28 Eylül 2012 Cuma

anlatsam mı anlatmasam mı 10


**ertesi gün yine otele çalışmaya gittim
   ebruda öğlenden sonra geldi
   üstümü değiştirmeye gitme saatime kadar kitap okudu
   mesaj attım çıkmama yakın
   -dışarda bekleyeyim mi diye
  bara su almaya gelip
  suyu alırken
  -bekle dedi
  dışarı çıkıp biraz otelle aradaki mesafemi açtıktan sonra beklemeye başladım
  onun da otelden çıktığını görüp kendimi farkettirdikten sonra
  yavaş adımlarla yürümeye başladım
  bir süre sonra bana yetişti
  yine sessizce yanımda yürümeye başladı
  kim söz gümüşse susmak altındır dediyse bok yemiş amk
  konuşmamız lazım işte
  -nasılsın dedim
  -iyiyim teşekkürler sen nasılsın dedi
  -sen iyiysen bende iyiyim dedim
  -dün gece uyuyabildin mi dedi
  aslında uyudum ama
  sanki uyudum desem vurdumduymaz gibi görüneceğimi düşünerek
  -eh işte biraz.sen uyuyabildin mi dedim
  -pek sayılmaz dedi
  -olan oldu artık ebru yanındayım merak etme dedim.
  -yanlış zamanda oldu ama dedi
  -bırak tek yanlışımız bu olsun üzme kendini dedim
  -yanlış anlaşılmış olmaktan korkuyorum.dedi
  -hata senin değil ben ileri gittim özür dilerim dedim
  ebru elinde hiç koz kalmamış batak oyuncusu gibiydi
  onu bu durumdan kurtarmak benim görevimdi
  ama lafla anlatılacak veya kapatılabilecek bir konu değildi
  tek yapabileceğim zamanla onun bu pişmanlığını unutturmaktı
  ben alacağımı almış
  onun bakire olduğunu ve onun için ilk olduğumu öğrenmiş olmanın gazıyla daha da çok bağlandım ebruya
  olayları eski seyirine döndürmek gerekiyordu
  tekrar okula gitmesine sayılı günler kalmıştı
  ve her buluşmamızda
  her konuşmamızda
  ikimiz de pişman pişman olamazdık
  gün geçtikçe paylaşımlar çoğaldığı için
  üzerinde konuşulası konu sayısı da artıyordu
  bu olay da en azından bir konu olarak kalmalıydı
  ikimizin geleceğinin akıbeti için şimdiki durumdan kurtulmak gerekiyordu
  en azından ankaraya onu bu psikoloji ile gönderemezdim
  ilk adımı ben kendim gibi davranmaya başlayarak attım
  -bende hap atsa mıydım acaba hamile kalmam dimi dedim
  -offf dedi üzüntülü gülümsemesi ile
  -hamile kalırsam anne mi olurum baba mı dedim
  -sus lütfen dedi
  -haptan başka kaldı mı dedim
  -ne yapacaksın dedi
  -bir daha lazım olmaz mı dedim
  -çok kötüsün kelebek dedi
  hızlı adımlarla yürümeye devam etti
  arkasından yetişip
  -alınganlık yan etkisi yapıyor galiba bu hap dedim
  -dalga geçme o konuda o zaman dedi
  -tamam affet sahibini dedim
  -tıp dünyasına acıyorum kötü espri yapanlar için bir ilaç bile bulamadılar daha dedi
  ayarı yedik.ama en azından biraz gülmüştü
  konu dağılmıştı
  ben yanında yürümeye devam ederken
  elimi tuttu
  -affettin olarak algılıyorum bunu dedim
  -şansını zorlama dedi
  -benimle birşey içmek izter misiniz zor bayan dedim
  -ben ısmarlarsam olur dedi
  -paran var diye artislik yapma bende çalışan birisiyim dedim
  -sana birşey ısmarlamak için işten mi kovdurayım seni dedi
  vay amk.şaka yapıyor olsa bile gurur kırıcıydı lan bu.
  -tamam içmiyorum dedim.
  -off tamam sen ısmarla dedi
  bir yere gittik
  birer çay içtikten sonra onu eve bırakıp bende
  üstümü değiştirmek için eve gittim
  sonra otele geçtim
  akşam gelen bir mesajla ne bok yiyeceğimi şaşırdım
  -anneme herşeyi anlattım kelebek
  iyi bok yedin amk.çok iyi bok yedin
  ben nasıl bakacağım kadının suratına bir daha
  -herşey derken onu anlatmadım umarım dedim
  -onu da anlattım dedi
  -alanyayı terk etmemi istiyorsun sanırım dedim
  -babama anlatmayacak söz verdi dedi
  -ebru yaptığının doğru olduğunu sanmıyorum dedim
  yaa amk..anneye bu anlatılır mı??
  mesaja cevap verme süresi uzadıkça daha da sinirlendim
  -merak edilecek birşey yok korkma dedi
  hay korkularımın amk.
  çok yüksek bir yerde,karanlıkta,dar bir kutunun içine,yılanlar ve örümceklerle aynı yere koydu beni
///
***
   **sen adamların kızını kendine aşık et
   aklını başından al
   ailesi yerine sürekli seninle olmak istesin
   otellerinde işe başla
   sonra kızlarının namusunu da al
   sonra merak edilecek birşey yok diye kendini avutmaya çalış
   babası geldi bara
   -bir soğuk su verir misin kelebek dedi
   elim ayağım titredi amk.
   yoksa adam kızının başına gelenleri duydu da
   herşeyin üzerine bir soğuk su mu içmek istiyordu
   beni öyle görünce
   -bir şeyin mi var kelebek hasta gibisin dedi
   bu ne demekti lan şimdi laf mı çarpıtıyordu bana
   -yok iyiyim saolun dedim
   -bir şey varsa söyle dedi.ağzımı ararcasına
   çok heyecanlandım piçler.çapraz sorguda hissettim kendimi
   çok normal bir su isteme olayı bile beni paranoyak yaptı
   tamam eyvallah babası bilmiyor gibi gözüküyordu ama
   bi de annesi var daha
   akşam yemeği için yine benim çalıştığım otele geldiler
   zaten personelde bana şaka yollu takılmaya başladı
   seni hiç yalnız bırakmıyorlar diye
   hakaten amk.iki dakika rahat bırakın da çalışalım
   onlar otele girdikten sonra
   ellerimde ayaklarımda bir güç kesilmesi oldu
   fıçıdan bira doldurmak için bira bardağını havada tutacak kadar bile kas yokmuş gibiydi kollarımda
   göz göze gelmemek için selam bile vermedim
   onlar oturdular
   bizimki biraz oturduktan sonra yanıma geldi
   -nasılsın diye bişeyler soruyor ama
   benim gözüm masada acaba annesi babasına telaşlı telaşlı birşeyler anlatıyor mu diye
   bu arada ebruya da cevap verdim
   -büyük harflerle hiç iyi değilim ebru dedim
   anladı kızgın olduğumu
   -tamam sorun yok aşkım rahatla lütfen dedi
   -ebru sonra konuşuruz git şimdi lütfen dedim
   ben ebruya bunları anlatırken anne ve babası konuşuyorlardı
   bir ara babası masadan kafasını çevirip bana baktık
   hemen barın içine eğildim
   paranoyam bu boyutlara çıkmıştı
   sanki rakip taraftarın arasında kendi takımımın forması ileydim amk.
   herkes bana bakıyor gibiydi
   yemek sonrasına kadar kabus gibi geçti
   yemek sonrası masaya davet edilince
   kabus gerçek hayatla karışmaya başladı
   hiçbirşey yokmuş gibi davranması gereken ben iken
   bunu başarabilen annesi ve babasıydı
   ben henüz gözlerimi annesinin gözleri ile şahsen tanıştırmamıştım
   uzaktan bana baktıkları belliydi ama
   ben tanıştırmama konusunda ısrarcı oldum
   bir kaç tane soru sordular bana
   -alışabildin mi.memnun musun falan filan işte
   ama bu soruların hepsinin altından bir anlam çıkarmaya çalıştım
   içimde hep ne zaman sadede gelecekler acaba
   beni neden çağırdılar ki amk masaya diye düşündüm
   -yaz sonu tekrar tatile gideceğiz.senin için patrondan izin aldım dedi.benim patron
   vay amk.biz iyi yere kapak atmışız
   -patron izin verdiyse benim için sorun yok dedim
   -ne zaman gideceğiz dedim.
   -3 gün sonra dedi
   -yaz sonu erken geldi biraz dedim
   ebru ayağıma vurdu bok yeme amk.tatile gidiyoruz işte dercesine
   -tamam ben işimin başına döneyim dedim.masadan kalktım
   klasik mesai arkadaşları merakı ne konuştunuz sorularına
   -3 gün sonra işten kovuyorlar dedim.
   -hadi lan dediler
   -üç. gün sonra işe gelmeyince görürsünüz dedim
   gece bitti
   ebruyla gece konuşup bir güzel azarladım.
   ona göre herşey normal amk.
   sonraki gün kandırdı beni kızgınlığım geçti
   kimse o konu üzerinde durmuyordu
   tatil de yaklaşıyordu
   biraz aramız normale döndü
   artık o konuyu biraz kapatmışa benziyorduk
   normal olarak öpüşmeler başladı
   ama sadece normal öpüşmeler
   ve o güne geldik
   ben hazırlanıp evlerinin önüne geldiğimde ilk sürprizi gördüm
   biladeri gelmiyordu ebrunun
   arabaya binip tatil yerine gittik
   kemer
   ben matematik hesablamaları içinde iki bilinmeyenli denklemle boğuşurken
   bir anahtar ebrunun eline verildi
   diğer anahtarı onlar aldı
   ben nereye gideceğim  konusunda kararsızken
   ebru
   -centilmen ol biraz benim valizi de taşı dedi
   tamam eyvallah taşıyalımda bana yatacak yerin yok gibi davranmayın amk
   aynı kattaki odaya çıktıktan sonra
   annesi ve babası kendi odasına girince
   ve anahtar sayısı bire düşünce bende nerde kalacağımı öğrendim
   içeri girdik
   kapıyı kapatıp kilitledi ebru
  //
 //
   **ne salakmışım farkedemedim dedim
   -neyi farkedemedin dedi
   -neyin peşinde olduğunu dedim
   -neyin peşindeymişim ki dedi
   -şimdi nedir bu tatilde aynı odada kalma muhabbeti?geçen sene izin vermeyip
   bu sene babanın bana tatil teklif etmesi ve üstüne aynı odada kalmamıza
   izin vermesi tam da biz cinsel ilişki yaşadıktan sonra.
   bunların hepsinin tesadüf olduğunu sanmıyorum.doğruyu söyle babanda biliyor mu dedim
   -ben anlatmadım yemin ederim dedi
   -annenin anlatmış olma ihtimalini kaldıracak bir yemin edebilir misin dedim
   -bana anlatmayacağını söylemişti ama dedi
   -bundan sonra kendi başına karar alırken beni de içine düşüreceğin ihtimalleri hesabla ebru dedim
   -ben banyoya giriyorum dedim.
   valizden gerekli şeyleri aldıktan sonra duşa girdim
   tahmin ettiğiniz gibi çok zevkli birşey değildi ebru ile aynı odada olmak
   tamam iki sevgili olarak süper gözükebilir ama
   yan odada annesi ve babasının olduğunu bilmek pek eğlenceli değildi
   ben banyoda iken
   kapıya gelip
   -ben annemlerin yanına gidiyorum akşam ne yapacağız bir sorayım dedi
   -tamam dedim ben devam ettim duşa
   dışarı çıktım ebru odada yoktu.ama her an içeri yabancı biri girebilir diye
   banyoda giyinmiştim üstümü
   yatağa uzandım ebruyu bekledim
   ne yapacaksak ona göre giyineyim diye
   biraz içim geçmiş uyuyakalmışım ebru geç kalınca
   uyandığımda o da bana sarılmış yatıyordu
   sadece gözümü açarak uyandım o farketmedi
   başı göhsümde olduğu için
   o halinden bile ne kadar sevildiğimi biliyordum
   hiç bozmadım uyuyormuşa devam ettim
   o beni yanağımdan öperek kalktı
   o öpünce bende gözümü açtım
   havlusunu alıp o da banyoya gitti
   arkasından bende kalktım
   banyonun kapısına geldim
   kapı kapalıydı banyonun o içerdeydi
   üstünü çıkarma süresi verdikten sonra
   -ebruuu çok sıkıştım kapıyı açsana dedim
   -yaa çıplağım şimdi ama dedi
   -sanki görmedim ne olacak aç dedim
   -olmaz bekle dedi
   ısrarla kapıyı vurmaya devam ettim
   -offf tamam diyerek kapıyı açtı
   ama çıplak değildi üstünde havlu vardı
   -hadiii dedim
   -ne hadi dedi
   -dışarda bekler misin lütfen dedim
   dışarı çıktı
   ben biraz oyalandıktan sonra sifonu çektim
   çişim yoktu ki amk.piçlik peşindeyim
   kapıyı açtım
   üstüne sardığı havluyla beni bekliyordu
   havlunun bir kenarına ellerimi silerken
   pis pis de gülüyordum ona bakarak
   o ise bir an önce banyoya girme telaşındaydı
   havluya elime yeterli kavramayı yaptıktan sonra
   asılarak kendime çektim havluyu
   dayak yiyeceğini anlamış boksörler gibi sarıldı bana
   -çok kötüsün yaa dedi
   -bi kere öpmezsen bırakmam dedim
   -öpmem dedi
   -o zaman ben öperim dedim
   -bi kere ama dedi
   -lan pazarlığı mı olur bu işin istediğim kadar öperim dedim
   yanağından başlayıp dudağını son durak olarak belirlediğim öpüşme serüvenine
   o da dudakta kaldığım yerde devam etti
   biraz öpüştükten sonra
   -izninizle kelebek bey dedi
   -buyrun hanfendi dedim ama havluyu da bırakmıyordum
   -ver şunu yaaa dedi yalvaran gözlerle
   -onsuz git ne olacak dedim
   mahrem yerlerini eliyle kapatarak içeri kaçarcasına girdi
   -nereye gidecek mişiz dedim kapının dışından
   -restoranın birine gideriz dedişer plan yokmuş dedi
   bende biraz daha uzandıktan sonra
   üstümdekileri çıkarıp akşam için giyindim
   o banyodan çıkınca
   saç için gerekli zamanı ayırdıktan
   ve dişleri macunladıktan sonra
   ebrunun üstünü giyindikten sonra banyoyu ona teslim ettim
   o da saç baş derken dışarı çıkmaya hazır hale geldik
   onların kapısını çaldık aşşağıda bekleyin geliyoruz dediler
   lobiye inip oturduktan sonra
   onlarda hazırlanıp aşşagı indiler
   hala bize baktıkları zaman utanıyordum
   alışmam baya uzun sürecekti bu genişliğe
   ama hayat süperdi lan
   tam sonradan görme bir piç haline geldim
   böyle düşünmemin sebebi onlar için çok normal olan
   tatile gitmek
   lük restoranlarda yemek yemenin benim için daha önceki hayatımda hayallerde olmasıydı
   çok güzel bi kız arkadaş
   zengin bir aile
   imkanlarda sınır yok
   paramız kısıtlı şunu yapamayız tasası yok
   ne güzel hayat amk.
   ben ömrüm boyunca çalıştığım parayı yemeden içmeden biriktirsem alamam o otelin birisini.
   restorana gittik
   yemeği yedik
   sahile nazır bir restoranda
   ben hala çekingenken
   onların eğleniyor gözükmesine
   bende bukelemum hormanlarımı salgılayarak ayak uydurdum
   yemek üstü içkiler içildikten sonra
   kısa bir kemer çarşı turundan sonra
   otele döndük
   hızını alamamış olan aile bireyleri
   odaya davet etti bizi
   biraz da orda oturduktan sonra
   gerilmeye başladım
   birazdan kızları ile bir gece geçirecektim
   vay amk.kızıma ne yapacak acaba diye düşün müyorlar mıydı acaba
   tahmin edin ebru annesi ve babasına ne diyerek izin istedi
   neyse amk.bir sürü küfür edersiniz şimdi burda bırakılır mı diye.
   ebru
   -sizin yapacak işiniz vardır bize müsade dedi.hadi gidelim kelebek dedi.
   ebru diye başlayıp ebenin diye devam eden sonuna ne koyacağımı akıl edemediğim bir sözcük kıtlığına girdim
  //
 //
  ** o saçmalıkla
   -biraz daha oturalım dedim
   4 senedir beni tanıyan ve artık oğlu olarak kabullenmiş annesi
   -uykun yoksa otur oğlum biraz daha dedi
   -henüz yok dedim.ebruya da dönerek
   -uykun varsa seni odaya bırakayım dedim
   -iyi olur dedi
   benim amacım altında kaldığım yükün altından kurtulup üzerimdeki kötü bakışlardan arınmak
   yoksa uykum olmadığından falan değil
   annesi ve babasını eğer rahatsız ediyorsam biraz daha rahatsız edecektim ama
   en azından onların gözünde abaza olmayacaktım
   annesi ve babasının kapısını açık bırakarak
   ebruya odaya kadar eşlik ettim
   -nasıl uykun yok yaa dedi
   -uykum var ama bunun için izin isteme şeklim farklı sen kendi iznini aldın.ben de izini alıp gelirim.iyi geceler sana dedim
   odaya tekrar döndüm
   annesi ve babasına
   -rahatsız etmiyorum değil mi dedim
   -hayır hayır otur dedi annesi
   sonra konuşmaya başladık
   onların esnemeye başlaması için aradan yarım saat geçti
   ben yeşil ışığın yandığını görünce
   -izninizle bende yatayım artık dedim
   -iyi geceler dediler
   ama içimde kendimi onlara bu gece birşey yapmayacağıza inandırma çabası vardı
   çok aptalca ama yine de dedim.
   -çok yorulmuşum bugün.tatil yapmak çalışmaktan daha yorucuymuş dedim.
  hem esneyerek hem yavaş adımlarla yorgun gözükmeye çalışarak odadan ayrıldım
  gerdeğe kızın annesi ve babası tarafından uğurlanmak kadar bi genişlik mi var amk.
  hoş beni 4 senedir tanıyorlardı
  onlara hiç saygısızlık etmedim
  muhtemelen ebru gece gündüz benden bahsediyordu
  ilk geceyi bile anlatmakta sakınca görmediğine göre
  gerisini siz düşünün artık
  geçen seneki tatile izin vermemişti babası ama
  bu sene izin veriyorlardı
  genelev kadınının işine alışması gibi genişledi bana olan güvenleri
  bizim odaya girdim  
  ışıklar sönmüş
  yatak odasına geçtim
  klima çalışıyor
  ortam sessiz
  ebru yatıyor gözüküyor
  ben nereye yatacam tabiki yanına
  yoksa beni elde ettikten sonra benden sıkıldın mı diye düşünüp yarın kavga malzemesi olarak kullanmaz mıydı?
  üzerimdeki kot u çıkardım.t shirtü de çıkarıp başka birini giydim
  yatağa sessizce uzanıp çarşafın altına girdim
  ebru uykuyu 5 geçe durumuna gelmiş
  biraz uyanır gibi olarak bana sarıldı
  yine uyumaya devam etti
  bende yatmaya çalıştıktan sonra aklıma kurt düştü
  şimdi ne olur ne olmaz
  bir şekilde annesi veya babası odaya girer
  beni boxerla görür rezi oluruz diye düşündüm
  nedense ben onlar kadar rahat olamıyordum
  yataktan tekrar kalkıp
  bir şort geçirdim bacağıma
  sonra yerimi tekrar alıp
  yattım
  sabah yine ebru bende önce uyanmış
  bana sarılmış vaziyette öpme destekli beni uyandırmaya çalışıyordu
  uyanık halde biraz daha yatakta kaldıktan sonra
  ebru kalkıp üstünü giyinerek annesinin odasına gitti
  hem kalkmamışlarsa kaldırmak
  hemde kahvaltıya gitmek için
  ebru geri geldiğinde ben hala yatıyordum
  -hazırlar mı dedim
  -yarım saat sonra dedi
  -gel bakayım buraya yarım saatimiz varmış değerlendirelim dedim
  -dün gece o hakkı kaybettin dedi
  -iyi o zaman boş boş otur orda yarım saat dedim
  -istediğim yerde otururum dedi yanıma gelerek
  o da yatağa uzandı
  dokunmak istedim
  izin vermedi elleriyle
  daha çok hoşuma gitti bu nazı
  öpmek istedim
  tavır yaptı bakire rahibeler gibi
  tamam naz iyi güzel hoşta zaman geçiyor amk öptür işte
  zaten yarım saate sığacak değil asli mevzumuz
  ön sevişmenin zamanından çalmayalım dimi ama
  gider e gider halimi ortaya koyup
  bende öbür tarafa dönerek yüz çevirdim ebrudan
  bacaklarımı da karın boşluğuna çekip kıvrıldım
  2 dakika kadar dayandıktan sonra
  arkama sarılarak bana yaklaştı
  yüzümü göremediği için sincice gülüyordum
  biliyorum amk.geleceğini
  naz yapmanın zevkini biraz da ben yaşadım
  o bana dokunmaya ve beni kendine çevirmeye çalışırken
  ama sonra düşündüm ki
  gün boyu öpememe ihtimalim var
  zaten gece de işler kesat gitti dudaklarımda
  inadı bırakıp ona döndüm
  yarım saatin 10 dakikasını naz 15 dakikasını dakikasını oynaşma ve 5 dakikasını
  son rütuşlarımızı yaparak geçirdik
  sonra kahvaltı için ailesiyle lobide buluştuk
  bana kızımıza ne yaptın dercesine bakmadıkları için
  utanmama da gerek kalmadı
 //
//
   **boş bir ormanda önünü hayal dünyana göre tahmin ederek
   ama asla ne beklediğini bilemeyerek
   yürümektir,hayat
   benim yoluma çıkan
   gönül akarsularından şelale manzaralı
   kelebeklerin hangi çiçeğe konmak için seçim yapmakta zorlandığı
   bir yoldu şimdilik
   geçtiğim köprülerde üvey dayı sahibi olarak ayılara rütbe taktım
   yaşım hep büyüdü
   durdurulamadı zaman
   geçen yıllara isyan ettirmeyen birisini çıkardı Rab karşıma
   insanlar için en değerli elmas
   bulununca dikkat etmezsen keser elini
   o elmasım oldu
   kesti bir kaç kez elimi
   kolye yapıp kalbime asıncaya kadar
   onun değeri sayesinde bende hayatın değerlerinden yararlanıyordum
   nasıl mı en kral mekanda kahvaltı yaparak
   annemden babamdan bana miras hayatta
   bir iki dilim peynir
   ev çıtlatması bir kaç zeytindi benim gördüğüm
   ama gittiğimiz restorandaki
   açık büfede peynir çeşidi bile en az 20 taneydi
   teşekkür etmem gereken
   annesi ve babasımıydı
   ebru muydu
   yoksa aşk mıydı
   otel düzeninden bildiğim kadarı ile
   tabağı tıka basa doldurmak
   görmemişlikti
   en azından ben öyle yapanlara yuh diyordum
   bana da yuhlar olmasın diye
   ebru ne alırsa bende aldım
   belki doymazdım ebrunun yediklerinin aynısı  ile ama
   göz doygunluğu yeterdi bana
   zaten gönlümü aşkı ile emziren ebru idi
   kendime harcamalar yapabilme lüksü veren babasıydı
   tek verebildiğim karşılık ise kendim olmaktı
   barda çalıştıktan sonra tatile gelince yaz günü biraz soğuyor gibiydi alın terim
   kahvaltıyı yaptıktan sonra kahve ile mideleri kafeinledik
   daha sonra denize doğru yol aldık
   daha önceleri denize girdikten sonra kurumak için kendimi güneşe bırakacağımda
   kumla aramda sadece havlu olurdu
   ama şimdi kumla aramıza şezlongdu da almıştık
   zenginlik güzel şeydi amk.
   -gel sana yüzme öğreteyim dedi ebru
   bilmiyorum sanki amk
   şuna beraber yüzmek istiyorum desene direk
   bana şaka yaparken dikkatli olmak gerektiğini unuttuğu için pişman ettim onu
   dalgaların kumlar üzerindeki son durağına kadar gelip
   -nasıl yüzeceğim anlat bakayım dedim
   -kaç kere yüzdük beraber sanki bilmiyorsun dedi
   -unuttum dedim
   -gel göstereyim dedi
   -önce sen göster bi dedim
   o biraz daha denizin içine girip
   deniz görmüş mutlaka herkese yapılmış şaka olan
   bana su fırlattı
   sonra sizinde tahmin ettiğiniz bir ıslatma kavgası
   her zaman olduğu gibi erkeğin galibiyeti ile tamamlandı
   biraz yüzdükten sonra
   ayaklarımızı yere basıp kafamızı suyun üstünde tutabileceğimiz son derinlikte
   ebru bana sarıldı
   gözüm direk unutmuş olduğum annesi ve babasına gitti
   ama onlar kendi aleminde
   biri kitap okuyacam diğeri de bulmaca çözecem diye uğraşıyor
   amk.tatilde kitap mı okunur.
   götünü başını tavuk döner gibi döndür
   önce kıpkırmızı ol sonra da zencimsi bir görünüme bürün
   baktım onlar bakmıyorum
   ebrunun boyunun benden 10 cm kısa olmasının dengesini
   boynuma sarılması ve suyun kaldırma kuvvetini kullanarak ağırlığını bana vermesi ile çözdük
   hala bakan olmadığını görüp
   -tuzlu bi öpücük alabilir miyim dedim
   o zaten dünden razı
   hal böyle olunca anne baba gözetçisi de ben oldum
   onların bakmıyor olduğundan emin olduğum zamanlarda öpüştük
   dudaklarımın morarmaya başladığını ellerimin deniz suyundan pörtlediğini farkedince anladım
   artık dışarı çıkma zamanı gelmişti
   yüzerek sahile doğru ilerledik
   yürüyerek çıkmaya başlayıp
   göbek altım da sudan kurtulunca
   hemen suya geri dönüp
   -sen devam et benim az işim var dedim.pis pis gülerek
   canavar uyumamış hala
   annesi ve babasının yanına gittiğimde ilk dikkat çekecek şey o olmasın diye beklemem lazımdı
   bir iki kulaç daha atıp kısa bir açılma ile tekrar uyuttum
   ve bende gidip yerimi aldım şezlongdaki
   ebrunun benimle dalga geçercesine gülüşünün sebebini bir tek ikimiz biliyorduk
   bunu da anlatmazdı herhalde amk.
   anlatmadı.

**biz yerimiz alınca bu defa babası takıldı
-hanım gel bende sana öğreteyim yüzmeyi diye onlar bizden çocuk amk.
Onlar denize gidince biz ebruyla başbaşa kaldık
-bir şey içermişin dedim ebruya
-soğuk çay olabilir dedi
-annenler ne sever dedim
-barmenleri sendin sen daha iyi bilirsin dedi
Sahilin Büfeye gidip 4 tane şeftali aromalı soğuk çay aldım
Bizden de para çıksın amk. herşey beleş olunca yardıma muhtaç gibi hissediyorum kendimi
Yalnız kalınca ebrudan soru almak kaçınılmaz oldu
-mutlu musun dedi
-cevabını sen bilirsin ancak dedim
-nasıl dedi
-seni ne kadar mutlu edebiliyorsam o kadar mutluyumdur dedim
-ben yeterince mutluyum dedi
-o zaman ilk amacım yeterin üzerine çıkmak olacak dedim
Bu sırada annesi ve babası geldi
Soğuk çayları görüp
-kime teşekkür ediyoruz dedi babası
-barmeninize dedi ebru
-birayı terci ederdim ama neyse dedi babası şakayla karışık
Hemen kalkarak büfeye doğru yürüdüm
Arkamdan dur şakaydı deselerde aldırmadım
Birayı kapıp geldim
Tekrar yineledi babası şaka yaptığını gerek yoktu dedi
-ben kendime aldım zaten dedim
Bardağa döktüm birayı
Hiç gülme mimiği vermeden
Kayın pedere bu şaka yapılır mı amk.
-aa pardon dedi bozularak
-ama size ikram etmek istiyorum kabul ederseniz dedim
Buzlar bir anda eridi tabi
Annesine sordum siz değiştirmek istermisiniz siparişinizi diye
-çok iyi seçim sağol dedi
Biraz güneşlendikten sonra pizza yemek için bir restorana gittik
Pizzaları yedikten sonra ortalama hesabı
Artı eksi hesaplayıp hesabı istendiğinde ben ödemek için ısrar ettim
Mecburen kabul ettiler yoksa kavga çıkaracak hale gelmiştim
Bok var amk artislik yapıyon bırak ödesinler işte
-maaşına zam almak istiyorsun herhalde diye takıldı babası
-zammı haketmek için şu an çalışıyor olmalıydım dedim
-ne dersin hanım yapalım mı bizim mütavazi elemana dedi
-baba zaten paranın yarısını bana mesaj atarak harcıyor dedi
-bana mı atıyor kızım onu da sen düşün dedi babası ebruya takılarak
-yap biraz hak etti çocuk dedi annesi
-tamam o zaman bir dahaki ay sürpriz olsun dedi
Vay amk patronla tatile git. kızını ellerinden al yeme içme yatma hemde kızıyla beleş olsun
Üstüne bir de zam al.
Otele döndük yemekten sonra
Onlar otel havuzunda kaldı bende otel odasına çıktım
Hem ebrunun hemde benim havluyu değiştirmek için
Ebru bende geleyim mi dedi
Ya dur amk. Kıllandırma işte milleti gündüz gündüz ne yapacaksınız ikiniz yukarda diye
-kaslarım iki tane havluyu taşımaya yeter sağol dedim.


**odaya çıktım denizde kullandığımız havluları balkona astıktan sonra
diğer havluları alıp aşşağı inerken
çok hızlı hareket ediyordum
ebru bu belli olmaz binbir mazeretle odaya gelir
nasıl olsa gece beraber yatacağız
aceleye ne gerek var
sonra havuza indim
ebrunun havlusunu serip kendimde yerimi aldım
babası elinde iki tane bira ile geldi
bana doğru
-ben içmeyecektim dedim
-ikisini de kendime aldım zaten dedi
ama o gülerek söylediği için şaka olduğu hemen belli oldu
sonra babasının dikkatini otelde asılı olan bir afiş çekti
-bu gece burda canlı müzik varmış akşam yemeğini burda yiyelim mi dedi babası
bana bakarak.
bana ne bakıyon amk.ben miyim patron siz nere giderseniz bende oraya gelicem
-hanımlar karar versin dedim. üzerimdeki yük azalsın diye
-beraber karar verelim dedi annesi
-ya iyi çalmıyorlarsa dedi ebru
-benim bir fikrim var dedim
bütün gözler üzerime toplandı
-akşam üstü biraz balkonda otururuz. onlar çalmaya başlayınca müziği biraz dinleri
eğer hoşumuza giderse burda kalırız dedim
-daha mantıklı bir fikri olan yoksa katılıyorum dedi babası
diğerleri de katıldı başka ne yapacaklardı ki
havuzda bir iki saat durduktan sonra
biz peder beyle 3 er tane bira devirmişiz
muhabbet de yavşamaya başladı tabi haliyle
adam iyice samimi oldu benimle
ebru postasını koydu hep babasıyla konuşunca
-bir daha ki tatile ikiniz gidin isterseniz dedi
-git de sustur şunu dedi şaka ile
-seni kim susturacak beyefendi dedi ebrunun annesi
vay amk. kadınlar bize cehpe almış
ağız tadıyla bi kaç bira içirmiyorlar
-dağılalım bence dedim ebrunun babasına
-onlar dağıtmadan dağılsak iyi olcak dedi
ben ebrunun yanına geçtim
beni takip et dedim
-gelmiyorum dedi
-kes lan gel diyorsam gel dedim. yavşak bir ses tonuyla
-bak sen hadi bakalım gücün yetecek mi getirmeye dedi
-sen bilirsin dedim
balıklama atladım havuza atladığım yerden geri çıkıp
vücudumdan akmakta olan bütün suyu üzerine akıttım
elleri ile mani olmaya çalışsada ıslanmıştı
sonra elinden tutup ayağa kaldırdım
havuz kenarına yaklaştırıp havuza ittim
hemen arkasından da ben atladım
bana kızmış gibi görünerek odaya çıktı
havlusunu bile almadan
ben nevaleyi toplayıp arkasından koştum
ama o çoktan asansöre binip
yukarı çıkmıştı
merdivenlerden koşsamda kapı yüzüme kapatıldı
15 dakika bekletti kapıda beni
sonra kapıyı açtığında duşunu almış
üzerinde sadece iç çamaşırları vardı
sarılmaya çalıştım şakaydı diye
hiç yüz vermedi
-git duşunu al kelebek dedi
-tamam ama ben çıkıncaya kadar üstünü giyinme dedim
-çok beklersin canım dedi
-geceyi beklerim o zaman dedim


**banyoya girdim. duşu aldıktan sonra saçları kuruttum
sonra üzerime boxer ve havluyu sarmalayıp dışarı çıktım
ben duş alırken ebru üzerine bir t shirt giymiş
koltukta otururken
ojeleriyle uğraşıyordu
yanına gidip bende oturdum koltuğa
bir süre onu izledim.
sanki ghost filminin başrol oyuncularıyız ben yokmuşum gibi davrandı
baktım olacak gibi değil o otururken bacaklarına uzandım
ellerini biraz yukarı kaldırıp başımın üzerinde ojelerine devam etti
tepki vermeden durması bişeyleri eksik yaptığımın farkına vardırdı
sahte öksürük numarasını da yemedi
gülümsüyor olsa bile yüzünü göremiyordum
-ebruu dedim
ses çıkarmadı
tekrarladım yine tepki vermedi
benimle konuşmuyordu lan resmen
-ben bu akşam yemeğe gelemiyecem midem ağrıyor dedim
ellerimle midemi tutarak
ve hastaymış gibi bir ses tonu ile
buna bile tepki vermedi
ne yaptık ki amk. bu kadar altı üstü biraz ıslatıp sonra da havuza attım
-size iyi eğlenceler ben biraz uzanayım dedim
kalktım yatak odasına gittim
uzandım yatağa
10 dakika kadar sonra yanıma geldi
ben yüz üstü yatıyordum
başım bir tarafa çevirik olarak
yanıma yaklaşıp biraz bekledi
elinin tersiyle ateşime baktı
-hiç bişeyin yok numaracı kelebek dedi
-mimarlık okuyorsun ebru doktor değilsin ayrıca mide orda değil dedim
-ne oldu ki şimdi yaa. doktora gidelim istersen dedi
-doktora gitmene gerek yok. eczaneden bir hap alman yeterli. daha öncede olmuştu dedim
-tamam ben giderim hangi hap dedi
-affet diye bir hap dedim
-o ne yaa dedi. anlamayarak
benim pis pis gülüyor olmam jetonunun düşmesine yardımcı oldu
-bende gerçekten hastasın diye çok korkmuştum dedi
-kıyamam sana ver hadi hapımı dedim
-affedilecek birşey yok dedi
-o zaman ispatla dedim
-nasıl dedi
-karşılık ver dedim
-neye dedi
dudağına yaklaştım yattığım yerden
bi kere öptüm ama karşılık vermedi
yine yatağa uzandım karşılık alamayınca
-vayyy midem nasıl yanıyor bilemezsin dedim.
-hadi kalk giyin geç kalıcaz dedi
-ben gelmiyorum hapımı almam lazım dedim
kısacık ve çok hızlı bir öpücük verdi
-hadi kalk dedi
-bu ne yaa bu dozla insan iyileşir mi?dedim
-offf dedi
-tamam zorla öpüşüyoruz artık dedim. sahte kızgınlıkla
kalktım yataktan
üstümü giyinmeye başladım
-tamam affettim dedi
dudaklarım öpülmeye hazır bir şekilde ona döndüm
bir kaç saniye süren bir dudak temasından sonra bıraktı
ben ona sarılıp devam ettim öpmeye
karşılıksız bırakmadı
ben daha birşey demeden
-şimdi olmaz dedi
böylece o işin de naz kısmıyla tanışmış oldum.
şimdilik zamanı gerekçe göstererek olmaz demişti
bakalım gelecekte ne mazaretler bulacaktı
-şimdi olmaz deyip işin zevkini kaçırınca
formalite maçına döndü olay
kazanan olmayacaktı amk.
ben bu formalite maçında kendimi fazla yormadım
akşama kupa maçı olma ihtimali yüksek gibi gözüküyordu çünkü
aşşağıdan akort sesleri gelmeye başladı
müzisyenler tarafından
ebruyla ben maçı tatil edip
üstümüzü giyindikten sonra
annesi ve babasının odasına geçtik
onlarda balkonda oturuyordu ama henüz giyinmemişlerdi
bir süre oturup müziği dinlediler
beğenip akşam yemeğini otelde yemeye karar verdiler
biz ebruyla aşşağı indik 4 kişilik bir yerde havuz kenarına oturduk
onlarda bir süre sonra
üzerlerini giyindikten sonra
aşşağı geldiler
menüleri aldık
ve birazdan siparişi garson tavsiyesi ile verdiğim steak
hayatım boyunca yediğim en güzel steak olacaktı
cafe de paris soslu steak
içinde 40 farklı baharat olan bu sosu yapmasını öğrenecek kadar çok sevdim
onlar beyaz şarap söylediler
bende pek şarabı sevmem ama radikalizme gerek yok diye bende içerim dedim
ama gazoz da istedim karıştırıp tadını yumuşatmak için
kaliteli şarap olduğu şişesinden belli olan şarap gelince
gazozla mundar etmeye kıyamadım
yağ gibi kayıyordu amk. boğazdan
yemeği yedikten sonra
bryan adams dan heaven şarkısı çalınca romantikleşen ortamda
ebruyu dansa kaldırdım
ama bu cesareti diğer dans edenlerden buldum
geceye sarhoşlaşarak devam ettim
ama yalnız değildim
diğerlerinin de dilinde çözülmeler vardı
hesap istenip
babasının kredi kartının büyük limitleri sayesinde hesap da ödendikten sonra
odaya gittik
ben yüzümü yıkayıp dişlerimi fırçalamak için banyoya geçtim
dışarı çıktığımda
-hadi çok beklettin diyen. ebru çakır vardı
biraz öpüştük
saha sıkı sarılarak öpüşmenin cinsel çağrışım bölümü artınca
-şimdi olmaz dedim
-sen bilirsin dedi
bırakmadım gitmesine izin vermedim.
ikimizde hafiften sarhoştuk ama o benden biraz daha sarhoştu
sadece konuşmalarda harf yutmaları vardı
yoksa ikimizde ayakta durabiliyorduk
-yatak odasına geçelim mi dedim
-uykun mu var dedi
-evet ama uykumu kaçırma hakkı senindir dedim
yatak odasına geçtik
ben üzerimdekileri çıkarıp bokxerla kalarak klimayı kapatıp yatağa geçtim
-neden kapatıyorsun dedi
-üzerindekileri çıkarmanı sağlamak için dedim


**çıkarmadan yaklaştı yatağa
ben çıkardım o yine utanmışken
uzun uğraşlar sonucu tekrar acıyacak korkusunu yenerek
beraber olduk
sabah ben ondan önce kalktım
o hiç kalkmak istemedi
kendini kötü hissettiğini söyledi
-neyin var diye sordum
-ağrı kesiciye ihtiyacım var sanırım tahriş oldu dedi
-tamam sen uzan biraz dedim
aşşağı inip receptiona ağrı kesici olup olmadığını sordum
hapı aldıktan sonra yine yukarı çıktım
ona hapı attırıp başında beklerken kapı çaldı
ben actım kapıyı babasıydı
-biz odada yapacağız kahvaltıyı size de söyleyeyim mi dedi
-iyi olur dedim. içeri girip ebruyla konuşmasından korkuyorudum
-tamam görüşürüz dedi gitti allahtan
biraz sonra tepside iki kahvaltı tabağı iki portakal suyu ve bir gül geldi
ebru benim ısmarladığımı sanıp teşşekkür etti sürprizim için ama
babasının fikri olduğunu söyledim
-bugün ne yapmak istersin dedim
-sadece yatmak istiyorum dedi
bi dakika lan sadece yatarsa olur mu amk. millet ne oldu ne yaptın kıza diye paniğe kapılmaz mı?
-plaja gider uzanırız sadece annenleri telaşlandırmayalım dedim
-tamam haklısın dedi
bu durumda bazı yeteneklerden yararlanmak gerekiyor
bana ihtiyacı olan birisinin içinde bulunduğu acıyı dindirebilmek için
-o zaman bugün tuzlu dudaklarından öpemeyeceğim denize girmeyeceğin için. şimdi biraz avans alabilir miyim dedim
tamamen mahsumane bir şekilde öpüştük
sonra kahvaltı için getirilmiş menaj takımından tuzluğu alıp suyun içine biraz döktüm
-yok bu olmadı.bir yudum al ama yutma o tadı yakalamam lazım dedim
biraz güldü
kahvaltısı bitti
-ben bir duşa daha alayım dedi
o banyoya girince ben annesi gilin odaya gittim
kapıyı oda servisi diye bağırarak çaldım
önce babasına kahvaltı için teşekkür edip daha sonra ne yapmayı planladıklarını sordum
jeep safariye gidelim dediler.
hassiktir planlar tutmadı
-bir gün önceden rezervasyon yaptırmak gerek miyor mu onun için dedim
-ben sabah erkenden yaptırdım dedi babası
-biraz geç kalmadık mı saat 10 dedim
-gitmek istemiyorsun herhalde dedi
-yoo hayır isterim de ebruya söyleyeyim ben dedim
-tamam yarım saatiniz var dedi
hemen odaya döndüm
ebru durum bundan bundan ibaret dedim gitmemiz gerek dercesine baktım ona
-tamam merak etme daha iyiyim dedi
kemerin ormanları arasındaki safari turumuz başladı
ebrunun suratından bazen acı çektiği belli oluyordu ama
güleryüzlü gözükmeye çalışarak
ortamı kurtarmaya çalışıyordu
akşam üzerine kadar dağ bayır çamurdan geçme sular içinde kalma yüzün gözün toza bulanması atraksiyonunu yaşayıp
çamurda oynaşan domuzlara döndükten sonra otele geri geldik
herkesin o kadar sarsıntıdan sonra dinlemeye ihtiyacı vardı
saat 9 da tekrar buluşmak üzere randevu aldık anne ve babasından
ebruyla beraber banyoya girdik üzerimdeki çamurla banyoyu bataklığa çevirip
yatağa uzandık
acısından bahsetmediği için geçmişe benziyordu
bende hiç bir kası çalıştıracak güç kalmadığı için en fazla kasın bulunduğu organımda hareketsiz kaldı
bu durumda sadece uzanmakla yetindik
ebru son kol gücünü de bana sarılmak için kollarını kaldırarak bitirdi ve
uyuya kaldı
bende uyudum
kapı çalıncaya kadar da uyanmamışız
-çocuklar uyandınız mı dedi annesikapının dışından. benden açıyorum(kapıyı) deyince
-uyandık dedim
-tamam biz lobiye iniyoruz dedi ve kapıyı açmama bile gerek kalmadı
ebru da kalkmıştı
ayakta biraz sarıldık sessizliği
-seni çok seviyorum diyene kadar ebru
gözlerinde uyku sersemliği varken
yüzünü kaldırıp gözlerine baktım
-parmağında benden bir yüzük taşıyabilecek kadar seviyor musun dedim
o şaşkınlıkla bana bakarken
cantamdan yüzüğü çıkarıp(doğum gününde veremediğim)
-seni seviyorum sözüne güvenmediğim için değil seni çok seven kalbime bir sözlüm olduğu mükafatını vermek için kabul edermisin dedim?


**gözlerindeki uyku perdesini aralamak için
eliyle gözlerini ovuşturdu
lavaboya gitmem lazım dedi
durduramadım
gitti
musluğu sonuna kadar açtığını farkettim gelen seslerden hatta duşun suyunu bile açmışa benziyordu
bendeki hayal kırıklığını tahmin edemezsiniz
yüzük elimde
bir otel odasında çok iyi tanıdığımı sandığım ebru tarafından ortada bırakıldım
herşey mahvetmiş olma psikojisine
yanlış zamanda mı teklif ettik düşünceleri eklendi
sanki evlenme teklif ettim amk.
oturamadım bile ama yüzüğü de valizin içine basket attım
zorla kabul ettirecek halim yoktu ya amk
isteyenin iki yüzü pişman vermeyenin yüzüğü parmaksız.
su sesi hiç kesilmedi
muhtemelen olayın şokundan kurtulmak istiyordu
ama içime kurt düştü
lavaboya doğru yöneldim
kapı hafiften aralıktı
içeriye göz gezdirdiğimde
klozetin üzerinde iki elini başının üzerine koymuş oturuyor olduğunu gördüm
bende kapının dış tarafına oturdum
aklımdan geçenler
musluktan akan suyun hızı kadardı
pişmanlık, hayal kırıklığı,onu içine düşürdüğüm kötü durumun üzüntüsü
şimdi ne yapacağımın soru işareti.
kapının dışında oturmaya devam ederken
ona bakmadan
-özür dilerim dedim
oturduğu yerden kalktı
yanıma oturdu
ikimizin de yüzü karşıya bakıyordu
sonra yavaşça bana yaslandı
başını omzuma koydu
elini önüme uzattı
sadece yüzük parmağı diğerlerinden biraz daha yukarıdaydı
elini tuttum
-hazır olduğuna emin olduğumda tekrar soracağım merak etme dedim
elini öptüm
sonra ellerime birleştirdim
bende ona yaslandım
-hazırım kelebek bende çok istiyorum. sadece heyecanlandım yanlış anlama dedi
-hadi geç kalmayalım üstümüzü değiştirelim bizi bekliyorlar dedim
kalktım üzerimi değiştirmeye başladım
-hadi ebru dedim
-o yüzük parmağıma girmeden kalkmam kelebek.ha vereceğin başkası varsa onu bilemem dedi
-tamam başka zaman takacağım dedim
-sen bilirsin dedi
iki elini göhüs hizasında bağladı inatçı çocuklar gibi
valizden yüzüğü aldım
karşısında ayakta bekledim
bir süre bekleyince
-vaz geçtin herhalde yine dedim
ayağa kalktı. elleri arkasındaydı
-uzatsana parmağını dedim
-ne için dedi
-yüzüğü takacağım dedim
-tekrar söyle dedi
-şansını zorlama istersen dedim
-romantizm fukaralığı yapma. tekrar söyle dedi
-benimle sözlenir misin dedim. geçiştirme bir ses tonu ile
-bu şekilde hayır. ağzına yakışsın teklifin dedi
-3 ten geriye saymama izin verip benimle sözlenir misin.3 dedim.
-o ne yaa dedi
-off ebru.2 nişan 1 evlilik 3 te sözlenmek işte dedim
-hmm. kabul ediyorum o zaman dedi. sevinerek.
-ben vazgeçtim anlayışsız çıktın iyice sen dedim. gülerek
-off yaa tamam hadi hazırım dedi parmağını uzatarak
-yok yok biraz daha düşünmem lazım dedim
-parmağımı gözüne sokmadan tak şunu kelebek dedi
-ne kadar romantiksiniz hanfendi dedim. kinaye ile
-benim olacaksın uleyn dedi. gülerek
-peşinde koştuğum başka bir kız vardı biraz beklesek o düşünüyor şu an teklifimi kabul etmezse söz tekrar sözlenecem seninle dedim
-bekletme sebebini anladım beyefendi dedi
-neden miş dedim
-çünkü çok gerizekalısın kız bunun farkına benden önce varmış dedi
-hadi yaa o zaman sen kabul et bari dedim
-bende farkına vardım. düşünerek cevap veriyorum hayır dedi
gitmeye çalıştı
iki ellerimi duvara dayadım o da ortada kaldı
-bırak dedi
ebrunun telefonu çaldı bu arada
-telefon çalıyor bırak dedi
-hayır dedim
-annem arıyordur geç kaldık dedi
-merasim yapıyoruz şu an sonra arasın dedim
-ne merasimi kelebek telaşlanacaklar dedi
-sözlenme merasimimiz dedim
telefonda çalmayı kesti bu arada
-3 dedim
kollarımı indirdim
bir adım geri çekildim
yüzüğü uzattım
parmağını uzattı
yüzüğü taktım gözlerine bakarak
bana sarıldı
bende ona tabi
sarılma öncesi kısa bir öpüşme oldu
sonra yine telefon çaldı
açar açmaz
-tamam geldik dedi
telefonu kapattı
-sözlüne bir öpücük daha verir misin dedi
-ulan öteki kızı da kaçırmış olduk iyi mi dedim
eli parmağındaki yüzüge gitti
-ben seni nasıl tehdit edeceğim bende yüzük isterim dedim
-çeneni tutsan zaten alacaktım dedi
-ben bişey mi dedim şimdi. kiminle konuşuyorsun sen deyip sağa sola baktım
-hadi deli hadi geç kaldık dedi
-dur yaa öpüşecektik dedim
kısaca bir kere daha öptüm
sonra aşşağıya inip
yemek yemeye gittik
ailesi ile beraber
yüzük farkedildi.


---yüzük mü aldın kızım dedi annesi
-kelebek almış dedi ebru
durum anlaşılır gibi olmuştu
benim parmağıma da kaymıştı gözler ama benimki boştu
ses çıkarılmadı muhtemelen benim olmadığım bir ortamda konuşulması gereken bir konuydu
biraz utandığım için lavaboya kalktım
lavabodan erken dönmeme sebebimden hala utanıyor olmamdı
ama mecburen geri gitmek zorundaydım
masaya gittim
oturdum
yerimi aldıktan sonra
tam suyu içmek için bardağı kaldırdım ki
-hayırlı olsun dedi annesi
hiç oralı olmadım
ebru dürttü beni
-sana diyor diye
-ne hayırlı olsun anlamadım pardon dedim
-sözlenmişsiniz dedi
hassiktir ebru bunu da mı söyledin amk
-kim sözlenmiş dedim. heyecanlandığım için
babası lafa girdi
-kızım ile sen sözlenmişsin kelebek dedi
adam beni dövecek sandım amk.
-sözlendik mi ebru dedim. ebruya dönerek
parmağındaki yüzüğü göstererek
-sözlenmedik mi dedi
-çok kırıldım size dedi annesi
hassiktir yaaa offf kaçacak yer lazımdı
-bende çok kırıldım dedi babası
ha sen eksiktin zaten sıçtık iyice amk.
habersiz iş yaparsan böyle olur
ver yüzüğü işine bak amk.her yüzük de bi bok mu olması lazım.
yıllarca sakladın zaten yüzüğü dursun işte
-pardon kusura bakmayın dedim.
-bari nişanı habersiz yapmayın dedi annesi
nişan mı??
habersiz??
bi dakika lan ne oluyor amk.
açıklamayı ebru yaptı
-çok gücenmişler onlarla beraber takmadığımız için dedi
buz gibi bir biradan çok büyük bir yudum almışcasına serinledim
-sade bir tören olsun istedi ebru dedim.
böylece suçu ebrunun üstüne atarak ona olan kızgınlığımı belirtmek için
-ben mi teklif ettim beyefendi dedi
-iki yüzük olmadan sözlenilmez ebru. diğerini de alıp öyle sözlenelim.hem ailenin haberi olsun demedim mi dedim. gülerek
-bak yaa yalan söylüyor baba dedi
-siz hiç merak etmeyin ben onu biraz kızdırır yüzüğü attırırım.
sonra tekrar teklif ederim iki yüzükle böylece siz de görmüş olursunuz dedim
ben işin gırgırındayken gerekli cevap kayın pederden geldi
-söz bir kere verilir.
vay amk.
adam bi cümleyle sikti bıraktı beni orda yemek masasında yenmiş yemeğin tabak bulaşığı gibi kaldım
üstüne ebru
-duydunuz mu kelebek bey dedi
yaptığım şakanın eksik yanını bulup beni iyi göt ettiği için peder beye laf yetiştirmeden
-çok haklısınız dedim
anladı bozulduğumu
annesi bu arada ebrunun yüzüğüne daha yakından bakmaya çalışıyordu
-çok güzelmiş filan diyor ama
neresi güzel amk.
ebruya aldığım yüzükten 100 tane alsan parmağındakinin bir tanesini alamaz
-hadi kalkalım dedi ebrunun babası
kimse nereye diye sormadan kalktık
otele geldik
-birer içki içelim de öyle yatalım dedi yine ebrunun babası
bara geçtik
barmen bar menülerini dağıtmaya başlarken
-gerek yok menüye. soğuk şampanyanız var mı dedi
hiç de sevmem amk. o köpürenleri
-ebrunun annesi ben bir de su alayım dedi
ebru da ona katıldı
şampanya geldi
mantar itina ile patlatılıp gerekli miktarda köpük dışarı boşaltıldıktan sonra
bardaklar dolduruldu
... nın şerefine cümlesindeki boş yerleri doldurmak kime düşerdi
tabiki babaya
-verdiğiniz sözün şerefine çocuklar dedi. bize bakarak
ıkına ıkına içtim.
bi daha doldurmasınlar diye de hepsini bitirmedim


**yüzümün ekşimesinden peder sevmediğimi anladı
-başka bişey içer misin dedi
isterim tabi amk.ama direk de söylenmez ki şunu istiyom diye
zaman kazanmak için
barmene
-menüyü alabilir miyim dedim
aslında içeceğim şeyi biliyorum.
bi kaç göz gezdirip
bakarken
-aynısından bana da söyle dedi. ebrunun babası
vay amk. üstüme yine sorumluluk bindi
fikrimi değiştirip onun sevdiğini bildiğim
iki tane baco söyledim
bakardi kola fikrim hoşuna gitmiş olacak ki
-iyi fikir dedi ebrunun babası
içkileri içtikten sonra
-bir tane daha içer misiniz dedim babasına
-hayır yarın araba süreceğim dedi
sanki benim bir tane daha içmek istediğimi anlamış gibi
-bir tane daha alabilir miyiz dedi barmene
elinde içki ile gelen barmene de benim için olduğunu söyledi
evet yarın alanyaya geri dönüyorduk
-senin ehliyet yok dimi hala dedi babası
-yok dedim
-al bi tane artık dedi
-tamam dedim.
bayanlarda bardaklarını bitirinceye kadar bekledik
sonra odalara geçtik
ben herşey iyi güzel sanırken
ebru bana suçları üzerime attığı için surat yaptı
şaka olduğunu söylesemde
inatla devam etti
-ne yapmam lazım kendimi affettirmek için dedim
-hiçbirşey yapma dedi ama nazlanmaya başlamasından kafasında birşey olduğu belliydi
-söyle işte herşeyi yaparım senin için dedim
-herşeyi mi dedi. gülümseyerek
tırstım bir an amk.
hani ben hikaye yazarken araya girip. hikayeyi devralarak benim götü kaybedişimi anlatıyorlarya
bende öyle birşey olacak sandım
-evet herşeyi lan seviyorum seni ne istersen yaparım dedim
-peki dedi. dudaklarıyla
aha lan sadece öpüşmek istiyormuş sandım
dudağına yaklaştım biraz öpüştük
-tamam mı affettin mi dedim
-affetme şartım bu değildi ki dedi
-affetmediğin adamı neden öpüyorsun o zaman dedim
-affetmediğim sözlümle şampanya bile içerim.ama o şampanya kadar da soğuk alırım intikamımı dedi
-affetmeden bi kaç kez daha öpüşelim sonra ffeder durursun dedim
-olmaz dedi
-ne istiyorsun söyle o zaman dedim
-şortunu giy dedi
bi dakika tam kavrayamadım olayı ne oluyor amk.
benimle beraber olmak istiyor olsa soyun derdi direk
şortu niye giyeyim ki??
-niye dedim
-dediğimi yap kelebek dedi
bi fantazisi vardır diye düşünüp biraz heyecanlanarak kotu çıkardım
boxerla kaldığım zaman sordum
-bunu da çıkarayım mı diye
-hayır o kalsın şortu giy dedi
gittim şortu giydim
-çoraplarını da çıkar dedi
çıkardım
bekle dedi
içeri geçti
kapıyı kapattı yatak odasının
bende mal mal bekledim ne olacak diye
sonra dışarı çıktı
dizlerine kadar olan bir elbise ile
-hadi gidiyoruz dedi
-nereye gidiyoruz dedim
-beni takip et dedi
-yalın ayak mı geleyim dedim
-terliğini giy dedi
-emredersiniz de affedilmeyi neden bu kadar gizemli hale getirdin dedim
-hadi hadi konuşma dedi
odadan çıktık
resepsiyoncunun şaşkın bakışları arasında oteli de çıktık
denize doğru yürümeye başladık
piçlik koktu burnuma
-sex on the beach yapmaya mı gidiyoruz dedim
-bunun içinde affedilmeyi dileyeceksin kelebek bey dedi
eh beee bişey de denmiyor amk.
plaja geldik
-tamam mı dönelim mi dedim
-hayır yüzeceğiz dedi
-ebru sarhoşu vardır diskodan çıkanı vardır, hırsızı vardır gel dönelim dedim
dedim de kime diyorum
o üzerindeki elbiseden bir çırpıda kurtulup denize yürümeye başladı bile
bende t shirt çıkarıp
arkasından gittim
denize girdik mi girdik
sarıldı bana öpüşmeye başladık tuzlu tuzlu yine
ben biraz kendimden geçtim
-hadi odada devam edelim durduramıyorum dedim
-ben durdururum merak etme dedi
bi tane bekçi geldi tüm ortamın amına koydu
sanki denizi sikiyoruz amk.
-hop bilader ne yapıyonuz burda dedi
-yüzüyoruz dedim
-laaan bırak almışsın elin cavır gızını git bi otele götür dedi
vay amk. ebruyu turist beni de karı götürecek yeri olmayan fakir piçi sandı
-dayı ayıp oluyor ne turisti dedim
-neyse yasak çıkın dedi
nasıl bi yasaksa amk. alanyada yasak değil.hem madem göreceksin neden suya girmeden önce görmüyon
-tamam çıkıyoruz git sen dedim
-bekliyorum dedi
ebru sen bekle burda dedim
-tamam sakin ol dedi ebru
-git başka bir yerde beklede kız çıksın dedim
-5 dakika sonra burda görmeyeyim dedi
vay amk. oğluna bak kim verdiyse o sorumluluğu deniz kendinin sanıyor
bekçi gidince
ebruda çıktı
otele döndük
ıslak ıslak
duşa beraber girdik yine
sonra da zaten hafif olan ebruyu kaldırıp yatağa götürdüm

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder