldum amk
gittim evlerinin önüne bastım zile
ses yok
aynı gece 4 e kadar bekledim
eve giren yok
acaba mezuniyet için ankaraya mı gittiler diye düşündüm
ama artık dayanılmaz hale geldi aklımdaki sorular
ertesi gün kalkıp otele gittim
vay kelebek hoş geldin hoş gittin resepsiyondakilerle konuştuktan sonra
ebrunun babasını sordum
dün burdaydı. bugün gelmedi dediler

**ebru yu sordum. hiç görmedik dediler
denize yine gittim baktım sağa sola yok amk
öğlenden sonra yine otele gittim
ebrunun babası otele gelmiş
kapısını çaldım
-müsait misiniz dedim.
muhabbet aynen şöyle
-kelebek hoşgeldin. geçen gün için kusura bakma.
-önemli değil dedim
muhbabbet orda kaldı.
-ne yapıyorsun nerde çalışıyorsun şimdi dedi
bu sorudan. benim artık otelde çalışmamı istemediğini anladım.
-çalışmıyorum henüz dedim.
aslında nabız ölçmek için sordum. hani burda çalışırsın derse aramızda bir sorun olmadığını anlamak için
-gez tabi biraz daha askerden yeni geldin sayılır dedi
ben siktir git dediğini bu lafıyla anladım.
-tamam bana müsade dedim
çok isteksiz bir şekilde
-nereye gidiyorsun dedi
-gezmeye. kolay gelsin size dedim. odasından çıkıp kimseye selam vermeden otelden ayrıldım
dedim en iyisinin amk seviyor olsa arar durumu açıklardı
yaylaya döneyim dedim
orda ne bok yiyecem

**hem ebruyla da daha konuşmadın en azından ondan bişeyler duyayım diye inatla bekledim.
ebruyu ne gördüm ne de nerde olduğunu duydum
kapısında sabahlamaktan(sabahlama derken geceleri sık sık evin önünden geçip odasının ışığı yanıyor mu diye bakmak)
telefonda aynı numarayı çevirip sayısız kez aradığınız numaraya şu anda... duymaktan
denize gidip gelmekten ebemi ihmal ettiğim için bolca sikildi ebem
amk öyle boş beleş işler değil bunlar
evin önünde beklemek karnını acıktırıyor para
denize gitmek canın su çekiyor otobüs para
eve gidiyon bişeyler alıyon para
hayat napolyon olmuş amk alanyasında para para amk yine para
askerde aldığım cezanın kağıtları geldi
temyize vermek için yeterli sürem vardı
gidip yatıp kurtulmak ile temyize verip kışın yatmak arasında çok kaldım
bunu bekletirken
otelden bir arkadaş arayıp
ebrunun geldiğini
akşam da mekanın birisine eğlenmeye gideceğini söyledi arkadaşları ile telefonda görüşürken duymuş
şimdi duralım
telefonla görüşüyorsa telefonu açık olması lazım
aradım yine ulaşılamıyor
cevap veriyorum yeni telefon nosu almış
mekanın birisinde eğlenmeye gidecekmiş
demek ki keyifler yerinde amk
bi de ben gideyim şu mekana diye hazırlandım
gittim peder beyden tekrar para alıp
yerimi aldım mekanda erkenden
bir yandan da içmeye başladım
en önlerde bir yerde ayrılmış masa var 8 10 kişilik
22.00 civarı içeri girdiler

** kızlı erkekli grup
ebru beni farketmedi önce
keyfi hayet yerinde
konuşuyor gülüyor istek gönderiyor
içiyor amk
o güldükçe ben sinirlendim.
hani diyorum yanındaki erkeklerden birinin eline tutsun
dans etsin de tekme tokat dalayım
vurabildiğim kadar vurayım sonra beni mekandakiler komalık etsin öleyim gideyim amk
lavaboya kalktı yanında bir kız arkadaşı ile
bende lavabo yolunda olduğum için beni de gördü tek başıma otururken
bişey demeden yanımdan geçti
ses çıkarmadım
lavabodan geldi yerine oturdu
eskisi gibi gülemedi
konuşamadı
onu canlandırmaya çalışan arkadaşları da başarılı olamadı
yanında oturanlardan bi kaç tanesi benim onun erkek arkadaşı olduğumu bildiği için durumu anladı
biraz böyle oturduktan sonra hesabın masaya gittiğini gördüm
bu benim hareketlenip masaya gitmeme sebep oldu
-bi saniye gelir misin dışarı dedim. kulağına eğilerek
masadaki lavuklar tip tip bakmaya başladı
ama ebru kalkınca önden yürüyüp mekan dışına çıktım ki mekandakiler de şüphelenmesin
ebru dışarı geldi
müziğin sesinin azaldığı birbirimizi rahatça duyabileceğimiz bir yerde durduk
-nasılsın dedim.
ses yok
-ebru bişey mi oldu. dedim
ses yok bana bile bakmıyor amk
bende ki sinir iyiden iyiye artıyor
-bişey demeyecek misin dedim
yine konuşmuyor amk.
-ebru dedim defalarca
bu sırada diğerleri de mekandan çıktı erkekler yine dövecek miş gibi bana bakıyor
sanki kızlar da onları zorla tutuyormuşa benziyor ki.
bence dövülecek birisi varsa o da ebru amk
erkeklerden bir tanesi yaklaşıp sorun mu var dedi

**lavukda artislik yapacak bir tip yoktu.
götünü başını sallayarak bir durum mu var bilader sen kimsin deseydi
sikmek ile dövmek arasında kalır belki ikisini birden yapardım ama lavuğun anarşiye
karşı olduğu her halinden belliydi
ben sesimi çıkarmadım hani ebru bişey yok der de gönderir elemanı diye ama tık yok
çocuk soruyu sordu bekliyor amk
elimi cebime attım bir sigara tırnakladım paketin içinden
sigarayı ağzıma koyup
-ateşi var mı dostum dedim
çocuk bana bakarak ateşi çıkardı
çakmağı aldım sigarayı yaktım bir nefes alıp üfledikten sonra
çakmağı geri uzatıp
-şimdi sorun kalmadı sağol yardımların için dedim.
ebruya baktı bir süre
-merak etme sorun yok erkek arkadaşım dedi ebru
erkek arkadaşım??
bunu duyduğuma pek sevindiğim söylenemez çünkü kafam daha da karıştı
-ebru dedim
yine bana bakmadan kafası başka gözü başka yerlerdeydi
-ebru dedim yine
insan bi efendim der.
siktir git der
konuşmak istemiyorum der
seni seviyorum der ama der bişeyler amk

---arkadaşına merak etme bişey yok diyorsun ama erkek arkadaşının merakdan öldüğünün farkında değilsin dedim
ses çıkarmadı
baktım ki delirme aşamasındayım
ve uğruna delirdiğim kişi beni siklemiyor
ortam da kalabalık caddeden sürekli insanlar geçiyor
sövsem kendini kadın koruması sanan bi kaç tane dangalak çıkıp ben olayın aslını öğrenmeden adresim değişecek
sakin olup
-ebru olay nedir. neden böyle yapıyorsun. dedim
-bişey yok dedi
-öp o zaman beni dedim ellerimi havaya kaldırdım.
-şimdi olmaz dedi
-burdaki bir kişi sebebi ile mi öpmüyorsun dedim.o lavuklardan herhangi birini kastederek
-hayır dedi
bileklerinden tutarak
-gel benimle dedim ebruya
hiç itiraz etmeden geldi
iyiden iyiye sesin azaldığı pek kalabalık olmayan
bir yere götürdüm
-öp şimdi beni dedim
öpmedi. başı aşşağıda ayağıyla yeri karıştırıyordu
sustu
-demek ki nerde olursak olalım öpülmeyecek birisi olmuşum senin için dedim
yine sustu
-gideyim mi ebru dedim
sesini çıkarmadı
-şu olayı anlat.ne dersen kabulümdür.git dersen gidecem söz dedim
-bişey yok dedi. mırıldanarak

**ben olayı babasına veya ailesine bağlamak ve tepkisini görmek için
-yarın babanın otelinde işe başlıyorum dedim
-babamın otelinde mi dedi. biraz şaşırarak
-evet dedim
-hayırlı olsun dedi
bundan da pek bir bok çıkmadı
-lütfen anlat ebru neden böyle oldu dedim
-bişey yok ki dedi
-tüm bunlardan sonra bişey yok diyorsan demek ki daha bişey görmedin sen dur bakalım neler yapacam sana mı demek istiyorsun dedim
-ne alakası var dedi
-kaç gündür nasıl peşinde koştuğumu anlatacak değilim ebru yorma beni anlat ne olduğunu uzatma dedim
-bişey olmadı kelebek dedi.
-öp ulan o zaman beni dedim
baktı sadece suratıma
-ellerimi tut o zaman dedim
bi kaç saniye geçti
o da yok amk
kafayı yedim yiyecem
-bir cevap için 10.a kadar sayacağım. eger cevap vermezsen başka şeyler sayarak da gideceğim haberin olsun 10*dedim
ben aşşağı doğru saydıkça ne yapacağını bilemez hale geldi
7 dediğimde bana sarıldı
nefes alışlarından bir şey söylemeye yeltendiği fakat söyleyemediğin anlaşılıyordu
ben aşşağı dogru saydıkça daha sıkı sarılmaya başladı
yavaş yavaş 3 e kadar saydım
ellerini yavaşça gevşetti
artık bana sarılmıyor ama dibimde duruyordu

** -2 dediğimde yarım adım geri çekildi
-1 dediğimde yanağıma eğilip bir öpücük kondurdu
-ebru sıfır dedim bir adım daha geri çekildiğinde yanağından peş peşe süzülen bi kaç damla yaş vardı
gel de işin içinden çık amk
madem ağlıyor bana sarıldı
yanağımdan öptü ki kesin bi boklar dönüyordu
resmen ebru ayrılık otobüsüne binerken beni uğurluyordu
-en azından sebebini anlat da öyle gideyim. yıllarca içimde dert olmasın.bir sevgili neden kaybedilir bileyim. dedim
o beni dinleyip cevap hazırlamak yerine gözleri başka alemlerde göz yaşlarını silmekle meşguldü
tuttum ellerinden
-ebrum ne olursun anlat dedim
yine sarıldı
-ölecek miyim amk bana kanserli gibi davranma anlat şunu dedim. sinirlice
-neden böyle olduğunu bilmiyorum dedi
-devam et dedim
-bilmiyorum dedi
-5 yılın hatrına anlat. giderim bilmek hakkıydı diye vicdan azabı çekersin.
vicdanını rahatlatmak istediğinde bile beni bulamayacağın birisi olurum.ne olursun anlat dedim
-anlatacak bişey yok dedi
-peki dedim. elimi uzattım.
telefonumu çıkardım
içinden sim kartı aldım
ikiye büktüm. yere attım.
zaten ebrunun bana hediye ettiği telefonu eline bırakıp
-sen henüz kendi kendine sevdiğim insan
nerde,ne yapıyor,ne düşünüyor,iyi mi,keyfi yerinde mi,niçin gitti, neden gelmiyor, niye haber vermiyor, beni hala seviyor mu,beni gerçekten sevdi mi gibi
milyonlarca soruyu hiç sormamışsın..ben iki tanesinin cevabını vereyim. seni çok seviyorum. gerçekten çok sevdim.. diğer cevaplar umrunda olursa bulursun..

**dedim elveda ve kendine iyi bak bile demeden
yanından ayrıldım
hani koşar mı arkamdan dur kelebeğim der mi diye başlarda yavaş yavaş adımlarla gittim ama sonra baktım ki sinirden koşmaya başlamışım
kalbim benim de bilmediğim sorulara cevap arıyor
ben cevap veremedikçe
yan etkileri nefesime
ordan göz yaşlarıma etki ediyor
herşeye değer dediğim ebru için
aklım boşunaymış desede kalbim bir teselli arıyor
siz iki gün bekleyemediniz yüzlerce küfür ettiniz arkamdan neden böyle yapmış anlat diye ama ben 6 sene geçmesine rağmen neden öyle davrandığını hala bilmiyorum
ordan ayrılırken kalbimi burktum
sıcak olduğu için hissedemediğim kalp ağrım
eve gelip yalnızken
sarılıp kalbimi ısıtacak birisinin kalmadığını fark edince daha da ağrımaya başladı
bizim ev
ebrunun defalarca geldiği nerdeyse her köşesine oturduğu
mutfak ebruyla gelen misafirlere bişeyler hazırlamaya çalışırken gülüştüğümüz yer
kanepe ilk benim olduğu kanepe
merdiven ebrunun yürüdüğü
evin girişi ebrunun beni beklediği yer
yürürken planlar kurduğumuz bizim cadde ve alanyanın çoğu caddesi
her köşesinde yürüdüğümüz
kalesi denizi iskelesi alanya
yayla çiçekler kopardığım balıklar yakaladığım sarılıp boynunu öptüğüm
aşkın en temiz oksijenli noktası
nereye gidecektim lan ben
uyusam rüyalarıma girer diye korkuyorum
uyanık kalsam kalp ağrım sesli konuşuyor
bir yandan siktir et olm
her işte bir hayır vardır. demek ki ebru değilmiş kaderimde yazan diyorum
bir yandan kendimi tutamıyorum gidip döve döve anlattırayım ne olduğunu diye

**iki ucu boklu değnek değil benim durum
ben bok çukuruna düşmüşüm uzatılacak bir değnek arıyorum
koridorda oturdum yere
üstümde ne varsa çıkardım
yine de geçmedi içimdeki sıcaklık
halıyı elimle toplayıp
suratım dahil tüm vücudumu fayansa dayadım onun sserinliği de yetmedi
banyoya gittim
banyo kapısını sonuna kadar kilitledim
balkona çıkıp atlamaya karar verirsem bana bir kez daha düşünme şansı olsun diye
suyun en soğunu açtım altına girdim
zaten zor nefes alırken iyice kesildi soğuk suyla nefesim
nereye gidecektim ne bok yiyecektim amk
her adreste ayrılık yazacaktı
her gittiğim yerin nüfusu sadece 1 olacaktı benden ibaret
nereye gidersem gideyim başka nüfusa kayıtlı olacaktı ebru
ben banyoda oturup bunları düşünürken
dış kapının açıldığını duydum
lan ebru mu geldi yoksa diye heyecanlansam da onda anahtar yok ki amk kesin biladerdir diye ismini seslendim
-abi sen misin dedi.
-evet dedim.
-ha iyi amk korkuttun beni dedi
ses kesildi içeri gitti
30 dakika geçip benim çıkmadığımı görünce yine geldi
-çıkmayacan mı dedi
-paran var mı dedim
-karı mı attın olm eve bu salonun hali ne gideyim mi dedi(benim kıyafetler yerde kaldığı için)
-ne karısı olm dedim
-ebru yenge öldürür zaten ne yapacaksın parayı preservatif lazımsa var bende dedi. makara yapıyor piçin biladeri.

**he amk preservatif lazım ebru kalbimi sikiyor
-var mı dedim
-ne kadar lazım dedi
-büyük alacak kadar dedim
-var ama lazım para dedi
-tamam yarın ben sana veririm dedim. nerden vereceksem amk
-iki bira alayım işine bak kontur alacam yarın dedi
-sen bi büyük al gel dedim
-yarın vermezsen diye tehdit edip bakkala gitti
ben çıktım banyodan
lavaboda elimi yüzümü yıkadım
içip bayılacam plan bu
yoksa uyunmayacak amk
üstüme şort tişört geçirip biladeri beklerken
soguk su bardak hazırladım
geldi bi baktı
sadece kendime bardak almışım
-sen bu parayı vermezsin amk bana bende içebildiğim kadar içeyim bari dedi
-sen git yat olm dedim
-o zaman vermem dedi
baktım kardeşimin kalbini de kıracam
hem bana saçma sapan sorular sorar biraz kafam dağılır diye
-al gel amk bi bardak dedim
karpuz da kesmiş geldi
bardakları doldurdum
şişeyi elimden bırakmadan
benim kini fondip yapıp yine doldurdum

-abi su şişesi bu elindeki rakı şişesi dedi.su şişesini göstererek
-karıştırmışım işte dedim
sabaha kadar bana salak salak şeyler anlattı.
yok bi kıza aşık olmuş
o kızı mutlaka ayarlamalıymış
bi tane daha kız varmış
onu da seviyormuş aslında
ama türklerden hayır yokmuş
yakaladığı turistle işini görüp
roberto carlos misali gençliğini avrupalı kızlarla ihtiyarlayınca da türk kızlarına vermeyi düşünüyormuş
ben bi saatten sonra onu dinleyemez olmuşum
sarhoşluktan
sızıp kaldığımı sabah kalkınca öğrendim
biladere hapise gittiğimi söyledim
hala sarhoşken adliyeye gidip
teslim oldum
beni alın içeri diye
biraz beklettiler
sonra başka bir suçlu ile
elime kelepçe takıp sivil arabasına götürdüler
aslında tek olsam kelepçe takmazlarmışda diğeri arabadan atlar da kaçar diye takmışlar
mahmutlar cezaevine gittim
işlemleri tamamlayıp resmi çektiler elime bir tabela verip
17 gün 16 gece kalacağım ceza evine girmiş oldum
sonra bir koluma yatak bir koluma sandalye
aynı anda içeri götürdüğüm kıyafetleri
l tipi ceza evinde sürüye sürüye götürdüm
durduğumuz yerde burası dediler
beni o an geri salsalar çıkışı bulamayacak kadar karışık bir yerdeydim
tecrite yani koğuşu belli olmayan karma suçluların olduğu yere girdim
herkeste bir sakal
herkeste bu kim amk
ne bok yemişte gelmiş bakışı
benim ise sikimde değil ebrudan başkası

**oturdum köy kahvesine girer gibi
suratım asık
hoş geldin dediler kafa salladım sadece
önce benimle gelene sordular geçmiş olsun bilader diye
o anlattı içinde bulunduğu boktan durumu
sonra bana sordular nedir durum diye
duruşuma ve suratımadaki ifadeye bakılırsa sülalemi doğramış içeri girmiş gibiydim ama
gizem yaratıp pısırık görünmemek için
-içki içmekten dedim
tabi herkes merakda amk içki içmekden insan nasıl içeri girer diye
-kavga mı ettiniz bilader dedi birisi
-hayır dedim
adamlar bi kaç gündür orda ve muhtemelen de daha önce nezarette beklediği için hepsi sakallı
tipler sokakda görsen normal gelir ama içerde olunca psikoloji farklı oluyor tabi
-ee nasıl oldu dediler. baktım bir sürü soru soracaklar
-askerde içki içerken yakalandım dedim
hepsi güldü biraz makara yaptılar.bi alkolik eksikti grup tamamlandı diye
sonra bize konuşmak düşmedi pek.
ileri yaşta olanlar ve daha önce içerde yatmış olanlar
ne nasıldır. içerdeki düzen nedir. yemek olayı yatma olayı duş alma gibi durumları anlattılar
biraz sakinleşti ortalık
herkes kendi derdine düştü

**kimi avukatım gelsin çıkarsın beni artık
kimi işlediği suça muhtemelen kaç sene yer onların hesabını yapıyor
bende odaya gidip yatağı ayarlayıp girdim yatağa
biraz uzandım akşam üstü yemek ardından sayım
sonra yine yattım
bir müddet uyuyamadım ebruyu düşünmekten
baktım tek başınalığımın götü yemiyor onsuzluğa
salonda oturan ne idiği belirsiz adamların yanına indim tekrar
adam bi kaç gün önce birini doğramış
yanımda oturuyor amk
öteki içmiş otu boku hala kafası dumanlı halimi hatrımı soruyor
o gerginlik beni biraz ebrudan uzaklaştırdı
ebruyu düşünmek yerine götü kollamanın peşine düştüm
yalnız takılmak pek mantıklı gelmedi bana
bi kaç psikopatla üç beş geyik yapayımda yanımda bulunsun lazım olursa dedim
biraz makara gırgırdan sonra yat saati geldi ışıklar söndürüldü
2 katlı olan koğuşta üsk kata çıktım 3 kişilik odanın birisinde tek başıma kaldım
işin açığını söylemek gerekirse yüz üstü yatmaya götüm yemedi
sırt üstü yatıp götü sağlama aldım
o gece anladım yanlış yaptığımı ne bok yiyecektim amk.
içki de içemeyecektim
birisiyle dertleşmek istesem akıl danışacağım adamlar aklını mantıklı kullanamadığı için içerde olanlar zaten
yalnız kalsam hepten bok bir durum
gözlerimi kapatsamda aklımda
açsamda aklımda
tek soru var
??neden??

**o amk nedeninin ihtimallerini sabaha kadar düşündüm ama
sabah kalktığımda ne kalbime ne de aklıma tatmin edici bir rapor sunamadım
ertesi gün gerçek koğuşlara dağıtım günü olması sebebi ile
tecritte bulunan iki kişi ile daha aynı koğuşa gönderildik
yine elimizde plastik sandalye yatağın döşşeği eşyalar
koğuşa girdik 3 ümüz
sanki aynı hayata tecavüzden girmiştik içeri
birden panpa olduk amk
birbirimiz koruyalım ayakları yaptık
içeri girdik ki şansa bak
koğuş ağası seçilecek
koğuş ikiye bölünmüş
seçim var amk bizde 3 oylu bir grubuz
vay hoşgeldiniz çay içermisiniz nasılsınız hemen ilgi alaka iki tarafdanda
çayı içtik
kendimizi anlattık
sonra gözüm gazeteye takıldı amk
alanyanın yerel gazetelerinin birinde
ön bilgi haberinde ki başlık
5 senelik firari alanya canavarı yakalandı diyor
resme bakıyorum
amk acayip tanıdık geliyor
ulan bu kim acaba dilimin ucunda diye düşünürken gazeteyi alıp yönlendirilen sayfayı açtım
ben gazeteye bakarken kanımı serinleten sesi duydum
-olm bu adam bana ne kadar benziyor
benimle gelen panpa dediğim adamdan alanya canavarı diye bahsediyorlar
adamın mekana saldırmışlar
o da kendini korumak için bi kaç tanesini haşat etmiş
mahkeme sürmüş de sürmüş
avukata emanet etmişler olayı takip etsin diye
o da pek siklememiş
birden yakalama emri ve paraya çevrilemeyen 18 ay hapis cezası
gazete bokunu çıkarmış anlayacagınız

**seçimler 3 gün sonraydı cezası bitecek eski başkana saygı için son günden bir gün önceyi beklediler
gençlerden birisi olduğum için makara yapmak için beni sectiler
daha var mı bilmiyorum ama 17 gün boyunca bana yaptıkları şakalar
*-abi sigara burda da aynı para mı dedim
-yok koçum bir paket sigara 25 kuruş burda dediler
-çok ucuzmuş dedim.
-ver 25 kuruşu sana vereyim bir paket dediler.
jeton düştü benim. içeri bir kuruş bile sokamıyorsun ki amk. bütün paranı hesabına yatırıyorlar isteklerine göre düşüyorlar.
*ilk perşembe günü
-kelebek şu kağıt kalemi al tüm odalara git yarın cumaya gideceklerin isim listesini yap getir dedi
odaların ilkine gittim
-abi yarın cuma namazına gitcek misin dedim
-burda herkes ateisttir dostum dedi
fazla isyankar gördüm adamı eyvallah çekip diğer odaya geçtim
aynı soruyu sordum
-sende bunu yedin mi dediler. yine göt oldum nere gidiyon amk cumaya hapistesin amk
*dışardan sesler geldi
-kelebek seyyar satıcı geliyor olm git bak ne satıyor dediler
koşarak heyecanla baktım
yemek arabası amk. yine şakanın dalgasına oturttular beni
bunun gibi bir sürüsüne maruz kaldım çoğunu da yedim
bulunduğumuz koğuştaki kişilerin çoğu hafif suçlu insanlar
bu yüzden isteyen herkesi yemekhaneye götürüyorlar
gelmek istemeyenleri de ağır suçluların bulunduğu yerlere gönderebiliyorlar
bende gittim
sabah 6 akşam 19
ilk gün yerleri süpür çek pas. paspas derken
sonra bulaşık için koca kazanlarla mücadele ettim
daha sonra deterjana alerjim var diyerek bulaşıktan yırtıp
soğan soyma, ıspanak temizleme, domates sapı kesme ve sürekli doğrama gibi
1500 kişiye yemek yapılan bir yerde benim gibi mahkum olan insanlarla zaman geçirdim

** aradaki dinlenme ve sigara içme bölümlerinde
kendi hikayesini anlatan insanları hayretle dinleyip
aslında dışarıda kalabilmenin tamamen tesadüf olduğunu gördüm
*iki genç birbirini çok seviyor.
erkek kızı babasından istiyor vermiyorlar
istiyor vermiyorlar
defalarca istiyor ama vermiyorlar
kızda çocugu seviyor
kız beni götür beraber olalım sonra mecburen verir diyor
erkek üzerine düşeni yapıyor
kız durumu ailesine anlatıyor
baba deliriyor şikayet ediyor
kızına da baskı yapıyor tecavüz etti diyeceksin diye
7 sene direk göte giriyor.
*çocuk parkta oturuyor
bi tane alkollü geliyor ateş istiyor
çocuk çakmağı uzatıyor tamam sende kalabilir diyor
sen bana acıyor musun lan diye tokatı basıyor sarhoş
sesini çıkarmıyor
kalkıp gitmeye çalışırken sarhoş
arkadan küfür ediyor ana bacı
olm yapma etme desede sikine takmayan sarhoşu bi güzel dövüyor
sabah sarhoş ceset
adamın da hayatı
*adam alanyadan adamı kaldırıyor
köyün birine götürüyor
sabaha kadar dövüp sonra öldürüyor ormanlık alanda
sabaha karşı o köyden tanıdığı birisinin evine gidiyor
kahvaltı yapıp evden ayrılıyor
adamı öldüren yakalanıyor
ifadesinde o eve gidip kahvaltı yaptığını da söylüyor
ev sahibi yardım ve yataklıktan 5 sene

** *gençler bara gidiyor eğlenmeye
kafalar milyon oluyor
içlerinden piçin birisi olm bende ot var içelim diyor
sarhoş kafanın gazına geliyorlar
bir iki duman derken
eve polis baskını
yasadışı uyuşturucu örgüt mensubu olarak gençlikleri ellerinden 2 sene alınıyor
*adam otelde çalışıyor
abazanın birisi bana bi karı ayarla en rusundan diyor
abi ben bilmem etmem diyor çocuk
olm sor soruştur alanyanın yabancısıyıs seni de görürüz diyorlar
çocuk bi kaç arkadaşını arıyor birisinden numara alıp
telefonu dinlenen pezevengi arıyor
abi bana bi karı lazım diyor
tamam ayarlayalım diyor pezevenk
nasıl olsun diyor
abi bana değil müşteriye diyor.. şuç 1
sonra arkadaşlarını arayıp olm karı istiyorsanız bulayım size diyor
arkadaşları ara olm diyor
aynı pezevengi arayıp tekrar başkası adına karı isteyince aracı pezevenglikten 18 ay
*evliliklerine bir gün var
herşey hazır
davetiye
düğün salonu gelinlik
balayı rezervasyonu
müstakbel eşi ile alışverişe gidiyorlar
yola çıkan çocuk
hakkın rahmetinde
damat cezaevinde
gelin psikolojik bunalımda
buna benzer yüzlerce hikaye tabi bunu sadece onların dilinden dinleyebiliyoruz gerçekde ne olduğunu bilemem

** yemek saatlerinde yemeği de biz dağıttığımız için bölüm bölüm ayrılmış suçluların da tiplerini gördüm
siyasi, ağır mahkum, tecavüzcü,otcu ne ararsan var amk içerde
tek kişilik hücrelerde
kafayı gerçekten yemiş
ve kafayı yeme numarası yapan insanları
sürekli bağırarak
yemek koymamız için uzattıkları tabaklarda boklarını görerek
en azından hastane bile olsa dışarı çıkabilmek için günlerce yemek yememiş ve yemeyen insanları da gördükten sonra
aslında ebrulu acıları bırakıp
farklı kelebeklerin uçuşmaya çalışırken kanatlarının incinmiş hallerini gördüğüm için şükür etmem gerektiğini farkettim
o an öyle dedim
ulan senin ki de acı mı amk surda bi kaç gün sonra çıkacaksın
dedim kendimi teselli ettim ama
gel gelelim başını yastığa koyunca yine aynı sancı
yine aynı soru
??neden??
son günlerde bir amca
-senin ne derdin var koçum dedi
-sizin kinin yanında benim kisi zengin çocuğun neden bana araba almıyorsunuz kaprisi kalır dayı dedim
-gönül işi öyle mi dedi
-evet dayı dedim
-bende sevdim dedi
-herkes mutlaka sever tabi dedim
-sen benim gibi sevmemişsindir en az yaşadığın yıl kadar ona aşık kaldım. sevgim hep ama da kaldı. onun için burdayım.hep bekler mi diye yıllarca avutuyordum kendimi
söz vermişti. keşke dayanamayıp sormasaydım ne yapıyor diye o zaman 3 ay sonra başkası ile evlendiğini duymaz kalan 12 sene daha onu nefretli aşk yerine
umutlu aşkla sevmeye devam ederdim dedi.
buraya gelmez ki sorayım ona neden bana böyle yaptın diye. dedi
benim aklımda sadece neden sorusunu sorabilecek olmam kaldı

**vay amk ki benim çektiğim acı falan değil o adamı salsan türkiyenin kadın erkek nüfüsu dengesi kadın sayısında bir azalma olacağı için değişecek
bir kere annemle babam geldi ziyaretime sormadım onlara ebrudan haber var mı diye
4 kere elimi bişeyler doğramaya çalışırken kestim
saçlarım en boktan muameleyi orda gördü
ve sonra eşyalarını topla çıkıyorsun dediler
en içten dileklerimle allah kurtarsın dedim
evrakları alıp dışarı çıktım
yalancıyı ajdar siksin ebru gelir mi acaba beni karşılamaya diye ummadıysam
kimse gelmedi amk
annemlere de gelmeyin demiştim zaten sırf ebru gelir diye umduğum için
içerdeyken kendime söz verdiğim gibi
direk gidip bir market buldum
güpe gündüz 4 bira alıp içtim.
neden 4 diye sormayın param ona yetti.bir sigara bir de otobüs parası kaldı cebimde
cepte telefon yok
telefon olsa tek arayacağım kişinin numarası yok
beni aramış olsa haberim olacak bir sim kartım yok
17 günde ne olmuş ne bitmiş hiç bir haberim yok
eve gittim sadece eşyaları bırakıp aynı şekilde evden çıktım
öğlenden sonra olduğu ve yüzülmeye müsait olduğu için
denize kadar yürüdüm parasızlıktan o güneşin altında
mahkumiyet 17 günden ibaret gibi gözüksede
ebruya olanı müebbete benziyordu
deniz dolu ama bana boş
otele gitmeye götüm yemedi ebrunun babasına atar yaptığım için
dayanamadım amk
gittim ebrunun evine
baktım ses soluk yok
nasıl gaza geldiysem başkasının apartman dış kapısını açmasını fırsat bilerek bende apartmana girdim
ve ebruların dairesine kadar mehter yürüyüşü şeklinde çıktım
kapıyı çalsam mı çalmasam mı diye defalarca düşünüp
ne olursa olsun amk diye
kapıyı çaldım
kapı açılırken kalbimin atış hızına
bildiğim duaları okuyan dudaklarım bile yetişemedi

**kapı yarım açılıp gel kelebek sesi duyuldu
annesinin sesiydi
resmen normal bir şekilde içeri davet edildim
yemek yapmakla uğraştığı belliydi
beni de muhtemelen kapı deliğinden gördüğü için beni görmeden gel kelebek deyip yine mutfağa yöneldi
ben girmeyip kapıda bekledim
bir süre sonra soru sormaya başladı
nasılsın diye ama
cevap vermeyince içeri girmediğimi fark etti
kapıya gelip.
-bişey mi oldu girsene dedi
-nasılsınız dedim
-iyiyim de sen iyi görünmüyorsun bir sorun mu var dedi
-evet dedim
-bana anlatmak ister misin dedi
-ebru nerde dedim
-istanbuldaa dedi. sanki benim bildiğimi düşünüyormuş gibi söyledi ama
-ne zaman gitti dedim
-10 gün falan oluyor haberin yok mu senin dedi
-kimsenin kimseden haberi kalmadı ki artık dedim
tuttu kolumdan
-geç bakim şöyle dedi beni evin içine aldı
kapıyı kapattı
-otur dedi
oturdum

** -anlat dedi
-siz anlatın dedim
-neyi anlatayım dedi
-ebruyu dedim
-ne olmuş oğlum ebruya anlatsana dedi
-bende size soruyorum ne oldu ona dedim
-valla kelebek hiç birşey anlamıyorum dediklerinden dedi
-bende anlamıyorum dedim.
-sen ebruyla konuşmuyor musun dedi
-ayrıldık dedim
-nasıl ayrıldınız dedi. çok şaşırmış bir şekilde
-ne olursunuz bana yaylada ne oldu anlatın dedim.
-yayla için kusura bakmayın size güle güle bile diyemedik dedi
-önemli değilde ne olursunuz anlatın dedim
-ne zaman ayrıldınız siz dedi
-sizden sonra bende alanyaya indim. günlerce ebruya ulaşmaya çalıştım ama telefonu kapalıydı. sonra tesadüfen bir barda gördüm arkadaşlarıyla.
neden böyle yaptığını sordum ama tek kelime etmedi. dedim
-neden böyle yaptı ki acaba dedi
-o nedeni siz bilirsiniz annesisiniz ne olursunuz en azından bana sebebini söyleyin dedim
-valla şimdi senden duyuyorum.ama bence yanlışın var siz daha sonra ayrılmış olmayın dedi
-nasıl yani dedim
-istanbula gönderirken vedalaşıyorduk. beni özleyecek misin diye sordum. kelebekten başka kimseyi özlemeyeceğim dedi.
bu noktada ben bittim. beyler.
ne varsa saldım gözümde

** -madem özleyecek niye gitti ki dedim.
-dur ben bir kahve yapayım dedi. benim ağladığımı görünce.
-ne olursunuz boşverin kahveyi. bana yaylada ne oldu.ve istanbula neden gitti onu anlatın dedim
-bize yalan söyledi. kelebek.bugüne kadar hiç yalanını duymamıştık ama yalan söyledi.o yüzden babasıyla tartışmışlardı.
hala kavgalılar. istanbula tatile gideceğini söyledi.bir arkadaşının yanına. kafa dinleyeceğim biraz dedi. babası izin vermedi ama yine de gitti
ama merak edilecek birşey yok kızın numarasını bana vermişti. aradım geldi mi diye evet yanımda dedi
-sen neden aramadın ki hiç dedi.
-yeni telefon numarası yok ki bende dedim.
-nasıl yok dedi.
-telefonu kapalıydı günlerce ulaşmaya çalıştım dedim.
-eskisini kullanıyor yine.siz arkadaş da mı değilsiniz. hiç mi konuşmuyorsunuz dedi
-o benimle konuşmuyor ve konuşmama sebebini de söylemiyor dedim.
-oğlum ben soruyordum ona arasıra kelebek nasıl diye. çok iyi diyordu. gayet normal görünüyordu herşey dedi
-size hiç bahsetmedi mi ayrıldığımızdan dedim
-bahsetmedi de odasına çekiliyordu genelde geceleri. okuldan arkadaşları gelmiş. mezuniyeye de gitmedi zaten
onlarla beraber bi kaç tane de burdan arkadaşı ile gezdi başka da bişey yapmadı. sonra onlar gidince sıkıldım dedi
istanbula gidiyorum dedikten sonra gitti dedi
-hiç mi bişey anlatmadı size dedim.
-valla kelebek bu söylenmez ama ben bişeyin mi var kızım dediğimde. sancım var anne dedi.(adet)doktora götüreyim mi diye sordum yok geçer merak etme dedi
sonra ara ara sordum nasıl oldu diye geçti dedi. sonra da bi gariplik göremedim ben bildiğin ebruydu işte dedi.
-ben bilmiyorum ki artık. ankaradan geldi.bi kaç gün herşey normaldi. sonra bişeyler olmaya başladı. yaylaya geldi herşey yine çok güzeldi.
alanyaya döndü. benimle tek kelime konuşmadı. neden konuşmuyorsun sebebi ne diye sorduğumda da hiç bir cevap alamadım. dedim
-ben hiçbirşey anlamadım.ama gelince mutlaka konuşurum. bende merak ettim şimdi. muhtemelen yaptığın birşeye alınmıştır. çok seviyor seni.onu en kolay sen üzersin
en kolay da sen mutlu edersin dedi
iyice sikti beni amk.

** -nasıl çok seviyor dedim
-onlar anlatılmaz kelebek ana kız çok konuştuk senin hakkında bi kere anlattı sonra yakın bulduğu ve benim bildiğim için sürekli anlatmaya devam etti.
ama ben sizin ayrıldığınıza inanmıyorum. mutlaka barışır ebru seninle. dedi
-neden dedim
-bilmiyorum ama onsuz yapamam derken çok içtendi.
ebrunun odasına bakabilir miyim dedi
-hoş olmaz kelebek dedi
-lütfen dedim
-tamam dedi.
biraz baktım. eskisi gibi herşey bana ait.her bir kenarda bana ait resimler. benim ona hediye ettiklerim eskisi gibi duruyor
10 gündür istanbuldaysa 20 günden fazla bu odada bu şekilde kalmaya devam ettiyse beni bitirmemiş kafasında demek ki
ama bu inat neden
bu yaptıklarının sebebi ne bilene göt capssimi verirdim amk o an.
bir an önce onu bulup konuşmam lazımdı ama istanbula gitmem maddiyat yüzünden sıfır ihtimal
sülalede ve arkadaş çevresinde bayram olsa kimsenin yanına gidemeyecem borçlarım yüzünden
masasının üstünde bana aldığı telefonda duruyordu.
yine ikimizin gülümserken çekilmiş fotoğrafı ki bu onun en sevdiği resmimiz di
beni silmiş olsa bu odanın bu halde olma ihtimali çok zayıftı
20 günden fazla bir zamanda bu halde nedensiz bir ayrılıkla bu odada bu şekilde yaşayabilmek için resmen psikopat olmak lazımdı
madem sevmiyorsun
bırakmak ayrılmak istiyorsun
beni beyninde bitirmişsin
veya başkası var
bu oda neden hala böyle?
neden her yerde beni sevdiğinin izleri dururken senin gerçek aşk adımlarını kalbimde hissettirmiyorsun
madem seviyorsun neden konuşup herşeyi çözmemize yardımcı olmuyorsun.
madem seviyorsun ki bu bana değer verdiğin anlamına gelir
üzüntümün senin de üzüntün olması
sıkıntımın senin de sıkıntın olması gerekir
neden sıkıntılarıma bi tek cevapla yardımcı olmuyorsun

** tutsana ellerimden
gel kelebek seninle konuşmamız lazım desene
bak şimdi canım benim böyle böyle oldu
kusura bakma ama beraber olamayız artık desene
yada bu tuttuğum ellerden beni şu şu şu yaptığın hatalardan dolayı birazcık pişman ettin.bir daha yapma desene
ne bok yediğimi bilememekten boklar içinde bırakmasana amk beni
ahh ebrum ahh
nasıl bir avcısın sen
eti yenmez
sütü içilmez
ağırlığım uçuşuma engel
ısırdığım yer dişime zarar
bir kelebeğim ben
bi kaç günlük ömür biçilmiş
uçsam mı bi yere mi konsam diye ne yapacağımı bile bilmezken
sen neden nedenleri düşünmekle geçirtiyorsun ömrümün geri kalanını
ya kaldır elini vur başıma yapışayım kendi hayatıma
yada al beni avucuna
parmaklarının ucuna kadar yürüyeyim uçayım tekrar kalbine
..kötü oldum o odanın halini öyle görünce
iyice çıkmaza girdim amk.
kalbimin bir kagıt parçasına sıkıştırılmış adresinde ebru yazıyordu
ama adres sorsam tarif edecek kimsem yok
nerdesin amk bağdat
zaman reyize sığındım mecburen.

** odadan çıkıp müsade istedim gitmek için
-olmaz bir yemek ye öyle git dedi
-hayır kelebek otur dedi
-aç değilim az önce yedim dedim
halbuki ölüyom amk açlıktan
-otur şuraya ben hazırlayayım sen yemezsen yeme dedi
tabakları hazırlayıp koyarken
-zahmet oldu aç değildim dedim
-yalan söyleme yemek yemeyi bile unutmuşa benziyorsun biraz kendine gel. dedi
ben yemek yerken nezaketten midir bilmem
beni yalnız bıraktı
yemeğimi yedim
müsade istedim tekrar.
teşekkür ettim herşey için
görüşmek üzere ayrıldım evden
umut 1-ebru annesini arayacak konuşacaklar sebebini öğrenecek ben de aydınlacağım
umut 2-ebru benim hala onun peşinde olduğumu annesinden duyacak ve alanyaya en kısa zamanda gelip benimle görüşecek
umut 3-sahip olduğum bilgi ile ebrunun eski numarasını kullanmaya başlaması benim onunla tekrar görüşmemi onu aramamı istiyor olmasına yorumlayabilmem
umut 4-ebrunun odasının hala beni sevdiğini işaret etmesi ve annesine beni hala sevdiğini ima etmesiaş
bunların yanında bir sürü umutsuzlukta var
ama ben umutlarıma yöneldim
şimdi yapmam gereken tek şey eğer bu umutlardan biri gerçekleşecek olursa
ebrunun karşısına beş parasız çıkmaktansa en azından şimdilik bir işi olan birisi olarak çıkmaktı
hadi görüşelim dedi kız. kahve ısmarlıyacak para yok amk
eşin dostum cebinin bereketine dualarla yaşıyorum

** hemen bi kaç yere haber verdim iş lazım diye
haber vermekde kolay değil amk telefon yok
sim kart yok
sonra en kısa zamanda bulmam gerektiği için
kendim bizzat başvurulara başladım
abi eleman lazım mı
abi eleman lazım mı gezdim bi kaç yeri
sezon ortaları olduğu için herkes kadrosunu kurmuş
zor oluyor tabi bulmak
bir restorana gittim hollandalılara hitap eden
-abi eleman lazım mı dedim
-yok sağol bilader dedi
-flemenkçe ve ingilizce biliyorum iyi derecede dedim
hollandaca konuşmaya başladı benimle
hiç hollandada bulundun mu diye sordu(türkçe karşılığı çevirisidir
hayır hiç biz zaman bulunmadım dedi.
biraz daha konuştuk nerelisin ne işler yaptın
askerden geldim. cezam vardı onu yattım hapiste şimdi çalışmam lazım dedim
hapiste niye yattın dedi
anlattım durumu dürüstçe
tamam yarın gel başla dedi
biladeri bulup iş bulduğumu anlattım
biraz para alıp en boktanında sadece yes no ve mesaj yazma özelliği olan sikimsonik bir telefonla
sim kart aldım
açılmasını bekledim bi kaç saat sonra
ebruya mesaj yazdım

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder