29 Eylül 2012 Cumartesi

adını ne koysam 4


** -çok kötüyüm dedi
  -niye dedim
  -okulda göremedim mesaj yazmıyorsun korktum bişey oldu diye dedi
  -okuldaydım ben görmemişsindir dedim
  -iyi meşgulsen sonra görüşürüz dedi
  aslında olanları anlatabileceğim tek kişiydi o
  rahatlar mıydım ki ona anlatsam
  bana tavırlı olduğu belliydi
  bilge ile uğraşmaktan onu pek siklememiştim son günlerde
  bu nazına hak vererek
  ne yaptığını sordum
  -yemeğe inecem birazdan dedi
  -bende yemedim daha dedim
  -var mı yemek dedi
  -yok aç kaldım galiba dedim
  -nasıl yok dedi
  -evde bişey yok dışarda bişeyler yerim dedim
  hmm mesajı geldi
  -menüde beğenmediğin bişey olursa haber ver beraber yiyelim dedim
  -beğenmedim dedi
  -baktın mı ki dedim
  -daha çok beğendiğim bi teklif geldi sıkıldım bu yemeklerden dedi
  evden çıktığımı belirten mesajı attıktan sonra
  onun ne yemek istediği ve nereye gidebileceğimiz konularında
  mesajlaşmaları sürdürürken
  henüz bir fikre sahip olmamamıza rağmen buluştuk
  ben biraz mahçup olduğum için
 ** pek gülümseyerek karşılamış olmam
  onun bana daha dikkatli bakmasına ve bir şey mi oldu sorusunu sormasına sebeb oldu
  ben her ne kadar iyi olduğumu söylesemde onun ısrarla
  -yok yok var bişeyler demesi
  ulaaan acaba bilge hakkında bişeyler mi biliyor
  bu işin içinde o da mı var diye düşünmeme sebeb oldu
  ben aslında ona herşeyi anlatacaktım bilge hakkında
  ama bu hali çekingen davranmama neden oldu
  ben muhabbeti değiştirmek adına
  -dersler nasıl diye sordum
  -kötü yaa konsantre olamıyorum hiç ders çalışasım gelmiyor dedi
  -niye dedim
  -ne bilim aklımda hep başka şeyler oluyor.dedi
  -ne gibi şeyler dedim
  -sen mesela dedi
  -benim ne işim var senin aklında dedim
  ters ters baktı
  -benim burda ne işim var hadi güle güle dedi
  ceketini giyme çantasını toplama aşamasında iken
  -alıngansın bugün dedim
  -sen de benim gitmeme aldırma o zaman dedi
  -ben alınmıyorum ki istersen gidebilirsin dedim
  -çok gıcıksın dedi
  -normalde böyle olmadığımı bildiğine göre bir arkadaş olarak görevin oturup derdimi dinlemektir çekip gitmek değil dedim
  -sen her arkadaşına böyle mi davranıyorsun dedi
  -sen her arkadaşım mısın dedim
  -söylediğin laf mıydı yani dedi
  -tamam sen de bana küfür et ödeşelim o zaman dedim
  -gerizekalı salak dedi
 ** -benim burda ne işim var hadi güle güle dedim
  güldü
  -ödeşmek için söylemedim  hakkaten geri-zekalısın sen dedi
  alınganlığı geçsin biraz yumuşasın diye
  -tamam aç bir gerizekıyım hadi yiyelim bişeyler dedim
  yemek siparişini verdik
  bu sırada siniri geçti
  arkadaşlarından okuldan derslerden bahsetti
  hiç bilge ile alakalı bir imada bulunmadı
  yurtta sıkıldığını
  bu dışarı çıkmanın hoşuna gittiğini söyledi
  arasıra böyle kibarlıklar yap dedi
  -tamam aklıma gelirsen yaparız dedim
  -ben sormayı unuttum galiba senin aklında ne var dedi
  -ne olacak okul ders memleket falan filan işte dedim
  -falan filanı aç bakim biraz daha dedi
  -annem babam falan filan işte dedim
  -biraz daha aç dedi
  gülümsedim
  -sen yoksun zorlama dedim
  -gıcıksın olm dedi
  -pardon anlamadım dedim
  telefonuma mesaj bildirimi geldi
  -hata mı yapıyorum acaba
  mesajı gönderen bilge
  bişeyler yazmam lazımdı
  heyecan bastı
  bizim kızın varlığını hiçe sayarak düşünmeye başlamıştım ne yazabilirim diye
  -sessiz düşünsen daha doğru olur dedim
  -nasıl olcak böyle sensiz de yapamıyorum dedi
  -benimle iken ne yaptın da bensiz yapamıyorsun dedim
  -bilmiyorum ama sana mesaj yazmak şimdiden iyi geldi dedi
  -senin için mesajlaşacak birisini bulmak zor olmaz dedim
  -nasıl yani dedi
 ** -türkiyede bir sürü yanlış numara var dedim
  elimden telefonu düşürmeyince bizim ki sinirlendi
  benim ona yaptığımın aynısını bana yaptı
  telefonunu uzattı
  -al benim telefondan ara  konuş ne konuşacaksan dedi
  bilgeyi bir kenara bırakıp
  -sen olm mu dedin bana az önce dedim
  -ne varmış arkadaşların olm demiyor mu sana dedi
  -tamam sadece arkadaşsak diyebilirsin dedim
  -özür dilerim dedi
  olm kelimesini kullanmıyor oluşu onun da bana olan arkadaşlıktan öte duygularının  belirtisi gibiydi ama
  benim aklım bilgedeydi
  zira ilk defa görür görmez vurulduğum
  ve gizemine hayran olduğum bir kızdı
  onunla mesajlaşmayı bıraktıktan sonra telefon elimden düşmemiş
  dualarımın liste başı olarak
  onun bir mesajını gözlemiştim
  duygulu yalancım ile konuşmam lazımdı
  ama aynı gereklilikle bilgenin mesajlarını da cevaplamam gerekiyordu
  bilge yine mesaj attı
  -kızdın mı bana
  bu mesaja cevap vermemiş oluşum sonucunda
  -rahatsız ettim özür dilerim mesajını atmasına sebeb oldu
  bir an önce isimsizden kurtulmam lazımdı
  -benim ders çalışmam lazım eve gitsem iyi olucak dedim
  -senin yalan söylemeyi bırakman lazım kiminle mesajlaşıyorsun sen dedi
  -bir arkadaş dedim
  bu sırada yine bilgeden mesaj geldi
  isimsiz buna tepki olarak
  -sana iyi arkadaşlıklar ben gidiyorum dedi
  -dur nere gidiyorsun desemde
  -başka bir arkadaşıma diyerek bastı gitti
  yemek yediğim yerden çıkıp
  otobüste ve evde sürekli bilge ye ne yazacağımı düşündüm
  -niye yazdın tekrar pek kararlı gibiydin dedim
  -pişman ettin yazdığıma dedi
  -benim de pişmanlığım oldu dedim
  -nedir dedi
 ** -sana fazla bağlanmak dedim
  -benim de mi pişman olmam lazım o zaman dedi
  -arayayım mı müsait misin dedim
  -babam evde konuşamam şimdi yarın görüşürüz istersen dedi
  -nerde dedim
  aslında telefon görüşmesi olduğunu bildiğim teklifine
  -nasıl nerde dedi
  -senin istediğin her yer olur dedim
  -buluşacak mıyız dedi
  -eğer istersen dedim
  nazını bir kaç niyazla halledip buluşmaya karar verdik
  **kalbime bahar geldi
  neşem aşkın doğasından
  gözlerime güneş açtı
  gülüşüm aşkın ışığından
  ellerime yaz geldi
  ter'im aşkın sıcağından**
  vakitlice yerimi aldım
  artık hazırdım
  birilerinin çıkıp
  nasıl makara yaptık lan sen demesinden tut
  onun karşıma geçip
  ben senin dua'n da bahsettiğin kişiyim demesine kadar
  oturduğum yerden kalkmama sebeb
  onun bana doğru gelişini farkedişim
  ne yapacağımı bilemeyişim
  ayak seslerinin yaklaşarak yükselmesi ile
  göğsümde beliren seslerin paralelliği
  uzatılan ellerin merhaba ile buluşması
  hafiften birer karşılıklı tebessüm
  heyecanlı halde heyecansız gözükme çabaları
  sonuçsuz kaldı
 ** aşikar olan heyecandan öte
  onun güzelliğiydi
  bir insan evladının gülümsemesinin
  dudaklar mı dişe dişler mi dudaklara bu kadar yakışmış ikileminde kalmak ile
  suratının neresine bakarsam bakayım
  hızla aşık olduğumu hissediyor oluşum
  aşktan öte göz gezdirdikçe hayran kalınan
  aşk müzesiydi bilge
  bir konu bulup konuşmak
  lafı uzattıkça uzatmak
  tam giderken tekrar lafa tutmak
  baktım hala gidiyor
  gitme diye yalvarmak geçiyordu içimden
  ama henüz bir giriş bile yapamamıştım
  nasılsın diye sorulmazdı ki bir meleğe
  bas baya iyiydi işte
  ama benim melek olmadığımı,o
  -nasılsın diye sorarak ispatladı
  şaşılacak şey
  mesajlaşırken bu kadar düşük olan çenelerimizin
  birbirimizi görünce sadece gülümsemelerden ibaret oluşuydu
  -iyiyim diyebilmek bile
  ulusa sesleniş konuşması kadar medeni cesaret gerektirdi
  -sevindim dedi
  -bende sevindim dedim
  -iyi olmana mı dedi
  -hayır seni görmüş olmama dedim
  utandı ama ben daha çok utandım
  -bende dedi
  -beni görmüş olmana mı dedim
  -hayır buluşma teklifi yapmış olmana dedi
  -bende dememle karşılıklı gülüştük
  bir espri daha yapmam lazımdı amk
  bu gülüşü tekrar tekrar görebilmek için
  -inandın mı gerçekten tesadüf olduğuna dedi
  sağıma soluma baktım
  hakaten lan kimse yoktu amk
 ** -inanmaya başladım desem bi kaç kere daha buluşur muyuz dedim
  -bilmem ispatlamak zorunda mıyım dedi
  -başka taktik mi bulmam lazım seninle buluşabilmek için dedim
  -taktiğe gerek var mı?sorarsın fikrimi söylerim dedi
  -tekrar buluşabilir miyiz dedim
  -ilk buluşmada yaptığın gibi hep diğer buluşmaların pazarlığını mı yapıcaksın dedi
  -bi söz alsaydım en azından bazı şeyleri anlamış olurdum dedim
  -ne gibi dedi
  -mesela buluşulabilecek birisi olduğumu dedim
  -zamanla görücez dedi
  biraz sessiz kalışımıza
  okulumun geyiği girdi
  zaten az çok bildiği okul durumum hakkında
  sorular ssordu
  derslerin zorluk derecesi
  öğreticilerden memnuniyet seviyem
  ikametimden duyduğum haz
  öğrenci evi geyiği
  ve bulunduğumuz ili nasıl buluşlarımız hakkında konuştuk
  benden 1 yaş 2 gün küçük çıkması
  aynı burç oluşumuz derken
  elinin derisinin biraz soyulmuş olduğunu farkettim
  -eline ne oldu diye sordum
  -deri değiştiriyorum espirisini yaptı
  -ne güzel yılan gibi dedim
  -sen bana yılan mı diyorsun dedi gözlerini kısarak
  -yok hayır yanlış anladın dedim
  -şimdi de anlayışsız mı demek istiyorsun dedi
  -hayır demedim öyle bişey dedim
  -buyur bakalım şimdi de sağır olduk dedi
  -ya ne alakası var deyince
  başladı kıs kıs gülmeye
 ** -şaka yaptım özür dilerim dedi
  -böyle şaka mı olur ölüyordum dedim
  -katil mi demek istiyorsun yoksa dedi
  bende hey allahım manasında gülerek başımı yana çevirdim
  içten içe gülmeye başlamam durduramadığım gülme krizine sebeb oldu
  komik olan bişey yoktu belki de o kadar gülünecek ama
  salak salak gülüştük işte
  3 saat konuştuk
  -ben artık gideyim dedi
  -bir daha ne zaman buluşuruz dedim
  -çiçek almayı unutmayacağın bir zaman dedi
  anlaşılan o ki ilk buluşmaya çiçekle gitmem gerekiyormuş
  -sen yanlış anlarsın diye almadım dedim
  -niye yanlış anlayayım dedi
  -seni yanlış anlarlar diye de getirmemiş olabilirim dedim
  -başka bahanen var mı dedi
  -heyecandan unutmuşum özür dilerim dedim
  -bir daha ki sefere çiçek getirip heyecanını kaybedeceksen de buluşmayalım dedim
  -tamam söz heyecanlı getireceğim dedim
  -o zaman anlaştık dedi
  -ne zaman buluşuruz dedim
  -al sana mesajlaşma konusu.dedi
  -tamam görüşürüz o zaman dan sonra yanımdan ayrıldı
  arkasından bakarken
  bana bir kez daha bakması umudum
  5 saniye sonra umduğumu buluşuma neden oldu
  gülerken el sallayan biri olarak poz versem
  aşkın üzerine konmuş bir kelebek resmi çıkardı herhalde
  mesajlaşmalar da hiç durmadı
  bu buluşmadan duyduğum memnuniyeti
  ifade etmeye çalışırken
  onun her yazdığı olumlu cevaplar salak salak gülücükler saçmama sebeb oluyordu
  hayırdır kelebek diye soran ev ahalisine
 ** -arkadaşın birisi fıkra anlatıyor dedim
  -ne fıkraymış bize de anlat dediler
  -bu fıkra anlatılmaz yaşanır dedim
  -ooo yeni kız mı ayarladın,olm bak ben de kız arkadaşımdan ayrıldım boştayım haberin olsun kuzeni benim diyerek kafamı ütülediler
  -tamam olm utandırmayın amk dedim
  hayırlı olsunları erken de olsa kabul ettim
  -yine mi öldün sen dedi bizim kız
  çaldırıp kapattım
  aradı hemen
  -konturum bitti kusura bakma dedim
  -ne zaman alırsın dedi
  -babam parayı yatırsın alırım dedim
  -yemek yedin mi dedi
  muhtemel yemek teklifine
  yeni bir kız arkadaşı olma arefesinde olan birisi olarak
  -yedim dedim
  -ee napıyorsun dedi
  -ders çalışcam dedim
  -iyi kolay gelsin sana o zaman dedi
  -sağol sanada deyip telefonu kapattıktan
  3 dk sonra onun tarafından bana gönderilmiş konturları gördüm
  -şimdi ne yalan bulacaksın bakalım diye de mesaj gönderdi



 ** o da haklıydı
  duygusal bağdan öte bi alışmışlığı vardı bana
  burda güvenebileceği ve en iyi tanıdığı kişi bendim
  en azından benim tarafımdan gelebilecek zararlar için
  şikayet edebileceği bir mercii vardı.
  ama işin boktan tarafı
  benim sürekli olm bu kıza bana aşık mı oldu acaba sorusunu sık sık soruyor olmamdı
  nasıl anlanırdı ki bu
  her mesaj yazan bana aşık değildi
  can sıkıntısını benimle gideriyor olabilirdi
  ben ki onun babasının vefatından dolayı onunla ilgilenmiş
  onu teselli etmiş birisiydim
  benim bu iyiliğim ve diğer yaptığım yardımların
  sürekliliğini görünce
  bana güvenmiş ve iyiliğimi ister olmuşta olabilirdi
  her ne olursa olsun
  mevzu bahis kişi sağı solu belli olmayan bir yalancıydı
  göndermiş olduğu konturları geri yollasam çenesi ile uğraşılmazdı
  -sağol yazıp gönderdim
  -anlaşıldı konuşmak istemiyorsun görüşürüz yazarak cevapladı
  hep sitem amk
  -ders çalışmam lazım dedim de duymadın galiba dedim
  -tamam dedi
 ** dersi gerçekten çalışmam lazımdı ama
  bilge ile mesajlaşmak varken hiç de cazip bir teklif değildi kendime
  -ben seni çok özledim ki dedim
  -daha 3 saat olmadı nasıl özledin dedi
  -düşün ki 1 ömürdür susuzum ve sonra bir yudum sen içmişim susuzluğum gider mi sence dedim
  -ben bir yudum ile doymuş mu oluyorum o zaman dedi
  -özlememişsin o zaman dedim
  -hayır ama bir çeşme bulmuş olabilir dedi
  -eğer o çeşme ben isem sularım hiç boşa akmasa dedim
  -babam evde yok dedi
  bu beni ara anlamına geliyordu
  sağolsun yalancının gönderdiği konturların da faydası ile aradım
  bir insanla 1 buçuk saat telefonla konuşmak
  konuşma sonrası hiçbişey hatırlamamak
  ama sebebini bilemeden gülümsemek
  ne güzel lan bunun sesi demek
  gözleri bir yere dikmek
  bakılan yeri değil düşünülen şeyin
  rüyasını açık gözlerle görmek
  sonra lan kelebek yemek  soğuyor amk la rüyadan uyanmak
  kızmamak
  aşkın verdiği hiperaktivite ile yataktan
  eksantirik şekilde kalkıp
  heyecanla salona geçmek
 ** salçalı makarnayı görünce
  yemek yemek zorunda olan bünyeye küfür etmek
  tüm bunlara rağmen sevebilmek için sahip olduğum bünyeye ve nimetlere şükür edip
  yemeği yedikten sonra
  dışarı çıkıp evleri mahaline varıp
  telefonun mesaj kısmını açtım
  götüm buz tutarken
  -çok üşüdüm mesajını yazıp bilgeye gönderdim
  -nasıl üşüdün ya dedi
  -çok soğuk hava dedim
  -petekler mi bozuldu??yazdı
  -peteklere uzağım şimdi dedim
  -ne diyorsun kelebek dedi
  -beni ısıtacak başka bişeye daha yakınım dedim
  -neye dedi
  -gözlerine dedim
  nerdesin sorusuna cevap olarak aşşağıda dememin ardından
  perdeyi aralayıp aşşağı baktı
  -biraz abarttın git dedi
  -pardon özür dilerim dedim
  -çok asılıyorsun ama dedi
  -kusura bakma deyip ordan uzaklaşıyordum ki yine mesaj geldi
  -yaa hemen niye gittin diye
  -vallaha mı 2 dakikaya aşşağıda olurum yine dedim
  ama heyecan yapıp hızlı gittim
  bu sırada bir amca
  hayırdır bilader dedi
 ** zira apartmanlarını boydan boya geziyordu gözlerim
  -bi arkadaşı bekliyorum abi dedim
  bişey demeden girdi apartmana
  bilge ile tekrar göz teması sağladık
  eliyle git artık işareti yaptı
  gülümseyip göbek hizamda el sallayarak ordan uzaklaşıp eve doğru giderken
  -babamı gördü mü seni dedi
  -babanı tanımıyorum ki dedim
  -az önce eve çıkan dedi
  -hadi ya gördü ne yapıyorsun bile diye sordu dedim
  -sakın??
  -tabi ki hayır bir arkadaşı bekliyorum dedim
  -iyi hala aşşağıda mısın diye bakmıştı dedi
  -yakışıklı adam mış dedim
  babasının onu ne kadar sevdiğini
  bilge için bir otobüs şoförünü
  bilge inmeden hareket ettiği için dövdüğünü anlattı
  kısacası biricik kızıydı babasının
  seveceksen bu gerçekle sev demek istediğini o an anlayamamıştım
  geçen günlerde her fırsatta bilge ile buluşmaya çalışıyor
  bazen başarıyor ve mutlu oluyor
  bazen daha ısrarlı yalvarmam gerektiğini düşünüyordum
  ikinci buluşmada da çiçek almayı unutup
  onun hatırlamamasını dua etmem sonucu buluşma süresince
  dualarım kabul olsada
 ** daha sonra hatırlaması ile ağzıma şaka ile karışık sıçtı
  -sende unuttun demek ki gerçekten istememişsin dedim
  -son dakika da bir yerinden çıkarıp buyur canım demeni beklerdim dedi
  ama çıkartmamı beklediği yer sanırım götüm değildi
  yalancı ile mecburen mesajlaşıyordum
  genelde o soruyor
  ben cevaplıyordum
  onun konuşmalarında olm kelimesini ısrarla kullanmaması
  normal arkadaş olmaktan daha fazlasını istediğini düşünmeme sebeb olduğu için
  vakit geçmeden bilge hakkında onu bilgilendirmem gerekiyordu
  bunu yüzyüze söylemektense
  telefonla söylemeye karar verdim
  yüzyüze söylersem duyduktan sonra ki suratının şekli beni vicdan azabına sokabilirdi çünkü
  -aa hayret aramazdın sen hayırdır kelebek dedi..yalancı
  -bi halını hatrını sorayım diye aradım dedim
  -iyiyim sen nasılsın dedi
  -çok mutluyum dedim
  -benimle konuştuğun için mi derken gülümsediğini hissettim telefonda
  -seninle konuşmak güzel olmasa aramazdım.ama hiç olmayacağını sandığım bişey oldu dedim
  -hayırdır dedi
  -bi kızla tanıştım dedim
  -eee oldu tepkisi
  -2 haftadır görüşüyoruz dedim
  -iki hafta mı?? sorusunu sorması kendisinin olmadığını anlamasına sebeb oldu sanırım
  -alla alla merak ettim şimdi dedi
  uzatmaya gerek yoktu
 ** -ismi bilge tanıştırırım seni dedim
  -tamam inş mutlu olursun çok isterim mutlu olmanı dedi
  -sağol dedim
  -sen sağol olm sağol ki mutlu ol hakediyorsun dedi
  konuşma monotonlaştı
  fazla soramadı onun hakkında
  kapattık telefonu
  mesajlarında ki isteriklik azaldı
  okula gidiyor
  yalancıyı görüyor onun beni görmezden geldiğini farkediyordum
  bilge ile olan kaçamak buluşma
  ve özgürce sınırsız mesajlaşmalarımız devam ederken
  gün geçtikçe bağlanıyordum
  1 hafta geçmeden yalancı kız okulun cafesinde yanıma geldi
  -nasılsın dedi
  -iyiyim sen nasılsın dedim
  -eh işte aynı şeyler seni gibi hayatıma yeni şeyler katamıyorum dedi
  ben bilgeden bahsettiğini anlamadığım için
  -nasıl yeni şeyler dedim
  -sevgili falan işte tek yoğunlaşabileceğim şey okul kaldı dedi
  -bulursun birini sende dedim
  -sevmek zor şey kelebek dedi
  -sevmek ne kadar zorsa sevgisiz yaşamakta o kadar zor dedim
  -bak bunda da anlaşamadık tek ortak notkamız yaşıyor olmak galiba dedi
  -bir de aynı memleketteniz dedim
  -olm baya ortak noktamız varmış lan aslında dedi
  -evet olm varmış lan dedim
  -ilginç dedi
 ** -nedir ilginç olan dedim
  -sen git farklı zamanlarda farklı yerlerde doğ,
  yaşa yaşa yaşa büyü bir kalbin olduğunun farkına var,
  sevgiye ihtiyacın olduğunu hisset,
  çevrendekilere imrenerek bak,
  benim ki nerde lan de,bekle bekle bekle
  bazen yanlış gelmişlerle heyecanlan,bazen kimin doğru olduğuna şaşır
  tamam lan budur herhalde de
  sonra alış bağlan sev
  ama senin budur'un onun budur'u olmasın
  hayat zor be kelebek
  sevmesi de zor yalnız kalması da
  ama işin iyi yanı ne biliyor musun dedi
  -neymiş dedim
  -en azından yalnızlıkla daha fazla tecrübem var dedi
  -böyle konuşma ama beklenmedik zamanda gelir aşk.benim ne kadar beklediğimi sen biliyorsun dedim
  -hakkında hayırlısı olsun konuşuruz sonra bana onu anlatırsın dedi
  -tamam görüşürüz deyip
  okul çıkışı bilge ile eve dönmesi gerektiği için 10 dk kadar görüştük
  babasının bu konuşmayı tesadüfi olarak gördüğünü
  bilge mesajla bana
  -babam görmüş o kimdi diye sordu diyerek dile getirdi
  beni daha önce evinin önünde görmüş olmasına rağmen tanımamış olması sevindiri haberken
  bilgeyi sorguya tutup
  görmeyeyim bir daha diye uyarması da buluşmalarımızın seyretleşmesine
  ve daha dikkatli davranmamıza sebeb oldu
  biz daha dikkatli olsakta
  babası da bir erkek olarak durumun farkına vardığı için
  o daha dikkatliydi
 ** bilge ile bir süre hiç buluşmamaya karar verdik
  sadece mesajlaşmak ve uygun zamanlarda telefonla görüşmek
  hiç bitmesini istemediğimiz bir ilişkinin devamlılığı açısından dahiane bir fikir olarak gibi gözüküyordu
  bu zaman aslında benim de işime geldi
  derslere çalışma fırsatı yakalayıp
  mesajlaşıyor mesajlaşmadığım zaman ders çalışıyordum
  onun seni çok özledim deyişi
  ''bende'' kelimesi hissettiklerime bakılırsa çok sıradan duruyordu
  seni özledim i
  'gönül dünyamın görünmeyen kahramanı
  gelmemiş baharın solmayan açanı
  derinlerde kalbimin boy verdiği sığınağı
  aşılmaz sandığım  beyebanların tek adımı'
  gibi sözlerle dile getirebiliyordum ama
  henüz kreş çocuklarının bile söyleyebildiği
  basit bir seni seviyorum u söyleyemiyordum
  gözlerim söylüyordu
  kalbim söylüyordu
  elim,ona yürüyen bacaklarım dillenmişti de
  bir dilim döndüremiyordu o lafı
  bir hafta dayanabildik birbirimissizliğe
  ben artık dayanamıyorum a
  olumlu cevap gelince
  buluşmaya karar verdik
  güya alışverişe çıkan bilge
  alacaklarını aldıktan sonra
  park denilebilecek bir yere geldi
 ** gülümseme
  buluşmadan memnuniyeti belirten yüz ifadeleri derken
  oturmaya karar verdik
  havanın soğuk oluşuna benim heyecan eklenince
  dizlerimden başlayan titreme kalbime kadar gıdıklıyordu beni
  iyi ki buluşmuştuk
  bir gözüm sürekli çevrede iken herşey normal gözüküküyordu
  artık gitmem lazım
  biraz daha
  tamam 3 dk olmadı 5 derken 10 olunca
  benim ilgim çevreden dağılıp tamamen bilgeye yoğunlaşmıştı
  hiç hoş olmadı
  telefonu çaldı
  -babam arıyor sessiz ol dedikten sonra cevapladı
  20 metre ilerde sabit duran bir erkek
  kızını arıyor
  çabuk yanına gelmesini söylüyor
  sevdiğim kız ne yapacağını bilmez halde bana görüşürüz bile diyemeden
  kıpkırmızı bir şekilde
  babasının yanına gidiyordu
  ben sadece nereye bakacağımı değil
  ne yapacağımı şaşırmış bi halde iken
  gittiler mi diye baktığımda babasının bana doğru gelişi ile ayağa kalkma mecburiyetinde kaldım
  yanıma yaklaştı
  bilgenin yeterli derecede bizden uzaklaştığını görünce
  bir daha görmemesi gereken şeyin
  benim kızının yanımda oluşum olduğunu söyledi
  ne denirdi ki
  -tamam dedim
  -bir daha uyarmam dedi
  benim onun gözlerime yansımam ile
  bilgenin gözlerine yansımama arasında dünyalar kadar fark olduğu aşikardı
  derin bir nefes alışıma sebeb ise gitmesi oldu
  o gidince bilge ile arasında ki mesafeden faydalanıp mesaj attım
  -kusura bakma keşke gideyim dediğinde uzatmasaydım dedim
  -bende kalmak istedim senin suçun yok dedi
  -inş bişey demez dedim
  -inş dedi
  ama bu duamız tutmadı
  bağırmış çağırmış fırçalamamış
  bi kaç yasak koymuş
  ben bunlardan duyduğum üzüntüyü dilediğimde
  -üzülme sana değer dedi
  bu bile gurur verici idi
  nasıl olmasın sevdiğim kişi tarafından değerli birisiydim

1 yorum:

  1. Kelebek, yine kalbimin içine edilecek bir yazı gibi geldi bana bu yazı. Anlatsam mı Anlatmasam mı zaten psikolojimi bozu. Hadi hayırlısııııı

    YanıtlaSil