28 Eylül 2012 Cuma

anlatsam mı anlatmasam mı 18


**bana kimse hayatımda bu kadar boktan bir teklif yapmamıştı.
-en baştan başlayalım kelebek dedi
aptal bir şekilde baktım.ne diyon amk gibisinden
-en baştan hiç tanımadığım birisi olarak başlayıp.. arkadaşım sevgilim ve sonrada kocam olmanı istiyorum dedi
bu nasıl bir evlenme teklidir amk
yüzüğü parmağıma götümden sokuyor
ben birinci tepki olarak direkt
-olmaz dedim
-bir düşün bence dedi
-neyin peşindesin anlamadım ki dedim
-bende bilmiyorum neyin peşinde olduğumu ama istediğim bu dedi
-ne istiyorsun dedim
-ya anlamıyor musun dedi
-hayır hiç birşey anlamadım dedim
-senin anlayacağın şekilde anlatayım en baştan tanışacağız numaramı alacaksın dedi
lafını keserek
-var bende numaran zaten dedim
-dur dinle önce dedi
-yani peşinde koşayım sana asılayım numaranı alayım tekrar zamanla benden hoşlanmanı sağlayayım elini tutayım sarılayım öpeyim kendime tekrar aşık edeyim
ve sonrada evlenelim mi diyorsun dedim
-evet kısmen dedi
-ben bunları yaparken sen ne yapacaksın peki dedim
bişey diyemedi
-kabul etmiyorum dedim
-neden dedi

---yıllardır bekliyorum seninle beraber olabilmeyi tam beraber olduk derken sen oyun peşindesin.ne gerek var tutuyorum zaten elini seni seviyorum zaten
birden durdum konuşmayı bıraktım biraz düşündükten sonra
-anladım tamam sen beni sevmiyorsun artık. bunu bana bu şekilde söylemene gerek yoktu. istemiyorsan açıkça söyleyebilirdin dedim
-hayır seni çok seviyorum dedi
-tamam işte seviyormuşsun başa dönmeye ne gerek var dedim
-lütfen dedi
-hayır dersem ne ile tehdit edeceksin beni dedim
-bilmiyorum dedi
-sen bildiklerini anlat ben orda sorayım o zaman dedim
sustu konuşmadı
bu ne amk şimdi..ben yıllarca aşkın altına su çekmişim suyunu kaynatmışım çayını demlemişim. iyice demlensin diye
yıllarca beklemişim.tam hazır olduğunu anlayıp bardağa doldurmuşum içine şekeri atıp karıştırmışım
aşkın çayını içmeye hazırım
birde bakmışım çay soğumuş git beni tekrar kaynat diyor
suyumu ısıt yine diyor
ah ayar yerini bir türlü bulamadığım kalbim
ah nasıl bir anda nasıl unutulur nasıl sevmeyi terk edilir bilemediğim aşk
ızdıraplarının amk.
ulan birazcık sadece birazcık matemetiğim zayıf olsaydı
çekeceğim acıların hesabını yapmakta zorlanmasaydım
siktir git senin de amk oyunun da amk. derdim
ama hem seviyorum hem korkuyorum
biliyorum amk onsuz bi bok yiyemeyeceğimi
zaten ebrunun bunu teklif etmesi bile beni tedirgin etmişti bi boklar ters gidiyordu ama ne amk
biraz daha direndim yapmayalım etmeyelim böyle mutlu değil misin
istediğin başka bişey varsa onu yapayım emrin olsun dedim ama sanki sağırlar konuşuyorum
oldukça kararlı bunu yapmaya

---peki ne amaçla bunu yapmak istiyorsun dedim
-bilmiyorum dedi
klasik karı cevapları
bilmiyorum
farketmez
sen bilirsin
amk bilmediğiniz ne var ki sizin işiniz gücünüz entirika(nasıl yazılıyor lan bu amk kelimesi)
farketmez dediğiniz şeylerde hep yaptığımız hataları farkedersiniz
sen bilirsinlerde kendi bildiğinizi yaptırıncaya kadar tavır surat naz
-eğlenmek amacıyla mı yapacaz bunu dedim
-hayır dedi
-ne kadar sürer bir haftayı geçer mi dedim
-nerden bileyim en baştan başlıcaz işte dedi
-öpemeyecek miyim seni dedim
-aklın fikrin öpmekte zaten dedi
-anladım aklımın sende olduğunu göremiyorsun ve ispatlamamı istiyorsun dedim
-ispatlaman gereken çok şey var aslında dedi
bu lafta bana dokunacak başka şeyler(elif)de çıkabileceği için üstüne gitmedim konunun
-ne zaman başlayacağız peki dedim elini tuttum aynı zamanda
elini elimden çekti hemen şimdi dedi
kendi tarafıma çekilip ebruyu denizin dalgaları ile aldattım düşünürken neyim var neyim yok dalgalara verdim
içimde bir umut vardı
inadından vazgeçer dayanamaz sarılmamaya diye
lan makara mı yapıyor olm benle diye kendime sordum
cevap bile yok amk beynimde
-tamam konuşalım nasıl olmasını istiyorsun söyle onu yapalım ebru dedim
-beni hiç tanımıyormuş gibi benimle tanışacaksın. sonra nereye gideceğini beraber göreceğiz dedi
-ebru ayrılmak mı istiyorsun benden dedim
-lafı buraya getirip durma. bunu yapma amacım senden ayrılmak değil dedi
-amacını söyle o zaman dedim
-zamanla öğrenirsin dedi

** bana garip vahiyler geliyordu da ben aşkın peygamberi değildim anlamıyordum denilenleri
benim halim kader kısmet vicdanlarındaydı
-başladık mı şimdi. merhaba ben kelebek nasılsınız güzel bayan sizden çok hoşlandım hadi çıkalım dedim
-bu kadar ciddiyetsiz mi olacaksın dedi ters ters bakarak. böylece işin şaka olmadığının farkına varmış oldum
ciddiyet arayana bak amk oyun oynuyor benimle ciddi ol diyor
ben neden başıma bunların geldiğini biliyorum amk
o kadar turist kızı koynuna girmek için kandırırsan başına bu gelir
kısacası nasıl sikersen öyle sikilirsin
ben nerden bileyim amk kız nasıl tavlanır
incinin eksi 5. nesil üyesi değilim ki başlık açayım
beyler kızı tavlamam lazım acillll yardım diye
-telefon numaran var mı bende dedim
-yok dedi
-adını biliyor muyum dedim
-hayır dedi
-o kadar da sıfırdan başlamasak dedim
-sıfırdan başlayalım yüz olursa evleniriz dedi
aşkımın öğretmenine bak sen eyvallah amk ona da eyvallah
aklıma gelen tüm teknikleri denedim
ilk önce bir mesaj yazdım yanımda oturan gerçekte sevgilim oyun içinde hiç tanımadığım kişiye
-merhaba ben kelebek geçenlerde sizi gördüm bir arkadaş vasıtası ile numaranızı aldım. umarım yanlış anlamazsınız sizinle tanışmak istiyorum dedim
mesaj sesini duyunca
-beni her beğenenle tanışmamı beklemiyorsunuz herhalde kusura bakmayın rahatsız etmeyin lütfen dedi
yerimden kalktım
bi kaç adım geriye gidip tekrar geri döndüm
-merhaba ben size az önce mesaj atmıştım tesadüfen burdan geçiyordum sizi gördüm dedim elimi uzatarak
-ben kelebek dedim
elim havada kaldı bakmadı bile bana

---tamam ben oynamıyorum ebru sıkıldım dedim
-bu kadar çabuk mu bıkacaksın. evlenince de sıkılıp gidecek misin hemen dedi. suratında ki ciddiyet cumhurbaşkanı halka seslenişinde görülen cinsten
kalktı ayağa gidiyor amk
resmen adım atarak ilerliyor
-nereye gidiyorsun ebru dedim
-eve dedi sadece
-tamam dedim yanına yaklaştım yanında yürümeye başladım
-sen niye peşimden geliyorsun dedi
-eve kadar yalnız yürümene müsade etmem dedim
-sanane ki dedi
10 adım kadar gerisinden yürümeye devam ettim
içimden akıl mantık dışı küfürler ediyorum kendime
evine kadar yürüdüm arkasından geri dönüp bir kere bakmadı bile
kapıdan içeri girerken hani döner en azından iyi geceler der diye bekledim onu da demedi
yolun karşısına geçip oturdum cama çıkar da orda mıyım bakar diye ama çıkmadı
düşünmekten yine beynimde orgazmlar oluştu
ne kadar oturdum bilmiyorum ama bi boka faydası olmadı oturmanın
şurdan kalkayım gideyim.bu kadar nazı ben kaldıramam zaten sevse böyle yapmazdı diye kendimi kandırıp eve gittim yattım
amk sabah bi kalktım
yalnızım..
telefonum da sadece saat tarih batarya durumu ilgili şebeke var
mesaj yok amk
cevapsız da yok
anlaşılan o ki sevdiğim bana vereceği tüm mesajları vermiş
kendime sorduğum tüm soruların cevabı da onda kalmış
yatakta biraz sancılı kıvrandım
yastığı kafamın neresine koyacağımı bilemedim
aslında bilemediğim şey ne bok yiyeceğim di
-benimle bir kahve içmek ister misiniz diye mesaj attım ebruya
-hayır diye cevap geldi

---bugün ne yapacaksınız diye tekrar attım
-o sizi ilgilendirmez dedi
-aslında beni ilgilendiren sizsiniz dedim
-ama ben sizinle ilgilenmiyorum dedi
-ilginizi çekebilmek için ipucu verir misiniz dedim
-rahatsız ediyorsunuz dedi
-rahat ettirmek için ne yapabilirim dedim
-mesela bidaha mesaj yazma dedi
-bidaha bölümünü silip tekrar gönderir misiniz mesajı dedim
-neden dedi
-ilerde sevgilim olunca neden mesaj yazmıyorsun diye kızarsın da ondan dedim
-ısrar -5 puan kendine ukalaca güven -5 puan dün gece koruma amaçlı eve kadar bırakma +3 puan kibar konuşma +3 puan. dedi
-ebru sıfırda bari kalsaydım eksi 4 e düşürdün dedim
-ciddiyeti bozma -10 puan dedi
güne eksi 14 le başladık
ben böyle aşkın amk arkadaş sinir oluyorum ama
malım ya bi yandan da gülüyorum amk
-özür dilerim hanfendi yazdım
saçları onun sevdiği gibi yaptım. jölesiz ama karışık
sakalları böyle güzel dediği şekle soktum
sevdiği t shirtlerden birini giydim
bunları yaparken farkettim ki aslında onun için özenmeyi ihmal etmişim bazen
evlerinin önüne gittim
bekledim belki çıkar diye
kimse yok
mesaj yazsam nerdesin diye eksi veriyor amk
sike sike bekledim
kimse yok
otelde çalışan bir arkadaşı aradım ebru geldi mi diye
otele uğrayıp denize geçti galiba dediler
kleopatra plajında ayağıma değmeyen kum kalmadı onu ararken ama bulamadım
ter bezlerim güneşle panpa olmuşlar cıvık cıvıklar amk sulandırdalar iyice muhabbeti
tekrar aradım olm denizde yok bu kız diye

otele yemeğe geldi dedi
amına çakim kelebek istikamet otel marş marş derdi ekşın olsaydı
öyle yaptım girişini görebileceğim yerde bekledim
o otelden çıktı
beni gördü ama gözlerini kaçırarak
peşinden denize bende yürüdüm
şezlonga uzandı
güneşleniyor hanfendi
o götünü başını bronzlaştırıyor
biraz bekledim aslında ne bok yiyeceğimi bilmediğim için
o denize girmek için hareketlenince bende hareketlendim
vay amk beraber sevgili olarak yüzdüğümüz denizde ne bok olduğumuzu bilmediğim bir halde yüzüyorduk
yurtdışı türk erkeklerden oluşan bir grup ebruya asılır gibi oldu
bende onun peşinde dolandığım için aslında bende ona asılıyor gibi gözüküyordum
onlar uzaktan laf atmaya devam ederken ben yaklaştım yanına ebrunun
-merhaba beni hatırladınız mı dedim
-hayır dedi
-biraz konuşabilir miyiz dedim
-hayır dedi
offf çektim
bu arada kıyıya çıktı tekrar uzandı
gittim en sevdiği dondurmadan aldım iki tane birini uzattım
-bunu size aldım dedim
-teşekkür ederim istemiyorum dedi
-fikriniz değişir belki diye buraya bırakıyorum dedim
yanına bırakıp biraz uzakta ona bakmaya devam ettim
dondurmayı alıp turist çocuğunun birine verdi
vay ben bu karı kız tavlama sanatının zorluklarının ta amk

**tamam hadi oyun oynamak istemişsin
belirli bir yaşta belirli bir zekadasın
yıllarca okudun kafan da çalışıyor
bu oyunu oynama isteğinin mutlaka bir sebebi olmalıydı
durup dururken kim sevdiğine beni yediden tavla der ki
benim için önemli olan da neden böyle yapmak istediğiydi
inat ettim amk ben bu işi çözecem diye
hiç konuşmadan ona sadece orda mı diye bakmak kaydı ile
ona hiç asılmadan sulanmadan yattım plajda
o denize girdiği zaman suya girdim ve onu takip ettim gözümle
son kez girdikten sonra eşyalarını toplayıp eve doğru yürüdü
arkasından bende gittim
yol kenarından bir çiçek koparıp uzattım almadı
-bir saniye konuşabilir miyiz dedim
-ne var dedi
-saati soracaktım dedim
telefonunun saatine bakıp saati söyledi
-teşekkür ettim
evlerinin önüne geldik
yine selamsız sabahsız eve girdi
bende eve gittim
duş alıp üstümü değiştirdim
gitmekle gitmemek arasında çok kaldım beyler
bir yanım siktir et ne bok yerse yesin kendi oyununda diyordu ama
benim aklımda daha farklı düşünceler vardı
1.si aslında bana göre önemli olanı
bir gün bu aşk biterse kelebek yeterli değeri vermedi
peşimden yeterince koşmadı
benim bir isteğimi yerine getirmedi dedirtmemek için istediğini yapmaya karar verdim
-sizinle mutlaka görüşmem lazım diye mesaj attım evden çıkmadan önce
siklenmedim tabi
evlerinin altına geldim

** -evinizin önünde bekliyorum diye bir mesaj daha yazdım ve onun beni görebileceği bir yerde oturmaya başladım
bi kere çıktı pencereye onu görür gibi oldum kayboldu yine içeri
saat başı mesaj attım inecek misiniz hala sizi bekliyorum diye
akşamı saat 7 den gece 11.50 ye kadar bekledim ne gelen oldu ne de mesaj atan
saat 11.50 de mesaj geldi
-aşşağı inmeyeceğim dedi
-nasıl olsa sabah inersin.. diye mesaj yazıp gönderdim beklemeye devam ettim
-+2 yazdı
o beni eksi 4 ten artı ikiye çıkarmıştı ama benim gözümde sürekli eksiliyordu
-98 kalmış. acelem yok dedim
mesaj gelmedi geri
bi o yana volta attım bi bu yana
ebrunun evin önü hapis oldu bana
gece 3 kadar bekledim tüm inadımla
kendi kendime dedim ne olur amk en fazla sabaha kadar beklerim
en azından görür onu ne kadar sevdiğimi de aşkı bitirirse benim vicdanım rahatta kalır onun ki hazırol
öyle de oldu sabah güneş doğuncaya kadar bekledim
2 kere polis durdu ne arıyon burda diye
kimliğimi gösterdim alanyalı olduğumu görünce bişey demediler ama burda durma dediler
birisini bekliyorum şehir dışından gelecek burda sözleştik diye kandırdım onları
tüm inadımla bekledim.
uyudum uyuyacam sürekli aynı yerde bekleyince ve yapacak birşey olmayınca
geçmiyor amk zamanı bir türlü
babası işe gitti kendimi yine farkettirmedim
saat 10 gibi evden çıktı
yine plaj modundaydı
onun peşinden plaja kadar gittim o plajda yerini aldı
sahte marka ürünler satan butiğin birisine gittim
bir adi şort bir de ucuz t shirt aldım
butikçinin verdiği poşete ayakkabı çorap kot ne varsa doldurdum
ameleler gibi yalın ayak plaja indim
bir şezlong bir şemsiye kiraladım ebrunun yakınlarında
hiç konuşmadım onunla
beni görmesini sağladım
şemsiyeyi ayarladım
havlusuz uzandım
çok geçmeden uyumuşum zaten

**öğlenden sonra 3 gibi kalktım
kalkmama sebeb olan şey birisinin şemsiyenin ayarları ile oynuyor olduğunu farketmemdi
güneşte kalan kısımlarıma gölge etmeye çalışıyordu şemsiye ile
ayaklarından tanıdım ebru olduğunu
ama açmadım gözlerimi çok fazla
böyle bir şey işte amk
nefret etmeye başlarsın yaptıklarından dolayı
bir miligram merhamet görürsün tüm nefretini unutursun
o yerine geçtikten sonra
bir süre daha uyuyor numarası yaptım ama
açlık başıma vurduğu için kalktım
bir yandan açlık bir yandan susuzluk
bir yandan aşksızlık
kalktım yerimden
ona hiç bakmadan suya daldım
ıslak ıslak geri geldim
havlu bile yoktu amk kurulanacak
biraz uzandım
sonra büfenin birisine gidip
bişey söyledim yemek için
onu hızlıca yeyip geri geldim tekrar yattım
yüzüm ona dönüktü
gözlerimi hiç ondan ayırmadım
yarım saat kadar baktım ona ama o bana sadece bir kere baktı o da göz ucuyla
sonra denize girdi
çıktı
uzandı
kitap okudu
tekrar girdi denize ve akşam 5 gibi eve doğru yürüdü
arkasından elimde poşet ayaklarım çıplak yürüdüm
yine bir çiçek kopardım
peşinden koşup
uzattım
çiçeği aldı ama sağol bile demedi
-biraz konuşabilir miyiz dedim
ses etmedi

**evine kadar yürüdüm onun arkasından
o eve çıktı
bende kendi evime gittim biraz uzandım
bi kaç saat daha uyuduktan sonra
saat on gibi yine evlerinin önüne gittim odasının ışığı yanıyordu
bu evde olduğuna işaretti
-konuşmak isterseniz aşşağıda bekliyorum diye mesaj attım
-inmeyeceğim diye cevapladı
11.50 civarında
-+10 oldu. diye bir mesaj daha gönderdi
ondan alınan bu artı notlar gerizekalının birisinin bana aferin demesi kadar anlamsızlaşmaya başladı
inadım inat bekledim
saat 2 civarında odasının ışığı söndü
yarım saat daha bekledim
baktım bi sikim çıkmayacak yine
eve gittim saat 9 gibi kalkıp 9.30 da şort havlu hazırlanıp evlerinin önüne yine gittim
evde olup olmadığını bile bilmiyordum
-evde misiniz diye mesaj attım
balkona çıktı bana baktı geri girdi
yine deniz
yine konuşma tekliflerime olumsuz
3 gün böyle devam etti
o nereye ben oraya peşinden gittim
bıkmadım usanmadım
geceleri 23.50 civarında mesaj attı hep
puan 10dan 25 e kadar çıktı
onun odasının ışığı kapandıktan sonra bende eve döndüm
denizde sevdiği meyvelerden tabak yaptırıp gönderdim
hep çiçek verdim

**3 gün sonra sabah ailesi ile beraber arabaya bindiler ve gittiler
üzerlerindeki kıyafetlere bakılacak olursa günü birlik bir eğlenceye gidiyorlardı
bu dimçayı aqua park şelale veya başka bir yerde olabilirdi
onları takip etmedim çünkü ailesi de vardı
-iyi eğlenceler yazdım mesajla
-cevap da gelmedi zaten
akşam üstü yarım saatte bir dolandım evlerinin önünden geldiler mi acaba diye
saat 7 gibi geldiler yukarı çıktılar daha da aşşağı inen olmadı 23.50 de yine mesaj geldi
5 puan kaybetmişim artık ne bok yediysem 20 ye düştü
ama pencereden kafa uzatıp orda olup olmadığıma bakmalar çoğaldı
1 saatte bir bakıyordu
gece 1 gibi yattı ben yine eve gittim
ertesi gün yine geldim
bekledim
denize gitmedi otele gitti
orda iki saat kadar durup eve döndü
eve dönüş yolunda
-biraz konuşabilir miyiz dedim
-işim var sonra konuşuruz dedi
dur sikerim işini de seni de derdim o derece sinirlenmiştim artık ama
merak işte amk ne işi var diye ses çıkarmadım
takibe devam ettim
evine çıktı
bir saat kadar kaldı üzerini değiştirdi ve çıktı evden
bir saat diye buraya yazıyorum çok basit geliyor size belki ama
o bir saat beklemek ne kadar zor bekleyeniniz varsa bilirsiniz amk
iskele tarafına yürüdü
bir kız arkadaşı ile öpüşüp sarıldı
balıkçılar çay evine gittiler
bende orda bir yerde oturup çay sigara içtim paso

**iki saat kadar oturdular
sonra kalktılar
şehir merkezine doğru yürüdüler
ayrıldılar kızla ebru tek yürümeye devam etti
benim onu takip ettiğimin de farkındaydı
önce ev tarafına yürüyordu ama sonra yolunu değiştirip yine iskele tarafına döndü
bizim ikimizin yerine doğru yürüdü
arkasından yaklaşıp
-biraz konuşabilir miyiz dedim yine
-hayır dedi
buna çok sinirlendim ama sesimi çıkarmadım
-neden konuşmak istemiyorsun günlerdir peşinde koşuyorum dedim
-buyur konuşalım kimsiniz dedi
-ben kelebek dedim
-ne istiyorsun dedi
-seninle tanışmak istiyorum dedim
-ne iş yapıyorsun dedi
-çalışmıyorum şu an dedim
-okuyor musun dedi
-hayır dedim
-araban var mı dedi
-hayır dedim
-evin var mı dedi
-hayır dedim
-neyine güvenip benimle tanışmak istiyorsun peki dedi
-pardon sizi birine benzetmişim dikkatli bakınca anladım kusura bakmayın dedim
yüzümü dönmem ile bir yerlere elim kırılıncaya kadar vurma isteğime engel olamadım
elim kırılmadı ama çok ciddi zedelendi

---kelebek diye koştu arkamdan elimi tutmaya çalıştı bişey var mı diye
elini çektim dokundurmadım elime
eve gittim
mesaj yazıyor sürekli
elin nasıl oldu
öyle demek istemedim
geleyim mi
bişeyin var mı
biraz konuşalım
kelebek yanlış anladın
ben 23 50 ye kadar sesimi çıkarmadım
23 50 de mesaj gönderdim
-eksi 100 ebru diye
sinirden ne bok yiyeceğimi bilemedim
bunun intikamını almak için yemin ettim
o mesajlara devam etti
ben telefonu kapattım
sabah da yaylaya gittim
yaylada telefon çekmez beyler bizim o zamanlar tabi
annenmle oturdum
balığa gittim
tutttuğum balıkları geri saldım
ağladım
sızladım
yattım
kalktım
kimseyle konuşmadım
annem haricinde
6 gün sonra akşam yaylaya gelen köy dolmuşunda bir misafirim vardı


 **köy dolmuşunun akşam gelme vaktinde çoğu işi gücü olmayanlar toplanır
   kim gelmiş ne getirmiş diye
   biraz geç gelirse herkes meraklanır acaba bişey mi oldu diye
   dolmuş durdu
   benim de pek umrumda değildi
   ben kendi derdimle meşkuldüm çünkü
   dünya sikime bir şekilde yatıyordum
   kız kuzenler ebruyu daha önce gördükleri
   çok sevdikleri için
   ben onlara ebrudan ayrıldık diyemedim
   çünkü beni çok seviyorlardı ve benim üzülmemi istemezlerdi
   annem de her zaman benim mutluluğumu isterdi
   ona da anlatmamıştım geçen olayları
   zaten kimseye gidipte şu bana bunu bunu dedi diye anlatmanın kendi zararıma olacağını biliyordum o dönemde
   çünkü onlarda ebruya kızıp vay amk demek öyle diye sürekli
   kalbimdeki acının altına odun atacaklardı
   kendimde yansın sadece kendimi yaksın istedim o yüzden kimseye anlatmamıştım
   arabadan inen kişi ebruymuş
   misafir gelmiş
   olaya geniş açılarla bakmak gerekirse
   çok düşünüp taşınarak gelmiş olması gerekliydi
   benim onu siktir etme ihtimalimi bildiği için
   cumartesi günü akşam gelmiş
   normal bir günde gelse en fazla sabaha kadar kalabilir sabah 6 da giden aynı köy dolmuşu ile geri dönmek zorunda kalırdı
   ama ertesi gün pazardı ve köy dolmuşları çalışmıyordu
   bu demek oluyordu ki en erken pazartesi sabah gidebilirdi geriye
   ben gelen kişinin ebru olduğunu kuzenlerimle konuşurken onun sesini duyunca anladım
   sikimde bile olmayan dünya götüme girdi birden onun sesini duyunca
   benzetmişimdir sesini diye siklememeye çalıştım ama ne mümkün bas baya onun sesi amk



**kafamda bi kaç saniye içinde trilyon plan proje sinir heyecan nefret aşk kalp sızısı geçtiği için
   galiba tam olarak ne bok yiyeceğimi bilemediğimden dolayı
   ters taraftan pencereyi açıp atlayarak kaçtım
   aslında kaçması gereken kişi oydu
   teke tek olsak hiç bir yere gitmezdim durur gelmesini bekler
   laf üstüne laf sokar siktir ederdim sonrada ama
   ortada üzülecek olan annem ve kuzenlerim vardı
   onlara bana dediklerini anlatsam benden önce siktir ederlerdi zaten ama bu iş ebruyla benim aramdaydı
   akşam 6 civarında gelmişti dolmuş
   ben kaçıp köy kahvesine gittiğimde yaşlı köy moruklarıyla
   okey oynamaya başladım kalkan birisinin yerine
   amcalar tam gülme krizi sebebi amk
   benim kafam ebruda onların ki turist karılarında
   köy yeri genelde herkes birbirine uzaktan da olsa  akraba olur çoğu kişi birbirini tanır
   sürekli geldikleri için birbirleri ile makaranın en kralını yaparlar çünkü herkes herkesin zayıf noktasını biliyor
   onlar kendi aleminde konuşurlarken ben tüm ihtimalleri gözden geçiriyordum
   bunları yaparken bir çayımdan bir yudum alıp onu içmeyi unutup diğerini söylediğim de oluyordu
   küllükte yanan sigaram varken bir tane daha yaktığımda oluyordu
   taş çekmişken tekrar çekmeler
   oyunla da alakam yoktu yani
   sordukları sorunun bana olup olmadığını anlamak için
   bana mı dedin emmi dediğim de oluyordu
   arasıra da garip garip sorular geliyordu
   sorulan soru genelde
   onların bir turist amı ile tanışma hayalini benim gerçekleştirmemi istemeleriydi
   yaşları başların sikinde değil adamların
   makarasındalar tabi işin
   karı kız konusu kapandıktan sonra  
   ben ebruya odaklandım
   öncelikle ne amaçla gelmiş olabileceği ihtimalleri üzerinde durdum

**diyeceği şey
   -vay kelebeğim yanlış anladın
   vay ben öyle demek istemedim de tarzında bir sürü özür saçmasından sonra affetmemi bekleyecekti
   eve dönsem mi dönmesem mi arasında kaldım
   dönsem annem ve kızların yanında onunla nasıl ne şekilde ve onun nesi olarak konuşacaktım
   direk siktir etsem kız nereye gidecekti.
   ama yaptıklarının hesabını sormak için yemin etmiştim
   bir şekilde bunun hesabını sormam lazımdı
   gidip tekme tokat dövsem tarzım değil
   suratına tükürsem tükürük bezlerimi yorduğuma bile değmeyecek
   bi kaç laf sokup yerin dibine dibine gömsem kendimi sinirlendirdiğime değmeyecek
   tüm bunları düşünürken hala bir karara varamadım
   sonra amcanın birisi oyun oynarken yanlış oynadığım(fazla taşla bittiğim için)
   -kendine gel koçum dedi
   çözüm buydu işte
   hem oyun için hem ebruya karşı kendim olmam yeterliydi
   gece 12 ye kadar oynadık
   en son kahveci siktir etti gidin karılarınızla oynayın biraz diye
   koskoca köyde misafir olan benmişim gibi nereye gideceğimi bile bilmiyordum
   bizim evin yakınına geldim
   bir sigara yaktım oturduğum yerde
   o bitince bir tane daha yaktım
   eve çıktım
   annem çoktan yatmış
   ebru kızlarla evin çardağında konuşuyor
   kız kuzenler hemen tepkiyi verdiler
   sen nerdesin
   misafirin gelmiş neden gelmiyorsun
   hiç kahveye gitmezdin neden gittin bu gece

**gibi tepkilerini gösterdiler
   soluk bir suratım vardı
   muhtemelen kuzenlerim ebruyu görünce aaa ebru mu gelmiş diye koşup sarılmamı bekliyorlardı
   bunu yapmayacak ben
   ve yapmayacağımı bilen ise ebruydu
   -hoşgeldin dedi ebru
   -hoşbulduk dedim ona bakmadan
   -ben lavaboya gideyim diye izin aldım kızlardan
   wc ye gittim
   20 dk da çakmağı bir kez kullanarak 5 tane sigara içtim
   hani yatarlar mı diye bekledim
   yatan yok
   odaya geçtim
   yattım yatağıma
   çardaktan konuşma sesleri geliyor ama tam olarak duyamıyorum ne konuştuklarını
   ben yattıktan on dakika sonra
   kuzenimin birisi geldi odama
   -aa yatmış diye tepki gösterdi
   bi kaç defa kelebek diye seslendi
   ben ses çıkarmayınca gitti
   ben uyuyamadıkça onlar konuştu
   ses kesilince bende uyumuşum sabah kalktığımda
   yüzümü yıkamaya gitmeye korktuğum için biraz daha yatakta kaldım
   amk ne sikim işse sik gibi saklanbaç oynuyordum.
   annemin hadi kelebek efe kalk artık demesi ile mecburen kalktım
   günlerdir bana gösterilmeyen özen ebruya gösterilmişti kahvaltıda
   çıkıp gitmek geçti aklımdan kahvaltı yapmadan ama annemin kafası karışır diye oturdum
   günaydın diyenlere günaydınla cevap verdim ebru dahil
   kahvaltı bitti
   kızlar bulaşığa geçti ebru hariç
   annemde bahçeye indi çardakta kaldık
   ebru ile
   ben kahvaltı sonrası sigaram ile çayı içmeye devam ediyordum
   ayağa kalktı yanıma geldi oturdu
   elime şöyle bir göz gezdirdi.kabuk bağlamış yarayı ima ederek

**-acıyor mu dedi
   sağ elimi kalbime götürdüm
   -evet dedim ona bakmadan
   -öyle demek istemedim ki.valla yanlış anladın.üzgünüm derken ağlamaklıya döndü sesi
   ben gayet sakin bir şekilde
   -yarın git dedim
   -beni affedinceye kadar gitmem dedi
   -affedilecek bir şey yok sen haklısın.dedim
   -sana dürüst olacam ebru dedim.sakin olmaya çalışıyorum ama elim titriyor.sinirli değilim sadece heyecandan
   baktı merakla dinledi beni.gözlerinin dolu olduğunu görmüyordum ama hissediyordum
   -dur burda konuşmayalım başka bir yere gidelim dedi
   mantıklıydı.ağzına daha rahat sıçabilirdim
   çünkü ebruyu ağlarken görse annem benim ağzıma sıçardı
   ayağa kalktım yürüdüm o da peşimden geldi
   15 dakika kadar yürüdükten sonra bir yere oturdum o da yanıma oturdu
   bir süre sessizlikten sonra
   -kelebek dedi
   -dur senin diyeceklerin belli ben konuşayım dedim
   -benimde söyleceklerim var ama dedi
   -ben konuşayım o zaman diyecek birşeyin kalmayacak dedim
   -benim sana herzaman söyleyecek bir cümlem var(seni seviyorum) zaten kelebek dedi
   -o cümle artık benim için anlamsız neyse boşver dedim.
   -sonra beni de dinlemeyeceksen hiç konuşmayalım seni görmeye devam ederim en azından sessiz sessiz dedi
   cebimde iki şimdinin parası ile 17 lira filan vardı beyler
   elimi cebime attım hepsini çıkardım dizlerinin yanına koydum
   -çok param olsa uzun uzun anlatırdım sana ama bu kadar var.onun için kısaca anlatmam gerekecek iyi dinle dedim
   ağlamaya başladı yüzünü öbür tarafa dönerek
   ben konuşmaya devam ettim.


 **-gelmişsin hoşgeldin.ama git ebru
   ben kimselere söyleyemedim ayrıldığımızı.dedim.arıldığımızı lafını söylerken yüreğime bişeyler battı.
   sen git ben uygun bir dille anlatırım başka bir sebebten ayrıldığımızı.
   buraya geldiğinde seni siktir etmememin sebebi annemle beraber oturup ağlamak istemememden dolayıydı.
   beni üzdün.kalbimi kırdın.
   ama ben sevdiklerimi senin kadar kolay üzemem
   çok büyük yemin ettim senden o söylediklerinin intikamını almak için
   buraya gelerek intikam almamı da kolaylaştırdın.
   senin gibi birisi olsaydım.
   biraz yalvartıp özür dilettikten sonra
   yıllardır senin yaptığın gibi seviyor gibi gözükür
   ve sen bana iyice aşık olduktan sonra beni deli gibi sevdiğini gördüğüm anda
   senin bana yaptığını bende sana yaparak intikamımı alırdım.
   beni göt gibi ortada bıraktığın gibi bende seni bırakırdım.
   kim bilir belki bilerek başka bir kızla yakalanır
   belkide senden yüz puan alınca
   nikah masasında
   evlenmek istiyor musun diye sorduğunda
   hayır kocaman sıfır diye tüm sülalene ve tanıdıklarına rezil ederdim.
   ama ben o geçen 5 yılın kusura bakma küfür etcem
   amına koyim ki
   çok sevmişim seni
   deli gibi sevmişim
   yıllarca köpeğin olmuşum gönlünün kapısında
   bilmediğim duyguları sen yaşattın
   kalbimin kan pompalayan bir organdan ibaret olmadığını ispatladın
   gidecek tek yerim
   düşünecek tek şeyim oldun
   çok mutlu ettin beni
   ben sevgiye  muhtaçken sen çıktın karşıma
   hiç balonu olmamış bir çocuk gibiydim seninle tanıştığımda
   elime bir balon tutuşturdun
   yıllarca heyecanla taşıdım o balonu
   aşkın çocuğuydum
   nerden bilebilirdim ki balonların bir gün hemde birden bire patlayacağını
   ama yine de sağol
   sen olmasan belki de hiç balonum olmayacaktı
   5 yıl boyunca balon mutluluğu yaşattığın için
   kıyamadım sana
   git bi daha da gelme
   varsın bu aşk benim evim arabam olmadığı için bitmiş olsun
   biraz üzülürüm
   sonra geçer mi bilmem ama
   sahip olduklarıma razı birisi ile de evlenerim
   bu arada çok konuştum verdiğim para yeterli gelmeyebilir bu kadar konuşmaya ama borcum olsun çalışır öderim
   yarın sabah git ebru.dedim
   ayağa kalktım
   arkamdan
   beni dinlemeyecek misin
   dur
   gibi söylemlerine hiç aldırmadan yürüdüm gittim.



   **duygular yalan mı lan yoksa
    hani nefret ediyordum amk ondan
    hani ağzına iyice sıçıp siktir git lan diyecektim
    ne oldu amk bana
    sadece git diyebildim özetle
    nasıl bir insana nefretle git derken
    kalbim kal nolursun diye yalvarıyordu ki
    aşka nefret nefrete aşk karışınca mı bombok oluyor insanın kalbinin tadı
    dur lan kelebek gitmesin amk dedim kendime ayaklarımı frenlemeye çalışarak
    ama inadım siklemedi bile kalbimi
    yürüdüm
    arkama bakmadan bir gölge hissetmek istedim gelsin arkamdan diye ama gelmedi
    durdum geri baktım
    yüz üstü otururken
    belini büküp ellerini yüzü ile yer arasına koymuş
    sırtındaki nefes alışlarından ağladığı belli oluyordu
    beni tutan şeyin ne olduğunu bilmiyordum ona koşup ağlama dayanamam demek için
    onu orda öyle bırakıp gidemezdim ama yanına gidip ağlama da diyemezdim
    hem onsuz eve dönmek
    bana ebru ile ilgili yöneltilecek bir sürü soru anlamına geliyordu
    oturdum bekledim onun ağlamasının geçmesini
    uzunca bir süre öyle uzandı kaldı
    bir süre sonra ağlamıyormuş gibi gözüküyordu ama
    ağlamanın etkisi aldığı derin nefeslerden belli oluyordu
    2 saat kadar oturdu
    yüzünü arkasına bile dönmeden
    arasıra göz yaşlarını silerek
    arasıra uzanıp arasıra oturmaya devam ederek
    sonra kalktı
    o kalkınca bende kalktım biraz daha ilerledim ve onu beklemeye başladım
    bana 5 mt mesafeye yaklaşıncaya kadar bekleim sonra yürümeye devam ettim
    -dinlemeyecek misin dedi
    -hayır dedim
    -peki sen bilirsin dedi
    onu evin önünde kuzenler karşıladı
    onlarla bıraktım onu
    gülümsemeye çalışıyordu ama artık bi bokluk olduğunu kuzenler de anlamıştı
    ben yukarı çıktım girdim yatağa
    hep peki sen bilirsin demesini düşündüm
    fazla mı inat etmiştim acaba diye pişmanlık bile duydum
    akşam üzeri kalktım yataktan yemeğin hazırlanma vaktine doğru da kaçtım evden kahveye
    şansımdan masalar doluydu oyun oynayamadım
    kelebekliği bırakıp sinek oldum masaya
    amk vakit bir türlü geçmedi
    eve gitmeme sebebim ne bok yiyeceğimi bilmediğimden idi
    gitsem kiminle ne konuşacaktım ki tek konuşmak istediğim kişi ile yabancılığın arifesindeydik
    gece saat 1 gibi eve gittim
    herkes yatmış ışıklar sönük
    oysa ben öyle istememiştim
    en azından ebru uyanıktırda bir kere görürüm diye düşünmüştüm
    eve gelince farkettim ki
    hassiktir lan pezevenk bu saate kadar kahvelerde gez ondan sonra kız seni beklesin diye de dua et
    amcıklık bende olduğu için sesimi çıkarmadım
    bunları düşünürken kimseyi uyandırmayayım diye de sessiz sessiz hareket ediyordum ki
    -kelebek diyen ebru sesinden dolayı
    az kalsın donuma işiyordum.
    aklım çıktı amk öyle böyle korkmadım
    erkeklik bokuna korkmamış numarası bile yapamadım şoktan dolayı
    derin bir nefes aldıktan sonra
    -evet yatmadın mı sen dedim
    -görmeden yatmak istemedim.şimdi yatabilirim.iyi geceler dedi
    sana da iyi geceler desemiydim ki.
    demedim
    önümü göremiyormuş numarası yapıp ışıkları yaksamda bir kez daha yüzünü görsemiydim ki.
    açamadım
    mal gibi gittim yatağıma yattım
    uyu uyuyabilirsen
    saat altıda köy dolmuşu köyden gidiyor
    yok abi nefret bana göre değil amk basbaya gitmesin istiyordum
    bana dediklerinin hepsini unutmuşcasına seviyordum onu
    sanki annemden dayak yemiştim ama yine de anneme  sarılmak istiyordum
    uyumama çabalarım beni daha çok yordu
    sabah kalktığımda ilk işim saate bakmak oldu ama saat çoktan 8 olmuş
    sabah kalkar kalkmaz ağlanırmış kendimde gördüm
    başka da bi bok yapmadım zaten yatakta kaldım
    evde sesin kesildiği bir anda oltaları alıp çay kenarına indim balık avlamak için
    sallıyordum ama boşuna amk balık yakalanıyordu çekmiyordum bile
    aslında öylesine inmiştim boş boş oturmak için
    balığı da bırakıp çayır bir yerde uzandım ana karnındaki çocuklar gibi dizlerimi iyice kendime çekerek
    yayla bensizdi
    ben onsuz
    nasıl ağlayacağımı bile bilemedim
    uzanırken sesler duydum
    kafamı hafif kaldırıp baktığımda gelen iki kuzenimdi ama onları boşverip yanlarında yürüyen ebruya takıldı gözlerim
    gitmemişti lan
    kuzenler akşama balık yiyemeyiz böyle yatarsan diye dalga geçip beni teğet geçtiler
    balık avlamaya onlar indi
    ama ebru yanıma oturdu
    -otobüsü kaçırmışım dedi
    -yarın ben kaldırırım seni dedim
    -yarında kaçırırım dedi
    inatla ertesi gün demeye gerek yoktu anlaşılan sonsuza kadar kalacak gibiydi
    -niye gitmedin ebru dedim
    -annene sordum kalabilir miyim diye kal yavrum dedi.dedi
    -tamam yarın ben giderim dedim
    -bende gelirim o zaman dedi
    -niye geliyorsun dedim.
    -sen niye benim gittiğim yere sürekli geldin dedi
    -hata yapmışım dedim
    -biraz hata da ben yapayım o zaman dedi
    -sen hata limitini aştın ama dedim
    sessiz kaldı
    bende konuşmadım
    kızlar bu arada yakaladıkları balığı bize gösteriyordu
    onların gülümseyen bakışına karşılık bile veremedik ikimizde
    -hani hergün denize gidiyordum ya hep sen gelirsin de görürüm seni diye gittim.dedi
    sesimi çıkarmadım ama yüreğime bişeyler battı
    -evin altında beklediğinde çok yorulma diye ışıkları kapatıp uyuyor numarası yaptım.gidip dinlenmeni istiyordum ama her gidişinde de sana kızıyordum
    bana çiçek vermeye çalıştığında sana dönüp öyle sarılmak istedim ki bir yerlerini kırarım diye korktum
    biraz konuşabilir miyiz dediğinde sus sadece seni seviyorum de yeter aşkım diyecek oldum hep ama diyemedim
    beni ne kadar sevdiğini hiç sorgulamadım
    beni sevdiğini biliyordum ki zaten deli dedi
    tüm bunları söylerken cümleleri tek tek kurdu.
    her cümlesinde neden amk neden böyle yaptın bu oyun ne sikime madem demek istedim ama kendini nasıl olsa söyler diye kesmedim sözünü


**işin açığını söylemek gerekirse
gerisini siktir et amk
sarılalım barışalım yine sevgili olalım demek istiyordum
tek ihtiyacım olan ebrudan mantıklı bir cevap alabilmekti neden onları söylediği için
konuşmaya devam etti
ağlamanın hem arefesinde hem ertesinde bir surat şekli vardı
bana bakmıyordu ki bende ona bakmıyordum zaten
-sana babamın cebindeki para hep sorun oldu kelebek
bilmiyorum kaç kişi senin hakkında kelebeğe bak
bir tane zengin kızı buldu köşeyi döndü diye düşünüyordur
sen öyle olmasan bile sürekli düşünecekler zaten
sen de sürekli gurur yapacaksın
inatla parasını değil onu sevdim diyeceksin ama inandıracağın kişi sayısı seni hiç bir zaman tatmin etmeyecek
sana yüzlerce hediye almak istedim bugüne kadar
belkide binlerce
benim gönlümde babamın tüm parasını harcayarak alacağım hiç bir hediye
seni mutlu edemez. hepsinden değerlisin benim için
bana içten içe kızarsın
kıza bak benim bunun gibi pahalı hediyeler alamayacağımı bildiği halde bana neler alıyor diye gücenirsin diye almadım
sırf bu yüzden senin gözünde orospu birisi olarak anılma riskini alarak seninle beraber oldum ilk defa.
en değerli kişiye sakladığım hediyemi sadece sana verdim
telefonu teşekkür için aldım
zamanla alışman içinde bilerek askerlik öncesini seçtim çünkü direk versem onu da almayacağını biliyordum
hep böyle gitsin istemiyorum kelebek

**bunlar hep içimde kalsın istemiyorum
sürekli bunları düşünmek istemiyorum
ne yaparsam yapayım maddiyatımdan dolayı yapıyormuş gibi hissetmek istemiyorum
ben 5 senedir bilmiyor muydum sorduğum sorunun cevabını
benim bildiklerimi senin de bilmeni istediğim için sordum
ben zaten kabullendim öyle sevdim seni
evlendiğimizde başkaları sana sorarsa ne tepki vereceksin
sağa sola yumruk atıp terk mi edeceksin beni babamın parası yüzünden
seni tanıdım sandım ondan sordum
5 senede alışmıştır artık diye sordum
benim bildiğim kelebek
yıllardır peşimden koşan kelebek
sabahlara kadar kapımda bekleyip
annesini babasını askerdeyken bana değişmiş kelebek
öyle bir anda hem de para için bırakıp gitmez diye düşündüm
benim kelebeğim ellerini havaya kaldırır
bırakalım artık şu oyunu hadi öp beni der sandım
demedin
gittin
geri de gelmedin
ben dediklerimden pişman olduğum için yanına gelmedim
seni sevdiğim için geldim
ailemle kavga ederek geldim
onlar mezuniyete gitmemi düşünürken ben seni düşündüğüm için senin yanına geldim
kimin kimi ne kadar sevdiği tartışmasında değilim
sana göre sen beni bana göre ben seni çok seviyorum
senin beni hala sevdiğini bilmesem yanına gelmezdim

dün git derken içten söylediğine inansam giderdim bir daha da gelmezdim zaten
alanyaya geldik
plaja gittik
ne güzel oturduk
sonra öpüştük
hadi eve gidelim dedin
eve gittik yattık beraber olduk
bu kadar basitleşti herşey
elmi tutarken dizlerin titremedi hiç
beni arayıp şarkılar dinletmez oldun
bir sürü heyecanı sandığa kaldırdık
ben istedim ki farkına var bazı şeylerin
hata tek sende değil bende yanlışlar yapıyorum
bende basitliğe uydum
her buluşma teklifine evet demesem buluşmalarımızın değerleneceğini
her yatma teklifine olur demesem sevişmelerimizin heyecanının artacağını
ama düşün
unuttuğundan veya umursamadığından
bana çiçek almayı unutsan
bende sana nerde benim çiçeğim desem içinden geldiği için değil mecburi hissettiğin için getirecektin
o yüzden başlamak istedim en baştan
5 senedir 100 puanı çoktan aştın zaten
bugünden sonra seni bırakıp başka birisiyle evlenemem ki
puanların sebebi gün sonunda neyi doğru yapıp neyi yanlış yaptığını muhakeme edebilmen içindi
bunları sana söylerken hep kendimi düşünüyormuş gibi görünebilirim

hep benim mutluluğum üzerine oynamak istediğim bir oyunmuş gibi gelebilir sana
haklısın bu yüzden senden özür diliyorum
ama o gün sorduğum sorular için pişman değilim
kusura bakma ama artık sadece sevgili olmak istedim
iki sevgili diye ansınlar bizi
bir zengin bir fakirle tamlamasınlar bizi
dün git dedin gitmedim
şimdi git dersen yine gitmem
çünkü bu kadar konuşmamı dinlediğine göre hala beni seviyorsun.
bende seni seviyorum kelebeğim dedi.
bir kaç damla sildi gözünden
derin nefes aldı içinde biraz tuttu
ben ne desem diye düşünüyordum
içimden vay amk diyordum tabi
bişeyler diyecek gibi oldum
ama o tüm nefesini verdi
rahatlama nefesi gibiydi bu
belkide siktir git demediğime sevinmişlik nefesiydi
ayağa kalktı
kızların yanına indi
bir süre ne yaptınız yakaladınız mı balık şeklinde sorular sordu
konuştu onlarla
kızların yakaladığı balıklara baktı
kovanın içinde ölmüş olanlara
ayy yazıık diye üzüldü
sonra kızlara hadi gidelim diye baskı yaptı
yanımdan geçerken

-görüşürüz dedi
ben sesimi yine çıkaramadım
bende onun yattığı gibi yattım kaldım
ama ağlamadan
tek sıkıntım ne yapacağımı bilememekti
ama en çok yapmak istediğim şey ona sarılmaktı
kuzenler balıkları yakalayıp dışarı bıraktı
ebru beni yakalayıp orda bıraktı
balıklardan farkım nefes almak için çırpınışlarımı içimde yaşıyor olmamdı
balıklardan daha şanslıydım
çünkü bir kaç fiziksel çırpınışla
ebrumun kol koyların dalabilirdim
dediklerini gözden geçirdim
evet amk fazla gurur yaptık küçük emrah değil küçük kelebek olduk dönem dönem
yine dediği gibi kızı salladığım zamanlarda oldu
tamam sevgimi sürekli gösterdim onun için sürekli bişeyler yaptım
onu mutlu etmek için türlü taklalar attım ama
o ufak ayrınları gözden kaçırmamamı istemiş
bi de işi sürekli aynı yatakta yatmaya çevirmişim
sevgilisi olup yıllarca beraber yatamayanlar var evleninceye kadar onları düşün
elimi tutarken dizlerin orgazm olsun demek istemiş
ne bilim amk bir sürü bok yemişisiz işte ki bunları istemiş
hata benim herşeyi doğru yapıyor olduğuna inanmamdan kaynaklanıyor
geniş bakınca haklı olduğu konular var
diye düşündüm

kendimi biraz alıştırsam da hala sinirliydim bana o para muhabbetini yaptığı için
kalktım biraz daha balık tutmak için
sonra balıklar onları siklemeyip ebruyu düşündüğümü anladılar herhalde ki kancaya taktığım yeme tenezzül etmez oldular
bende toplanıp eve doğru gittim
kızlar yine toplanmış diğer köy kızları ile beraber
o kadar karının arasına kara murat girse yalan olur mantığı ile yanaşmadım yanlarına
bir kez ebruya baktım
o bu bakışımı kaçırdı
döndüm gidiyordum
kuzen kelebek yemek yemeyecek misin diye sorunca
tüm gözler bana çevrildi
utanıp başımla hayır diyebildim sadece
ebru bana bakıyordu bu kez
gülümsesem gülümseyecek
suratımı assam suratı asılacak halde bana baktı
olay mahalini hemen terk edip
köy meydanındaki piçlerle 9 aylık oynamaya başladım
onlar avaralıktan 9 aylığı 90 aylık yapmışlar ama olsun sıkılmadan oynadık derken akşam oldu
eve gitme vakti geldi

beni kapıda ebru karşıladı
bi kaç tane olan merdiven basamağına oturmuş
beni bekliyordu
dondum kaldım onu görünce
baktım ok uzun sürecek o bekleyiş içeri geçmek için
yürümeye başladım
onun oturduğu yerden kalan boşluktan geçerken elimi tuttu
bir ayağım alt basamakta
diğeri üst basamakta
bir elim ebrunun ellerinde titrek
diğer elim kendine yer aramakta
aklım kalbim ruhum özüm gözüm
elimi tutanda da
ben nerdeydim
aşkın en ortasında

**top önüme düşmüş.ama rakip oyuncu yerde yatıyor
gitsem kesin gol
ama centilmenlik yapıp topu taca mı vursam
yoksa gole mi gitsem diye tam karar veremediğim için duraksadım kaldım
ebru bu duraksamadan faydalanıp
biraz oturur musun deyince
yoğun baskı sonucu topu taç a attım
yanına oturdum
ondan gelecek tepkileri bekliyorum
sanki bir elimde şemsiye bir elimde mayom var havaya göre hareket edecem
tek korkum şemsiyeyle denize girip mayoyla yağmura yakalanmak
oturduk öyle
bir süre ne o bana bakabildi ne ben ona
nefes alma şekli bile bişey söylemek anlamına gelebileceği bir durumdaydık
-sıfır puanda mıyım hala dedi
aklı fikri oyunda amk hala
-5 puan falan dedim
-elini tekrar tutabilmem için geçerli puan kaç dedi
elime kozları verdi
meydan geniş amk
o kadar da intikam yemini ettik
en azından biraz süründüreyim mantığı ile
-tanımadığın insanlarla böyle mi konuşursun sen. önce kendini tanıt dedim
-ben ebru dedi
-ismin çok sevdiğim birisinin ki ile aynı artı bir puan devam et dedim
-evim yok arabam. arabam yok. işim yok dedi
burda beni acayip sikti beyler. aslında bana ders veren bir cümleydi
onunda kendisine ait bir evi arabası yoktu
ve o da henüz çalışmıyordu. herşey babasınındı amk

---neyine güvenipte benimle tanışmak istiyorsun o zaman dedim
-çalışırım arabamda olur evimde. dedi ve ikinci mesaj geldi
-tamam diyebildim
-bu kendime güvenden bi kaç puan alamaz mıyım dedi
-5 puan daha vereyim dedim
-on puan elini tutmaya yetiyor mu dedi
-tanıştığımıza göre tokalaşabiliriz dedim elimi uzattım gülüşümden piçlik peşinde olduğumu anladı o da güldü ama sesini çıkarmadı
-güzel miyim dedi
-eh işte dedim
-o eh işte kaç puan daha verir bana dedi
burdan sonra resmen laf oynaşmasına başladık. öpüşmenin ön sevişmesinde gibiyiz
-1 puan dedim
-o kadar çirkinsem yıllarca çok sevdiğim birisi bana hep yalan söylemiş çok güzelsin diye dedi
-baskı kurmak yok ama dedim
-yaylaya geldim senin için dedi
-iki puan da bu etti 13 dedim
-çok insafsızsın ama biraz torpil yap şu puanlarda dedi
-isyan ve işime karışmak eksi 5 puan dedim.
-gıcık dedi başını diğer tarafa döndürdü.
-artislik yapmak. küfür.trip eksi 7 puan bir puanın kaldı dedim
-başlarım puanına ama haa dedi. sarıldı bana
-vay hanfendiye bak. beni günlerce süründürürken biz hiç bişey demedik.on dakikada yüzlere çıksın istiyor puanı dedim
-off tamam beni de süründür de mutlu ol o zaman dedi
bir sigara çıkardım yakmaya çalışırken çakmağa üfledi
-yapmasana dedim
-içme sigara dedi
-neden dedim.
-öpüşürken kötü kokuyor dedi
gülme krizine girdim

---nerden biliyon öpüşeceğimizi dedim
ellerini kaldırdı havaya
pis pis sırıtarak ona baktım
sigarayı yaktım bir nefes çektim
-iyi geceler kelebek bey dedi
yanımdan kalktı
-gıcık diyerek
ellerinden tuttum
biraz kuvvet kullanarak yanıma yine oturttum
elini bırakmadım yanımda otururken
başını omzuma koydu
-omzum ağrıyor ebru dedim
-pardon gıcık bey dedi başını kaldırdı. ellerimle başını tekrar omzuma koydum
-öbür taraf ağrıyor başını kaldırmana gerek yok dedim
dizlerime eliyle vurdu yavaştan
-sakat bırakacaksın bir gün beni dedim
-o kadar vurmayla sakat mı olunurmuş dedi
-dizimden bahsetmiyorum ebru felç oluyorum sen yokken yanımda dedim
-ne felci dedi. şaşkınlığından ve heyecanından dolayı
-tüm vücudumda.ne gülebiliyorum.ne yürüyebiliyorum.ne duyabiliyorum.ne konuşabiliyorum. tüm fonksiyonlarımı kaybediyorum vücudum daki dedim
-çeneyle ayaklar hiç fonksiyonunu kaybetmişe benzemiyordu ama basbaya eksi yüzü verip gidiyorsun beyefendi dedi
-senin de heyecan fonksiyonun kaybolmuş hanfendi. dedim
-heyecanlandırsaydın sende o zaman dedi
-bak yine ben suçlu oldum dedim
-seviyorsan olacaksın dedi
-bak kaşınma ama dedim
-nasıl kaşıyacaksın dedi. gülerek
-kendime has taktiklerim var dedim
-ben biliyorum o taktiklerini yemem artık dedi
yine gayri ciddileşti muhabbet

** -hadi bakalım dedim. ellerimi kaldırdım tekrar
-intikam dedi
az önce o kaldırınca ben öpmediğim için
-ödeştik mi dedim elimi indirdim.
-evet dedi
tekrar kaldırdım elimi
hani siklemez gibi kafayı yana çevirirler ya aynısını yaptı
-hani ödeşmiştik dedim
-geriden gelip öne geçemez miyim dedi
yani 1 sıfırdan iki bir öne geçti hanfendi aklı sıra
işin sırrını çözmek ve gerçekten öpmek istemiyor mu diye anlamak için yine bir sigara çıkardım
yavaşca ağzıma koydum
çok ağır hareketlerle çakmağı çaktım
üfler mi diye bekledim
üflemedi amk
yaktım sigarayı içerken hiç konuşmadık
-yatalım mı dedi
-beraber yatmam dedim
-ya ben beraber mi yatalım dedim dedi
-iyi beraber yatmayalım o zaman dedim
-yatmayalım da demedim kelebek dedi
güldüm.
-çok gıcıksın. utandırıyorsun beni dedi
sarıldı gözlerime bakmamak için
-ter kokuyorum sarılma dedim
-bahane bulup durma ikidebir sarılacam işte dedi
-hayır sarılma dedim
-inat ediyorum dedi
-yeterli puanın yok sarılabilmek için dedim

** -söyle ne yapmam lazım sarılabilmek için dedi
biraz düşündüm
-nazıma katlanacaksın bir süre dedim
-tamam kabul ama şimdi biraz mola istiyorum az doyayım sarılmaya sonra nazına devam edersin dedi
-bu gece komple mola mı versek acaba dedim. yine pis pis gülerek
-amacını biliyorum kelebek efendi dedi. yine tokat yedim amk
ayağa kalktım
ellerinden tutup ayağa kaldırdım
-gel benimle dedim
sokak lambasının biraz loşlaştığı bir yere kadar yürüdük
durdum onu kendime çevirdim
kırmızı kart görmüş oyuncu ile hakem arasındaki anlamsız bakışma gibi bir süre birbirimize baktık
ellerimi uzattım ikisini birden
iki elini de ellerimin üzerine koydu
bi kaç santim havaya kaldırdım derin derin gözlerine bakarak
-biraz daha kaldırmak için kaslarımı yorma dedim
elleriyle altta kalan elimi kavradı ve biraz daha havaya kaldırdı
kaldırdıkça yaklaştık birbirimize
ikimizde öpüşmeye teslimdik çünkü 180 derecedeydi ellerimizle vücudumuz
ilk hamleyi o yaptı
öpmek için dudaklarını büzdü ve bana yaklaştı
-çok aceleci davranıyoruz.ben hazır değilim henüz ama dedim. liseli kızlar gibi naz yaparak
elin yukardan inip karnıma yumruk olarak gelişini göremedim bile
-biraz daha aşşağı vursan bebeğimizin olma ihtimalini ortadan kaldıracaktın dedim
-seni büyütemedim ki daha dedi
ellerimi kaldırdım

---kaç gol gerideydim ben dedim
işaret parmağını kendi dudaklarına götürüp sus işareti yaptı
benim dudaklarıma yaklaştı
aradaki parmağı çekince aşk annem ebru dudaklarımda günlerdir biriken acı kalıntılarını sildi
yerine en sevdiğim tadı dudaklarıma sürdü
ibnelikten geri kalmayan ben
biraz geri çekilip
-sarımsak mı yedin sen dedim
ama kendinden emin olan sarımsaksız ebru bu defa ensemden kavrayarak iyice kendine çekti
yine o tat
on ile 15 dakika arasında süren öpüşme sonrası
sarıldık
-sana sarılıp yatabilir miyim bu gece dedi
hiç konuşmadan başı omzumda yavaşça eve yürüdük el ele
sonra ikimiz için de ayrı ayrı hazırlanmış yataktan
ebrununkini seçtim olası bir baskın ve yakalanma durumunda sapık olan ben olayım diye
yatakta yerimizi aldıktan sonra bana sarıldı ve göğsüme göhsüme hangisi doğruysa onu okuyun amk başını koydu
-sadece sarılacak mıyız dedim
-yetmez mi dedi
-yeter dedim
-gerçekten mi dedi
-one night stand a karşıyım ben dedim
-pis pis konuşma git yatağına dedi
uyuyor numarsı yaptım sessizce
sonra yine başını koydu
ellerimi sık sık sıkıp
yüzümü okşadı

**arasıra yanağımdan ve boynumdan öptü
bazen ellerimi dudaklarına götürüp öptü
nefes alışverişi uyku ritmini yakalayınca
bir süre daha yanında kalıp sessizce yanından kalktım alnını öperek
üstünü dikkatlice örtüp yatağıma geçtim
sabah uykusuzluk halinden anlamayan uykunun iyice tadına varmış kuzenlerin kalk artık demesi ile uyandırılıp
kahvaltıyı yaptık
kızlar ebruyu esir aldılar bir süre konuştular annem komşuya gitti
bende fırsattan faydalanıp uyudum tekrar
uyandığımda neler olmuş neler amk
(burda bırakırdım da edeceğiniz ağır küfürlerden tırstığım için devam ediyorum)
evin önünde bir araba
araba çok tanıdık
ebrunun babasının
aşşağıda konuşma halinde olanlar
ebru annesi ve babası
karşılaşmayı tribünden izleyenler annem ve kuzenler
beleş tribünde ise ben
konuşma tarzlarına uzaktan bakınca nasılsınız hoşgeldiniz gibi değil
basbaya tartışıyorlar gibi
olay mahaline gitmekle gitmemek arasında kaldım
baktım ipler kopacak kabağın benim başıma patlama riskini de alarak gittim yanlarına
-hoş geldiniz dedim elimi uzatarak annesine
konuşmalarının tam ortasına dalarak
-hoşbulduk dediler
pascal nouma misali oyuna girer girmez kırmızıyı gördüm beyler
-bize biraz müsade eder misin dedi ebru
kenara çekildim annemlerin yanına çıktım
-size ne lere kadar uzandı muhabbet kendi aralarında ki
sessizce birbirlerine bağırıyor gibiydiler
biz onları öylece izlerken
hepsi arabaya bindi
araba hareket etti

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder